Türkçe Derslerinin Gereğini Türklere Anlatabilmek
Çocuklarımız
Almanya'da yaşadığını ve Alman okullarında okuyorlar.
Onlar
çok iyi Almanca konuşmalı ve en iyi meslekleri öğrenebilmeliler.
Almanca'nın
ne denli önemli olduğunun bilincindeyiz.
Çocuklarımızın
en iyi Almanca'yı öğrenebilmeleri için ise onların çok iyi bir anadiline sahip
olmaları gerektiğini unutmamalıyız.
Bu
çok önemli gerçeği bilen bilim adamlarının söylediklerine biz de uymalı ve
çocuklarımızın okullarında çağdaş koşullarda Türkçe öğrenmelerini istemeliyiz.
Türkçe
dilinde yazılı ve sözlü olarak çok güçlü olan çocuklarımız ileride mesleklerinde
hem Almanlara hem de Türklere en iyi hizmeti verebileceklerdir.
Mesleklerinde
başarılı olacaklardır.
Aranılan
eleman olacaklardır.
Türkçe
dilinde güçlü olan çocuklarımız ileride kuracakları işlerde Türkiye ve Almanya
arasında girişimlerde bulunabileceklerdir.
İki
ülke arasında iş kurabileceklerdir.
Çocuklarımız
Türkiye'ye her gidişlerinde yabancılık çekmeyecekler ve Türkiye kökenli olmanın
kendilerine verdiği kültürel varsıllığın ve öz güvenin tadını çıkarabileceklerdir.
Kendi
öz dillerinde aldıkları eğitim sonucunda çocuklarımız kazandıkları dil
aracılığı ile geniş Türk kültürüyle, yazınıyla karşılacaklar ve kendilerini çok
daha iyi yetiştirebileceklerdir.
Böylelikle
onlar da kendi çocuklarına bu kültürel mirası iletebileceklerdir.
Bir
insanın kendi özgüvenine erişebilmesinde onun öz geçmişi, ailesine olan güveni
ve kendi değerini kanıtlaması gerekmektedir.
Bunun
için de yine temel öğe olarak kendi
anadillerinde güçlü olmaları gerekmektedir.
Özgüveni
güçlenen çocuklarımızın suça itilebilirlikleri, bunalıma düşmeleri çok aza
indirgenecektir.
İyi
birer yurttaş olacaklardır.
Türkçe'yi
atmamız ya da unutmamız olası değildir.
Bunu
yok saymaktansa en iyi biçimde geliştirmeliyiz.
Anadilimizden
utanmamız ise hiç gerekmemektedir.
Türkçe
güçlü ve varsıl bir dildir.
Dünyanın
en köklü ve geniş dillerinden biridir.
Yeter
ki biz ona sahip çıkabilelim.
Onun
geniş dünyasından yararlanabilelim.
Türkçe'nin
okullarda ders olarak verilebilmesinin tek koşulu bizlerin bunu çok ciddi
olarak istememize bağlıdır.
Türkçe'yi
istemeliyiz ve bu yolda uğraş vermeliyiz.
Almanya
çağdaş bir hukuk devletidir.
Bu
nedenle de insan haklarına en geniş biçimiyle yer vermelidir.
Türkçe'nin
bizim bir insan hakkımız olarak okullarda ileriye dönük olarak okutulmasını
istenmelidir.
Bu da
bir görev olarak bizlere düşmektedir.
Yeni
"yurttaşlar yasası" ile burada doğan çocuklarımıza Alman uyrukluluğu
verilmektedir.
Kendi
ailesinden gelen Türk uyrukluluğu ile birlikte 23 yaşını doldurana değin
çocuklarımız çifte uyruklu olarak yaşayacaklar.
Yaşamlarının
en önemli olan bu döneminde okullara gidecekler ve meslek öğrenecekler.
Tüm
bu süre içerisinde Alman ve Türk uyrukluluğu eş değerde olarak taşınacak.
Daha
sonra bir seçim yapacaklar.
Peki
bu 23 yıl içinde bu çocuk Türkçe'yi öğrenmesin mi?
Okullarda
çağdaş yöntemlerle Türkçe dersi almasın mı?
Tüm
Türk toplumu ile, kültürü ile olan bağları kopsun mu?
Tabii
ki hayır!
Öyle
ise, okullarda Türkçe dersinin olmasını ve çocuklarımızın bu derslere devam
etmesini sağlayalım.
Bu
yolda uğraş verelim.
Türkçe'yi
çok iyi biçimde okulda, öğrenimiyle birlikte alacak olan çocuk, Alman toplumunu
ve Alman kültürünü de çok daha iyi anlayabilecektir.
Bizim
isteğimiz çocuklarımızın toplumun üst katmanlarına erişebilecek bir donanımla
yetişebilmeleridir.
Anadili
de bu donanımın en önemli bir öğesidir.
Birçoğumuz
çocuklarımızın kendi dinlerini öğrenmelerini istemekteyiz.
İnanç
özgürlüğü ve hakkı Almanya'da çok önemli bir konuma sahiptir.
Çocuğumuzun
gerek kendi dini ile gerekse de diğer dinler ile ilgili bilgileri ve kültürel
donanımları almaları da en sağlıklı ve en iyi biçimde okullarda çağdaş
yöntemlerle öğretilebilir.
Bunun
aracı da yine Türkçe dilli bir "Din Bilgisi ve Kültürü Dersi"
olmalıdır.
Almanya
devlet okullarında verilecek olan Türkçe derslerinin ve de İslam Din Dersi
öğretmenlerinin kesinlikle Alman eğitim bakanlığında görevli resmi
öğretmenlerin olmasını istemeliyiz.
Bunu
sağlamak için ana görev bizlere düşmektedir.
Ortak
uğraşı vermemiz ve dayanışma göstermemiz gerekmektedir.
Gönen ÇIBIKCI , Aschaffenburg, 19.02.2000,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: