5 Eylül 2023 Salı

HAKKIMIZ YOK

 -  HAKKIMIZ YOK                         .

·         Sıradan durumlara, olaylara, nesnelere “baktığımızda” onları anlayabiliriz “sanırız”.

·         Bu “anlamak” kişinin o ana değin edindiği tüm bilgiler, deneyimler ve bakış açıları ile birlikte edindiklerinin, donanımlarının sonucu olarak “algılanır” ve yorumlanır, kabul görür.

·         Bu da her insanda çok farklı olabilir.

·         Olayları, durumları eleştirel ele alıp, sorgulayabilen, şüpheleri ile birlikte inceleyen kişiler ise herkesin görüp, anladığından çok başka yerlere değin inip, arkadaki gerçeklere erişebilir.

·         Bu da ayrı bir farkındalıktır ve gerçeklere çok daha yakındır.

·         Özellikle siyasi, toplumsal oyunlar, tuzaklar, “manipülasyonlar” için bunları düşünmeliyiz.

·         “Oraya attıkları ile” koskoca kitleleri, toplumları etkileyip “sürü psikolojisi” ile onları kendi istedikleri yöne çekerler.

·         Bunun da zaten çok daha önceden kurgulanmış, planlanmış bir alt yapısı ve geçmişi de vardır.

·         Biz bir yerlerde rahat ve mutlu, huzurlu yaşıyoruz, derken bambaşka yerlerde ise ülke üzerinde çalışan, araştıran ve sistematik plan ve operasyonlar düşünen “kurumlar” vardır ve biz onları ne görürüz ne de biliriz.

·         Dünyayı yöneten güçleri ve onların kuruluşlarını, örgütlerini yok saymak ise bir hayal dünyasında yaşamaktır.

·         Yalnızca “gördüklerimizi”, önümüze sunulanları “gerçek sanıp” algılamaya kalktığımızda ise birilerinin bizim üzerimizde güç ve yönlendirmelere sahip olmalarına razı oluyoruz demektir.

·         Türkiye yeri ve tarihsel özellikleri nedeni ile her zaman göz önünde olmuştur.

·         Birinci savaşta ele geçiremeyip kaçırdıkları bu ülke Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde ve onun yetenekleri, çabaları… sayesinde bağımsız ve çağdaş bir özgür ülke yoluna girmek istemiştir.

·         İşte tam da bu nedenle buna hep karşı çıkan ve ülkeyi bölüp, parçalamaya çalışan odaklar son yıllarda çok daha hızlı ve çok yönlü çalışmalar içerisindedirler.

·         Türk milleti uyanmalı ve gerek etnik, gerekse de dinsel görünümlü her türlü bölünmeci ve ayrıştırıcı kesimlerin oyunlarına karşı durabilmelidir.

·         Bunu yapmayan, yapamayan, uyanamayan ülkeleri ayrıştırmış ve bölmüşlerdir; örnek olarak SSCB, Yugoslavya, Avrupa, Afrika ve Arap devletleri incelenmelidir.

·         Bizim için ise tam da 100. Yılda çok dikkatli olup Atatürkçü temel düşünce ve ilkelere yönelip, ulus devlete, demokratik, çağdaş hukuk devletine sahip çıkmamızın zamanıdır.

·         Öte yandan gerçekten de güçlü ve demokratik, anayasasına bağlı, parlamenter bir hukuk devletini kurduğumuzda bağımsız ve özgürce çalışan, donanımlı bir MİT, Türk silahlı kuvvetleri, Türk polisi gibi devlet kurumlarına çok daha önem vermek gerektiğini göreceğiz.

·         Her tatlı gelene doğru koşmak, duygularla davranmak, düşünmeyi ve eleştiriyi, aklı kullanmayı geriye atmak olmaz.

·         Türk milleti olarak boş ve “yapay” gündemlerle, “kandırma” ve “yönlendirmelerle” ne zamanımızı ne de enerjimizi harcamaya hakkımız vardır.

·         Şu an yüksek teknoloji, dijital çağ içerisinde olduğumuzu kabul ediyoruz ve internet, cep telefonları, TV ve diğer medya olanakları ile sarılmış ve onların içine düşmüş bir durumdayız; ne çıkabiliyoruz, ne kurtulabiliyoruz, ne de uzaklaşabiliyoruz.

·         Öyle ise çok akıllı ve uyanık olup, tüm bunları çok "dikkatlice" ve "seçerek" kullanacağız; biraz da araştırıcı okumalar yapacağız.

     .   Öğretmen GÖNEN ÇIBIKCI, 2023.09.05, G.