5 Temmuz 2025 Cumartesi

ORMAN YANGINLARINA

 . ORMAN YANGINLARINA KARŞI NE YAPABİLİRİZ?
.  Türkiye’de yangınlar, özellikle orman yangınları çok endişe verici ve üzücü bir durumdadır.
Neden sık, sık, birçok yerde birden yangın çıkıyor?
.  Bu yıl yine ayni durum:
26 Haziran-04 Temmuz 2025 tarihleri arasında 12 ilimizde meydana gelen 65 orman yangınıyla ilgili olarak Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı:
-“44 şüpheli şahıs gözaltına alındı. Bunların 10’u tutuklandı; 6’sı hakkında adli kontrol kararı uygulandı. 13 şüpheli şahsın ifadelerine başvuruldu, 15 şüphelinin ise adli işlemleri devam ediyor.” demiş.
Orman yangınlarını söndürmede geç mi kalınıyor?
Devlet çok daha iyi önlemler alıp, yardım yapmalıdır.
Akdeniz ikliminin etkisi altında olan Türkiye, yaz aylarında uzun süreli kuraklıklar ve yüksek sıcaklıklar yaşıyor.
Küresel iklim değişikliği yangın çıkma olasılığını artırıyor.
Kuru otlar, ağaçlar ve orman altı bitki örtüsü, küçük bir kıvılcımla bile hızla tutuşabilecek hale geliyor.
Yangınların büyük çoğunluğu insan kaynaklı: Anız yakma, piknik ateşi, sigara izmariti, elektrik telleri, ve çöpe atılan cam şişeler... gibi ihmaller ve “kasıtlı kundaklama” yangınlara yol açabiliyor.
Bu durum, yangınların daha kolay “yayılmasına” ve denetimin zorlaşmasına neden oluyor.
Bazı bölgelerde ise yerleşim yerleri ormanlık alanlara çok yakın.
Bu da hem yangın riskini artırıyor hem de yangın çıktığında yerleşim yerleri için büyük bir tehdit oluşturuyor.
Özellikle kuvvetli rüzgarlar, korların uzak mesafelere taşınmasına ve birden fazla yerde yangın çıkmasına neden olabiliyor.
Bu soru, her yangın döneminde sıklıkla dile getirilen önemli bir konu:
- Orman yangınlarını söndürmede geç mi kalınıyor? “Devlet daha iyi önlemler alıp, güçlü ve ivedi yardım yapabilir mi?
Devletin orman yangınlarıyla mücadelede daha “etkin ve kapsamlı” adımlar atması, yangınla savaşa çok önem vermesi... büyük önem taşıyor.
Ormanları “siyasi” çıkarları ve hedefleri için kundaklayanların olduğunu da duyuyoruz; bu girişimler önlenmeli ve suçlular en yüksek cezaları almalıdır.
Yangınlara “müdahale” süresi ve etkinliği, birçok etkene bağlı.
AFAD, Orman Genel Müdürlüğü, belediyeler, TSK... gibi farklı kurumlar arasındaki “iletişim ve eşgüdüm” de müdahale süresini etkileyebilir.
Yangın söndürmede en kritik unsurlardan biri, yangının “çıktığı anda” ne kadar sürede “fark” edildiği ve ilk “müdahalenin ne kadar çabuk” yapıldığıdır.
Özellikle aynı anda birden fazla yerde çıkan büyük yangınlarda, yeterli sayıda hava aracı (yangın söndürme uçakları ve helikopterler) ve kara ekibinin bulunmaması söndürme çalışmalarını çok zorlaştırabilir.
- Önleyici olarak yapılabilecek, yapılması “kesinlikle gerekli” olan bir çok davranış ve önlem vardır:
Yangınların büyük çoğunluğu insan kaynaklı olduğu için, halkın yangın riskleri ve korunma yolları konusunda sürekli eğitim alması hayati önem taşıyor.
Yangın riskinin yüksek olduğu bölgelerde, “kamera” sistemleri ve diğer “teknolojilerle” yangınları anında saptayacak “erken uyarı sistemlerinin” yaygınlaştırılması...
Ormanlarda yanıcı madde birikimini azaltmak için düzenli budama, seyreltme ve temizlik çalışmaları yapılması...
Yangınların yayılmasını engellemek ve müdahale araçlarının ulaşımını kolaylaştırmak için “yangın şeritleri” ve “orman yollarının” bakımı ve açılması...
Özellikle ormanlık alanlarda ve çevresinde “anız yakma, izmarit atma” gibi eylemlere karşı denetimlerin artırılması ve caydırıcı cezaların uygulanması.
Yangın “söndürme uçakları” ve helikopter filolarının modernize edilmesi ve “sayısının artırılması”... Ayrıca, daha fazla yangın söndürme aracı ve personelinin temin edilmesi...
Yangın söndürmede uzmanlaşmış, iyi eğitimli personel sayısının artırılması ve sürekli eğitimlerle becerilerinin güncel tutulması...
Yangın “haritalandırma, yayılım simülasyonları” ve “drone” gibi teknolojilerin yangınla mücadelede daha etken kullanılması...
Elektrik dağıtım şirketlerinin sorumluluğunda bulunan elektrik kablolarının ve direklerinin düzenli olarak denetimi ve onarımı...
Büyük yangınlarda uluslararası yardımlaşma ve işbirliği mekanizmalarının daha etkin hale getirilmesi ve asla geç kalınmaması...
Bir de bilinçli olarak “dış güçler” tarafından “uzaydan” yönetilen laser ile çalışan kundaklamalar olduğu söylencesi ortada dolaşıyor.
Türkiye'nin orman varlığımızı korumak hepimizin ödevidir.
Belediye itfaiyelerinde “yangın söndürme uçaklarının, helikopterlerinin” bulunması yangınla savaşı kolaylaştıracaktır.
Hem bireysel olarak daha dikkatli olmalı, hem de devletten bu konuda daha kapsamlı ve kalıcı çözümler beklemeliyiz.
Ciğerlerimizin yanmasına asla izin vermemeliyiz; zamanında ve güçlü önlemler alınmasını istemeliyiz.
Yurdumuzu her yönü ile korumak hepimizin en önemli görevi ve de sorumluluğudur.
. Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2025.07.05, Mff.


