Ömür Dediğin
·
Zaman hızla geçiyor.
·
Artık yolun yarısını geçtim.
Ne kaldı geriye bu ölümcül dünyadan bana?
·
Bilemiyorum.
·
Bazen çok daha yıllar var,
zaman hiç geçmeden öylesine duracakmış gibi geliyor.
·
Yaşamım boyunca yaptığım
hiçbir şeyden pişmanlık duymadım. İnançla, güvenle ve her an bir yeniden
istekle, severek yaptım üzerime düşen işleri.
·
Sorumluluklarımı hep yerine
getirmeğe çalıştım.
·
Çok küçük yaşlardan başlayan
öğrenme ve okuma, üretme duyguları ile yaşadım.
·
Çok insan tanımadım belki,
bazen diğer insanlarla bir arada oldum iş gereği, mesleğim gereği...
·
Zaman zaman da aile dostlarım
oldu uzun kısa birlikte sohbetler ettiğim.
·
Yüreğimle, içimle,
duygularımla da beynim ile de hep iyi bir insan, temiz bir insan olmak istedim.
·
Hiç bir insan ile kavga ve
savaş istemedim.
·
Öğretmenliğim boyunca da hep
kendimi eğitmeğe sabırlı olmağa, insanlara değer vermeğe ve de onlara hep yol
göstermeğe çalıştım.
·
Yakın çevrem olabilenler çok
fazla olmadı, dönem dönem hep değişti.
·
Her zaman yaşamımda kitaplara
ve okuyup, araştırmağa, sorgulamağa ve de yazmağa çok önem verdim.
·
Bunları da diğer birçok
özelliklerimi de hep kendim için yaptım.
·
Beğenilmek, aferim almak gibi
bir baskı ve duygu altında kalmamak için uğraştım.
·
Aile diye anabileceğim pek bir
şeyim de yok. Herkes kendi dünyasına kapılıp gitti...
·
Yalnızlığı çok uzun yıllardır
benimsemiş gibiyim.
·
Hiç olmazsa devamlı birilerine
bir şeyler anlatmak, sorunlarıyla, kişisel çıkmazlarıyla uğraşmak zorunda
kalmamak istedim.
·
Çünkü ne yaparsam yapayım, ne
denli uğraşırsam uğraşayım, emek vereyim insanlar her zaman kendi egolarıyla,
kapris ve kompleksleriyle kendi yolunda gitmeyi seçiyor.
·
Sevginin çok önemli olduğunu
falan da her zaman dillerinde dolaştıran bu insanlar aslında hep kendilerine
güzel şeyler söylenmesini istiyorlar.
·
Çok yakınında olan ve
sorumluluğunu taşıdığın birisi olduğunda da ona doğruları göstermek,
sorunlarını çözümlemek için, eğitmek için, yaşamını kolaylaştırmak için hiç
bıkmadan uzun uzun açıklamalar, irdelemeler, emekler verebiliyorsun.
·
Belki de biraz saygı
bekliyorsun.
·
Kendine olmasa bile
kullandığın bilgilere, emeğe ve deneyimlerine saygı duyulmasını bekliyorsun...
İster, istemez.
·
Bir de bakıyorsunuz ki kiç bir
işe yaramamış onca yılların emekleri, konuşmaları, sabırla geçen
açıklamaları...
·
Hiç acımadan, bir an bile
düşünmeden ve de kendini hiç de frenlemeden yüzüne karşı ağzına geleni söyleyebilmiş,
kavgalar yaratabilmiş, sorumsuzca davranabilmiş....
·
Bunları hem de yine, yine
yaşamış olsanız da her seferinde yeniden yine en baştan ele alıp, sorunlarını
çözümlemeğe, yaşamını kolaylaştırmağa çalışıyorsunuz.
·
Bu kısır bir döngü müdür yoksa
insanın ne olursa olsun yine de kendi iç duygularının, genlerinin etkisinden
kolayca kurtularak daha sorunsuz bir yaşam çizgisine girmede gösterdiği bir
direnç midir?
·
Bilmiyorum tam olarak. Ama bu
konuda hep düşünmüşümdür.
·
Çok da düşünceli ve ölçülü
olamayan insanlarımızın ayni zaman da kendi bilgi ve donanımlarına da pek bir
önem vermediğini görebiliyorum.
·
İnsanın insan sevgisinin ve de
saygısının pek de sanıldığı kadar çok olmadığını görüyorum.
·
Çok şükür diyerek sakin ve de
mütevazi bir yaşamın içinde iken hiç umulmayacak zorluklar, acılar yaşamamak
için de hep dikkatli olup, dualar ediyorum.
·
Dua etmek de benim için kendimi
tanımlamada ve yol, yöntem bulmamda önemli.
·
Kimseye bir zarar ve
huzursuzluk vermeden, kendi huzuruma kavuşabilmek yetiyor bana.
·
Bunu da çevremdeki insanların
anlamasını çok isterdim hep.
·
"Allah'ım beni koru"
derken de hep birçok durumdan, olaydan, kişiden, kazadan, beladan.. korunmayı
istiyorum.
·
Üzerime düşen "kendimi
koruma" işine de önem verip, ilkeli bir yaşamı ön görüyorum
olabildiğince...
·
Birileri çıkıp da bana bir
zarar vermesin diye de dua ediyorum.
·
Evet yaşam devam ediyor, ne
kadar bir hoşnutluk veriyor, insanı ne denli mutlu ediyor olaylar, diye de
düşünmek gerekiyor.
·
Huzur ve sağlık istiyorum
tabii ki...
·
Ömrümden ne kaldı ve de bu
kalan nasıl geçecek bilemiyorum tabii ki...
· Benimki ise elliyi geçti
epeydir....
· Evet yaşam devam ediyor,
ne kadar bir hoşnutluk veriyor, insanı ne denli mutlu ediyor olaylar, diye de
düşünmek gerekiyor.
· Huzur ve sağlık istiyorum
sanki sadece...
· Ömrüm ne kadar kaldı ve de
bu kalan ömrüm nasıl geçecek bilemiyorum.
· Belki bugün belki yarın...
· Ömür dediğin de bitip
gidecek, adım silinecek hafızalardan...
· İşte o günlerden bir gün
ola ki birileri beni anımsayacak olurlarsa neler düşünecekler, vicdanlarında
bir sızıntı olabilecek mi?
· Bilemiyorum.
· Yaşadığım günlerimde ise
değer bilmelerini beklememiş bile olsam yine de ben de bir "kul"um...
· Anlayana...
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI,
14.09.2018, K.