. KLEPTOKRASİ NEDİR?
Kleptokrasi, belirli bir ülkede iktidarı ele geçiren bir grup veya ailenin, ülkenin kaynaklarını sistematik olarak kendi çıkarları için kullandığı bir yönetim biçimidir.
Bu durum,
demokrasinin kurumlarının tam olarak yerleşmediği ülkelerde daha sık görülür ve
bu ülkelerin gelişimi önündeki en büyük engellerden birini oluşturur.
Kleptokrasi,
Yunanca “klepto” (çalmak) "hırsız" anlamına gelen "kleptes"
ve "yönetmek" anlamına gelen “kratos” (güç) kelimelerinden
türemiştir.
Sözcük
anlamı olarak "hırsızlar yönetimi" anlamına gelir.
Siyasi
bilimde ise bir ülkenin yöneticilerinin, kamu kaynaklarını ve yetkilerini kendi
kişisel zenginliklerini ve çıkarlarını artırmak için sistematik olarak
kullandığı bir yönetim biçimini ifade eder.
Bu sistemde
yolsuzluk yaygındır ve devletin kaynakları yöneticiler ve onların yandaşları
tarafından yağmalanır.
Bu yönetim
biçiminde, devleti yönetenler, halka ait kamu kaynaklarını kişisel servetlerini
arttırmak için kullanır.
Kleptokrasi
"yönetici sınıf" ya da "parti" için bir "saadet
zinciri"dir.
Yapılan "yasa
dışı servet" edinme işlemlerine göz yuman liyakatsiz bürokrat ve memurlar
kullanılır.
Devlet
kaynaklarının "soyulmasına" bir de vasıfsız kadroların tetiklediği
kötü yönetim eklenince halk hızla "yoksullaşır".
Sadece
küçük bir azınlığın çıkarını gözetirken, toplumun genel refahını ve geleceğini
olumsuz etkiler.
Kleptokrasi
bir ülke için en zararlı yönetim biçimlerinden biridir.
Bir ülkenin "kleptokrasi"
olarak etiketlenmesi karmaşık ve hassas bir konudur.
Bu tür iddialar genellikle
uluslararası yolsuzluk algı endeksleri, sivil toplum raporları ve gazetecilik
araştırmalarına dayanır.
Ancak, kesin bir hukuki veya siyasi
tanı koymak her zaman mümkün olmayabilir.
A) Kleptokrasinin
Özellikleri Nelerdir?
1-Hukukun
Üstünlüğünün Zayıflaması: Yöneticiler kendilerini hukukun üzerinde görürler ve
hesap vermezler.
2-Devlet
Kaynaklarının Kişisel Çıkarlar İçin Kullanılması: Kamu fonları, yöneticilerin
ve yakınlarının lüks yaşamları, özel projeleri veya yandaş şirketleri
desteklemek için kullanılır.
3-Otoriter
Eğilimler: Kleptokratik rejimler genellikle otoriterleşme eğilimindedir çünkü
hesap verebilirlik ve şeffaflık rejim için tehdit oluşturur.
4-Yaygın
Yolsuzluk: Rüşvet, zimmet, kayırmacılık ve kamu ihalelerinde usulsüzlükler
temel özellikleridir.
5-Şeffaflık
ve Hesap Verebilirliğin Olmaması: Kamu kaynaklarının kullanımı gizlidir ve
denetlenemez.
6-Kurumsal
Zayıflık: Yargı, medya ve sivil toplum gibi denetleyici kurumlar ya
etkisizleştirilir ya da yöneticilerin kontrolü altına alınır.
7-Ekonomik
Kalkınmanın Engellenmesi: Yolsuzluk ve kaynakların kötüye kullanılması ekonomik
büyümeyi olumsuz etkiler, yatırımcı güvenini sarsar ve eşitsizliği artırır.
-İnsan
Hakları İhlalleri: Eleştirel sesler susturulabilir, muhalefet baskı altına
alınabilir ve temel hak ve özgürlükler kısıtlanabilir.
B) Kleptokrasi
Nasıl Çalışır?
Kleptokratik
bir sistemde yöneticiler, devletin tüm kademelerinde bir yolsuzluk ağı
kurarlar. Bu ağ sayesinde kamu ihalelerinden, özelleştirmelerden, vergi
kaçırmadan ve diğer kamu kaynaklarından büyük miktarlarda para ve mal varlığı
transfer ederler. Bu süreç genellikle şu şekillerde işler:
1-Rüşvet
ve Komisyonlar: Kamu görevlileri, işleri hızlandırmak, izin almak veya avantaj
elde etmek isteyen kişi ve şirketlerden düzenli olarak rüşvet alırlar. Büyük
projelerde ise yandaş şirketlere ihale verilmesi karşılığında yüksek
komisyonlar talep edilir.
