17 Ağustos 2020 Pazartesi

Belediye İş Yeri Açar mı?

Belediye İş Yeri Açar mı?
............. Kendi adına bir işletme açmalı mıdır? ..........
Zaman ilerledikçe her şey değişiyor.
Değişmesi de hem doğal hem de iyiye doğru olması gereken bir olgudur.
Yasalar, yönetmelikler de böyle zamanın koşullarına uygun olmak üzere değiştirilebiliyor.
Sıradan yurttaşlar bu tür hukuki değişiklikleri zaten bilemez ve de izleyemez.
Eskiden belediyeler kendi adına işletmeler, iş yerleri açmazlardı..
O zamanlar belediyenin kendi içinde kurduğu ekipmanlar, yol yapmak için gereken atölyelerinin olması iyi ve yenilikçi sayılırdı.
Belediye üzerine düşen yol ve bakım işlerini , örneğin, kendisi yapardı, müteahhite falan vermezdi...
Şimdi bakıyorsunuz her yerde belediyenin kendi işletmelerini açarak yaptığı bir hamle gözüküyor.
Halka yakın olmak, halkın menfaatlerini gözetmek, yoksula yardım etmek... benzeri algıları kullanan bu tür belediye işletmecilikleri genelde hep çaptaki küçük işlerde gözlemleniyor.
"HALK bakkalı", halk kasabı, halk bahçesi ... adı kullanılarak sözde sosyal bir belediyecilik örneği gösterildiği algısı üzerinde çalışılıyor.
Karşıdan bakılınca belediyelerin hep "bu tür" işlerle öne çıktığı görülüyor.
Belediye başkanları ve önde gelen siyasiler hep bu işlerle hizmet verir görülüyor.
O kentte bulunan o iş dalındaki iş yerlerine bir rakip durumuna düşüyorlar aslında....
Saygı değer halkımız da bu yerlere daha az para harcadıkları için çok seviniyor.
O belediye iş yerleri nasıl açılır, nasıl çalışır, kimler görev alır, neler vardır-yoktur, bilemez.
Sadece çaya kaç lira ödediğine bakar ve o yerlerde ucuz çay içtiğinde çok sevinir.
Ama diğer özel işletmelere gidip de bir çay bile içemediğini düşünmez.
Dar gelirliler sınıfı da hem böylece yaratılmış olur, hem de o yaratılan sınıf mutlu edilir.
Yaşam kargaşası ve günün akışı içinde bu konulara eğilmek, düşünmek  ve incelemek de pek konu bile edilmez.
Belediyenin tüm günlük işleri sanki bunlarmış gibi haberler çıkar basında....
Belediye işsizlere iş sağlıyor, belediye işçi alacak,... gibi hep olumlu haberler ortalıkta dolaşıyor.
Ama genelde hep ufak tefek işler, dar gelirlilere, yoksullara, işsizlere yönelik umutlar...
Hemen, hemen her siyasi parti bu işleri böyle kabul ediyor ve kendisi de katkı sağlıyor.
"Belediye işletmelerinin sayısı" artmalıdır, gibi bir genel hava esiyor.
Bu işletmeler nasıl yönetiliyor, ne gibi sorunlar çıkarıyor, derseniz, onu bu işleri takip edenlere sormak daha iyi olur.

Genel olarak bakıldığında ise, gerçekten anlamakta zorlanılıyor.
Türkiye'de belediyenin görevleri arasında bu tür tezgah hazırlamak, iş yeri açmak, işletme sahibi olmak ... gibi görevleri var mıdır?
Bu tür işler açma çalışmaları bir belediye için "başarı" sanılıyor olmalı ki her yerde bunlarla karşılaşılıyor.
Halk da çok seviniyor, mutlu oluyor, koşuşturuyor....
Sıradan bir insan olarak "belediyenin asıl görevlerinin bu tür işler olmadığı düşüncesine" pek yer verilmediğini sanıyorum.....
Belki de böyle bir sanıya kapılan bir "ben" varım.......
Ama, çağdaş ülkelerde bu tür uygulamaların yapıldığını sanmıyorum.
Örneğin Almanya'da bir belediyenin o kentteki "esnafa rakip" olacak işletmeler olduğunu düşünemiyorum.
Araştırma yapıp, incelemek için ise gerçekten hukukçu olmak gerekiyor.
Yasa olmasa da yönetmeliklerle bir şeyler yapılabiliyor sanıyorum.
Belediye kuruluş ve görevlerini düzenleyen yasaları ve benzeri hukuksal çerçeveyi incelemek sıradan yurttaşların ne işidir, ne de uzmanlık alanındadır.
"MAHALLİ İDARELER BÜTÇE İÇİ İŞLETME YÖNETMELİĞİ" benzeri yönetmelikler varsa da okuyup anlamak oldukça zor.
Çok sözcük ve kavram kullanılmış....
Benim genel kanım "BELEDİYE kendi adına bir işletme açamaz", yönündedir. Belediyenin asıl görevi "kendi bölgesindeki iş yerlerinin" açılışında ve çalışmasında her türlü denetimi yapmasıdır.
Esnaf ve zanaatkarlar düzgün çalıştığında, üretimleri halka uygun olduğunda zaten bir sorun da olmaz...
Bu konu temelde tüm siyasi partilerin ana konusu olmalıdır ve onlar bunu güvenilir bir biçimde incelemelidirler....
Pratikte görülen ise ne yazık ki "belediye" ve belediyecilik bambaşka bir kendine özgü sistem geliştirmiş....
Türkiye aslında hep bu konuları, rant ekonomisini, çıkar sağlamayı, rüşveti, adam kayırmayı, partizanlığı, yolsuzluğu, hukuksuzluğu... tartışır olmaktan "çağdaş bir hukuk devleti" olmaya pek fırsat bulamamış konumuna girmiştir.
Türkiye dünya genelinde bakıldığında kendi içinde bir ayrı "dünya" geliştirmiş, gözüküyor.
Bu da çağdaş ve kalkınmış, uygar ülkelere pek de uymayan bir model olmuş...
Yurttaşların genel sosyo-ekonomik ve de politik yapısına, kültürel algılarına bakıldığında ise her şey yine "ülkenin genel anatomi"sine çok denk geliyor.
Şunu söylemeliyim:
- Bu düşünceler, bu görüş benim kişisel bakış açımdır ve de hiç bir kişiye, belediyeye ve görevliye yönelik değildir.
...
Saygılarımla....
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2020.08.17, MŞ: