Herkes İçin
· İlk akla
gelen "halk için gerekli" demek oluyor.
· Ülkede
yaşayan tüm insanları kapsaması düşüncesi ile "herkes için" demek
gerekebilir.
· Kamunun
varlığından, devletin, ülkenin varlıklarından adil ve yasalar çerçevesinde eşit
haklar alabilmek için diye de düşünebiliriz.
· Toplumun
çeşitli kesimlerini düşünerek varsılı, yoksulu, çoğu azı demeden
"herkes" için adalet, eşitlik... diyebiliriz.
· Yasalar
önünde herkesin eşit sayılması, kamusal gelirden eşit pay alabilmek, her
işlemin, her kişinin, her eylemin, her türlü gelir ve giderin kayıt altında
şeffafça tutulması ve tüm kamusal işlemlerin, kurumların, kişilerin devletçe
yasaların verdiği yetkilerce denetlenebilmesi... yine "herkes için"
istenmelidir.
· Toplumun
darda olan kesimine, yoksul kesimine, yardıma gereksinim duyan herkes kamu
adına devletin sahip çıkması ve onlara en adil yardımı sağlaması gerekir, diye
düşünebilmek gerekir.
· Yer altı ve
yer üstü zenginlik kaynaklarına, kamunun mallarına, devletin gelirlerine adilce
sahip çıkabilmek ve bunların özel çıkarlar için birilerine verilebilmesine
engel olabilmek için.
· Yurttaşlara
daha doğumdan başlayarak en adil ve en çağdaş bir ulusal eğitim ve öğretimi
yüksek öğretime değin parasız sağlayabilmelidir, diyebilmek için...
· Dünya ülkeleri
içerisinde çağdaşlıkta, uygarlıkta ve refah düzeyinde yüksek bir düzeye
çıkabilmek için...
· Ayrıca
desteğe ve yardıma gereksinim duyan kesimlere devlet olanakları ile yardımlar
sağlanabilmelidir diyebilmek için...
· Parlamenter
bir demokrasinin güçler ayrımı ilkelerine, hukukun üstünlüğüne, yasalar önünde
eşitliğe, sosyal ve laik devlet prensiplerine anayasal haklar ve sorumluluklar
çerçevesinde tam olarak uyulması gereklidir.
· Türkiye
Cumhuriyeti'nin tarihsel olarak gösterdiği kuruluş felsefesine, devrim
yasalarına, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği hedefler ve ilerlenmesi
gereken yolda yürüyebilmek için, bilimsel bakış açısına sahip, öz güveni yüksek
bir toplum yaratabilmek için tüm ilkeleri ve kurumlarıyla çağdaş demokrasinin
gerekliliği gündemde tutulması ve bunlar için çalışmalı ve çabalanmalıdır.
· Bu anlamda
her yurttaşa ve toplumun her kesimine haklar ve sorumluluklar düşmektedir.
· Çok iyi
bilinmesi gereken de şudur: Devlet ve ülke bir bütün olarak düşünülmeli ve
korunmalı, sahip çıkılmalıdır.
· Devlette ve
kurumlarında görev alacak kişiler her zaman için geçicidir, onlar üzerilerine
düşen görevleri ve sorumlulukları tam anlamıyla yerine getirmek zorundadırlar.
Bunu yapmayan kamu görevlilerini denetlemek ve onlardan hesap sormak da yine
demokrasinin kullanılması ile olacaktır.
· Bağımsız
yargı ve yargılamada adalet kesinlikle sağlanmalıdır ki herkes için geçerli
olabilsin.
· Bu anlamda
yine merkez bankası ve üniversiteler yönetimi özer ve bağımsız bir sistem
içerisinde olmalıdır.
· Dünyada
ekonomik düzeyde sağlam ve kalıcı bir düzeye erişmek için gerek devlet, gerekse
özel yatırımlar yine ulusal çıkarlar gözetilerek desteklenmeli ve ileriye dönük
yatırımlara yer verilmelidir.
· Ülke
nüfusunun refahı, sağlıklı beslenmesi, yaşam koşullarının iyileştirilmesi bir
devletin en önemli görevlerindendir.
· Çok geniş
tarım alanlarının devletçe üretime yönelik olarak en uygun desteklemelerin
sağlanması gereklidir.
· Teknolojide
ilerlemek ve hedef olarak "artı değer" kazandırabilecek yatırımlara
yine ulusal çıkarlar gözetilerek devletçe öncelikler verilmelidir.
· Toplumsal
kültürel, ruhsal alanlarda yurttaşların korunması ve geliştirilmesi için de
yine ulusal çıkarların gözetilerek korunması gerekir.
· Halk sağlığı
çok daha ciddiye alınıp, ileriye yönelik olarak çok geniş örgün bir yapılanmaya
kavuşmalıdır.
· Ulus devlet
ve ona uygun kurumlaşma modeli gereği savunma ve sağlık alanlarında da yine
"ulusal" çıkarları gözeten önlemler alınmalıdır. Bu alanlarda özelleştirmeler
ve özel yatırımlardan ziyade devlet kurumlarına ve işletmelerine yer
verilmelidir.
· GSMH ile
birlikte ihracat, ithalat dengeleri, planlamaları çağa uygun ve de devletin
çıkarlarına yönelik politikalar uygulanmalıdır.
· Ülkenin insan
değerlerini ve ülkenin parasının satın alma gücünü artıracak, tutarlı ve kalıcı
önlemler, uygulamalar, politikalar görülmelidir.
· Halkın
sosyo-ekonomik-kültürel düzeyinin yükselmesi ile daha huzurlu bir refah
toplumuna doğru ilerlemeyi hedef almak devletin acil görevidir.
· Anayasanın
uygulanması ile birlikte çağa uygun yasaları kullanabilme yolu ile kara para ve
kayıt dışı ekonomi önlenmelidir.
· Bu düşünceler
ile barışçıl, huzurlu bir toplumun oluşması sağlanabilir diye düşünürken
umudumuzu yitirmemek gerektiğini de biliyoruz.
. GC-M-22.01.19-B