9 Eylül 2025 Salı

CHP

.  "CHP" NELER YAPMALIDIR?

A) CHP son olaylardan sonra kendisini nasıl toplamalıdır?

Yakın zamanda gerçekleşen yerel seçimlerden sonra Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) önündeki en büyük zorluklardan biri, elde ettiği ivmeyi korumak ve genel siyasette kalıcı bir güç haline gelmektir.

Bu süreçte atabilecekleri adımları birkaç ana başlık altında toplayabiliriz.

1-Seçim Başarısını Konsolide Etmek

CHP, yerel seçimlerde büyükşehirler başta olmak üzere birçok belediyeyi kazanarak önemli bir başarı elde etti.

Bu başarının getirdiği halk desteğini devam ettirmek için öncelikle kazanılan belediyelerde şeffaf, etkili ve halk odaklı yönetim sergilemeleri gerekiyor.

Yerel yönetimlerin, halkın günlük yaşamına dokunan somut hizmetler sunması, parti imajını güçlendirecektir.

Örneğin, altyapı projeleri, sosyal yardımlar ve çevre düzenlemeleri gibi konularda başarılı olmak, partinin güvenilirliğini artırır.

2-Partiyi Yeniden Yapılandırmak

Parti içi yapılanma, CHP'nin geleceği için kritik bir rol oynuyor.

Mevcut siyasi atmosferde, partinin ideolojik duruşunu netleştirmesi ve bu duruşa uygun yeni yüzleri ön plana çıkarması önem taşıyor.

Özellikle genç ve kadın siyasetçilere daha fazla alan açmak, partinin dinamizmini artırabilir ve farklı seçmen gruplarına ulaşmasını sağlayabilir.

Parti içi demokrasiyi güçlendirecek, üyelerin söz sahibi olmasını sağlayacak mekanizmaların kurulması da iç tartışmaları azaltarak partiyi birleştirir.

3-Kapsayıcı Bir Siyaset İzlemek

CHP'nin son dönemdeki başarısı, muhafazakar ve milliyetçi seçmenlerden de oy almasıyla gerçekleşti.

Bu başarıyı sürdürmek için partinin sadece kendi geleneksel tabanına değil, toplumun tüm kesimlerine hitap eden bir söylem geliştirmesi şart.

Ekonomik sorunlar, işsizlik ve adalet gibi tüm vatandaşları ilgilendiren ortak meselelere odaklanmak, partinin kapsayıcılığını artıracaktır.

Farklı inanç, etnik köken ve yaşam tarzlarına saygılı bir dil kullanmak da toplumsal barışı desteklerken partinin erişim alanını genişletir.

4-Etkin Bir Muhalefet Söylemi Geliştirmek

Yerel yönetimlerdeki başarıları ne kadar önemli olsa da, CHP'nin merkezi hükümete karşı etkin bir muhalefet partisi olarak konumlanması gerekiyor.

Mecliste ve kamusal alanda yapıcı ve somut öneriler sunan bir muhalefet dili benimsemek, partiyi sadece eleştiren değil, çözüm üreten bir yapıya dönüştürebilir.

Örneğin, mevcut hükümetin ekonomi politikalarına alternatif çözümler üretmek veya yargı reformu gibi konularda somut projeler sunmak, partinin ciddiyetini artırır.

Bu durum, partinin sadece "karşı" olmakla kalmayıp, ülkeyi yönetmeye talip olduğunu da gösterir.

Bu adımlar, CHP'nin yerel seçim başarısını genel siyasete taşıması ve kalıcı bir siyasi güç haline gelmesi için temel bir yol haritası sunabilir.

B) Bu “sivil hareketlerin” sonrasında CHP nasıl bir yol izlemelidir?

İstanbul belediye başkanı tutuklandı.

İstanbul CHP il başkanı uzaklaştırıldı yerine kayyum atandı...

Yerel seçimlerden sonra Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) yaşadığı son gelişmeler ve atanan kayyumlar, partinin önümüzdeki dönemde izlemesi gereken yolu daha karmaşık hale getirmiştir.

