25 Mayıs 2023 Perşembe

BİR EGE KASABASINDAN

 . BİR EGE KASABASINDAN

... İlk gelişim ailemle birlikte ben 1 yaşımda iken olmuş.

Fotoğrafım var deniz kıyısında....

Son gidişim ise bu gün oldu...

Ve gençliğimin yazları Ömerağa'da, Ömer Tatil Kamp'ında geçti...

O küçük kasabanın çarşılarında, köftecilerinde, kumsalında, denizinde… çok uzun yıllarım, zamanı geçti.

Daha sonra da uzun yıllar kendi evimizde oturduk...

Az da olsa arkadaşlarım, dostlarım oldu zamanında…

Şu an inanın, içim yanıyor bu gelinen duruma bakınca...

Bir toplum, bir belediye, insanlar, yetkililer, amirler, memurlar... bir beldeyi nasıl bu denli yaşanamayacak bir duruma getirebilirler...

Her yer, ama her yer, yeni yeni de dağlar tepeler... hep beton, hep inşaat oldu.

Her yer bina ve de her yer boydan boya, aşağıdan yukarıya siteler, siteler… MİLLİ PARK'a değin her yer…

Ne geçilecek bir yol var artık ve de girilecek bir deniz....

Kent merkezi ise bir başka sorun… yolda yürümek gerçekten bir beceri istiyor.

Gezip, dolaşabilecek ne bir yer kaldı, ne bir yol, ne de bir park, oturup dinlenilecek, hava alınacak…

İç göç bir yandan, beklentileri yüksek olan dışarıdan gelip, yerleşenler…

Nerde o eski küçük ve kendine göre çarşısı, esnafı olan Ege kasabası… hem de oraya çok uzaklardan gelip yerleşmiş eski insanları…

Bu kötü yapılaşma ve çarpık, akıl dışı kentleşme ile nereye varılabilecek....

Nasıl yaşanılabilecek?

Herkes görüyor, izliyor:

- Avrupa'da, bilmem nerede kentler, köyler öyle bir korunmuş ki 500-600 yıllık binalar var, değişmeden korunmuş ve içinde oturuluyor....

Kent meydanı, çarşısı hep bu sokaklarla çevrili.

Zaten artık oralara gidip, gören insanlarımız da çok sayıda....

Biliyorum çok saçma şeyler yazdım.

Affedin!

Bugün geri döndüğümde ruhum o denli yara almıştı ve de bunalmıştım ki…

Bunu anlatacak kimse de yoktu ortalıkta, ben de "yazarsam belki birazcık da olsa, içimi dökmüş olurum" diye düşündüm.

Bir turizm masalı ile büyütülmüş kuşaklardan olanlardanım.

.   "Turist gelecek, para bırakacak, esnaf da kazanacak, buraları çok meşhur olacak, bütün dünya duyacak, gelip buraları gezecekler, tatil yapacaklar…"

İşte buyrun, ne turizm tam oldu, ne de çağdaş ve uygar bir kentleşme…

Buraya gelip yerleşen ve zamanla da çoluk çocuğu ile nüfusu gittikçe artıran saygı değer halkımız, varsılı, yoksulu ile yeni "adalılar" buralardan buradaki yaşamdan hoşnutlar mı, bilemiyorum.

Zaten öyle pek bunları düşünen, araştıran, inceleyen de yoktur…

Kime yaradı tüm bu işler, kimler bu yapılanlardan çok memnun oldu, bilemiyorum, zaten bunu bilmek, ölçüp-biçmek devletimizin görevi ve sorumluluğu…

Ne olur, kızmayın hemen beni bağışlayın, böyle boş konuları yazıyorum arada bir..

Evet, siz aradan bana "yanıt" vermek isteyen:

Sesini uzaktan da olsa duydum:

- Sanki başka kasabalar, o eski kentler de ayni durumda değil mi, dediğinizi duydum…

.  İşte böyle dediğinizi duyar gibi oldum:

- Bize ne yaa…

- Başka işin mi yok senin!

- Sana ne!

.   Öğretmen Gönen Çıbıkcı, 25.05.2023, MŞ.