14 Temmuz 2025 Pazartesi

İNTERNETTEN UZAKLAŞMA

   İnternetten Uzaklaşma Eğİlİmİ:

.  Çok büyük sayıda insanın internetten uzaklaşmak istediğini, okuma, inceleme ve araştırmalarda bulunmadığı, interneti kendilerince küçümsediği söyleniliyor.

Bu ne kadar doğrudur, gerekçeleri nelerdir?

Günümüzde birçok kişinin internetten uzaklaşmak istediği, okuma, inceleme ve araştırmalarını geleneksel yöntemlerle yapmayı tercih ettiği ve interneti küçümsediği yönündeki söylemler oldukça yaygın.

Peki, bu iddialar ne kadar doğru?

Bu konuyu biraz daha yakından inceleyelim.

A) Gerçeklik Payı Var mı?

Evet, bu söylemlerin belli bir gerçeklik payı bulunmaktadır.

Özellikle son yıllarda, dijital yorgunluk ve bilgi bombardımanı gibi kavramlar hayatımıza girdi.

Sürekli çevrimiçi olma hali, bildirimler, sosyal medyanın dayattığı mükemmeliyetçilik ve bilgi kirliliği insanları internetin olumsuz yönlerini sorgulamaya itti.

Bu durum, bazı bireylerin bilinçli olarak internet kullanımını azaltma, "dijital detoks" yapma veya geleneksel medya araçlarına yönelme eğilimi göstermesine neden oluyor.

Ancak, bu eğilimi "çok büyük sayıda insanın internetten uzaklaşmak istediği" şeklinde genellemek yanıltıcı olabilir.

İnternet, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiş durumda ve birçok kişi için bilgiye erişim, iletişim, eğlence ve hatta çalışma aracı olarak kritik bir rol oynuyor.

Dolayısıyla, internetten tamamen kopmak yerine, daha bilinçli ve dengeli bir kullanım arayışı içinde olan bir kesimden bahsetmek daha doğru olacaktır.

B) Gerekçeleri Nelerdir?

Ya da iternetteki sunumları, yazıları "yok" saydığını göstermek isteyenler de vardır.

İnternetten uzaklaşma veya daha seçici bir şekilde kullanma eğiliminin arkasında yatan başlıca gerekçeler şunlardır:

·        Dijital Yorgunluk ve Tükenmişlik:

Sürekli ekrana bakma, bitmek bilmeyen bildirimler, sosyal medya baskısı ve bilgi akışı, bireylerde zihinsel ve fiziksel yorgunluğa yol açabiliyor.

Bu durum, insanları çevrimdışı aktivitelere yönelmeye itiyor.

·        Bilgi Kirliliği ve Güvenilir Kaynak Sorunu:

İnternet, sonsuz bilgiye erişim imkanı sunsa da, bu bilgilerin doğruluğu ve güvenilirliği her zaman sorgulanabilir durumda.

Yanlış bilgi, dezenformasyon ve "tıklama tuzağı" başlıklar, kullanıcıların internetin sunduğu bilgiden tatmin olmamasına neden olabiliyor.

Bu da bazı kişileri daha güvenilir buldukları kitap, dergi, uzman görüşleri gibi geleneksel kaynaklara yöneltiyor.

·        Gizlilik Endişeleri:

Kişisel verilerin güvenliği ve gizliliği, internet kullanımının en büyük endişelerinden biri haline geldi. Çevrim içi takip, veri ihlalleri ve kişisel bilgilerin kötüye kullanımı korkusu, bazı kullanıcıların internet kullanımını kısıtlamasına yol açıyor.

Kendilerinin görülmemesini isteyenler hiçbir yere ne bir işaret ne de bir söz bırakırlar, hiç haberleri yokmuş, gibi davranırlar.

·        Verimlilik Düşüşü ve Odaklanma Sorunları:

İnternet, sayısız dikkat dağıtıcı unsuru beraberinde getiriyor. Sosyal medya, bildirimler ve sürekli yeni içerikler, bireylerin odaklanma becerilerini olumsuz etkileyebilir ve verimliliklerini düşürebilir. Bu durum, özellikle okuma ve araştırma gibi derinlemesine odaklanma gerektiren aktivitelerde internetin bir engel olarak görülmesine neden olabilir.