2-Zimmet
ve Hırsızlık: Devlet bütçesinden doğrudan para çalınabilir veya hayali projeler
üzerinden kamu fonları kendi hesaplarına aktarılabilir.
5-Kayırmacılık
ve Nepotizm: Önemli devlet pozisyonlarına liyakate bakılmaksızın yöneticilerin
akrabaları, arkadaşları veya yandaşları atanır. Bu kişiler de yolsuzluk
sisteminin bir parçası haline gelir.
6-Özelleştirme
Yoluyla Varlık Transferi: Kamuya ait değerli şirketler veya araziler, düşük
fiyatlarla yöneticilere yakın kişilere veya şirketlere satılır.
7-Vergi
Kaçırma ve Kara Para Aklama: Yöneticiler ve yandaşları, vergi kaçırarak elde
ettikleri yasadışı gelirleri karmaşık finansal işlemlerle aklarlar.
8-Medya ve
Muhalefetin Baskılanması: Yolsuzluk iddialarının ve eleştirilerin kamuoyuna
ulaşmasını engellemek için medya kontrol altında tutulur ve muhalif sesler
çeşitli yöntemlerle susturulur.
C) Kleptokrasinin
Yararları ve Zararları Nelerdir?
1-Yararları:
Kleptokrasinin toplum geneli için herhangi bir yararı yoktur. Sadece
iktidardaki küçük bir zümrenin aşırı zenginleşmesine hizmet eder.
2-Zararları:
Devlet kaynaklarının verimsiz ve yanlış kullanımı ekonomik kalkınmayı engeller.
Yatırımcı
güveni azalır, doğrudan yabancı yatırım düşer.
Kamu borcu
artar.
Eşitsizlik
ve yoksulluk artar.
Yerli
sanayi ve tarım zarar görür.
Hukukun
üstünlüğünün zayıflaması adalete olan inancı sarsar.
Devlete
olan güven azalır.
Sosyal
huzursuzluk ve kutuplaşma artar.
İnsan
hakları ve temel özgürlükler ihlal edilir.
Demokratik
kurumlar işlevsiz hale gelir.
Uluslararası
alanda ülkenin itibarı zedelenir.
Yolsuzluğun
yaygınlaşması toplumda ahlaki değerlerin erozyonuna yol açar.
D) Kleptokrasi
için kullanılan başka sözcükler ve benzer kavramlar bulunmaktadır:
. "Hırsızlar rejimi" ve "yağma
düzeni" gibi doğrudan Türkçe karşılıkları olduğu gibi, "yolsuzluğun
yaygınlığını" veya "yöneticilerin niteliğini" vurgulayan
"yolsuzluk devleti", "kakistokrasi", "oligarşi"
ve "plütokrasi" gibi benzer kavramlar da kleptokrasiyi tanımlamak
veya onunla ilişkili durumları ifade etmek için kullanılabilir.
1) Eş
Anlamlı veya Yakın Anlamlı Sözcükler:
-Hırsızlar
rejimi: Kelime anlamı olarak kleptokrasiye en yakın Türkçe karşılıktır ve
anlamını doğrudan ifade eder.
-Yağma
düzeni: Devlet kaynaklarının sistemli bir şekilde yağmalanmasını vurgular.
-Soygun
düzeni: Ülkenin kaynaklarının talan edilmesini ifade eder.
2) Benzer
Kavramlar:
-Yolsuzluk
devleti (Corruption state): Yolsuzluğun devletin tüm kademelerine yayıldığı ve
sistemin temel işleyiş biçimi haline geldiği durumları tanımlar. Kleptokrasi,
yolsuzluk devletinin bir türü olarak kabul edilebilir.
-Kakistokrasi
(Kakistocracy): En kötü, en yeteneksiz veya en ahlaksız kişilerin yönetimi
anlamına gelir. Kleptokratik yönetimler genellikle kakistokratik özellikler
gösterir.
-Oligarşi
(Oligarchy): Küçük bir zümrenin veya grubun devleti yönettiği sistemdir.
Kleptokraside
de genellikle küçük bir yönetici elit kendi çıkarlarını ön planda tutar.
-Plütokrasi
(Plutocracy): Zenginlerin yönetimi anlamına gelir.
Kleptokratik
yöneticiler genellikle yasadışı yollarla büyük servetler edindikleri için
plütokratik eğilimler gösterebilirler.
-Kronizm
(Cronyism) ve Nepotizm: Kayırmacılık ve akraba kayırmacılığı anlamına gelir.
Kleptokratik sistemlerde bu tür uygulamalar yolsuzluğun yaygınlaşmasına zemin
hazırlar.