Bu noktada CHP'nin atması gereken adımları birkaç ana başlık altında incelemek mümkündür.

1-Hukuki Süreçleri Takip Etmek ve Şeffaf Olmak

İlk olarak, İstanbul Belediye Başkanı'nın tutuklanması ve İstanbul CHP İl Başkanı'nın uzaklaştırılması gibi hukuki süreçlerin yakından takip edilmesi gerekmektedir.

Parti, bu süreçlerle ilgili tüm bilgileri halka açık ve şeffaf bir şekilde sunmalıdır.

Yapılan açıklamaların hukuki temellere dayanması ve duygusal tepkilerden arınmış olması önemlidir.

Hukuksuzluk iddiaları varsa, bunların somut belgelerle desteklenerek kamuoyuna sunulması, partinin güvenilirliğini artıracaktır.

2-Sivil Toplum Kuruluşları ve Halkla İşbirliği Yapmak

Atanan kayyumlar ve siyasi baskıların artması, sadece CHP'yi değil, aynı zamanda demokratik süreci ve sivil toplumun sesini de etkilemektedir.

Bu durum, CHP'nin sivil toplum kuruluşları, sendikalar ve diğer halk hareketleriyle daha yakın bir iş birliği kurmasını zorunlu kılmaktadır.

Toplumsal muhalefeti güçlendirmek ve geniş bir taban oluşturmak için, partinin sadece siyasi söylemlerle değil, aynı zamanda ortak eylemlerle de hareket etmesi gerekmektedir.

Halkın sesini daha güçlü bir şekilde duyurmak için ortak platformlar oluşturmak ve geniş katılımlı eylemler düzenlemek etkili olabilir.

3-Yerel Direnişi Örgütlemek ve Yaymak

İstanbul gibi büyük bir şehirde yaşanan bu gelişmeler, yerel yönetimlerin halkın iradesiyle seçildiği gerçeğini bir kez daha gündeme getirmektedir. CHP, bu duruma karşı yerel direnişi örgütlemeli ve bu direnişi diğer şehirlere de yaymalıdır.

Yerel yönetimlerin yetkilerini korumak ve halkın iradesine sahip çıkmak için, belediye meclislerinde, mahalle meclislerinde ve diğer yerel platformlarda aktif rol oynamak önemlidir.

Bu, partinin sadece genel siyasette değil, yerelde de güçlü bir direniş odağı olduğunu gösterecektir.

4-Demokrasi Vurgusunu Artırmak ve Ortak Payda Oluşturmak

CHP, bu süreçte sadece kendi partisine yönelik bir saldırıdan ziyade, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve halkın iradesine yönelik bir tehdit olduğunu vurgulamalıdır.

Bu vurgu, farklı siyasi görüşlere sahip insanları bir araya getirecek ortak bir zemin oluşturabilir.

Bu durum, partinin sadece kendi tabanından değil, daha geniş bir kitleden destek almasını sağlayacaktır. Yapılan açıklamalar ve eylemler, kişisel veya partisel çıkarlar yerine, genel bir demokrasi mücadelesi bağlamında ele alınmalıdır.

Bu zorlu süreçte CHP'nin atacağı adımlar, partinin geleceğini ve Türkiye'deki muhalefetin seyrini büyük ölçüde etkileyecektir.

C) CHP kuruluş ilkelerine ve Atatürkçü hedeflere ve düşüncelere yeniden nasıl dönebilir?

Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP), köklü bir geçmişe sahip olması ve Atatürkçü düşünce üzerine kurulması, parti için hem bir avantaj hem de sürekli bir sorumluluk kaynağıdır.

Son yıllarda yaşanan siyasi gelişmeler ve yerel seçimlerdeki başarı, partinin kendi köklerine dönme ve modern çağa uyum sağlama arayışını yeniden gündeme getirmiştir.