·        Sosyal Medya Baskısı ve Zihinsel Sağlık:

Sosyal medyanın sunduğu mükemmel hayatlar, filtreli fotoğraflar ve takipçi sayıları gibi metrikler, bazı kişilerde kıyaslama, yetersizlik hissi ve kaygıya yol açabiliyor. Bu da zihinsel sağlıklarını korumak adına sosyal medya kullanımını azaltma isteği doğuruyor.

·        Geleneksel Okuma Deneyimine Duyulan Özlem:

Kitap okumanın fiziksel deneyimi (kağıdın dokusu, kokusu, sayfaları çevirme hissi), birçok kişi için dijital okuma deneyiminden daha tatmin edici bulunuyor. Ekranda uzun süre okumanın göz yorgunluğuna neden olması da bu tercihin nedenlerinden biri olabilir.

C) Yazılara İlgi GöstermemeK ve Küçümseme Eğilimi

Bilgi edinmek, aydınlanmak, bilinçlenmek, öğrenmek amacı ile araştırma ve okuma yapması gereken birçok insan yazıları beğenmez, önemsemez, ilgilenmez gibi mi duruyor?

Bu yazıları küçümseyenler "burnu büyük" insanlar mıdır?

Bilgi edinmek, aydınlanmak ve öğrenmek amacıyla araştırma ve okuma yapması gereken birçok insanın yazılara karşı ilgisiz kaldığı, onları beğenmediği veya önemsemediği yönündeki gözlemlerin gerçeklik payı bulunmaktadır.

Ancak bu durumu, bu kişilerin "burnu büyük" olduğu şeklinde etiketlemek oldukça yüzeysel ve genelleştirici bir yaklaşımdır.

İnsanların yazılara karşı sergilediği bu tavrın arkasında çok daha karmaşık ve çeşitli faktörler yatabilir.

Ç) Yazılara "Neden İlgi Göstermiyor", KüçümsÜyor Olabilir?

Bu durumun birden fazla nedeni olabilir ve genellikle tek bir faktöre indirgenemez:

·        Bilgi Aşırı Yüklenmesi ve Dikkat Dağınıklığı:

Günümüz dijital çağında insanlar, her an sayısız bilgi akışına maruz kalıyor.

Bu bilgi bombardımanı, uzun veya derinlemesine yazıları okuma motivasyonunu azaltabilir.

Kısa videolar, görseller ve özet bilgiler gibi daha hızlı tüketilebilir içerik biçimlerine olan eğilim artmıştır.

İnsanların dikkat süreleri kısalmış durumda ve uzun metinler yorucu gelebilir.

·        Güncel ve Pratik Bilgi Arayışı:

Birçok kişi için bilgi edinmenin temel amacı, günlük yaşamlarında veya işlerinde doğrudan kullanabilecekleri pratik çözümler bulmaktır.

Teorik veya derinlemesine analizler içeren yazılar, bu beklentiyi karşılamadığı için "ilgisiz" bulunabilir. İnsanlar, hızlıca çözüm sunan "nasıl yapılır" tarzı içeriklere daha fazla yönelebilir.

·        Eğlence Odaklı İçerik Tüketimi:

İnternet, aynı zamanda devasa bir eğlence platformudur.

Zaman geçirme, dinlenme ve kaçış arayan kişiler, bilgi ağırlıklı yazılar yerine daha çok eğlenceye yönelik içeriklere (sosyal medya akışları, videolar, oyunlar vb.) odaklanabilirler.

Bilgi edinme, bu bağlamda bir "görev" gibi algılanıp öteleniyor olabilir.

Birleri beni beğensin, diye çabalayanlar ne kadar çok! Tüm zamanını bu yönde görelliklerini göstermek için harcıyorlar.

·        Yazarın Üslubu veya Konunun Sunumu:

Bir yazının kalitesi sadece içeriğiyle değil, aynı zamanda sunuluş biçimiyle de ilgilidir.

Karmaşık bir dil, sıkıcı bir anlatım, kötü bir yapılandırma veya okuyucunun seviyesine uygun olmayan bir üslup, yazının "beğenilmemesine" veya "önemsenmemesine" neden olabilir.

Yazarın okuyucuyu etkileme ve ilgiyi canlı tutma becerisi burada kritik bir rol oynar.

·        Ön Yargılar ve Algılar:

Bazı insanlar, belirli konulara veya yayın organlarına karşı ön yargılara sahip olabilirler.

Eğer bir yazı, bu ön yargılı algılara uymuyorsa veya kişinin inanç sistemine meydan okuyorsa, otomatik olarak küçümsenebilir veya reddedilebilir.

Bu, kişinin konuyu veya yazarı gerçekten anlamadan yaptığı bir değerlendirme olabilir.

"Bu yazının ne değeri olabilir ki, hiç, öylesine yazmış işte…" düşüncesinde olanlar bence çoktur. Kendilerince yazıyı yazanı "önemsemediğini", "görmemezlikten" geldiğini, "yok" saydığını göstermek isteyenlerin olduğuna inanıyorum.

"Benim bildiğim, kendime yeter! Başkasının yazılarına, anlattıklarına hiç ihtiyacım yok!" diye düşünüp, kimseyi önemsemeyenlerin olduğuna çok inanıyorum.

·        Kişisel İlgi Alanları ve Motivasyon Eksikliği:

Herkesin ilgi alanları farklıdır.

Bir konuda bilgilenmek istemeyen veya o konuda kişisel bir motivasyonu olmayan birinin, o konuyla ilgili yazıları okuma veya önemseme olasılığı düşüktür.

Bu bir "küçümseme"den ziyade, basitçe bir ilgi eksikliği olabilir.

Umursamadıklarını göstermek isteyenler de vardır.

D) "Burnu Büyüklük" İddiası

"Burnu büyük" ifadesi, genellikle kibir ve küçümsemeyle ilişkilendirilir.

Elbette, bazı kişiler kibirli bir tutumla veya entelektüel bir üstünlük hissiyle yazıları değersiz bulabilirler.

Ancak bu, genele yayılabilecek bir yargı değildir.

Yukarıda bahsedilen diğer faktörler, çok daha yaygın nedenlerdir.

Çoğu zaman, insanlar bilgiyi gerçekten küçümsediklerinden değil, farklı önceliklere, dikkat dağıtıcı unsurlara veya daha pratik bilgi arayışlarına sahip olduklarından dolayı yazılara yeterince ilgi göstermiyor olabilirler.

Ayrıca, günümüzün "hızlı tüketim" kültüründe, derinlemesine düşünme ve analiz yapma becerileri zayıflayabiliyor.

Bu da kişilerin kısa ve yüzeysel bilgilere yönelmesine, uzun ve kapsamlı yazıları ise "gereksiz" veya "sıkıcı" bulmasına yol açabilir.

İnsanların yazılara karşı sergilediği tutumu sadece "burnu büyüklük" gibi tek bir özellikle açıklamak doğru olmaz.

Bu durum, dijital çağın getirdiği zorluklar, değişen bilgi tüketim alışkanlıkları ve bireysel farklılıkların bir kombinasyonu olarak ele alınmalıdır.

Sonuç olarak, internetin hayatımızdaki yerinin tartışılmaz olduğu bir gerçek.

Ancak, bireylerin internetle ilişkilerini yeniden gözden geçirme, daha bilinçli ve sağlıklı kullanım alışkanlıkları geliştirme eğilimi de artıyor.

Bu, tamamen internetten kopmaktan ziyade, interneti bir araç olarak daha etkin ve dengeli kullanma arayışının bir yansımasıdır.

Bu konuda sizin de gözlemlediğiniz ve deneyimlediğiniz "farklı" gerekçeler var mı?

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2025.07.15, MŞ.

. (Araştırma ve incelemeye dayanan değerlendirme yazım.)

YAZILARIN OKUNMASI

   Yazıların Okunmasını Sağlamak

.  Yazıların Daha Fazla Okunması İçin İpuçları

Yazıların ve blogların daha çok okunmasını sağlamak, biraz strateji ve görünürlük gerektiren bir süreçtir.

