temel sorunlar .
Her ülkenin kendine göre "temel"
sorunları varır.
Bu sorunlar o ülkenin ilerlemesine ya da geri
kalmasına yönelik ölçülerdir.
Devleti yönetenlerin nitelikleri, yetenek ve becerileri…
sorunların çözümünde etkendir.
Devlet yönetiminin nasıl olduğu, rejim ve ülkenin
bağımsızlığı, egemen güçlerin etkisi ile topluca bakıldığında sorunların "nedenleri"
ve boyutları kendisini gösterir.
A - temel sorunlarından habersİz gİbİ davranIRLAR
Oldukça geniş bir
kapsamı olan ve birçok farklı yorumlanabilecek bir durum ise şudur:
Çok geniş kesimler
ülkenin sorunlarından "habersiz" gibi davranırlar, "umursamaz"
gözükürler, ilgilenmezler.
Bunun nedenlerine açık
bir yanıt vermek için soruyu biraz daha netleştirmemiz gerekir.
1 - "Onlar" kimleri ifade ediyor?
-Siyasetçiler mi? Eğer
siyasetçilerden bahsediyorsak, bu durumun birçok nedeni olabilir. Örneğin: Seçim
vaatleri: Seçim dönemlerinde verilen vaatlerin yerine getirilmemesi veya
geciktirilmesi.
-Kısa vadeli düşünme: Siyasetçiler
genellikle seçim döngülerine göre hareket etmek zorunda kaldıkları için uzun
vadeli sorunlara çözüm bulmakta zorlanabilirler.
-Lobby gruplarının
etkisi: Büyük şirketler veya özel çıkar grupları, siyasetçilerin kararlarını
etkileyerek ülkenin temel sorunlarının çözülmesini engelleyebilir.
-Bilgi eksikliği veya
yanlış bilgilendirme: Siyasetçilerin, ülkenin temel sorunları hakkında yeterli
bilgiye sahip olmaması veya yanlış bilgilendirilmesi durumunda yanlış kararlar
almaları mümkündür.
-Medya mı? Medya,
kamuoyunu bilgilendirme konusunda önemli bir role sahiptir.
Ancak,
medya kuruluşlarının ticari kaygılar, siyasi baskılar veya taraflılık gibi
nedenlerle ülkenin temel sorunlarını yeterince gündeme getirmemesi söz konusu
olabilir.
-Toplum mu? Toplumun
bir kısmı, ülkenin temel sorunlarından habersiz veya bunları önemsemiyor gibi
görünebilir.
Bunun
nedenleri arasında eğitim düzeyi, sosyal medya kullanım alışkanlıkları ve
bireysel çıkarlar yer alabilir.
2 - "Temel sorunlar"
neleri kapsıyor?
-Ekonomik sorunlar mı? İşsizlik,
gelir eşitsizliği, yoksulluk gibi…
-Sosyal sorunlar mı? Eğitimde
eşitsizlik, sağlık hizmetlerine erişimde sorunlar, suç oranları gibi.
-Çevre sorunları mı? İklim
değişikliği, hava ve su kirliliği gibi…
-Siyasi sorunlar mı? Demokrasinin
zayıflaması, yolsuzluk, şeffaflık eksikliği gibi….
3 - Neden habersiz gibi davranılıyor?
Bilinçli bir tercih olabilir: Bazı
durumlarda, bu durum bilinçli bir tercih olabilir. Örneğin, bir siyasi parti,
bazı sorunları gündeme getirerek diğer partileri zor durumda bırakmak istemeyebilir.
Bilinçsiz bir hata olabilir: Bazı
durumlarda ise, bu durum bilinçsiz bir hata olabilir. Örneğin, bir siyasetçi,
bir sorunun önemini tam olarak kavramamış olabilir.
Sistemin bir parçası olabilir: Bazı
durumlarda, bu durum sistemin bir parçası olabilir. Örneğin, ekonomik sistem,
bazı sorunların çözülmesini engelleyecek şekilde tasarlanmış olabilir.
4 - Çözüm önerileri:
Şeffaflık: Siyasetçilerin
ve kamu kurumlarının daha şeffaf olması, vatandaşların sorunları daha iyi
anlamalarına yardımcı olacaktır.
Katılımcı demokrasi: Vatandaşların
karar alma süreçlerine daha fazla katılımı sağlanmalıdır.
Bağımsız medya: Medyanın,
ticari kaygılardan bağımsız olarak kamuoyunu doğru ve tarafsız bir şekilde
bilgilendirme görevi vardır.
Eğitim: Vatandaşların,
özellikle gençlerin, eleştirel düşünme ve sorun çözme becerilerinin
geliştirilmesi önemlidir.