CHP'nin kuruluş ilkelerine ve Atatürkçü hedeflere yeniden dönebilmesi için atabileceği adımları birkaç ana başlık altında ele alabiliriz.

1-İdeolojik Durumu Netleştirmek

CHP'nin temel sorunu, zaman zaman ideolojik belirsizlikler yaşamasıdır.

Atatürkçülük, sadece geçmişte kalmış bir miras değil, aynı zamanda güncel sorunlara çözüm üretebilecek dinamik bir düşünce sistemidir.

Parti, bu düşünce sistemini günümüz koşullarına göre yeniden yorumlamalıdır.

a-Güncellenmiş Atatürkçülük: Partinin, laiklik, demokrasi, ulusal egemenlik ve sosyal devlet gibi temel ilkeleri, 21. yüzyılın sorunları olan dijital dönüşüm, çevre kirliliği ve ekonomik eşitsizlik gibi konularla nasıl bütünleştireceğini net bir şekilde ortaya koyması gerekmektedir.

b-Net Bir Söylem: Parti içi farklı seslerin tek bir çatı altında toplanması için net ve anlaşılır bir söylem oluşturulmalıdır. Bu, partinin hem kendi tabanıyla hem de farklı seçmen gruplarıyla daha güçlü bir bağ kurmasını sağlayacaktır.

2-Ulusal Kimliği Güçlendirmek

Atatürkçü düşüncenin temel direklerinden biri olan ulusal kimlik ve bağımsızlık, günümüz küreselleşen dünyasında daha da önem kazanmaktadır. CHP, bu konularda net ve tavizsiz bir duruş sergilemelidir.

a-Milli Egemenlik Vurgusu: Parti, Türkiye'nin ulusal egemenliğini korumayı ve dış güçlerin etkisinden uzak bir politika izlemeyi temel ilke olarak benimsemelidir.

Bu, hem milliyetçi hem de sol görüşlü seçmenlerin partiye olan güvenini artıracaktır.

b-Türkiye'nin Birleştirici Gücü Olmak: CHP, farklı etnik ve kültürel kimliklere sahip vatandaşları ortak bir ulusal kimlik altında birleştirmeyi hedeflemelidir.

Bu, kutuplaşmış bir toplumda birleştirici bir rol oynamasına yardımcı olacaktır.

3-Eğitim ve Kadro Yenilenmesi

CHP'nin Atatürkçü ilkelere dönüşü, sadece söylemde kalmamalı, aynı zamanda parti kadrolarının bu ilkelere bağlılığı ve bilgi birikimiyle de desteklenmelidir.

a-Parti İçi Eğitim: Parti üyelerine ve özellikle gençlere yönelik Atatürkçü Düşünce eğitimleri düzenlenmelidir.

Bu eğitimler, sadece tarihsel bilgileri değil, aynı zamanda bu ilkelerin güncel siyasete nasıl uygulanacağını da içermelidir.

b-Liyakat ve Nitelik: Parti içinde görev alacak kişilerin, Atatürkçü ilkelere olan bağlılıklarının yanı sıra liyakat ve nitelikleri de öncelikli kriterler olmalıdır.

Bu, partinin halk nezdindeki “güvenilirliğini” artıracaktır.

Ç) İktidarın oyunlarına karşı CHP neler yapabilir?

Yerel seçimlerden sonra Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) önündeki en büyük zorluklardan biri, elde ettiği ivmeyi korumak ve genel siyasette kalıcı bir güç haline gelmektir.

Bu süreçte atabilecekleri adımları birkaç ana başlık altında toplayabiliriz.

1-Seçim Başarısını Konsolide Etmek

CHP, yerel seçimlerde büyükşehirler başta olmak üzere birçok belediyeyi kazanarak önemli bir başarı elde etti.

Bu başarının getirdiği halk desteğini devam ettirmek için öncelikle kazanılan belediyelerde şeffaf, etkili ve halk odaklı yönetim sergilemeleri gerekiyor.

Yerel yönetimlerin, halkın günlük yaşamına dokunan somut hizmetler sunması, parti imajını güçlendirecektir.