Arkadaşlarımızın ve diğer okuyucuların dikkatini çekmek için kullanabileceğiniz bazı yöntemler:

1. Sosyal Medyayı Aktif Kullanın

·        Paylaşım Yapın:

Yeni bir yazı yayınladığınızda bunu sadece blogunuzda duyurmakla kalmayın, sosyal medya hesaplarınızda (Facebook, Instagram, X (Twitter), LinkedIn vb.) da paylaşın.

Yazılarınızdan ilgi çekici alıntılar veya görseller ekleyerek merak uyandırın.

·        Doğrudan Mesaj Gönderin:

Özellikle yazınızın ilgili olabileceğini düşündüğünüz arkadaşlarınıza kişisel mesaj yoluyla linki gönderebilirsiniz.

"Bunu senin de ilgini çekebileceğini düşündüm" gibi samimi bir not eklemek etkili olabilir.

·        Hikayelerde Paylaşın:

Instagram veya Facebook hikayelerinde kısa ve dikkat çekici tanıtımlar yaparak linki ekleyin.

Görsel olarak ilgi çekici hale getirin.

2. Konu ve İçerik Seçimi

·        Arkadaşlarınızın İlgisini Çekecek Konular Seçin:

Blogunuzda sadece kendi ilgi alanlarınıza odaklanmak yerine, arkadaşlarınızın da ortak ilgi alanlarına veya merak edebilecekleri konulara değinin.

Onların geri bildirimlerini veya sohbetlerinizdeki konuları takip ederek ilham alabilirsiniz.

·        Samimi ve Kişisel Bir Dil Kullanın:

Yazılarınızda samimi bir dil kullanmak, arkadaşlarınızın kendilerini daha yakın hissetmelerini ve yazılarınızı daha keyifli bulmalarını sağlayabilir. Kendi deneyimlerinizden ve anekdotlarınızdan bahsedin.

·        Görsel ve Video İçerikler Kullanın:

Sadece metinden oluşan yazılar yerine, görseller, infografikler veya kısa videolar ekleyerek içeriği daha çekici hale getirebilirsiniz.

Görsel içerikler, dikkat çekme ve akılda kalıcılık açısından oldukça önemlidir.

3. Etkileşimi Özendirmek

·        Yorum Yapmaya Teşvik Edin:

Yazılarınızın sonuna "Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?" veya "Sizin de buna benzer bir deneyiminiz oldu mu?" gibi sorular ekleyerek arkadaşlarınızı yorum yapmaya teşvik edin.

·        Geri Bildirim İsteyin:

Bizzat arkadaşlarınıza "Blog yazılarımı okudun mu?

Beğendiğin veya geliştirmemi istediğin bir şey var mı?" diye sorarak geri bildirim alabilirsiniz.

Bu, onların fikirlerine değer verdiğinizi gösterir ve onları daha fazla dahil eder.

·        Blogunuzda Arkadaşlarınıza Yer Verin:

Eğer uygunsa, blog yazılarınızda ortak deneyimlerinizden bahsederken veya bir konuya değinirken arkadaşlarınızdan örnekler verebilirsiniz (tabii ki onların izniyle).

4. Teknik ve Kullanıcı Deneyimi

·        Blogunuzun Kullanıcı Dostu Olduğundan Emin Olun:

Blogunuzun mobil uyumlu, hızlı yüklenen ve kolay gezilebilir olduğundan emin olun.

Teknik sorunlar, ziyaretçilerin blogunuzu terk etmesine neden olabilir.

·        Başlıkları ve Girişleri İlgi Çekici Hale Getirin:

Yazı başlıklarınızın ve giriş paragraflarınızın merak uyandırıcı ve okuyucuyu devam etmeye teşvik edici olduğundan emin olun.

5. İçerik ve Başlıkları Çekici Hale Getirin

  • Merak Uyandıran Başlıklar:

İnsanlar genellikle başlığa göre tıklarlar.

Başlıklarınızın ilgi çekici, soru soran veya bir fayda vadeden nitelikte olmasına özen gösterin. Örneğin, "Ekonomik Durum Üzerine Düşüncelerim" yerine "Ülke Ekonomisi Nereye Gidiyor?

