18 Ağustos 2025 Pazartesi

TÜRKİYE İÇİN

 .   Türkİye İÇİN BİRLEŞMELİYİZ    

Türkiye'nin özgür ve bağımsız yaşaması için, hiçbir ayırım gözetmeksizin Türk aydınlarının buluşması ve çaba ve gayret göstermesi gerekmektedir.

Türkiye, Cumhuriyet ile birlikte başladığı yeni dönemden bugüne gelindiğinde büyük sorunlarla karşılaşmıştır.

Türkiye'nin geleceği için birlikte çalışmak düşüncesi bugün çok gereklidir.

Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı iç ve dış sorunlara karşı birlik ve beraberlik içinde mücadele etmek günü gelmiştir.

Tüm aydınlar ortak bir amaç etrafında birleştirmenin gerektiğini kavramalıdır.

Aydınlar, yurtseverler ortak hedefler ve temel değerler etrafında birleşerek, daha güçlü bir etki yaratabilir.

Ülkenin bağımsızlığı, devletin üniter yapısı ve ulus devlet olma özelliği için herkes kendi gücüne göre mücadele vermelidir.

Bu birliktelik çağrısı çeşitli düşünsel akımların ve politik görüşlerin bir araya gelmesini zorunlu kılar.

Ortak geleceğe odaklanılması ve sorunların çözüm yollarının bulunması gerektiği düşüncesini kavramalıyız.

Türk Milleti'nin varlığını ve egemenlik haklarını korumak isteyen herkes, kendi gücü oranında halka önderlik yapmalıdır.

Türkiye'nin geleceği için liderliğin sadece belirli makamlara ait olmadığını, aksine her bir bireyin kendi yetenekleri ve olanakları dâhilinde bu sorumluluğu üstlenmesi gerektiğini kavramalıyız.

Toplumun her kesimindeki yetkin bireylerin kendi alanlarında gösterdikleri çabaların ve topluma sundukları katkıların en iyi biçimde değerlendirilmesi gerekir.

Bireysel sorumluluk ve girişimler ön plana çıkarılmalıdır.

Her yurttaşın kendi uzmanlık alanında topluma yararlı olması, bilgi ve birikimini paylaşması veya yaşadığı çevrede olumlu bir etki yaratması mücadelemiz için çok önemlidir.

Toplumda daha geniş tabanlı bir devinime ve ortak bir amaca yönelik çabalara zemin hazırlar.

Toplumun kendisinin de bir değişim ve gelişim aracı olabileceği düşüncesini anlamalıyız.

Bilgi ve bilinç düzeyi yüksek olan herkesin toplumsal mücadelede yer alması gerekir.

Aydınların ve entelektüellerin sadece bilgi üretmekle kalmayıp, aynı zamanda bu bilgiyi toplumsal sorunları çözmek ve farkındalık yaratmak için kullanma sorumluluğu taşıdığını çok iyi kavramalıyız.

Toplumsal mücadeleyi yalnızca siyasi veya ekonomik bir eylem olarak değil, aynı zamanda eğitim, kültür, bilim ve sanat gibi alanlarda yürütülen büyük bir çaba olarak görmeliyiz.

Bilim insanının buluşu, bir sanatçının yapıtı ya da öğretmenin öğrencilerine aşıladığı “eleştirel düşünme becerisi” de bu mücadelenin bir parçasıdır.

Toplumun her bir bireyini bir gözlemci olmaktan çıkarıp, etken bir katılımcı durumuna getirmeliyiz.

Böylelikle toplumsal sorunlara karşı daha geniş tabanlı, çok yönlü ve “güçlü bir tepki” oluşturulur.

Günlük yaşamdaki çeşitli işler ve düşünceler içinden sıyrılıp özgür ve bağımsız bir ülke, güçlü bir devlet olmayı düşünmeliyiz.

Günlük rutinden ve bireysel kaygılardan sıyrılarak daha büyük, ulus odaklı hedeflere yoğunlaşma düşüncesini taşımalıyız.

Bireysel çabalar “toplumsal yarara” dönüşmelidir.

Her bir yurttaşın attığı her adımın ve aldığı her kararın, daha geniş bir bağlamda, ülkenin bağımsızlığına ve gücüne katkı sağlayacağını anlamalıyız.

Bireysel ve toplumsal hedeflerin iç içe geçtiği bilinç düzeyine ulaşabilmeliyiz.

Kişisel refahı değil, aynı zamanda ülkenin bağımsızlığını, gücünü ve geleceğini düşünmeye yönelmeliyiz.

Bir ülkenin güçlü olmasının ancak yurttaşlarının ortak bir geleceğe bakış etrafında birleşmesiyle ve mücadele etmesi ile olası olabileceğini çok iyi kavramalıyız.

.   Öğretmen GÖNEN ÇIBIKCI, 2025.08.18, G.
.              YAZININ TÜMÜNÜ OKUYUNUZ: