7 Mayıs 2022 Cumartesi

Türkiye’deki Mülteciler ve Sığınmacılar

.   Türkiye’deki Mülteciler ve Sığınmacılar

.   Dünya genelinde çok önemli ve sorunlu bir konu olan göç, düzensiz göç, mültecilik, sığınmacılık... konusu ve ortaya çıkardığı sorunlar birçok ülkeyi etkilediği gibi Türkiye’yi de çok yakından etkilemektedir.

§        Son günlerde birden çok daha artan haber kaynakları ile gündeme yeniden gelmiştir.

§        Türkiye Cumhuriyeti üzerine düşen yasal sorumlulukları yerine getirmeğe çalışır gibi gözükse de ortada pek de anlaşılamayan, karışık bir yapılaşma gözlemlenmektedir.

§        Türkiye yurttaşlarında son gelişmelerden ve ortaya çıkan toplumsal bozuk yapılaşmalardan duyulan bir huzursuzluk olduğunu söyleyebiliriz.

§        Dışarıdan gelip şu an Türkiye’de yaşayan mülteciler konusunda çok büyük bilgi eksikliği de vardır.

§        Konu her şeyden önce siyasi ve hukuksal yönü ile incelenmelidir.

§        Toplumdaki huzursuzluğun artması, kışkırtmalara yol açılması çok daha ileri boyutta olumsuzluklara neden olabilir.

§        Bunları göz önünde bulundurarak çok daha hızlı, akılcı ve yasal çözümlere, politik kararlara gitmek büyük yarar getirecektir.

§        Çok dışarıdan bakıldığında toplumun toplam nüfusununun kendi içinde çeşitliliği, demografik yapısı ve özellikleri gün geçtikçe çok daha karışıklık göstermektedir.

§        “Yabancı” unsurların hızla artıyor olması ile geleneksel demografik yapının bozulduğu göz önüne çıkmaktadır.

§        “Mülteci olarak gelenlere çok çeşitli hakların tanınması ve onlara hızla, denetimsiz bir biçimde yurttaşlık kazandırılması... gibi söylentiler halk arsasında hızla yayılmaktadır.

§        Tüm bunların ne denli haklı, doğru ve gerçek olduğu ise sıradan yurttaşlarca bilinmesi zor olan bir konudur.

§        Ayrıca kurgusal olarak düşünenlerce de sanki dışarılardan bir toplum mühendisliği uygulanmakta ve o güçlerin kendilerince ortaya koydukları hedefe doğru bir gidiş olduğu... söylenmektedir.

§        Kısaca söylersek “mülteci, sığınmacı” .... konusu ülke gerçekleri içerisinde hızla hassas ve önemli bir konu olmaktadır.

§        Türkiye Cumhuriyeti Devleti çok daha açık ve kararlı, akılcı politikalar ile sorunları çözmeye yönelmelidir.

§        ÇAĞDAŞ bir HUKUK DEVLETİ anayasanın tanıdığı haklar ve yüklediği sorumluluklar çerçevesinde oluşan yasalarla yönetilir.

§        5901 sayılı, 29/5/2009 tarihli TÜRK VATANDAŞLIĞI KANUNU yürürlüktedir.

§        Türkiye Cumhuriyeti'nin yasal sınırları bellidir ve devletin denetimi ve korunması altındadır.

§        Ülkenin sınırlarından denetimsiz geçmek kabul edilemez.

§        Kaçak ve izinsiz yollarla sınırı geçip Türkiye Cumhuriyeti'ne giren her kişinin saptanması, denetlenmesi ve hakkında yasal işlemlerin yapılması gerekir.

§        Sığınmacı ilticacı mülteci hakları uluslar arası anlaşmalarla belirlenmiştir.

§        Uluslar arası sözleşmeler mülteciler konusunda ülkelere çeşitli zorunluluklar getiriyor.

§        Uluslar arası hukuk ile mültecilere dair uluslararası sözleşme ve mutabakatlara göre, kendilerini güvende hissetmeyen, savaş ve benzeri korkular nedeniyle ülkelerini terk eden her insan başka bir ülkeye sığınma hakkına sahip bulunuyor.

§        Bu kişilerin, geldikleri ülke makamlarına kendilerini tanıttıktan sonra iltica ya da sığınma başvurusunda bulunarak "mülteci" statüsü kazanma hakları mevcut.

