Üzerimize Düşen Nedir?
§
Ana
konumuz "algı yönetimi", algılamadaki, varsayımlardaki ajitasyonlar,
manipülasyonlardır."
§
İnsanların,
toplumlarıyla birlikte yönlendirilmesi, onların kendi "insani
akıllarını" kullanmaktan ziyade verilen zihin yönetimlerinin etkisinde
kalarak "davranmalarıdır".
§
Bunun
için de bildiğiniz gibi moda, TV, sinem, basın, yayın, müzik, romanlar ve son
dönemde de dijital ürünler... kullanılmaktadır.
§
Hiç
ayırdına varmadan "o görünenin" içinde, kıyısında, ardında verilen
yeni komutlar , yeni emirlerle günümüzün "modern" insanı bir zihin
yönetimi altında tutulur.
§
Duygu
ve duyumsama, hissetme, sezmek, sezi, sezgi, hiss- i gablel vuku... bu
tanımlamalar da var ise de konumuz gereği asıl anlamak gereken "zihinsel
olguları, var sayımları, karar verme aşamasında "yönlendirme", özgür
iradenin başkaları tarafından "ele geçirilmesidir."
§
İnsanın
kendi başına doğal, genetik özelliklerinin, huzurlu, geleneksel değerleriyle
donatılmış bir statik bir toplumda gelişmesi ve kendi özgür iradesini ve
kişilik gelişimini ilerletebilmesi "esas olan ve güzel olan, iyi olandır.
§
Benim
üzerinde durduğum ise, özellikle "son yıllarda" toplum içindeki
bireyin kendi "özgür iradesine" yapılan etkiler, baskılar,
yönlendirmelerdir.
§
Örneğin
Asya'nın en yüksek yörelerindeki bir kasaba da bile bir insanın, artık bir
LEVİS jeans giymeyi istemesi ve bunu iyi, doğru ve güzel kabul etmesidir.
§
Tıpkı
bir İstanbul, Berlin, Tokyo, New York insanında olduğu gibi..
§
İnsana
neyin "doğru, güzel, yakışan ve modern, iyi ve bir ihtiyaç" olduğunun
KABUL ETTİRİLME çabalarıdır, asıl sorun olan.
§
Bu
sisteme karşı çıkarak bireysel gelişimini özgürce tamamlayabilmek ise gittikce
zorlaşmaktadır.
§
Bizim
asıl sorunumuzun "kendimize" sahip çıkmak olduğunu, ya da çıkamamak
olduğunu sizler benden daha iyi gözlemlersiniz.
§
En
azından 100 yıllık bir savaşın etkisi altındaki Türkiye her dönemiyle bir
saldırı içinde kalmıştır.
§
Hiç
kesintisiz olarak Türk milleti parçalatılmağa, ayrıştırılmağa, düşman kardeşler
yapılmağa çalışılmıştır.
§
Bize
lazım olan "namuslu ve vicdanlı" sınıflar ise hep dışarıdan gelen
"zihin yönetimi" ile manipüle edilmiştir.
§
Zor,
ama zor, çok da zor günlerin bizleri beklediği Türkiye'de Türk milletinin
içinden birilerinin adamı "olmadan" ayakta kalabilmeyi önemsiyorum.
§
Cumhuriyetin
kuruluşuna ve Milli Kurtuluş Savaşı"na Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e çok
büyük saygı duyuyorum.
§
Dünya
tarihinde bir örneği bulunmayan kuruluş öykümüzü yine "O" yendik
dediğimiz güçler yeniden yok etmek istiyorlar.
§
İnsanın
elinde bulunan gerçek değerlere yine kendisinin sahip çıkması gerektiğine ve bu
yolda da emek ve düşünce üretmesi gerektiğine inanıyorum.
§
Yaşam
doğumla başlar ve ilahi kararla, ölümle sonlanır.
§
Öğrenmek
ve de iş görmek de yine doğumla başlar ve Allah'a yolculukla biter.
§
Ben
bir "kul" isem bana bir "akıl" verilmiş ise ben de o
emanete en iyi biçimiyle bakmalıyım, onu korumalı ve de "beşeri"
haliyle geliştirmeliyim.
§
DİN
ve dinler tarihi tabii ki en önemli bir alandır bilimin her alanında.