ATATÜRKÇÜ OLMAK

 .   ATATÜRKÇÜ OLMAK    .

. Türkiye cumhuriyetinini kuruluş ilkelerini benimseyen, Türk istiklal savaşını takdirle anan Atatürkün fikirlerine ve gösterdiği hedeflere, çağdaş uygarlık yolunda ilerlemek isteyen bir ülke olmayı kendine ön gören yurttaşlar için hangi tanımlama daha uygun olur?

Atatürk'ün İlkeleri ve Hedefleri Doğrultusunda Bir Yurttaş İçin En Uygun Tanım

Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ilkelerini benimseyen, Türk İstiklal Savaşı'nı takdirle anan, Atatürk'ün fikirlerine ve gösterdiği hedeflere uygun olarak çağdaş uygarlık yolunda ilerlemeyi kendine ön gören bir yurttaş için en uygun sıfat Atatürkçü'dür.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesini benimseyen ve Atatürk'ün çağdaş uygarlık hedeflerini kendine ilke edinen bir yurttaş için Atatürkçü sıfatı en doğru ve kapsayıcı tanımlamadır.

“ATATÜRKÇÜ” TANIMI NEDEN DAHA UYGUNDUR?

1-Kapsayıcılık:

"Atatürkçü" sıfatı, Atatürk'ün düşüncelerini, ilkelerini ve hedeflerini bir “bütün olarak” benimseyen kişiyi ifade eder.

Bu, yalnızca belirli bir döneme veya olaya odaklanmaktan ziyade, “Atatürk'ün geniş vizyonuna” sahip çıkmayı içerir.

2-İdeal ve Hedef Birliği:

Soruda belirtilen "çağdaş uygarlık yolunda ilerlemek isteyen" hedefi, doğrudan Atatürk'ün modernleşme ve medeniyetçilik idealini yansıtır.

