TOPLUMUN ÇOĞUNLUĞU
Bazı
kişiler kendilerine değer verilmediğini, çalışmalarının, yazdıklarının takdir
görmediğini düşünürler, üzülürler...
Temelde
o kadar çok haklıdırlar ki...
İnsanların
gelişmesi için, toplumun aydınlanması için kendi zamanlarından ödün vererek,
emek harcayarak ve de çok çalışarak tüm donanımlarını ve bilgilerini kullanarak
yazılar yazarlar ve sunarlar...
Asıl
gerçek ise şudur:
Toplumun
çok büyük bir bölümünü ve onların asıl özelliklerini daha iyi kavramakta yarar
var:
Bu
büyük çoğunluğun özelliklerini çok iyi kavradığımızda onlardan çok beklentimiz
olmaması gerektiğini de anlayabiliriz:
Okuma
alışkanlıkları ve okuma disiplinleri yoktur.
Bilgi
ve bilinç düzeyleri çok düşüktür.
Entelektüel
bakış açısına erişememişlerdir.
Öğrenme
merakları kısıtlıdır.
Genel
kültür düzeyleri çok düşüktür.
Hemen,
hemen hepsi "ciddi yazıları" okumaz ve okumak isteseler bile
anlayamazlar.
Bilim
dili, kültür dili, okur-yazar dili gelişmemiştir.
Dünyaya
ve toplumlara, insanlara sadece ön yargılarla bakarlar, durup, düşünüp,
incelemezler.
Düşünsel,
fikirsel birikimleri olmadığı için bir konu üzerinde görüş bildiremezler,
oturup bir yazı yazamazlar.
Yazabilecek
düzeyleri olsa bile oturup, yazmazlar!
Yaşamları
boyunca edindikleri kitap, okudukları kitap sayısı şaşılacak denli düşüktür.
Bir
konuyu, bir sorunu "şematik" olarak değerlendirip yanlamasına,
derinlemesine bağlantılarıyla birlikte yayıp inceleyemezler; bu nedenle de
sorunsalı kavrayamazlar.
Bildikleri
kulaktan duymadır ve oradan, buradan kaptıklarıdır; özgün bir bilgi
dağarcıkları yoktur.
Analitik
bakış açısına sahip değillerdir.
Eleştirel,
sorgulayan, karşılaştırmalı araştırmalar ve incelemeler yapmazlar, yapamazlar.
Zamanlarını
ve var olan güçlerini boş ve gereksiz "şey"lere harcarlar.
Yaşamdan
beklentileri daha çok eğlenmek, gezmek, keyf almak, güzel yemekler yemek, tatlı
sohbetler etmek, çok sıkı dostluklar edinmek, rahat etmek, sorunsuz yaşamaktır.
Emek
ve çaba harcamadan, çalışmadan bir şeylere "sahipmiş gibi" görünmek
isterler.
"Bilgili,
çalışkan, üreten, kültürlü, entelektüel, aydın, düzgün" insanlara değer
vermeyip, onları önemsemez görünerek kendi boşluklarını kapatmaya çalışırlar.
Şirin
gözükenleri, tatlı konuşanları çok severler.
Yaşamları
"beğenilmek" üzerine kuruludur.
Önem
verdikleri kesim "kendi içinde bulunduğu sokak", en yakınında bulunup
onu pohpohlayanlardır.
Yakın
çevresi ile konuştukları konular ve içerikleri, iletişim dilleri hep aynıdır,
hep ayni konuları, olayları yineleyip, dururlar.
Sadece
kendi dilleriyle, kendi kültürleri ile anlaşırlar.
Ve
onlar çokturlar, onlar her yerdedirler, onlar her mevkidedirler.
Ve
onlar hep sevilirler, takdir edilirler.
. Öğretmen Gönen
Çıbıkcı;
. 2022.02.18, MŞ.