E) Kleptokrasi
hangi ülkelerde ne zaman görülmüştür?
Kleptokrasi, insanlık tarihi boyunca
farklı şekillerde ve farklı yoğunluklarda görülmüştür.
Özellikle zengin doğal kaynaklara
sahip, siyasi kurumları zayıf ve hukukun üstünlüğünün tam olarak sağlanamadığı
ülkelerde ortaya çıkma eğilimi göstermiştir.
Soğuk Savaş sonrası dönemde,
Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla ortaya çıkan bazı "bağımsız"
devletlerde ve Afrika ile Latin Amerika'daki bazı ülkelerde yolsuzluğun
artmasıyla kleptokratik eğilimler güçlenmiştir.
Kleptokrasi, insanlık tarihi boyunca "farklı
şekillerde" ve farklı yoğunluklarda görülmüştür.
Özellikle "zengin doğal
kaynaklara" sahip, siyasi kurumları zayıf ve hukukun üstünlüğünün tam
olarak "sağlanamadığı" ülkelerde ortaya çıkma eğilimi göstermiştir.
Soğuk Savaş sonrası dönemde,
Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla ortaya çıkan bazı bağımsız devletlerde ve
Afrika ile Latin Amerika'daki bazı ülkelerde yolsuzluğun artmasıyla
kleptokratik eğilimler güçlenmiştir.
Kesin olarak "şu ülke
kleptokrasidir" demek zordur çünkü bu tür yönetimler genellikle yolsuzluk
ve şeffaflık eksikliği üzerine kuruludur.
Ancak, yolsuzluk iddiaları ve
uluslararası raporlar ışığında bazı ülkeler ve liderler kleptokrasi ile
ilişkilendirilmiştir:
Suharto (Endonezya): 1967-1998
yılları arasında devlet başkanlığı yapan Suharto'nun ailesi ve yakın
çevresinin, devlet kaynaklarını büyük ölçüde zimmetine geçirdiği iddia
edilmektedir.
Ferdinand Marcos (Filipinler):
1965-1986 yılları arasındaki yönetimi boyunca Marcos ve ailesinin milyarlarca
dolarlık kamu fonunu kişisel hesaplarına aktardığı belirtilmektedir.
Mobutu Sese Seko (Zaire - günümüzdeki
Kongo Demokratik Cumhuriyeti): 1965-1997 yılları arasında ülkeyi yöneten
Mobutu'nun, ülkenin zenginliklerini kendi lüks yaşamı için harcadığı ve büyük
miktarda serveti yurt dışına kaçırdığı bilinmektedir.
Sani Abacha (Nijerya): 1993-1998
yılları arasındaki askeri diktatörlüğü sırasında Abacha'nın milyarlarca doları
zimmetine geçirdiği uluslararası soruşturmalarla ortaya konmuştur.
Jean-Claude Duvalier (Haiti):
1971-1986 yılları arasında babasının yerine geçen Duvalier'in, ülkenin
kaynaklarını kendi ve ailesinin refahı için kullandığı iddia edilmektedir.
F) Günümüzde Kleptokrasi İle
İlişkilendirilen Bazı Ülkeler:
Kesin bir yargı olmamakla birlikte, yolsuzluk
algısı yüksek ülkeler:
Rusya: Bazı siyaset bilimciler ve
raporlar, Rusya'da devlet kaynaklarının belirli bir elit grup tarafından
kontrol edildiğini ve yolsuzluğun yaygın olduğunu belirtmektedir.
Ukrayna: Özellikle Sovyetler
Birliği'nin dağılmasının ardından ve sonraki dönemlerde yolsuzluk önemli bir sorun
olarak varlığını sürdürmüştür.
Nijerya: Doğal kaynaklardan elde
edilen gelirlerin yönetimi konusunda yolsuzluk iddiaları devam etmektedir.
Venezuela: Ekonomik kriz ve yolsuzluk
iddiaları ülkenin kaynaklarının kötüye kullanıldığı yönünde endişelere yol
açmıştır.
Orta Asya Ülkeleri (Örn:
Türkmenistan, Kazakistan, Azerbaycan): Bu ülkelerde de liderlerin ve yakın
çevrelerinin büyük servet edindiği ve yolsuzluğun yaygın olduğu yönünde
raporlar bulunmaktadır.
Afrika'daki Bazı Ülkeler (Örn:
Angola, Ekvator Ginesi): Doğal kaynak zenginliğine rağmen halkın refah
düzeyinin düşük olması ve yöneticilerin aşırı zenginliği yolsuzluk ve
kleptokrasi iddialarını gündeme getirmektedir.
. Öğretmen Gönen
ÇIBIKCI, 2025.04.07, MŞ.
. (Araştırma ve değerlendirme yazım)