Atatürkçülük, bu ideallere bağlılığı simgeler.

3-Devamlılık ve Güncellik:

Atatürkçülük, sadece geçmişte kalmış bir düşünce sistemi değil, aynı zamanda günümüz ve gelecek için de yol gösterici nitelikteki ilke ve inkılapları kapsar.

Bu nedenle, çağdaş uygarlık yolunda ilerlemeyi hedefleyen bir yurttaş için en doğru tanımlamadır.

Diğer Seçenekler Neden Daha Az Uygun?

1-Kemalist:

"Kemalist" terimi de Atatürk'ün düşüncelerini ifade etmekle birlikte, "Atatürkçü"ye göre daha çok akademik ve politik bağlamda kullanılan bir terimdir.

Gündelik dilde ve bir yurttaşın genel duruşunu tanımlamada "Atatürkçü" daha yaygın ve anlaşılır bir kullanımdır.

2-Kuvay-ı milliyeci:

"Kuvay-ı milliyeci" terimi, özellikle Türk Kurtuluş Savaşı dönemindeki Kuvayımilliye hareketine katılan veya bu hareketi destekleyen kişileri tanımlar.

Elbette İstiklal Savaşı'nı takdir etmek bu kapsamdadır ancak Atatürk'ün savaş sonrası reformlarını ve çağdaşlaşma hedeflerini “tam olarak kapsamaz”.

Bu terim, soruda bahsedilen geniş kapsamlı ve ileriye dönük vizyonu ifade etmekte yetersiz kalır.

ATATÜRKÇÜ olan kişi onun hangi ilkelerini, fikirlerini, hedeflerini benimsemiş olur?

Bir kişinin Atatürkçü olması, Mustafa Kemal Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda ve modernleşmesinde temel aldığı belirli ilkeleri, fikirleri ve hedefleri benimsemesi anlamına gelir.

Bu ilkeler ve hedefler, Türk toplumunun çağdaşlaşması ve refahı için bir yol haritası sunar.

ATATÜRK'ÜN İLKELERİ (ATATÜRK İLKELERİ)

Atatürk'ün ilkeleri, «Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Laiklik, Devletçilik ve İnkılapçılık» olmak üzere altı ana başlık altında toplanır.

Bir Atatürkçü, bu ilkelerin her birini içselleştirmiş olur ve onları ve savunur:

1-Cumhuriyetçilik:

Ulusal egemenliğin tek temsilcisinin halk olduğu ve devlet yönetiminde bu ilkenin esas alındığı bir sistemdir.

Atatürkçü, demokrasinin temel ilkelerine, cumhuriyete ve halkın seçme hakkının en üst değer olduğuna inanır.

Milli egemenliğe kayıtsız, koşulsuz bağlıdır.

2-Milliyetçilik: Ulusçuluk

Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan tüm yurttaşları kucaklayan, ortak bir tarih, dil ve kültüre sahip olma bilincini açıklar.

Ayrımcılık yapmayan, birleştirici ve barışçıl bir milliyetçilik anlayışıdır.

Atatürkçü, vatan sevgisi ve ulusal birliğe büyük önem verir.

3-Halkçılık:

Toplumun tüm bireylerinin kanun önünde eşit olduğunu ve hiç kimseye ayrıcalık tanınmaması gerektiğini savunan ilkedir.

Halkın yararını gözeten sosyal adaleti ve eşitliği esas alır.

Atatürkçü, toplumun “her kesiminin” refahı için çalışmayı hedefler.

4-Laiklik:

Devletin din işleriyle dünya işlerini birbirinden ayırması, din ve vicdan özgürlüğünü güvence altına almasıdır.

Hiçbir dinin veya inancın devlete egemen olmamasını, her vatandaşın inancına saygı gösterilmesini savunur.

Atatürkçü, bilim ve aklın rehberliğinde özgür düşünceyi benimser.

5-Devletçilik:

Özellikle Cumhuriyet'in ilk yıllarında, “ekonomik” kalkınmayı sağlamak amacıyla devletin ekonomide etken rol almasını tanımlar.

