. KİME “AYDIN” DENİR?
Aydın sözcüğü,
bir kişiyi nitelemek için kullanıldığında, “toplumun sorunlarına duyarlı,
bilgili ve ileri görüşlü” bireyleri tanımlar.
Bu anlamda “aydın kişi”nin
bazı temel özellikleri şunlardır:
-Eleştirel
Düşünme Yeteneği: Toplumsal olayları, yerleşik fikirleri ve otoriteyi sorgular.
Toplumsal
olayları, “yerleşik fikirleri ve otoriteleri” sorgular.
Ezbercilikten
uzak, “kendi aklını ve vicdanını” kullanarak “bağımsız fikirler” üretir.
-Toplumsal
Sorumluluk: Sadece kendi çıkarlarını değil, toplumun genel faydasını gözetir.
Toplumsal
sorunlara duyarlıdır ve bu sorunlara çözüm üretmek için çaba gösterir.
Toplumun
sorunlarına çözüm üretme konusunda “kendini sorumlu” hisseder.
-Bilgi ve
Kültür: Kendi alanıyla sınırlı kalmaz; sanat, bilim, felsefe, edebiyat gibi
farklı konularda geniş bir bilgi birikimine sahiptir.
-Yön
Göstericilik: Toplumu aydınlatır, onlara yeni ufuklar açar.
Yüksek sesle
düşünerek insanları “doğruya, iyiye ve güzele” özendirir.
-Cesur Olmak:
Popüler olmayan veya mevcut düzene ters düşen fikirlerini ifade etmekten
çekinmez. Bu yolda karşılaşabileceği zorlukları göze alır.
Aydın kişiyi
tanımlarken kullanılabilecek birçok eş anlamlı veya yakın anlamlı sözcük
vardır.
Bunlar, aydın
kişinin farklı özelliklerine vurgu yapar.
Bu özelliklere
göre kullanılabilecek bazı sözcükler:
Bilgi
ve Düşünceye Vurgu Yapanlar
Bu sözcükler,
aydın kişinin “entelektüel derinliğine ve bilgisine” işaret eder.
-Entelektüel:
Genellikle aydın kelimesiyle en sık kullanılan eş anlamlıdır.
Sanat, bilim,
felsefe gibi alanlarda geniş bilgiye sahip, düşünme ve sorgulama yeteneği
gelişmiş kişileri tanımlar.
Yalnızca kendi
uzmanlık alanında değil, farklı disiplinlerde de geniş bir “bilgi birikimine”
sahiptir.
Bu birikimi,
dünyayı daha geniş bir açıdan anlamak için kullanır.
-Mütefekkir:
Fikir üreten, düşünen ve bu fikirleri topluma sunan kişiler için kullanılır.
Derin felsefi
düşüncelere sahip olmayı vurgular.
-Düşünür: Akıl
ve mantık yürüterek belirli bir konuda derinlemesine kafa yoran, özgün fikirler
geliştiren kişilere denir.
-Bilge:
Genellikle yaşlı, deneyimli ve engin bilgiye sahip kişileri ifade eder.
Bilgisini “yaşam
deneyimleriyle” birleştirmiş, “yol gösterici” özelliği olan aydınlar için
kullanılır.
-Münevver: Arapça
kökenli bir sözcük olup "aydınlatılmış, nurlanmış" anlamına gelir.
Günümüz Türkçe’sinde,
aydın kişi anlamıyla eş anlamlı olarak kullanılır.
Bu nedenle
münevver, sadece bilgi sahibi olan değil, aynı zamanda “o bilgiyi kullanarak
çevresini, toplumunu aydınlatan, yol gösteren” kişidir.
Münevver, bu
yönleriyle toplumsal değişimin ve ilerlemenin önemli bir dinamiği olarak kabul
edilir.
Kısacası, hem “bilgili”
hem de “vicdanlı” olan, topluma ışık tutan kişilere "münevver" denir.
Toplumsal Rolüne Vurgu
Yapanlar
Bu sözcükler,
aydın kişinin “toplum içindeki işlevini ve duruşunu” öne çıkarır.
-Işık Saçan:
Mecazi bir ifadedir. Cehaleti ve karanlığı aydınlatan, etrafına bilgi ve
bilgelik yayan kişileri tanımlamak için kullanılır.
-Önder: Topluma
liderlik eden, onlara yol gösteren aydınlar için kullanılır. Fikirleriyle veya
eylemleriyle insanları peşinden sürükleme gücüne sahiptir.
-Öncü: Yeni
fikirler, sanat akımları veya toplumsal değişimler konusunda ilk adımı atan,
yol açan aydınlardır.
-Vicdan Sahibi:
Toplumun vicdanını temsil eden, haksızlıklara karşı duran ve doğruyu
söylemekten çekinmeyen aydınlar için kullanılır.
-Sorumluluk
Sahibi: Yalnızca kendi bireysel hayatına değil, toplumun sorunlarına da duyarlı
olan, bu sorunlara çözüm üretmeyi kendine görev edinen kişilerdir.
-Yol Gösterici
Rol: Rehber. “Toplumu aydınlatır”, onlara yeni “ufuklar açar.
Sahip olduğu
bilgi ve düşünceleri “paylaşarak” insanların daha “bilinçli” olmasını ve “iyiye
yönelmesini”, aklını kullanabilmesini sağlar.
-Cesur Duruş:
Popüler olmayan ya da “düzene ters” düşen fikirlerini açıklamaktan çekinmez.
Bu yolda
karşılaşabileceği zorlukları ve tepkileri göze alır.
. Bu sözcükler, aydın kişinin yalnızca bilgi
birikimine değil, aynı zamanda “etik duruşuna, toplumsal görevine ve cesaretine”
de vurgu yaparak, bu kavramı daha geniş bir çerçevede anlamamızı sağlar.
Türk aydınının toplumdakİ oranı ne kadardır?
Bu oran,
"aydın" kavramına yüklediğimiz anlam ve bu kavramı kimleri kapsayacak
şekilde tanımladığımıza göre değişir.
Türk aydınının
toplumdaki oranı hakkında kesin ve bilimsel bir sayı vermek olası değildir.
Çünkü
"aydın" kavramı, sosyolojik ve kültürel bir tanım olup, nesnel
kriterlerle ölçülemez.
Aydın, bir
meslek veya demografik kategori değil, daha çok “bir duruş, bir düşünce”
biçimidir.
Bazı
düşünürler, aydının azınlıkta, hatta “yalnız bir figür” olduğunu savunur.
Onlara göre
aydın, toplumun genelinden farklı düşünen, sorgulayan ve statükoyla çatışmaya
girebilecek cesarete sahip kişidir.
Bu nedenle,
genel kitle içinde “çok yüksek bir orana sahip” olması beklenmez.
Öte yandan,
aydın kavramını daha geniş tutanlar da vardır.
Bu yaklaşıma
göre, “kendi alanında” uzman, bilgili ve topluma faydalı işler yapan her birey
bir tür aydınlık niteliği taşır.
Bu tanıma göre,
öğretmenler, bilim insanları, sanatçılar, gazeteciler ve sosyal sorumluluk
projelerinde yer alan “bilinçli” yurttaşlar da bu grubun bir parçası olabilir.
Bu geniş tanım
altında, aydınların toplumdaki oranı daha yüksek olabilir.
Bu nedenle,
nicel bir oran yerine, aydınların “toplumdaki niteliksel rolüne” odaklanmak
daha doğru bir yaklaşımdır.