. BEN: NEDEN ve NE İÇİN
·
Neden ve ne için
tüm yaşamım boyunca çabaladım, emek ve zaman harcadım, ne
ve nasıl olmak istedim?
·
"Ülkeme, topluma
ve insanlara yararlı olmak, doğru yolu göstermek" istedim ve bunun
olabilmesi için gerekli olan "gelişimi, ilke
ve ahlakı, bilgi ve deneyimi edinmek için" emek harcadım.
·
Önemli olan benim "kendime
edindiğim sorumluluk ve görev anlayışı" olmuştur ve tüm
çalışmalarım, ürettiklerim birincil olarak hep kendim için olmuştur.
·
Erdemli, ilkeli, çağdaş uygarlıktan ve bilimden,
güzel ahlaktan yana, çalışkan ve dürüst, güvenilir "iyi bir insan olmak" ve bu bilinci taşımak
istedim.
·
Ülkeme ve topuma yararlı, yurt sever bir insan
olmak istedim.
·
Tüm isteklerim, hedeflerim, seçtiğim yol ve duruş
hep bu yöndedir.
·
"Bir aydın, bir yurtsever, gerçek bir öğretmen, bir
entelektüel" olarak kendimi geliştirmeye yönelip "okuma, inceleme ve araştırmalar yaptım, özgün fikirlerimi
ve görüşlerimi yazıya döktüm".
·
Toplumun genel ilgi alanına, onların günlük yaşam
biçimine, özenti ve tutkularına, taraftarlıklarına hep uzak kaldım ve bir "sürü etkisine katılmamak" için de yine kendi didaktik çalışmalarımı
artırdım.
·
"Beğenilmek, izlenmek kitlelere sahip olmak, ünlü
olmak"… gibi bir isteği ve eğilimi hiçbir zaman taşımadım.
·
"Düzenli ve
sürekli" olarak "eleştirel,
sorgulayıcı ve araştırıcı incelemeler yapıp, oluşturduğum özgün görüşlerimi"
de yazdım ve kolayca erişilebilecek biçimde sunuyorum.
·
"Yazdıklarımın
okunmasını, insanlara yararlı olmasını ve onların gelişimlerine olumlu
katkıları olmasını istiyor" olsam bile "en yakında" olup,
okuyacağını "var saydıklarımda" bile bunun böyle olmadığını
anlıyorum.
·
Evet, ne yazık ki nerede ise her kesim "kendi
dünyasında" ve kendi övgüleri ile baş başa yaşamakta ve çok da "mutlu"
görünmek istemekte, başkalarını ise hiç "umursamamakta", çok "güçlü
görünmek" istemekte…
·
"Çabalamadan, emek
harcamadan, araştırmadan, beşeri bir analitik düşünce oluşturmadan ortada
dolaşan, hazır görüşlere ve hareketlere kapılıp yaşama devam etmek, beğenmek,
beğenilmek, övülmek istemek, güçlülere dayanmak, başarıyı ve ödülleri kolayca
elde etmek, bir yerlere gelivermek"… toplumun genelinde görülen "tipleme"
olmuş.
·
Düşünceye ve emeğe çıkar gözetmeksizin değer veren
ve destekleyen sayısı ise çok azdır.
·
Aslında bir insan olarak "en temelde" sormamız gereken "ilk soru"
belki de şu olmalıdır:
- Nasıl bir toplumda ve hangi koşullarda yaşamak isteriz?
- Nasıl bir insan olmak isteriz?
- Hangi özelliklerimiz olsun isteriz?
·
Eğer, en temelde her şeyden önce ve en üstte bu
sorulara göre "düşünmek, gelişmek, tutum ve davranışlar
içine girmek" ister ve de bu yönde çalışır, çabalar, emek harcar
isek "doğru" yapmış oluruz.
·
"Günlük kısa ve
kısır, yapay olaylardan, çekim kaynaklarından uzak durmak" ve bir
anlamda kendi yolumuzu belirleyip o yönde ilerleyebilir isek "doğru yapmış" oluruz.
·
Doğal olarak da bunun için "doğru kaynaklar, doğru kişiler seçip araştırmak, okumak
ve geliştirilmek" gerekecektir.
·
Ben de yaşamımın en erken dönemlerinden bu yana
bunları seçip, uygulamaya çalıştım.
·
"Bireysel
öğrenimime" çok önem verdim ve bu yolda çalışıp, bir bilinç
kazanmaya yöneldim. (Oto didaktik öğrenme) Otodidakt:Latince, Auto=Kendi ve Didaktikos= Öğretim
·
"Düşünerek, hazmederek, derinleşerek, öğrenme meraklarına
yönelik kendi ne uygun öğrenme biçimi"ni hep uyguladım.
·
"Her kanaldan ve
katmandan öğrenme ve içselleştirme olan, bireysel çabalarla, kendi kendine
düşünmelerle, araştırmalarla, tartışmalarla, denemelerle, çalışmalarla oluşan
bir yetişme ve gelişme" biçimini beğenerek ve isteyerek seçtim.
·
Tüm bunları bir genel çerçeve olarak
beni iyi tanımanız için yazdım.
·
Sizler için, ülkem için en iyi
dileklerimi sunuyorum.
.
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 24.05.2024, MŞ.
*****************************************************************************