- 2023 GELİRKEN
2022 tüm
dünya için oldukça zor ve iz bırakan bir yıl oldu…
Öyle ki
artık hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağından, yeni normallerden hatta yeni
bir dünya düzeninden bahsediyoruz.
Yaşamımıza
damga vuran, pek çok kişiye “Bitsin artık” dedirten bir 2022 geride kalırken,
yeni yıl her zamankinden daha çok merak ediliyor.
Bakalım, Peki
2023 nasıl bir yıl olacak?
Ekonomiden
siyasete, seçimlerden doğa olaylarına dünyayı ve Türkiye'yi neler bekliyor?
Bildiğimiz
kapitalizmin sonuna mı geldik?
Önümüzde
ciddi bir ekonomik sıkıntı dönemi var.
Belki de biz
sıkıntılı dönemi daha görmedik.
TÜRKİYE ’deki
hukuk mücadelesinin devam etmesini bekliyorum ve bu anlamda iyi haberler
alacağımızı düşünüyorum.
Tabii ki
bunun ekonomiye katkıları olacaktır ama Türkiye gerçekten huzur dolu bir yıla
girebilecek midir?
Dünya
genelinde olduğu gibi Türkiye’de de ekonomik zorlanmalar var.
Dış
ödemelerde zorlanılacak aylar var.
Gelişmekte
olan ülkelerin tek şansları, daha doğrusu çıkış yolları yalnızca demokratik bir
parlamenter hukuk devletini kurabilmeleri ve işletebilmeleridir.
TÜRKİYE
için genel ve gerçek doğru ise cumhuriyetin kuruluş ilkelerine yeniden sahip
çıkarak devletçilikte, iktisatta, endüstride, tarımda üretime yönelik
atılımlarda bulunmaktır.
Türk lirası
şimdiye değin hiç olmadığı oranda değer yitirmiş ise tüm gücümüz ve bilim ile
bunun önlenmesine yönelmek gerekecektir.
Dünya
genelinde var olan uluslararası ilişkilerde ve ortaklıklarda, anlaşmalarda
Türkiye çok daha kendini koruyabilen, bağımsızlıkçı ve özgürlükçü bir çizgiye
girebilmelidir.
Türkiye’nin
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerinin çok rahat ilerlemeyeceğini görüyoruz.
2023’de AB
çok daha zorlanacak.
Avrupa
kendi iç sorunlarıyla çok daha bir mücadele vermek durumunda kalacak.
Salgın
hastalıklarla olan bir dönem bitmiş gibi görülse bile, yeni dalgalanmaların
gelemeyeceğini hiç kimse garanti edemez.
İleri
teknoloji ile ilgili çalışmalar yine hiç durmaksızın devam edecek.
Baskıcı
rejimler, katı yönetimler çok uzun süredir elde ettikleri ve ellerinde
tuttukları koltukları bırakmak zorunda kalacaklar.
Dijital
çağın getirdiği olanaklar nedeni ile dünya halkları çok daha yakından ve
derinlemesine bilgi sahibi olacak ve belki de yeni bir “aydınlanma çağı”na
yaklaşılacak.
Ülkeleri
yönetenler, toplumun gereksinim ve beklentilerini karşılayarak yasaları
iyileştirmek ve demokratik yönetimleri getirmek durumunda kalacaklar.
Kalmayanlar
ise gidecek…
Tüketim
toplumunu gittikçe körükleyen sistemler ve buna bağlantılı olarak da toplumların
özgür iradelerinin onların elinde tutulmaya devam ettiğini gözleyeceğiz.
Aşı
savaşları yeniden gündeme gelebilecek.
Aşı ile
ilgili sürekli çalışmaların yapılacağı bir sene olacak.
Global
sorunlar, iklim, hava ve su krizi, beslenme krizi ve tarımda ve hayvancılıkta
sıkıntılar bizleri yine bekliyor olacak.
Türkiye
elinde var olan tüm topraklarını, arazilerini, dağlarını, bayırlarını, su
kaynaklarını yeniden ele almak ve değerlendirmek, onları ulusal amaçlar için
kullanmak yoluna girmenin gerektiğini anlamak zorunda kalacaktır.
Ulusal
tarım ve ekonomi ile en azından bir dışa bağılılıktan kurtulmaya denenmelidir.
Her ne kadar
kıyıda köşede de olsa kendisinden söz edilen “kripto para”nın güvenilirliği konusunda
şüpheler devam edecektir.
Ülkeler
arası insan göçleri bu yıl da devam edecektir.
Kalkınmış
ülkeler kendileri için yeni ve ucuz iş gücü bulma nedeni ile göç ve sığınmacı
akımlarına daha bir hukuksal yol bulacaklardır.
Türkiye
kendisi için bir seçim yılı ve seçime dayalı gündemler oluşturacaktır.
Yapay
gündemler, temelsiz tartışmalar, anlamsız çekişmeler yaratılarak ülkenin en
temel sorunları, demokratik, parlamenter hukuk devleti istemleri halkın görüş
açısının dışına itilmeye çalışılacaktır.
İktidar ve
onun taraftarı olanların “karşıtı” olarak görülebilecek partiler, kitleler ve
gruplar ne yazık ki gerçek bir mücadele ve akıllı yöntemler, siyasetler
üretemeyeceklerdir.
Ülke
genelinde her yeri saran ve bir anlamda şaşırtıcı ve akıl almaz boyutlarda
ilerleyen “inşaatlar” yine devam edecektir.
Halkın
büyük bir çoğunluğu yine hep soracaktır:
-Bu paralar
nereden geliyor?
-Kimler ve
hangi yollarla bu kadar çok parayı ülkeye sokabiliyor?
Anayasal
anlamda şu an var olan çağdaş ve demokratik maddeleri hakları ve yükümlülükleri
elinde tutmak zorunda olan Türkiye halkı ve onun siyasi temsilcileri ne yazık
ki bu konuda olumsuz tuzaklar ve girişimlerle karşılaşacaktır.
Geçim
sıkıntısı ve maaşlardaki adil olmayan, yetersiz kalan artışlar hiç kimseyi
memnun etmeyecektir.
Sosyal
devlet olamamanın getirdiği sıkıntılar artarak yaşanılacaktır.
Ne yazık ki
bir batılılaşma, aydınlanma dönemine erişilemediği içindir ki eleştirel
düşünce, analitik çözüm yolları arama ve çağdaş bakış açısına erişemeyen bir
toplum olarak gittikçe daha bir “Ortadoğulu” olma durumu yaşanılacaktır.
Devrim
yasaları ve getirdiği her türlü çağdaşlaşma aşamaları ne yazık ki geriye
döndürülür bir duruma getirilmiş, yok edilmek istenilmiştir.
Özellikle
de eğitimde, sağlıkta çok başlılık ve paralı özel yapılaşmalar zaten çok büyük
geçim sıkıntısı çeken geniş kitleleri daha da bir aşağıya itmiştir.
Ülke
içerisinde “bilinçli” ve “sağ duyulu” yurttaşların oranının azaldığını izlemek
yurtsever olmanın önemini yitirdiğini ve yerine daha çok yandaşlığın arttığını
izlemek üzücü olmaktadır.
Bir takvim
yılının bittiği bugün gelecek yıl için hep iyi dileklerde bulunmak isteriz.
Savaşın önlenebileceği,
insanlık onurunun yüksek tutulacağı, hakça bir yaşamın sağlanabileceği,
açlığın, barınaksızlığın, işsizliğin, salgın hastalıkların olmayacağı bir yıl
dileyelim.
Sağlıklı
toplumlarda, refah düzeyi yüksek çağdaşlaşma ve uygarlık yolunda ilerleyen bir
ülke istemimizi yineleyelim.
Sevginin ve
saygının hem devlet ilişkilerinde, hem de özel yaşamımızda yeniden önem kazanacağı
bir umudu taşıyarak hepinizin "YENİYILINI" kutluyorum.
Görüşmek
üzere…
. Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 31.12.2022,
Cumartesi,