3 Kritik Nokta!" gibi başlıklar daha çok dikkat çekebilir.

  • Değerli İçerik Sunun:

Yazılarınızın bilgilendirici, düşündürücü, eğlendirici veya sorunlara çözüm sunan bir yapıda olması önemlidir.

Okuyucular, kendilerine bir şeyler kattığını düşündükleri içerikleri daha çok okurlar ve paylaşırlar.

  • Görsel Kullanımı:

Yazılarınıza ve bloglarınıza ilgili ve dikkat çekici görseller, infografikler veya videolar ekleyin. Görsel içerikler, metinlerin monotonluğunu kırar ve okuyucunun ilgisini canlı tutar.

6. Sosyal Medyayı Etkin Kullanın

  • Paylaşım Stratejisi Oluşturun:

Blog yazılarınızı ve önemli paragraflarınızı sadece link olarak değil, özet, soru veya çarpıcı bir alıntı ile birlikte sosyal medyada paylaşın.

Her platformun (Facebook, Instagram, X/Twitter, LinkedIn vb.) kendi dinamikleri olduğunu unutmayın ve içeriği o platforma göre optimize edin.

  • Etkileşimi Teşvik Edin:

Yazılarınızla ilgili sorular sorun, anketler düzenleyin veya yorum yapmaya teşvik eden ifadeler kullanın.

İnsanlar kendilerini katılmış hissettiklerinde daha ilgili olurlar.

  • Doğru Hashtag Kullanımı:

İlgili ve popüler hashtag'leri kullanarak yazılarınızın keşfedilme olasılığını artırın.

  • Hikayelerde Paylaşım:

Instagram veya Facebook hikayelerinde, blog yazınızdan ilgi çekici bir bölümü veya bir görseli paylaşarak takipçilerinizi blogunuza yönlendirin.

7. Arkadaşlarınızla Doğrudan İletişim Kurun

  • Kişisel Mesajlar Gönderin:

Arkadaşlarınıza genel bir paylaşım yapmak yerine, konuyla özellikle ilgileneceğini düşündüğünüz kişilere özel mesajlarla yazınızın linkini atın.

Onlara neden bu yazıyı okumaları gerektiğini kısaca açıklayın.

  • Geri Bildirim İsteyin:

Yazılarınız hakkında geri bildirim istemek, hem arkadaşlarınızın yazıyı okumasını teşvik eder hem de onların fikirlerine değer verdiğinizi gösterir.

Bu, daha kişisel bir bağ kurmanıza yardımcı olur.

  • Sosyal Medya Grupları ve Toplulukları:

Eğer varsa, ilgi alanlarınıza uygun sosyal medya gruplarında veya online topluluklarda (eğer izin veriliyorsa) yazılarınızı paylaşarak daha geniş kitlelere ulaşabilirsiniz.

8. Tutarlılık ve Sabır

  • Düzenli Yazın:

Belirli bir yayın programına bağlı kalmak, hem sizin disiplinli olmanızı sağlar hem de okuyucularınızın yeni içerik beklentisi oluşturur.

  • Sabırlı Olun:

Okuyucu kitlesi oluşturmak zaman alır.

Hemen büyük bir etki beklemek yerine, düzenli olarak kaliteli içerik üretmeye ve etkileşimde kalmaya odaklanın.

ÖZETLE:

.  Yazıların okumasını sağlamanın en iyi yolu, onlara gerçekten "değer katacak" ve "ilgilerini çekecek" içerikler sunmaktır.

Her şeyden önemlisi tutarlılık ve kaliteli içerik üretmektir.

Düzenli olarak ilgi çekici yazılar paylaştığınızda, arkadaşlarınızın ve diğer okuyucuların blogunuzu izleme olasılığı artacaktır.

Benim yazılarıma bakmanızı, onları okumanızı isterim…

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2025.0

. (Araştırma ve incelemeye dayanan değerlendirme yazım.)

      .  ..  YAZININ TÜMÜNÜ OKUYUNUZ:  ….

MEDYA KULLANIMI

 .  MEDYA KULLANIMI   .

. "düşünceler, fİkİrler, görüşler, çözüm yolları İle" katılmak çok yararlı ve akılcı olur.

. Ülkenin içinde bulunduğu siyasal, toplumsal, ekonomik, finansal, ahlaksal... durumu görmemezlikten gelmez asla kabul edilemez.

. Yurttaş olarak ülkenin içinde bulunduğu siyasal, toplumsal, ekonomik, finansal ve ahlaki durumu göz ardı etmek kabul edilemez , diye düşünüyorum.

Ülke yönetiminde şeffaflık ve hesap verebilirlik, toplumun her kesimini etkileyen bu alanlardaki sorunların farkında olmak ve çözüm arayışında bulunmakla başlar.

.  Bu sorunların dile getirilmesi ve tartışılması, daha iyi bir gelecek için atılacak adımların temelini oluşturur.

. Bir vatandaş olarak bu konularda farkındalık yaratmak ve değişim talep etmek, demokratik sürecin önemli bir parçasıdır.

Yurttaşlar ülkenin sorunları ile ilgili düşüncelerini, fikirlerini, çözüm yolları hakkındaki görüşlerini özellikle sosyal medyada açıklayabilmeliler.

Yurttaşlar düşüncelerini, fikirlerini, çözüm yolları özellikle sosyal medyada nasıl açıklamalıdır?

Bu konuda hangi ilkeler önemlidir?

Sosyal medya, yurttaşların düşüncelerini, fikirlerini ve çözüm önerilerini geniş kitlelere ulaştırması için güçlü bir platform.

Ancak bu gücü kullanırken belirli "ilkelere dikkat etmek", mesajın doğru anlaşılmasını ve yapıcı bir tartışma ortamının oluşmasını sağlar.

.  Sosyal medyada düşünceleri ifade ederken göz önünde bulundurulması gereken önemli ilkeler:

1. Saygı ve Empati

·        Saygılı Dil Kullanımı:

Eleştirel olsanız bile, kişilere yönelik hakaret, aşağılama veya ayrımcı ifadelerden kaçının.

Unutmayalım ki karşıdaki kişiler de sizin gibi bir yurttaş ve farklı bir görüşe sahip olma hakkına sahiptir.

·        Empati Kurma:

Farklı bakış açılarını anlamaya çalışın.

Herkesin deneyimleri ve bilgi birikimi farklıdır.

Anlamadığınız bir düşünceyi hemen reddetmek yerine, altında yatan "nedenleri anlamaya" çalışın.

2. Doğruluk ve Kaynak Gösterme

·        Bilginin Doğruluğu:

Paylaştığınız bilginin doğru olduğundan emin olmalıyız.

Yanlış bilgi hızla yayılabilir ve yanlış anlaşılmalara yol açabilir.

Bir iddiada bulunuyorsanız, güvenilir kaynaklarla destekleyin.

·        Kaynak Belirtme:

Özellikle bir veri, alıntı veya haber paylaşıyorsanız, kaynağını açıkça belirtmek hem sizin güvenilirliğinizi artırır hem de bilginin doğrulanmasını kolaylaştırır.

3. Yapıcılık ve Çözüm Odaklılık

·        Eleştiriyi Yapıcı Tutma:

Sadece eleştirmek yerine, sorunlara yönelik çözüm önerileri sunmaya çalışın.

"Bu böyle olmamalı" demek yerine, "Bu sorunu çözmek için şöyle bir yaklaşım izlenebilir" demek daha etkilidir.

·        Tartışmaya Açık Olma:

Farklı görüşlere kapalı olmayın.

Kendi fikirlerinizi savunurken, başkalarının argümanlarını dinlemeye ve değerlendirmeye istekli olun.

Bu, daha zengin ve kapsayıcı çözümler üretilmesine yardımcı olur.

4. Şeffaflık ve Dürüstlük

·        Kimliğinizi Gizlememe

Ciddi konularda fikir beyan ederken takma isimler yerine (Gerektiğinde) kendi adınızla konuşmak, söylediklerinizin arkasında durduğunuzu gösterir ve güven oluşturur.

