·
Karşılıksız
olarak verilen her bir ŞEY (emek, zaman, mal, sevgi, saygı..) o kalbi güzel kişiye
tekrar (yeniden) geri döner.
·
Bu
ne güzel bir yüceliktir.
·
İnsanı
ferahlatır ve de huzur verir.
·
Bu
anlamda inanç olduğu üzre yılın bu döneminde "kurban" üzerine
düşünmek ve araştırmak yararlı olur, diye düşünüyorum.
·
Geleneksel
olarak verilmiş, kültürel öğretiler, dinsel kabul edilmiş ritueller tabii ki en
başta "O" kişiyi ilgilendirir.
Sevab da günah da o şahsa ait olur.
Sevab da günah da o şahsa ait olur.
·
Toplum
olarak, toplumdaki etkisi ve gücü olarak yüzlerce yıldan gelen bir
kalıplaşmalar ve "kabul görmeler" vardır.
·
Bunlara
karşı çıkabilmek, yanlış olanları düzeltmeğe kalkmak çok zordur.
Bu alanda o konunun uzmanları söz etmelidirler.
Bu alanda o konunun uzmanları söz etmelidirler.
·
Yanlışı
ve doğruyu ortaya koymalıdırlar.
·
Günün
koşullarına, uygulanılabilirlik durumuna göre "nasıl" davranılması
gerektiğini insanlara "memurlaşmış din adam"larından ziyade daha
bilimsel ve özgürce davranabilen "uzman" kişilerin Allah adına ve de
insanların "aydınlanması" isteği ile yazmaları, anlatmaları,
açıklamaları gerekir.
·
Din
ve de İslam dini, Kur'an-ı Kerim çok önemlidir.
·
Hz. Muhammed
(sav)’in Hira’da bulunduğu 610 yılı Ramazan
ayının son on günü içinde muhtemelen yirmi yedinci gece, bazı rivayetlere göre
pazartesi günü sabaha karşı Cebrail gelerek ona Allah tarafından peygamber
olarak görevlendirildiğini haber verdi.
·
Bu
ilk vahyi Hz. Peygamber şöyle anlatmaktadır.:
-
O
gece Cebrâil bana gelerek “Oku!” (İkra’) dedi. Ben okuma bilmediğimi söyledim.
Bunun üzerine melek beni aldı; dayanabileceğim son noktaya kadar sıktı.
Ardından beni bırakıp tekrar - “Oku!” dedi.
Cevaben yine
Cevaben yine
-
“Ben
okuma bilmem” deyince tekrar son noktaya kadar sıktı ve
-
“Oku!”
dedi. Ben
-
“Ne
okuyayım?” diye cevap verince melek beni üçüncü defa takatim kesilinceye kadar
sıktı ve bıraktıktan sonra şu ayetleri okudu:
-
“Yaratan
Rabbının adıyla oku. O insanı bir embriyodan yarattı.
Oku! Senin Rabbin en büyük kerem sahibidir.
Kalemle yazmayı öğreten, insana bilmediklerini belleten odur.” (el-Alak 96/1-5)
Oku! Senin Rabbin en büyük kerem sahibidir.
Kalemle yazmayı öğreten, insana bilmediklerini belleten odur.” (el-Alak 96/1-5)
·
Demek
ki 618 yıl önce gelen ilk sesleniş ile İslam dini insanlara yep yeni bir bakış,
yep yeni bir duruş getiriyor.
·
23 yıl
içerisinde ayet ayet (kelime kelime) gelen mesajlarla KURAN tamamlanıyor.
Çevrede bulunan görevliler bu ayetleri ezberliyorlar
Çevrede bulunan görevliler bu ayetleri ezberliyorlar
·
Hicretin
11. Senesi, Rebiülevvel ayının 12’si, pazartesi günü. Miladi: 8 Haziran 632 tarihinde Hz.
Muhammed ruhunu teslim etti.
·
Allah'dan
rahmet diliyoruz.
·
Resûlullah’ın
vefatının Müslümanlar üzerinde bıraktığı büyük üzüntü ve şaşkınlık sürerken
onun yerine devletin başına kimin geçeceği tartışması hemen başladı ve Hz. Ebûbekir (632-634) seçildi.
Ardından sırasıyla Hz. Ömer (634-644), Hz. Osman (644-656) ve Hz. Ali (656-661) halifelik yaptılar.
Ardından sırasıyla Hz. Ömer (634-644), Hz. Osman (644-656) ve Hz. Ali (656-661) halifelik yaptılar.
·
Hz.
Ebubekir dört halife içerisinde eceliyle ölen tek halifedir.
·
Sıffın
Savaşı sonunda Hz. Ali şehit edilmiştir. (657)
·
Hz.
Ali’nin şehit edilmesinden sonra Muaviye’nin Halifeliğine karşı Kufeliler Hz.
Ali’nin büyük oğlu Hz. Hasan’ı Halife seçmişlerdi.
·
Ancak
Hz. Hasan, Müslümanlar arasında kan dökülmesin gerekçesi ile Muaviye ile
anlaşarak Halifelikten vazgeçmişti.
·
Muaviye
Hz. Hasan’ın ölümü üzerine yerine kimseyi seçmeyeceği konusunda söz vermesine
rağmen sözünde durmayarak oğlu Yezid’i Halife tayin etmiş, böylece Halifelerin
seçimle iş başına gelmeleri son bulmuş, Halifelik babadan oğla geçen
“Saltanat’a” dönüşmüş ve Emeviler dönemi başlamıştır.
·
EMEVİLER (661-750) ve Abbasiler Dönemi
(750-1258) ile de İslam Dini dünya tarihinde yerini almıştır.
·
661
yılından bu yana ise artık saltanat ve gelenekler, görenekler ile yoğrulmuş bir
din anlayışı oluşmuştur.
Birçok tefsirci, birçok imam, birçok mezhep ve tarikatlar, cemaatler, topluluklar ile genişleyen İslam dünyaya yayıldıkça da çok büyük farklılıklar getirmiştir.
Birçok tefsirci, birçok imam, birçok mezhep ve tarikatlar, cemaatler, topluluklar ile genişleyen İslam dünyaya yayıldıkça da çok büyük farklılıklar getirmiştir.
·
Dönem
dönem KUR'AN merkezli uygulamalar hep
istenmiştir.
·
Türkiye
ise İslam dinini en çağdaş biçimiyle uygulamak isteyen bir eğilim göstermiştir.
İnanç, iman ve ritüeller her zaman rahatça toplumda yer bulmuştur.
Bayramlar her zaman sevinçle karşılanmıştır.
İnanç, iman ve ritüeller her zaman rahatça toplumda yer bulmuştur.
Bayramlar her zaman sevinçle karşılanmıştır.
·
Aileler,
akrabalar, hısımlar, komşular, arkadaşlar, her zaman iyi niyetle ve istekle bayram günlerini yaşamışlardır.
·
Bayramlaşmak
karşıdaki insanlara kendin gibi olmalarını dilemek ve istemektir. Sevinmek ve
sevindirmektir.
·
İYİLİKLERE erişmek için iyilik dilemek ne güzel.
·
İnsan
olarak madem ki sevinmek, sevilmek, kabul istiyoruz, o zaman sevinç ola, bayram
mübarek ola...
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI,
2108.08.21- KUŞADASI
2108.08.21- KUŞADASI
Kurban Bayramının 1.
günü