§        Bu sözleşmelere taraf devletler, ülkelerine gelen kişilere bu imkanı sağlayacak yapıları oluşturma yükümlülüğünde.

§        1951 Mülteci Sözleşmesi ve 1967 Mültecilerin Statüsüne Dair Protokol’ün koruyucusu olarak hizmet veren Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğine (BMMYK) göre, mültecilerin korunması devletlerin birincil sorumluluğunda.

§        1951 Sözleşmesi’ni imzalayan ülkelerin sınırları içerisinde mültecileri koruma ve onlara uluslararası standartlara uygun şekilde davranma zorunluluğu bulunuyor.

§        İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 14. maddesinde de "Herkes zulüm karşısında başka ülkelerde sığınma talebinde bulunma ve sığınma hakkından yararlanma hakkına sahiptir." ibaresi yer alıyor.

§        Ortak iltica sistemine göre, "süreçlerin adil ve etkili" olması ve "suistimale açık olmaması" gerekiyor.

§        AB ülkelerinin iltica talebinde bulunanları "onurlu bir şekilde" kabul etme sorumluluğu bulunurken, tüm iltica taleplerinin ülkelerce "aynı standartlarla" ele alınması zorunlu tutuluyor.

§        AB kanunlarınca "İltica talebinde bulunan kişilere, kalacak yer gibi, insani karşılama koşulları sağlanması" zorunlu tutulurken, "Söz konusu kişilerin temel haklarına tam olarak saygı gösterilmeli." ifadesi kullanılıyor.

§        Öte yandan, sıklıkla tartışmalara konu olan ve AB'nin göç politikasının bel kemiğini oluşturan 2003 tarihli "Dublin Sözleşmesi" de uluslar arası koruma talep eden kişinin iltica sürecinin hangi üye ülkede başlatılması gerektiğini belirliyor.

§        "Dublin Sözleşmesi"nin 2013’teki son güncellenmiş haline göre, iltica talebinde bulunan kişinin sürecinin AB'ye ilk giriş yaptığı ülkede başlatılması gerekiyor.

§        Ancak AB, 2015'teki sığınmacı krizinin sınır ülkelerinde yarattığı baskı nedeniyle "Dublin Sözleşmesi"ni tam olarak uygulamıyor. Halihazırda üye ülkeler sözleşmeyi tekrar düzenlemeye çalışıyor.

§        Çatışma, şiddet ve zulüm sebebiyle zorla yerinden edilen kişilerin sayısı küresel çapta rekor düzeylere ulaşırken; Türkiye dünyada en fazla sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ülke olmayı sürdürmüştür.

§        Türkiye, yaklaşık 3,6 milyon kayıtlı Suriyeli mültecinin yanı sıra 320.000 kadar diğer uyruklardan UNHCR’nin ilgi alanına giren kişiye de ev sahipliği yapmaktadır. (BM Mülteci Örgütü)

§        Coğrafi sınırlandırmayı sürdürerek ve bu bağlamda Avrupa dışında gerçekleşen olaylardan dolayı Türkiye’ye gelmiş mülteciler için üçüncü ülkeye yerleştirmeyi en çok tercih edilen çözüm olarak koruyarak; 1951 Sözleşmesi ve 1967 Protokolü’ne taraftır.

§        Yasal olarak Türkiye, uluslararası standartlara uygun etkin bir ulusal sığınma sistemi inşa edebilmek için yasal ve kurumsal reformlar gerçekleştirmektedir.

§        2013 Nisan ayında, Türkiye’nin ilk sığınma kanunu olan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından uygun bulunmuş ve 11 Nisan 2014’te yürürlüğe girmiştir.

§        Bu kanun, Türkiye’nin ulusal sığınma sisteminin temel dayanaklarını ortaya koyup; politika oluşturma ve Türkiye’deki tüm yabancılara ilişkin işlemlerden sorumlu olan başlıca kurum olarak “Göç İdaresi Genel Müdürlüğü”nü kurmuştur.

§        Türkiye aynı zamanda, Türkiye’de geçici koruma sağlanan kişilerin hakları, yükümlülükleri ve bu kişilere ilişkin prosedürleri ortaya koyan “Geçici Koruma Yönetmeliği”ni 22 Ekim 2014 tarihinde kabul etmiştir. 