Ancak "kişisel güvenlik kaygıları" varsa bu esnek olabilir.

·        Niyetinizi Açıklama:

Paylaşımınızın amacını ve niyetinizi net bir şekilde ifade edin.

Yanlış anlaşılmaları önlemek için bu önemlidir.

5. Sorumluluk ve Etki:

·        Sözlerin Gücü:

Sosyal medyada yazdığınız her sözcüğün bir etkisi olduğunu unutmayın.

Bir gönderi, tahmininizden çok daha fazla kişiye ulaşabilir ve farklı şekillerde yorumlanabilir.

·        Yasal Sorumluluk:

Paylaşımlarınızın yasalara uygun olduğundan emin olun.

İftira, hakaret veya nefret söylemi gibi içeriklerin yasal sonuçları olabilir, doğru bir yaklaşım da değildir.

6. Öğretici ve Aydınlatıcı Olmak:

.  Aklını iyi kullanabilen, bilgili ve bilinçli bir insan kendi "ülkesi için, yurttaşlar için" sorumluluk taşımaktadır.

.  Onların temel konularda, yurttaşlık konularında aydınlatılması, bilgilendirilmesi için çalışmalıdır.

.  Her olanağı değerlendirip, yazıları ile sosyal medyada halkın doğru düşünmesine, bilinçlenmesine çabalamalıdır.

.  "Pembe dünyalarda gezercesine" sunumlar yapmak, kendini "görsel" olarak beğendirmeye çalışmak, birlerine "abartılı" övgülerde bulunmak… ne kendimize, ne de halkın gelişmesine katkıda bulunur.

7. ÖZETLE:

.  Tüm bu ilkeleri benimsemek, sosyal medyayı sadece bir düşünce paylaşım aracı olmaktan çıkarıp, demokratik katılımın ve yapıcı tartışmanın bir platformu haline getirecektir.

.  Böylelikle çok yararlı bir durumda bulunacağız.

.  Gereksiz, boş, saçma ve anlamsız, tutarsız… paylaşımlarla ne kendi zamanımızı ve enerjimizi harcayacağız, ne de başkalarını böyle etkileyeceğiz.

.  Bu ilkelerden her biri kendine göre önemlidir.

.  Bence en çok önem vermemiz gereken davranış "bilgilendirme, aydınlatma ve bilinçlendirme" olmalıdır.

. "Ülkenin ve halkın sorunlarından hiç haberim yoktu, bilmiyordum"…diye davranmak ise son derece yanlıştır.

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2025.07.14, MŞ.

. (Araştırma ve incelemeye dayanan değerlendirme yazım.)

      .  ..  YAZININ TÜMÜNÜ OKUYUNUZ:  ….

HALKA YARDIM

 .  halka yardım edİlebİlİr   .

.  Bilgisiz ve bilinçsiz bir halka nasıl yardım edilebilir, diye hiç düşündünüz mü?

Ülkenin birçok sorunlarının olduğu dönemlerde çözüm yollarını aramak, kurtuluşa gidilen yolları bulmak her yurtseveri görevidir.

"Halk, milyonlar"… demokrasinin uygulandığı seçimlerden dolayı seçmen kabul edilir ve oy kullanır.

Seçimde kararını belirtecek olan yurttaşı bilgileri ve düzeyi bilinci ne kadardır ve doğru seçimleri nasıl yapabilir?

Gelişmiş, kalkınmış ülkelerde bile bu sorun yaşanmaktadır.

"Bilgisiz ve bilinçsiz" bir halka yardım etmek, toplumsal gelişmenin ve bireysel potansiyelin en önemli unsurlarından biridir.

Sosyal medyada örneğin, boş ve saçma paylaşımlar yapılmamalıdır.

Bunun yerine "bilgi ve bilinç gelişimine" yarayacak yazılar, kısa ya da uzun halkın yararına yayımlanmalıdır.

Bu konuda yapılabilecek bazı genel öneriler:

Eğİtİm ve Bİlİnçlendİrme:

  • Erişilebilir Eğitim:

Milli eğitimin donanımlı ve çağdaş ölçütlerde olması: Herkesin kolayca ulaşabileceği, ücretsiz veya düşük maliyetli eğitim programları düzenlemek.

