22 Nisan 2020 Çarşamba

RAMAZAN DÜŞÜNDÜRMELİDİR

RAMAZAN DÜŞÜNDÜRMELİDİR
...... Arap aylarından Ramazan kendine özel bir içeriğe sahiptir.
...... İslam Dini Ramazan ayında ORUÇ tutmayı "inananlar" için zorunlu kılmıştır.
...... Kur'an-ı Kerim birçok yerinde oruç ile ilgili açıklamalar verir.
...... Esas olarak da 2. sure olan Bakara suresinde yer alır. (183-187)
...... Bir "farz" olarak görülen oruç kendine özgü özelliklere ve koşullara bağlıdır ve tümüyle de dinsel bir iman konusudur.
...... Oruç müslüman insanlara yönelik olduğuna göre de toplumun içinde görülecek bir olgudur.
...... Sadece tek başına insan, tek başına mümin olarak baktığımızda ise dar bir bakış açısı olur.
...... Özellikle Türkiye gibi İslam dinine inananların çoğunlukta olduğu ülkelerde Ramazan ayı toplumun ve yaşamın her yönünde etki yaratır.
..... Oruç sadece İslamiyette değil diğer dinlerde de var.  
..... Orucun gerçek amacı nedir?
..... İnsanların 1 ay boyunca veya 3 gün, 12 gün, bazı dinlerde 3 ay boyunca aç kalması, yemeden içmeden kesilmesinin amacı nedir?
..... İslamiyette oruç, Kur’an’da yer alan dini bir ritüel olarak otuz gün süren Ramazan orucudur.
..... Kur’an-ı Kerim’de oruçtan başka yerlerde de açıklamalar var..
..... Oruç tutmak kişinin kendini tutması, haddini bilmesi demektir.
..... İnsanlar haddini bilmelidir.
..... Kur’an’ın  buna verdiği isim takvadır.
..... Takvalı olmak yani "muttaki" olmak haddini bilmek demektir.
..... Başkasına zarar vermekten sakınmak demektir.
..... Sakınmak kendine bir sınır çizmek, had çizmek ve ilerisine geçmemektir.
..... Bu nedenle insanlar dilini tutmalı, ileri geri konuşmamalı, yalan söylememeli, iftira atmamalı, dedikodu yapmamalı, insanları çekiştirmemelidir.
..... Diliyle de, eliyle de kimseye zarar vermemeli; dövmemeli, vurmamalıdır.
..... Kalp kırmamalı, gönül incitmemeli, başkasının onuruna, şerefine, ırzına, namusuna tecavüzde bulunmamalı, dürüst yaşamalıdır.
..... Bütün bunlar kişinin haddini bilmesi ve çevresine saygılı olması ile ilgilidir.
..... Haddi bilmek kişinin kendisini tutması ile ilgilidir.
..... Kendini tutmak da kişinin aklıyla dürtülerine hakim olması, nefsine gem vurması, onları yönetmesi ile ilgilidir. 
...... OLAĞAN ÜSTÜ DURUMU VE SALGIN TEHLİKESİNİ tam anlayamadığımız için, kurallara uymayı da gereksiz saydığımızdan ve de ilkesel bakış açımız olmadığında dolayı belki de BU RAMAZAN ayı sanki çok daha büyük "kargaşa" yaratacak, "bulaşma rizikosu" en üst seviyeye çıkacak.
...... Halka şirin gözükmek isteyen yetkililer de pek sıkı bir denetleme yapmayacaklar.
...... DİN DİYE ASLINDA görerek, duyarak kazanılmış GELENEKLER ve ADETLER anlaşıldığı için, ne yazık ki saygı değer halkımız İLLE DE BERABER İFTAR AÇAMA girişimlerinde bulunacak.
...... Büyüklerimiz ziyaret edilecek....
...... El öpmeler, kucaklaşmalar her yıl olduğu gibi uygulanacak...
...... Teravih namazları kılınmak istenilecek.
...... Ayın sonunda bayram gelecek..
...... Bayram namazı kılınmak istenilecek...
...... TV lerde çok bilen saygı değer alimler en ince ayrıntılarıyla ORUÇ ve FAİDELERİNİ anlatacaklar..
...... Bir yerlerde çocuklara KUR'AN KURSLARI organize edilecek...
...... Pide kapma savaşları verilecek.
...... ORUÇ tutmanın insan sağlığına olabilecek yararları anlatılacak
...... Bu yazdıklarım bugün için SADECE birer ön görü tabii ki...
...... Umarım ve dilerim ki RAMAZAN her şeyi ile insanlara "düşünmeye" bir neden olabilsin:
...... Şunları tek, tek ele alıp, düşünebiliyor muyuz:
·        sabırlı olmayı,
·        sükuneti,
·        saygıyı,
·        sınırları tanımayı,
·        insanların varlığını ve özelliklerini,