Örneğin, altyapı projeleri, sosyal yardımlar ve çevre düzenlemeleri gibi konularda başarılı olmak, partinin güvenilirliğini artırır.

2-Partiyi Yeniden Yapılandırmak

Parti içi yapılanma, CHP'nin geleceği için kritik bir rol oynuyor.

Mevcut siyasi atmosferde, partinin ideolojik duruşunu netleştirmesi ve bu duruşa uygun yeni yüzleri ön plana çıkarması önem taşıyor.

CHP Atatürk döneminin “ilke ve hedeflerine” dönmeli ve bu alanda yeniden bilinçlenmelidir.

Özellikle genç ve kadın siyasetçilere daha fazla alan açmak, partinin dinamizmini artırabilir ve farklı seçmen gruplarına ulaşmasını sağlayabilir.

Parti içi demokrasiyi güçlendirecek, üyelerin söz sahibi olmasını sağlayacak mekanizmaların kurulması da iç tartışmaları azaltarak partiyi birleştirir.

Parti içinde bölücü ve ayrılıkçı tutum taşıyanlara karşı kendi yapısını korumalıdır.

3-Kapsayıcı Bir Siyaset İzlemek

CHP'nin son dönemdeki başarısı, tutucu ve milliyetçi seçmenlerden de oy almasıyla gerçekleşti.

Bu başarıyı sürdürmek için partinin sadece kendi geleneksel tabanına değil, toplumun tüm kesimlerine hitap eden bir söylem geliştirmesi şart.

Ekonomik sorunlar, işsizlik ve adalet gibi tüm vatandaşları ilgilendiren ortak meselelere odaklanmak, partinin kapsayıcılığını artıracaktır.

Farklı inanç, etnik köken ve yaşam tarzlarına saygılı bir dil kullanmak da toplumsal barışı desteklerken partinin erişim alanını genişletir.

4-Etkin Bir Muhalefet Söylemi Geliştirmek

Yerel yönetimlerdeki başarıları ne kadar önemli olsa da, CHP'nin merkezi hükümete karşı etkin bir muhalefet partisi olarak konumlanması gerekiyor.

Mecliste ve kamusal alanda yapıcı ve somut öneriler sunan bir muhalefet dili benimsemek, partiyi sadece eleştiren değil, çözüm üreten bir yapıya dönüştürebilir.

Örneğin, mevcut hükümetin ekonomi politikalarına alternatif çözümler üretmek veya yargı reformu gibi konularda somut projeler sunmak, partinin ciddiyetini artırır.

Bu durum, partinin sadece "karşı" olmakla kalmayıp, ülkeyi yönetmeye talip olduğunu da gösterir.

*************************************

.  Bu adımlar, CHP'nin yerel seçim başarısını genel siyasete taşıması ve kalıcı bir siyasi güç haline gelmesi için temel bir yol haritası sunabilir.

. Bu adımlar, CHP'nin kuruluş felsefesine geri dönerek, modern ve güçlü bir siyasi yapıya kavuşmasını sağlayabilir.

Bu adımlar, partinin yaşadığı siyasi baskılarla başa çıkabilmesi için yeterli olacak mıdır?

Bu süreçte en kritik adım hangisi olurdu?

Bu süreçte en büyük engel, parti içi dinamikler mi, yoksa dış siyasi baskılar mı olacak?

.     Öğretmen GÖNEN ÇIBIKCI, 2025.09.10, G.
.         (Araştırma, inceleme ve değerlendirme yazısı)
.             YAZININ TÜMÜNÜ OKUYUNUZ:

ÜNİTER

    ÜNİTER    :

A) Üniter Ne Anlama Gelir?

Üniter, "birleşik," "tek" veya "bütün" gibi anlamlara gelen Latince "unitas" kelimesinden türetilmiştir.

Siyaset bilimi ve hukukta bu terim, merkeziyetçi bir yapıya sahip olan yönetim sistemlerini tanımlamak için kullanılır.