  • Medya Kullanımı:

Televizyon, radyo, sosyal medya gibi platformları kullanarak bilgilendirme kampanyaları düzenlemek.

  • Okur yazarlık Seferberliği:

Özellikle yetişkinlerde okuryazarlık oranını artırmak için çalışmalar yapmak.

  • Sivil Toplum Kuruluşları ile İşbirliği:

Sivil toplum kuruluşları aracılığıyla daha yerel ve hedef kitleye özel eğitim programları düzenlemek.

  • Yurttaşlık temel bilgileri:

Her türlü olanak kullanılarak temel yurttaşlık bilgisi ve kültürü halka verilmelidir.

Demokratİk Katılımın Sağlanması:

  • Yerel Yönetimlerde Katılım:

Vatandaşların yerel yönetim kararlarına katılımını sağlamak.

  • Şeffaflık:

Kamu kurumlarının çalışmalarını şeffaf hale getirmek.

  • Sivil Toplumun Güçlenmesi:

Sivil toplum kuruluşlarının etkinliğini artırmak.

Ekonomİk Olanakların Artırılması:

-İş İmkânları:

İstihdam olanaklarını artırmak.

-Sosyal Yardımlar:

İhtiyaç sahibi ailelere sosyal yardım programları uygulamak.

-Kredi Erişiminin Kolaylaştırılması:

Krediye erişimi kolaylaştırarak girişimciliği desteklemek.

Sağlık Hİzmetlerİne Erİşİmİn Kolaylaştırılması:

-Sağlık Ocağı Hizmetlerinin Güçlendirilmesi:

Sağlık ocaklarının hizmetlerini geliştirmek.

-Preventif Tıp Uygulamaları:

Hastalıkların önlenmesine yönelik çalışmalar yapmak.

-Sağlık Bilinci Oluşturma:

Sağlıklı yaşam konusunda farkındalık yaratmak.

Çevre Bİlİncİ OluşturmaK:

-Çevre Eğitimi:

Çevre sorunları ve çözümleri konusunda eğitim vermek.

-Sürdürülebilir Yaşam Tarzı:

Sürdürülebilir yaşam tarzını teşvik etmek.

-Geri Dönüşüm ve Atık Yönetimi:

Geri dönüşüm ve atık yönetimi konusunda bilinçlendirmek.

Kültürel ve Sanatsal Faalİyetlerİn Desteklenmesİ:

  • Kültür Merkezleri:

Kültür merkezleri kurmak ve desteklemek.

  • Sanat Eğitimi:

Sanat eğitimi imkanlarını artırmak.

  • Kültürel Çeşitliliğe Saygı:

Kültürel çeşitliliğe saygı duymayı teşvik etmek.

DİĞERLERİ:

Bireyselleştirilmiş Yaklaşımlar:

Her bireyin farklı ihtiyaçları olduğunu göz önünde bulundurarak, bireyselleştirilmiş yaklaşımlar geliştirmek.

Uzun Vadeli Çalışmalar:

Bilinçlendirme ve eğitim süreçleri uzun vadeli ve sürekli olmalıdır.

Değerlendirme ve Geliştirme:

Uygulanan programların sürekli olarak değerlendirilmesi ve geliştirilmesi gerekmektedir.

Toplumsal Katılım:

Tüm paydaşların (devlet, sivil toplum, özel sektör, vatandaşlar) katılımını sağlamak.

Sonuç

Bilgisiz ve bilinçsiz bir halka yardım etmek, toplumun tüm kesimlerinin ortak sorumluluğudur.

Bu süreçte, eğitim, katılım, ekonomik fırsatlar, sağlık hizmetleri, çevre bilinci ve kültürel zenginleşme gibi birçok farklı alan üzerinde çalışmak gerekmektedir.

Anahtar sözcükler:

·        Toplumsal bilinçlendirme

·        Eğitim

·        Sivil toplum

·        Kalkınma

·        Sürdürülebilirlik

.          Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2024.11.08, MŞ.

. (Araştırma ve incelemeye dayanan değerlendirme yazım.)