§
"Kimseye
kul olmadan" öğrenilmelidir.
§
Tek
ve yine de "en güçlü İLAH bir ALLAH'tır" demenin ve "O"nun
son gönderdiği kitabın da öğrenilmesinin "anlamının kavranması"nın
çok önemli olduğunu düşünüyorum.
§
Çünkü
"insanlık tarihi" ayni zamanda bir "dinler ve inançlar tarihi"dir.
§
Sen
bir geri kalmış milletin bir bireyi olarak "yaşamının bir anlamı olsun"
diyor isen de en azından senin ve senin milletin, halkın, yurttaşın üzerinde "oynanan"
eski, yeni oyunlara "azıcık bir ışıkla" da olsa "pencere"
açmalısın.
§
Nerde,
ne kadar çok modern denilen "şey" varsa tabii ki teknik anlamda bilgi
ve bilim anlamında insanlığın ortak malıdır.
§
Bu
hepimizi sevindirir ve de ortaya çıkan her yeni ürünü alır, kullanırız.
§
Bu
teknik ve bilimsel gelişmelerin arkasında kimler vardır?
§
Kimlerin
gücü ile, parası ile "ne aşamalardan geçerek" üretilmiştir?
§
Neden
bu güçler hiç durmadan araştırırlar, felsefe ve düşünce, bilgi
"ürettirirler"?
§
Sadece
para mıdır hedefleri?
§
Hayır!
§
Kesinlikle
değil!
§
Zaten,
parasal anlamda, yatırım ve yatırım alanları anlamında da çok güçlüdürler.
§
Siyasi
anlamda da her türlü etki ve güce sahiptirler.
§
İstedikleri
yerde, istedikleri ülkede kendi hedefleri doğrultusunda planları vardır,
bunları uygularlar ve kazanırlar.
§
Oralardaki
yöneticileri, bilim insanlarını, önde gelen kurumları ve kişileri kendilerine
inanacak bir biçime getirebilirler.
§
Öyle
yöntemler uygulanır ki o kişiler çok iyi şeyler yaptıklarına bile inanırlar.
§
Hedeflerinden
hiç şaşmazlar.
§
Peki
bu kadar güçlü olan ve her şeyi elde etmiş olanların hiç durmadan yine de
çalışmalarının nedeni NE olmalıdır?
§
Nedir?
§
Ne
gibi başka HEDEFLERİ vardır?
§
İşte
bu soruyu araştırmayın, bu konulara kafa yormayın, DÜŞÜNMEYİN diye didinirler,
uğraşırlar.
§
Planları
ve uyguladıkları her şey "SİZİN DÜŞÜNMEMENİZ" içindir.
§
Bu
son cümlem sadece bugün için değildir.
§
"Güç
odakları" diye kabul edilen gruplar hep vardı.
§
Her
türlü yolu ve taktikleri de kullandılar.
§
Bunların
en çok kullandıkları alan ise hep "DİN çevresi"nde olmuştur.
§
Bugüne
baktığımızda ise kendilerince son planlarına yaklaştıklarını düşünmektedirler.
Hedeflerine giden yolda yavaş yavaş ve emin adımlarla ilerlediklerini
düşünüyorlar.
§
Finansal
ve siyasi güç için değil, İNAÇLARI gereği bu yoldalar.
§
Ortak
bir bileşke ile oluşturdukları İNANÇ temeli nedir ki böyle bir ETKİ
merkezidirler? Böyle düşünmeyin isterler.
§
Ortada
dolaşan araştırmalar için, o konularda yazılmış birçok kitabı da kendi
verileriyle donatarak yazdırırlar ve dünyaya sunarlar.
§
Bunun
için de solcusu, aydını, sosyal demokratı, entelektüeli, liberali, ve de bilim
adamı... hep asıl DİN konusundan uzaklaşsın ve bu DİN ile ilgili araştırma ve
düşünce alanına girmesin isterler.
§
DİN
denilince doğal olarak "ayni araştırma yolunda" felsefe ve DİNLER
TARİHİ dinsel yapılar... doğu ve batı dünyası, tarihteki aşamalar, güç
odakları, gizli örgütler, tarikatlar vb... karşımıza çıkacaktır.