Sivil toplum örgütlerinin
güçlenmesi: Sivil toplum örgütleri, kamuoyunu bilinçlendirme
ve sorunlara çözüm bulma konusunda önemli bir rol oynayabilir.
b - bazıLARI
duyarsız ve umursamazdır?
Bazı yurttaşların
duyarsız ve umursamaz olduğu algısı, oldukça karmaşık bir konudur ve tek bir
nedenle açıklanamaz.
1 - Bu durumun birçok farklı nedeni olabilir:
-Kişilik
Özellikleri: Her bireyin farklı bir kişiliği vardır. Bazı
insanlar doğuştan daha empatik ve yardım severken, bazıları ise daha bencil ve
kayıtsız olabilir.
-Sosyalleşme
Süreci: Çocukluk döneminde aileden, çevreden ve toplumdan
alınan değerler, bireyin yetişkinlikteki davranışlarını büyük ölçüde etkiler.
Yanlış sosyalleşme süreçleri, bireylerde duyarsızlık ve umursamazlık gibi
olumsuz özelliklerin gelişmesine neden olabilir.
-Ekonomik
Durum: Ekonomik sıkıntılar, insanların kendi sorunlarıyla
uğraşmasına ve çevresine olan ilgisini azaltmasına neden olabilir.
-Medya
ve Bilgi Kirliliği: Sürekli olarak kötü haberlerle bombardımana
tutulmak, insanlarda duyarsızlaşmaya yol açabilir.
-Siyasi
Sistem: Adaletsiz ve eşitsiz bir siyasi sistem, insanlarda
umutsuzluk ve pasiflik yaratabilir.
Kültürel
Farklılıklar: Farklı kültürlerde, yardımlaşma ve dayanışma gibi
değerlere verilen önem farklılık gösterebilir.
-Psikolojik
Rahatsızlıklar: Bazı psikolojik rahatsızlıklar, bireylerde empati
eksikliği ve duyarsızlık gibi belirtilere neden olabilir.
2 - Bu
durumun sonuçları neler olabilir?
-Toplumsal
Ayrışma: Duyarsızlık ve umursamazlık, toplumda ayrışmaya ve
güvensizliğe yol açabilir.
-Suç
Oranlarının Artması: İnsanların birbirlerine karşı duyarsız olması, suç
oranlarının artmasına neden olabilir.
-Toplumsal
Sorunların Çözülememesi: Toplumsal sorunlara karşı duyarsız kalınması, bu
sorunların çözülmesini zorlaştırır.
3 - Bu
durumun önüne nasıl geçilebilir?
-Eğitim:
Çocuklara küçük yaşlardan itibaren empati, yardımlaşma ve dayanışma gibi
değerlerin öğretilmesi önemlidir.
-Medya:
Medyanın, olumlu haberlere ve topluma faydalı içeriklere daha fazla yer vermesi
gerekmektedir.
-Siyasi
İrade: Adaletli ve eşitlikçi bir siyasi sistemin
oluşturulması, insanların umutlarını yeşertecektir.
-Sivil
Toplum Kuruluşları: Sivil toplum kuruluşlarının güçlendirilmesi ve
desteklenmesi, sosyal sorunların çözümünde önemli bir rol oynayabilir.
-Farkındalık
Oluşturma: İnsanların çevrelerindeki sorunlara karşı daha
duyarlı olmaları için farkındalık çalışmaları yapılmalıdır.
-Sorular birçok etkene bağlıdır ve tek bir yanıtla
özetlenemez.
. KISACA: .
Her birey kendi davranışlarından sorumludur.
Her birimiz, daha duyarlı ve yardımsever bir toplum
oluşturmak için kendi "payımıza" düşeni yapmalıyız; ama bu yeterli
olur mu?
Temel eğitim sistemi, çağdaşlaşma, dünyaya bakış,
bilimsel düşünmeye önem vermek, ekonomik çöküş, aydınların ve entelektüellerin
düzeyi, STK'nın yapısı, siyasi partilerin nitelikleri… gibi alanların
incelenmesi yararlı olacaktır; bunlar niteliği düşük ise kalkınma ve ilerleme
hızı da çok düşük olacaktır.
Bunların etkisi ile de yurttaşların yapısı, bilinç
düzeyi ortaya çıkar; eğer çok "düşük" düzeyde iseler ülkenin
kalkınmasına ve savunulmasına bir olumlu katkıda bulunamazlar.
.
Öğretmen Gönen
ÇIBIKCI, 2024.11.01, MŞ.
.
(Araştırma, ve değerlendirme yazım)