. ANADİLİMİZ TÜRKÇE
. RESMİ
DİLİMİZ TÜRKÇE .
§
Dilin
varlığı, değeri ve kullanımı o ulus için tam anlamıyla onun birer parçasıdır.
§
Ülkenin,
devletin özgürlüğü ve bağımsızlığı ne denli önemli ise dilin de özgür ve
bağımsız olması onu daha güçlü ve değerli kılar.
§
Her
alanda olduğu gibi dile de saldırılar ve yozlaştırma girişimleri olabilir,
olmaktadır da...
§
Bu
alanda algı-zihin operasyonları kullanan emperyalist hedefliler “halkın”,
bireyin "özgür iradesine" saldırılarda bulunmuş olurlar.
§
Doğrudan
olmaz belki, ama dolaylı yollardan “ele geçirilen” bireyin iradesi her türlü
özentiye açıktır, bilinçsizce yapılan dil kullanım “hataları” ile
kendilerine bir özellik kazandırdığını düşünen kesimler bunu günün “ortaya
atılan” etkileri ile yaparlar ve sürüye takılırlar.
§
Dil,
anadili kuşaktan kuşağa geçer ve arı, duru ve varsıllaştırılmış olarak ileriki
çağlara gönderilir.
§
Anadilimiz,
özdilimiz olan Türkçe birçok yapısal özelliklerinden dolayı da çok güçlü bir
kullanıma ve vurgulamalara sahiptir.
§
Bir
dile başka dillerden sözcükler, kalıplar ya da uygulamalar yerleştirildiğinde
anadil bundan zarar görür ve öz değeri düşer.
§
Türkçe
“sözcük, tümce, ses değerleri ve kullanımları ile” son derece varsıldır.
§
“Günlük
dil” olduğu kadar “yazı dili” ve “bilim dili” olarak da çok geniş kullanma
alanına sahiptir.
§
Yeter
ki bunu anlayalım, koruyabilelim ve geliştirelim.
§
Bize
düşen “dilimize olan saldırılara karşı uyanık olmak, onu korumak ve bir dil “bilinci”
kazanmaktır”.
§
2025
yılında dijital çağdan baktığımızda geçmişten gelen sesleri iyi
kavrayabileceğiz:
§
“13 Mayıs 1277” tarihinde Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından
yayınlanan
§
-“Bugünden
sonra divanda, dergâhta, çargâhta, mecliste ve meydanda Türkçe'den başka dil
kullanılmayacaktır” fermanı son derece gerçekçi bir biçimde açıklanmış
ve gerçekçi bir biçimde anlaşılmıştır.
§
Türkiye Cumhuriyeti
Devleti anayasasında dilimize değer vermiş ve devletin “resmi” dilinin Türkçe
olduğunu saptamıştır. Bu kural yasaldır ve herkes için bağlayıcıdır.
§
Resmi kurumlar,
devlet, kamu her alanda yazılı ve kayıtlı olmak üzere Türkçe kullanmak zorundadır.
§
Özel yaşamında her
birey “istediği dili” kendi alanında kullanır, öğrenir ve öğretebilir. Bu da
bilimsel özgürlük, sanata ve yazına verilen değerden, “hak”tan dolayıdır.
§
Bir de “çokdilli”
aileler, bireyler olabilir, hiç sakıncası yoktur ve de bir varsıllıktır.
§
Dilin gelişimi, daha
anlaşılır ve nitelikli olması için de her birey kendi alanında o dilden
yazılar, kitaplar okumalıdır.
§
Genel anlamda okumak
ve seslendirmek ile dil çok daha gelişir ve genişler, derinleşir...
§
Bunun için de çok
erken yaşlardan başlayıp, düzenli ve meraklılıklarla dolu “okumalar”
yapmalıyız.... Yemek içmek gibi, hava alıp, vermek gibi..
§
Bireyin “entelektüel”
düzeyi de böylece yükselir ve zihinsel niteliği, esnekliği artar.
§
Ben “dil” denilen “düşünme,
iletişim ve yaşam aracını” hem çok değerli buluyorum, hem de seviyorum...
§
Evet
“EN AZ ÜÇ DİL BİLECEKSİN, EN AZINDAN ÜÇ DİLDE...” şiir olarak böyle vurguluyor
Bedri Rahmi Eyüboğlu dil ile bireyin özdeşleşmesini...
§
Şiiri
siz de bulup, bugün bir de kendiniz için okuyun...
§
13
mayıs geldiğinde Türkçe’nin “resmî dil” olarak ilan edilişinin yıl dönümünü
kutluyoruz.
§
13 MAYIS “TÜRK DİL BAYRAMI” KUTLU OLSUN.
. Öğretmen Gönen
Çıbıkcı, 2025.05.13,
Mff..