§
Gizli
örgütler, esrarlı bilgiler, ezoterik örgütler... hep kafalarda yer etsin diye
de isterler ve büyük bir kargaşa ortamı hazırlarlar.
§
İsterler
ki kendilerini "demokrat" ya da SOL kabul eden kitleler başka
şeylerle, günlük tartışmalarla, sözde politikalarla uğraşsınlar.
§
Kendilerine
verilen kitaplara, kendi fraksiyonel tarihlerine ve kendi iç kültürlerine
sarılsınlar, başkaca olanlar ise hep karşı çıksınlar!
§
Öte
taraftan muhafazakarı, dindarı, dinci ve tutucu kesim ise tam ters bir
yönlendirme ile hep DİN ile meşgul olsun, tarikatlar dünyasında yaşasın, o
alanın dışına çıkmasın isterler.
§
Bu
gruba da DİN adına ne anlamak gerektiğini, neyin din neyin din olmadığını da
yine bu "büyük güçler" empoze ederler.
§
Felsefe,
mantık, teknik, bilim, düşünme gibi alanlara pek prim verilmez.
§
DİNLER
tarihi olarak da yoğunlukla ancak kendi mezhep, tarikat ve cemaatlerini,
topluluklarının öne sürdüğü "tarih" ve olaylar, efsaneler, kişiler
tanıtırlar.
§
Burada
da ana hedef insanların "sadece" kendilerine verilen yerde
durmalarıdır.
§
DÜŞÜNMEK
ve araştırma yapmak ve neden-sonuç ilişkisinden uzak tutmaktır.
§
Yetiştirilen
insanlar ve onlara verilen kültür ve eğitim de hep bu yolda geliştirilmiştir.
§
Ülke,
devlet ve millet hep bu matematiksel yöntemle kurgulanmıştır.
§
Bize,
akıllı "insanımıza gereken" ise bugün "özgür irade",
"araştırmak" ve "düşünmektir.
§
Bunların
doğal sıralamasından sonra da elde etiklerini, anladıklarını
"yazmaktır".
§
Bu
kadar basit!
§
Benim
için bu tanımlamaların yanı sıra "inanın" en büyük güç ise
"O"dur.
§
ONUN
varlığını ve gücünü de kendinizde algılamalısınız ki kendi yolunuzda, sağlam ve
de özgüvenle, sağlıkla ilerleyebilesiniz.
§
Gerisi
laf, laf ve ritüellerdir, alışkanlıklar, sıradan uygulamalardır.
§
Bir
birey olarak "tek insan" olarak "ne yapmamız gerektiğini"
kavrayıp, azıcık da "uygulayabilsek" ne mutlu olurduk...
§
Okumayan, sorgulamayan, düşünemeyen ve sadece
beğenilmek, şirin görünmek isteyen insanların durumu tam da "algı
yönetimi" uygulayan güçlerin "istediği" bir yapıdır.
§
Tüm bildikleri, gittikleri okullar v. b. bu
amaca yarar olmuştur.
§
Her bir birey tek, tek kendini sorgulamalıdır,
değerlendirmelidir her şeyden önce:
1. Nerelere, nelere zaman ayırmıştır?
2. Yaşamında nelerle uğraşmıştır?
3. Ne tür insanlarla zamanını geçirmiştir?
4. Ne denli boş ya da ne denli yararlı işler yapmıştır?
5. Ne kadar ve ne tür okumalar yapmıştır?
6. Neleri ve ne kadar yazmıştır?
7. Kendi kişisel gelişim düzeyi ne durumdadır?
8. Dünyayı ve insanlığı ne denli, ne kadar tanımaktadır?
9. Algı gücü ve sağ duyusu ne denli güçlüdür?
10. Kişilik özellikleri nelerdir?
11. Hangi ilkelere sahiptir?
12. Yaşamdan neler beklemektedir?
§
İLKELERİ olmayan bireylerin "bilinç
düzeyleri" de düşük kalır.
§
Beşeri düşüncemizin gelişmesi ve kullanılır
olması gerekir ki "sağlıklı düşünce"miz de birlikte gelişebilsin ve
olayları yorumlayabilsin.
Saygılarımla...
Öğretmen
Gönen ÇIBIKCI,
21.07.2018,
K.
2020.04.17,
MŞ.