·        neden aç ve tok vardır ve bu çaresizliğe karşı neler yapabiliriz,
·        Yüce Allah bugünlerde bize nasıl davranmamız gerektiği konusunda neler söylemiştir,
·        ölçülü davranmayı,
·        aç gözlü olmamayı,
·        garibanı, evsizi, barksızı koruyup-kollamayı, adil bir paylaşımı düşünmeyi,
·        insanların onurlarının kırılmaması gerektiğini,
·        bize verilen bu canı en iyi nasıl korumamız gerektiğini,
·        başkasının hakkına, malına, işine ve gücüne göz koymamayı,
·        insanın değerini,
·        yöneticilerin adil ve hakkaniyetli olması gerektiğini,
·        derdi veren Allah ise çözümünü de veren Allah'tır doğrusunun yanı sıra biz insanların bu dertler olmasın diye, gelen dertlere çözümler olsun diye üzerimize nelerin düşeceğini düşünmemiz gerektiğini,
...... Kendi iç dünyamızda ele alıp, tek, tek düşünmeliyiz, sakince, kızmadan ve öfkelenmeden..
...... Daha birçok şeyi düşünmemizi ve kavramamızı bu önemli günlerde diler iken şunları da beraberinde ele alabilmeyi ve kavrayabilmeyi dilerim:
·        İnsanın da Allah'ın en önem verdiği varlığın onun kulu olan "insan" olduğunu,
·        Allah'ın sözü kabul ettiğimiz kutsal kitapların da yine İNSAN için gönderildiğini,
·        Allah'ın istediklerinin ve buyruklarının tümünün bu dünyada İNSANIN iyiliği ve onların hakça, insanca yaşamaları üzerine olduğunu
·        Bu sessizlik ve huzur arayışlarının iç dünyalarımızın sorgulanıp, değerlendirilmesi gereken ORUÇ günlerinde kötülükleri tanıyıp, sakınmayı dilememizi, kendimize sahip çıkabilmenin ne olduğu üzerinde düşünebilmeyi dilerim.
·        İSLAMİYET neden ve nasıl ortaya çıkmıştı diye bir düşünmeyi dilerim.
·        İslam dininin önderi ve peygamberi Hz. Muhammed nelere karşı, kimlere karşı mücadele vermişti, neleri yok etmek üzere görevlendirilmişti?
·        Onun en büyük karşıtı olanlar kimlerdi? diyerek bir düşünüp, araştırıp, okuyup, incelemeyi; düşünüp, bugün ile karşılaştırmayı dilerim.
..... Bugün RAMAZAN ayına erişti isek o zaman üzerimize ilk düşen görev "bu ayın getirdiği temel" ilkeleri kavramak olmalıdır.
..... Bu aya verilen önem ve değer "birlikte büyük sofralarda, bol bol yiyip, böbürlenmek" olmamalıdır.
..... Sofralardaki baklavaların ve etli yemeklerin ille de olmazsa olmazlardan olduğunu düşünenlerden yana da olmasak nasıl olurdu, diye bir düşünelim.
..... Bugünün dünyasında eğer bir çağdaş devlette halen daha bazıları açlık ve sefaletle yaşamak zorunda kalıyor ise, çok sayıda insanların barınacakları bir çatı bile yoksa, en basit sağlık ihtiyaçları sağlanamamışsa, geleceğinden çok büyük endişeler duyan insanların çoğunlukta olduğu toplumlar var ise, eğitim hakkı ve şans eşitliği diye bir temel uygulamaya kavuşulamamışsa, çok sayıda insan yine bazı kişileri ve "şey"leri yüce ALLAH'a eş koşarcasına önemsiyor ise... biz "bu dünya"nın insanları çok daha "düşünebilmeli" ve de sağ duyulu olmalıyız, çözüm yolları aramalıyız.
..... Her şey "insanın mutluluğu" ve "huzuru" için olmalıdır diye düşünebilen topluluklarda var olması gereken "temel dinsel inançlar" da bu yöndedir.
..... Yoksa, birilerinin çıkarına, birilerinin şirin gözükmesine yarayacak hizmetler ve çalışmaların diğer insanlığa yararı olur mu?
  Sağlıklı ve huzurlu sağ duyulu, hem mutlu hem de insanca düşünebileceğimiz güzel günler diliyorum.
  Saygılarımla...  
 Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2020.04.22, MŞ.

* Arapçada savm kelimesi tutmak demektir. * Oruç/rûz Farsça bir gün  anlamına gelir. Bir günlük tutuş demektir
  (Salgın günlerinde oruç, NİSAN 20, 2020 , RİE yazısından, adil medya..)