§        T.C.İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı: “Şartlı Mülteci”: Avrupa ülkeleri “dışında” meydana gelen olaylar sebebiyle; ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan, ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancıya veya bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen vatansız kişiye statü belirleme işlemleri sonrasında verilen statüyü ifade eder.
Üçüncü ülkeye yerleştirilinceye kadar, şartlı mültecinin Türkiye’de kalmasına izin verilir.
Türkiye, 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesini, 1. maddesindeki mekân bakımından öngörülen seçme hakkını kullanarak “Coğrafi Kısıtlama” ile kabul etmiştir. Buna göre şartlı mülteci; Avrupa dışında meydana gelen olaylar nedeniyle, mülteci tanımındaki şartlara haiz olduğunu iddia ederek, üçüncü ülkelere iltica etmek üzere Türkiye’den uluslar arası koruma talebinde bulunan kişidir.

§        Düzensiz göç; bir ülkeye yasadışı giriş yapmak, bir ülkede yasadışı şekilde kalmak veya yasal yollarla girip yasal süresi içerisinde çıkmamak anlamına gelmektedir. Düzensiz göç hedef, transit ve kaynak ülkeler açısından ayrı ayrı değerlendirilmesi gereken bir konudur.
Düzensiz göç; hedef ülkeler için ülkelerine yasadışı yollardan gelen veya yasal yollarla gelip yasal çıkış süreleri içerisinde çıkmayan kişileri kapsarken; kaynak ülke için ülkesini terk ederken gerekli prosedürlere uymayarak ülke sınırlarını geçen kişileri içerir. Transit ülkeler içinse; kaynak ülkelerden hedef ülkeye ulaşmak için yasal ya da yasal olmayan yollarla ülkeye girip bu ülkeyi bir geçiş ülkesi olarak kullanıp ülke sınırını terk eden kişilerdir.

§        Türkiye'nin Düzensiz Göçle Mücadelesi: Türkiye; Asya, Avrupa ve Afrika Kıtalarının kesişim noktasında olması, politik ve ekonomik açıdan gelişmemiş devletlerle zengin Batı ülkelerinin arasında bir köprü niteliğinde bulunması itibariyle düzensiz göçmenler tarafından transit güzergâh olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, ülkemizin bölgesinde yükselen güç olması üçüncü ülke vatandaşlarının Türkiye’yi transit ülke konumundan çıkarıp hedef ülke konumuna taşımıştır. Bunlarla birlikte Ortadoğu, Kafkasya ve Balkanlarda yıllardır süregelen çalkantılar Türkiye’ye kitlesel akınlara yol açmış, tarihsel bağları ve sorumluluk anlayışıyla ülkemiz zor durumda bulunan bu sığınmacılara kucak açmıştır. 1980’lerden sonra Türkiye; sadece göç veren bir ülke değil göç alan bir ülke konumuna geçmiştir. Küreselleşmenin getirdiği iletişim ve seyahat özgürlüğü tüm dünyada göç hareketliliğinde artışa sebebiyet vermiş Türkiye de bu küreselleşme sürecinden derinden etkilenmiştir.
Tüm bu sebepler ülkemizin düzensiz göçle mücadele için stratejiler geliştirmesine, hukuksal reformlar yapmasına ve uluslar arası işbirlikleri geliştirilmesine sebebiyet vermiştir. Bu kapsamda düzensiz göçle mücadele etkinliği artırmak amacıyla 15.07.2018 tarihinde yayımlanan 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Düzensiz Göçle Mücadele Dairesi kurulmuştur. Söz konusu kararname ile kurulan Dairenin görev alanı şu şekilde belirlenmiştir:

    1) Düzensiz göçle ilgili iş ve işlemleri yürütmek

    2) Düzensiz göçle mücadele edilebilmesi amacıyla kolluk birimleri ve ilgili kamu kurum ve kuruluşları arasında koordinasyonu sağlamak, tedbirler geliştirmek, alınan tedbirlerin uygulanmasını takip etmek

    3) Türkiye'nin taraf olduğu geri kabul anlaşmalarına ilişkin hükümleri yürütmek

    4) Genel Müdür tarafından verilen diğer görevleri yapmak

§        Düzensiz Göçle Mücadele Stratejileri: 2015 2018 yıllarını kapsayan Düzensiz Göçle Mücadele Strateji Belgesi ve Ulusal Eylem Planı ile ülkemizin düzensiz göçle mücadelesinde stratejik hedefler belirlenmiş ve hayata geçirilmesi amacıyla çalışmalar yürütülmüştür. Bu dönemin sona ermesiyle birlikte 2021-2025 yıllarını kapsayan Düzensiz Göçle Mücadele Strateji Belgesi ve Ulusal Eylem Planı hazırlanarak yürülüğe sokulmuştur. Bu eylem planı ile;
-Düzensiz Göçü Kaynağında Önlemeye Yönelik Ulusal ve Uluslararası Mekanizmalar ve İş Birliklerinin Güçlendirilmesi,
-Sınır Güvenliğinin Arttırılması ve Düzensiz Göçle Mücadele Alanında Tedbirler Geliştirilmesi
-Yabancı İş Gücü Göçünün Etkin ve Kapsamlı Politikalarla Yönetilmesi
-Düzensiz Göçmenlere İlişkin Ülke İçerisindeki İşlemlerin İnsan Hakları Odaklı Yürütülmesi, Hassas Durumdaki Düzensiz Göçmenlerin Korunmasına Yönelik Çalışmaların Artırılması ve Düzensiz Göçle Mücadelede Kanıta Dayalı Politikalar Üretilmesi
-Düzensiz Göçmenlerin İnsan Hakları Standartları Çerçevesinde Geri Gönderilmesi Sisteminin Güçlendirilmesi ve Yeniden Uyumlarının Sağlanması startejik öncelikleri belirlenmiş olup düzensiz göçle mücadele alanında görev alan tüm kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarının katkıları doğrultusunda bu stratejik önceliklerin hayata geçirilmesi hedeflenmektedir.

§        Ayrıca T.C.İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı’nın verilerinden şu konular incelenebilir: Gönüllü Geri Dönüş, Uluslar arası İşbirliği, Geri Kabul Anlaşmaları, Ülkemizde Düzensiz Göç İle İlgili Yasal Gelişmeler...

§        Sınır Dışı Etme: Sınır dışı etme süreci, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslar arası Koruma Kanununun(YUKK) Yabancılar başlıklı İkinci Kısmının Sınır Dışı Etme başlıklı Dördüncü Bölümünde, 52 ila 60 ıncı maddeleri arasında düzenlenmiştir.

§        Sınır Dışı Etme Kararı: YUKK’nun 54 üncü maddesinde düzenlenen sebepleri ihlal edenler hakkında uygulanır. Kanunun açık lafzı gereği bu karar sadece valiliklerce alınabilir. Sınır dışı etme kararının değerlendirme ve karar aşaması en fazla 48 saat sürer. (https://www.goc.gov.tr/sinir-disi-etme)

§        Ayrıca incelenmesi gereken alanlar şunlardır: Uluslararası Koruma, Geçici Koruma, İnsan Ticareti ile Mücadele, Uyum... (https://www.goc.gov.tr/)

§        Sığınmacı ve Mültecilere İlişkin Bazı Yasal ve Bilgilendirici Belgeler vardır:

Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme ve 1967 Protokolü

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (1950)

Vatansız Kişilerin Statüsüne İlişkin 1954 Sözleşmesi

Vatansızlığın Azaltılmasına İlişkin 1961 Sözleşmesi

Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme, 1966

İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme, 1984

Birleşmiş Milletler İşkence ve Diğer Zalimane, Gayriinsanî veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme’nin Seçmeli Protokolü

Çocuk Haklarına Dair Sözleşme

Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne Ek Kara, Deniz ve Hava Yoluyla Göçmen Kaçakçılığına Karşı Protokol

Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme

Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu

§        Sağlıklı ve huzurlu bir toplum için ortada var olan sorunların zaman yitirmeden çözüme kavuşması gerekir.

§        Ülkede yaşayan insanları karşılıklı olarak birbirlerine ölçülü ve saygılı davranması beklenir.

§        Çok büyük hızla yayılan mülteci sorunun tüm yurttaşları huzura yönlendirecek biçimde çözüme kavuşmasını dilemeliyiz.

§        Barışçıl ve huzurlu bir dünya ve sağlıklı ilişkiler için umudumuzu yitirmemeliyiz.

.     Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 07.05.2022, Mff.

 

 

https://www.aa.com.tr/tr/dunya/uluslararasi-sozlesmeler-multeciler-konusunda-ulkelere-nasil-zorunluluklar-getiriyor/1754073

https://www.unhcr.org/tr/turkiyedeki-multeciler-ve-siginmacilar

https://www.goc.gov.tr/sartli-multeci