Özel sektörün yetersiz kaldığı alanlarda “devletin öncülük” etmesini ve ulusal çıkarları gözetmesini öngörür.

Atatürkçü, ulusal ekonominin bağımsızlığını ve güçlenmesini destekler.

6-İnkılapçılık:

Devrimcilik: Çağdaşlaşma ve ilerleme yolunda gerekli görülen köklü değişikliklerin, yeniliklerin ve devrimlerin “sürekli devam etmesini” tanımlar.

Durağanlığa karşı, sürekli “gelişime açık” olmayı vurgular.

Atatürkçü, çağdaşlaşmanın ve yeniliklerin kaçınılmaz olduğunu kabul eder.

ATATÜRK'ÜN FİKİRLERİ VE HEDEFLERİ

Atatürkçü olan bir kişi, yukarıda sayılan ilkelerle birlikte, Atatürk'ün genel fikir yapısını ve Türkiye için belirlediği stratejik hedefleri de benimser:

1-Tam Bağımsızlık:

Her alanda, özellikle siyasi, ekonomik ve kültürel bağımsızlık.

"Ya istiklal ya ölüm" ilkesini anlatan bu fikir, dış güçlerin “egemenliğine” asla boyun “eğmemeyi” esas alır.

2-Akıl ve Bilimin Rehberliği:

Her türlü dogmatik düşünceden uzak durarak, “bilimsel yöntemleri” ve “akılcı düşünceyi” rehber edinir.

2-Çağdaş Uygarlık Düzeyine Ulaşma ve Onu Aşma:

Türkiye'nin dünya üzerindeki en ileri uygarlık düzeyine ulaşmasını ve hatta onları geride bırakmasını hedeflemek.

Bu hedef, eğitimden sanayiye, sanattan teknolojiye kadar her alanda “sürekli gelişimi” gerektirir.

3-Barışçılık: Yurt içinde ve dünyada barışı temel ilke edinmek.

"Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesiyle, hem ülke içinde huzurun sağlanması hem de uluslararası ilişkilerde barışın korunması amaçlanır.

4-Türk Kadınının Toplumsal Hayattaki Yeri:

Kadın-erkek eşitliğini savunmak, kadının eğitim, siyaset ve iş hayatı da dahil olmak üzere toplumsal yaşamın her alanında etken rol almasını desteklemek.

5-Milli Egemenlik ve Demokrasi:

Halkın kendi kendini yönetme hakkına tam olarak inanmak ve bu hakkın vazgeçilmezliğini savunmak.

6-Eğitim Seferberliği:

Cehaletle mücadele ederek, modern ve bilimsel bir eğitim sistemiyle toplumun aydınlanmasını sağlamak gerir. Eğitimin temel ilkelerine ve hedeflerine ulusçu çıkarlar doğrultusunda bakar. Eğitimde şans eşitliğini gerçekleştirmek ister.

Her türlü çağ dışı ve bilimsel olmayan öğretim-eğitim yapılanmalarına izin vermez.

ÖZETLE,

. «Atatürkçü» olan bir kişi, Atatürk'ün bu temel ilkelerini kendi yaşam felsefesi olarak benimseyen, Türkiye'nin “çağdaşlaşma ve kalkınma” mücadelesinde Atatürk'ün gösterdiği hedeflere ulaşmak için çaba gösteren, kendisini devamlı geliştiren bir bireydir, bilinçli bir yurtseverdir.

Bu, yalnızca geçmişe bağlılık değil, aynı zamanda “geleceğe yönelik” dinamik ve “ilerici” bir duruşu sergilemektir.

Tüm bu nedenlerden dolayıdır ki Atatürkçü bir yurtsever, kendi özgür iradesine, kişiliğine sahip çıkar kendisini yetiştirmek ve donatmak için çabalar, eleştirel düşünceye göre araştırımalar yapıp, fikirler oluşturur; ülkesinin tüm varlıklarına ve bağımsızlığına sahip çıkar, bu yolda barışcıl mücadeleler verir.

. Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2025.07.05, Mff.