28 Eylül 2021 Salı

Türklere Anlatabilmek

 Türkçe Derslerinin Gereğini Türklere Anlatabilmek

Çocuklarımız Almanya'da yaşadığını ve Alman okullarında okuyorlar.

Onlar çok iyi Almanca konuşmalı ve en iyi meslekleri öğrenebilmeliler.

Almanca'nın ne denli önemli olduğunun bilincindeyiz.

Çocuklarımızın en iyi Almanca'yı öğrenebilmeleri için ise onların çok iyi bir anadiline sahip olmaları gerektiğini unutmamalıyız.

Bu çok önemli gerçeği bilen bilim adamlarının söylediklerine biz de uymalı ve çocuklarımızın okullarında çağdaş koşullarda Türkçe öğrenmelerini istemeliyiz.

Türkçe dilinde yazılı ve sözlü olarak çok güçlü olan çocuklarımız ileride mesleklerinde hem Almanlara hem de Türklere en iyi hizmeti verebileceklerdir.

Mesleklerinde başarılı olacaklardır.

Aranılan eleman olacaklardır.

Türkçe dilinde güçlü olan çocuklarımız ileride kuracakları işlerde Türkiye ve Almanya arasında girişimlerde bulunabileceklerdir.

İki ülke arasında iş kurabileceklerdir.

Çocuklarımız Türkiye'ye her gidişlerinde yabancılık çekmeyecekler ve Türkiye kökenli olmanın kendilerine verdiği kültürel varsıllığın ve öz güvenin  tadını çıkarabileceklerdir.

Kendi öz dillerinde aldıkları eğitim sonucunda çocuklarımız kazandıkları dil aracılığı ile geniş Türk kültürüyle, yazınıyla karşılacaklar ve kendilerini çok daha iyi yetiştirebileceklerdir.

Böylelikle onlar da kendi çocuklarına bu kültürel mirası iletebileceklerdir.

Bir insanın kendi özgüvenine erişebilmesinde onun öz geçmişi, ailesine olan güveni ve kendi değerini kanıtlaması gerekmektedir.

Bunun için de yine temel öğe olarak  kendi anadillerinde güçlü olmaları gerekmektedir.

Özgüveni güçlenen çocuklarımızın suça itilebilirlikleri, bunalıma düşmeleri çok aza indirgenecektir.

İyi birer yurttaş olacaklardır.

Türkçe'yi atmamız ya da unutmamız olası değildir.

Bunu yok saymaktansa en iyi biçimde geliştirmeliyiz.

Anadilimizden utanmamız ise hiç gerekmemektedir.

Türkçe güçlü ve varsıl bir dildir.

Dünyanın en köklü ve geniş dillerinden biridir.

Yeter ki biz ona sahip çıkabilelim.

Onun geniş dünyasından yararlanabilelim.

Türkçe'nin okullarda ders olarak verilebilmesinin tek koşulu bizlerin bunu çok ciddi olarak istememize bağlıdır.

Türkçe'yi istemeliyiz ve bu yolda uğraş vermeliyiz.

Almanya çağdaş bir hukuk devletidir.

Bu nedenle de insan haklarına en geniş biçimiyle yer vermelidir.

Türkçe'nin bizim bir insan hakkımız olarak okullarda ileriye dönük olarak okutulmasını istenmelidir.

Bu da bir görev olarak bizlere düşmektedir.

Yeni "yurttaşlar yasası" ile burada doğan çocuklarımıza Alman uyrukluluğu verilmektedir.

Kendi ailesinden gelen Türk uyrukluluğu ile birlikte 23 yaşını doldurana değin çocuklarımız çifte uyruklu olarak yaşayacaklar.

Yaşamlarının en önemli olan bu döneminde okullara gidecekler ve meslek öğrenecekler.

Tüm bu süre içerisinde Alman ve Türk uyrukluluğu eş değerde olarak taşınacak.

Daha sonra bir seçim yapacaklar.

Peki bu 23 yıl içinde bu çocuk Türkçe'yi öğrenmesin mi?

Okullarda çağdaş yöntemlerle Türkçe dersi almasın mı?

Tüm Türk toplumu ile, kültürü ile olan bağları kopsun mu?

Tabii ki hayır!

Öyle ise, okullarda Türkçe dersinin olmasını ve çocuklarımızın bu derslere devam etmesini sağlayalım.

Bu yolda uğraş verelim.

Türkçe'yi çok iyi biçimde okulda, öğrenimiyle birlikte alacak olan çocuk, Alman toplumunu ve Alman kültürünü de çok daha iyi anlayabilecektir.

Bizim isteğimiz çocuklarımızın toplumun üst katmanlarına erişebilecek bir donanımla yetişebilmeleridir.

Anadili de bu donanımın en önemli bir öğesidir.

Birçoğumuz çocuklarımızın kendi dinlerini öğrenmelerini istemekteyiz.

İnanç özgürlüğü ve hakkı Almanya'da çok önemli bir konuma sahiptir.

Çocuğumuzun gerek kendi dini ile gerekse de diğer dinler ile ilgili bilgileri ve kültürel donanımları almaları da en sağlıklı ve en iyi biçimde okullarda çağdaş yöntemlerle öğretilebilir.

Bunun aracı da yine Türkçe dilli bir "Din Bilgisi ve Kültürü Dersi" olmalıdır.

Almanya devlet okullarında verilecek olan Türkçe derslerinin ve de İslam Din Dersi öğretmenlerinin kesinlikle Alman eğitim bakanlığında görevli resmi öğretmenlerin olmasını istemeliyiz.

Bunu sağlamak için ana görev bizlere düşmektedir.

Ortak uğraşı vermemiz ve dayanışma göstermemiz gerekmektedir.

    Saygılarımla...

    Gönen ÇIBIKCI , Aschaffenburg, 19.02.2000,


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapanın adı ve soyadı: