- HAKKIMIZ YOK .
·
Sıradan
durumlara, olaylara, nesnelere “baktığımızda” onları anlayabiliriz “sanırız”.
·
Bu
“anlamak” kişinin o ana değin edindiği tüm bilgiler, deneyimler ve bakış
açıları ile birlikte edindiklerinin, donanımlarının sonucu olarak “algılanır”
ve yorumlanır, kabul görür.
·
Bu
da her insanda çok farklı olabilir.
·
Olayları,
durumları eleştirel ele alıp, sorgulayabilen, şüpheleri ile birlikte inceleyen
kişiler ise herkesin görüp, anladığından çok başka yerlere değin inip, arkadaki
gerçeklere erişebilir.
·
Bu
da ayrı bir farkındalıktır ve gerçeklere çok daha yakındır.
·
Özellikle
siyasi, toplumsal oyunlar, tuzaklar, “manipülasyonlar” için bunları
düşünmeliyiz.
·
“Oraya
attıkları ile” koskoca kitleleri, toplumları etkileyip “sürü psikolojisi” ile
onları kendi istedikleri yöne çekerler.
·
Bunun
da zaten çok daha önceden kurgulanmış, planlanmış bir alt yapısı ve geçmişi de
vardır.
·
Biz
bir yerlerde rahat ve mutlu, huzurlu yaşıyoruz, derken bambaşka yerlerde ise
ülke üzerinde çalışan, araştıran ve sistematik plan ve operasyonlar düşünen “kurumlar”
vardır ve biz onları ne görürüz ne de biliriz.
·
Dünyayı
yöneten güçleri ve onların kuruluşlarını, örgütlerini yok saymak ise bir hayal
dünyasında yaşamaktır.
·
Yalnızca
“gördüklerimizi”, önümüze sunulanları “gerçek sanıp” algılamaya kalktığımızda
ise birilerinin bizim üzerimizde güç ve yönlendirmelere sahip olmalarına razı
oluyoruz demektir.
·
Türkiye
yeri ve tarihsel özellikleri nedeni ile her zaman göz önünde olmuştur.
·
Birinci
savaşta ele geçiremeyip kaçırdıkları bu ülke Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde
ve onun yetenekleri, çabaları… sayesinde bağımsız ve çağdaş bir özgür ülke
yoluna girmek istemiştir.
·
İşte
tam da bu nedenle buna hep karşı çıkan ve ülkeyi bölüp, parçalamaya çalışan
odaklar son yıllarda çok daha hızlı ve çok yönlü çalışmalar içerisindedirler.
·
Türk
milleti uyanmalı ve gerek etnik, gerekse de dinsel görünümlü her türlü
bölünmeci ve ayrıştırıcı kesimlerin oyunlarına karşı durabilmelidir.
·
Bunu
yapmayan, yapamayan, uyanamayan ülkeleri ayrıştırmış ve bölmüşlerdir; örnek
olarak SSCB, Yugoslavya, Avrupa, Afrika ve Arap devletleri incelenmelidir.
·
Bizim
için ise tam da 100. Yılda çok dikkatli olup Atatürkçü temel düşünce ve ilkelere
yönelip, ulus devlete, demokratik, çağdaş hukuk devletine sahip çıkmamızın zamanıdır.
·
Öte
yandan gerçekten de güçlü ve demokratik, anayasasına bağlı, parlamenter bir
hukuk devletini kurduğumuzda bağımsız ve özgürce çalışan, donanımlı bir MİT,
Türk silahlı kuvvetleri, Türk polisi gibi devlet kurumlarına çok daha önem
vermek gerektiğini göreceğiz.
·
Her
tatlı gelene doğru koşmak, duygularla davranmak, düşünmeyi ve eleştiriyi, aklı
kullanmayı geriye atmak olmaz.
·
Türk
milleti olarak boş ve “yapay” gündemlerle, “kandırma” ve “yönlendirmelerle” ne
zamanımızı ne de enerjimizi harcamaya hakkımız vardır.
·
Şu
an yüksek teknoloji, dijital çağ içerisinde olduğumuzu kabul ediyoruz ve
internet, cep telefonları, TV ve diğer medya olanakları ile sarılmış ve onların
içine düşmüş bir durumdayız; ne çıkabiliyoruz, ne kurtulabiliyoruz, ne de
uzaklaşabiliyoruz.
·
Öyle
ise çok akıllı ve uyanık olup, tüm bunları çok "dikkatlice" ve "seçerek" kullanacağız; biraz da araştırıcı okumalar yapacağız.
. Öğretmen GÖNEN ÇIBIKCI, 2023.09.05, G.