12 Mayıs 2025 Pazartesi

TÜRKÇE

.   ANADİLİMİZ TÜRKÇE

.  RESMİ DİLİMİZ TÜRKÇE   .

§        Dilin varlığı, değeri ve kullanımı o ulus için tam anlamıyla onun  birer parçasıdır.

§        Ülkenin, devletin özgürlüğü ve bağımsızlığı ne denli önemli ise dilin de özgür ve bağımsız olması onu daha güçlü ve değerli kılar.

§        Her alanda olduğu gibi dile de saldırılar ve yozlaştırma girişimleri olabilir, olmaktadır da...

§        Bu alanda algı-zihin operasyonları kullanan emperyalist hedefliler “halkın”, bireyin "özgür iradesine" saldırılarda bulunmuş olurlar.

§        Doğrudan olmaz belki, ama dolaylı yollardan “ele geçirilen” bireyin iradesi her türlü özentiye açıktır, bilinçsizce yapılan dil kullanım “hataları” ile kendilerine bir özellik kazandırdığını düşünen kesimler bunu günün “ortaya atılan” etkileri ile yaparlar ve sürüye takılırlar.

§        Dil, anadili kuşaktan kuşağa geçer ve arı, duru ve varsıllaştırılmış olarak ileriki çağlara gönderilir.

§        Anadilimiz, özdilimiz olan Türkçe birçok yapısal özelliklerinden dolayı da çok güçlü bir kullanıma ve vurgulamalara sahiptir.

§        Bir dile başka dillerden sözcükler, kalıplar ya da uygulamalar yerleştirildiğinde anadil bundan zarar görür ve öz değeri düşer.

§        Türkçe “sözcük, tümce, ses değerleri ve kullanımları ile” son derece varsıldır.

§        “Günlük dil” olduğu kadar “yazı dili” ve “bilim dili” olarak da çok geniş kullanma alanına sahiptir.

§        Yeter ki bunu anlayalım, koruyabilelim ve geliştirelim.

§        Bize düşen “dilimize olan saldırılara karşı uyanık olmak, onu korumak ve bir dil “bilinci” kazanmaktır”.

§        2025 yılında dijital çağdan baktığımızda geçmişten gelen sesleri iyi kavrayabileceğiz:

§        13 Mayıs 1277” tarihinde Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından yayınlanan

§        -“Bugünden sonra divanda, dergâhta, çargâhta, mecliste ve meydanda Türkçe'den başka dil kullanılmayacaktır” fermanı son derece gerçekçi bir biçimde açıklanmış ve gerçekçi bir biçimde anlaşılmıştır.

§        Türkiye Cumhuriyeti Devleti anayasasında dilimize değer vermiş ve devletin “resmi” dilinin Türkçe olduğunu saptamıştır. Bu kural yasaldır ve herkes için bağlayıcıdır.

§        Resmi kurumlar, devlet, kamu her alanda yazılı ve kayıtlı olmak üzere Türkçe kullanmak zorundadır.

§        Özel yaşamında her birey “istediği dili” kendi alanında kullanır, öğrenir ve öğretebilir. Bu da bilimsel özgürlük, sanata ve yazına verilen değerden, “hak”tan dolayıdır.

§        Bir de “çokdilli” aileler, bireyler olabilir, hiç sakıncası yoktur ve de bir varsıllıktır.

§        Dilin gelişimi, daha anlaşılır ve nitelikli olması için de her birey kendi alanında o dilden yazılar, kitaplar okumalıdır.

§        Genel anlamda okumak ve seslendirmek ile dil çok daha gelişir ve genişler, derinleşir...

§        Bunun için de çok erken yaşlardan başlayıp, düzenli ve meraklılıklarla dolu “okumalar” yapmalıyız.... Yemek içmek gibi, hava alıp, vermek gibi..

§        Bireyin “entelektüel” düzeyi de böylece yükselir ve zihinsel niteliği, esnekliği artar.

§        Ben “dil” denilen “düşünme, iletişim ve yaşam aracını” hem çok değerli buluyorum, hem de seviyorum...

§        Evet “EN AZ ÜÇ DİL BİLECEKSİN, EN AZINDAN ÜÇ DİLDE...” şiir olarak böyle vurguluyor Bedri Rahmi Eyüboğlu dil ile bireyin özdeşleşmesini...

§        Şiiri siz de bulup, bugün bir de kendiniz için okuyun...

§        13 mayıs geldiğinde Türkçe’nin “resmî dil” olarak ilan edilişinin yıl dönümünü kutluyoruz.

§         13 MAYIS “TÜRK DİL BAYRAMI” KUTLU OLSUN.

.   Öğretmen Gönen Çıbıkcı, 2025.05.13, Mff..