B) Üniter Devlet Nedir?

Üniter devlet, yasama, yürütme ve yargı güçlerinin tek bir merkezi otoritede toplandığı bir devlet modelidir.

Bu sistemde, devletin tüm toprakları ve halkı tek bir anayasa ve tek bir merkezi hükümet tarafından yönetilir.

Yerel yönetim birimleri (valilikler, belediyeler vb.) bulunsa bile, bunlar merkezi hükümete bağlıdır ve yetkilerini ondan alırlar.

Kendi başlarına bağımsız bir yasa çıkarma veya egemenlik kullanma yetkileri yoktur.

Bu modelin en belirgin örneği Fransa'dır.

Türkiye de üniter devlet yapısına sahiptir.

C) Üniter Devletin Özellikleri Nelerdir?

Üniter devleti diğer devlet modellerinden (örneğin federal devlet) ayıran temel özellikler şunlardır:

-Tek Egemenlik: Devletin egemenliği bölünemez ve tek bir merkezde toplanmıştır.

-Tek Anayasa ve Hukuk Sistemi: Ülkenin tamamında geçerli olan tek bir anayasa ve ona bağlı tek bir hukuk sistemi bulunur.

Yerel birimler kendi anayasalarını veya bağımsız yasalarını yapamaz.

-Merkeziyetçi Yönetim: Yasama ve yürütme yetkileri merkezi hükümete aittir.

Bölgesel veya yerel yönetimler, bu merkezi otoritenin delegasyonuna (yetki devrine) dayanarak hareket ederler.

-Yetki Devri (Yerinden Yönetim): Merkezi hükümet, hizmetlerin daha etkili yürütülmesi için bazı yetkilerini yerel yönetim birimlerine devredebilir.

Ancak bu birimler özerk değildir ve merkezi hükümetin denetimi altındadır.

Merkezi hükümet, istediği zaman bu yetkileri geri alabilir.

-Tek Yargı Sistemi: Ülkenin tamamında işleyen tek bir yargı sistemi bulunur.

En yüksek yargı organı tek ve merkezidir (örneğin, Yargıtay).

Ç) Üniter Devletin Avantajları ve Dezavantajları

a-Avantajları:

-Ulusal Birlik: Bölgesel farklılıkları azaltarak ulusal birliği ve bütünlüğü pekiştirir.

-Güçlü Merkezi Otorite: Hızlı ve etkili kararlar alınmasını sağlar.

Özellikle kriz ve olağanüstü durumlarda yönetimde kolaylık sağlar.

-Eşitlik: Ülkenin her yerinde aynı kanunlar ve standartlar geçerli olduğu için vatandaşlar arasında eşitlik sağlar.

-Daha Az Maliyet: Federal sistemlere göre daha az bürokrasi gerektirdiği için yönetim maliyetleri daha düşük olabilir.

b-Dezavantajları:

-Otoriter Eğilim: Merkeziyetçi yapı, iktidarı tek bir elde topladığı için otoriter yönetimlere zemin hazırlayabilir.

-Esneklik Eksikliği: Yerel sorunlara özel çözümler üretmekte zorlanabilir.

Merkezden gelen tek tip kararlar, farklı bölgelerin ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalabilir.

-Yerel Katılımın Azalması: Yerel yönetimlerin karar alma süreçlerinde sınırlı yetkileri olduğu için, yerel halkın yönetime katılımı azalabilir.

D) Türkiye Cumhuriyeti bir üniter devlet olduğuna göre bu hangi özellikleri taşır?

Türkiye Cumhuriyeti, üniter devlet yapısına sahip bir ülkedir ve bu özelliği, anayasasında ve yönetim sisteminde açıkça görülür.

Türkiye'nin bir üniter devlet olmasından kaynaklanan başlıca özellikler şunlardır:

1. Tek ve Bölünemez Egemenlik

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 3. maddesi, "Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür." der.

Bu madde, devletin egemenliğinin tek ve bölünemez olduğunu, bölgesel veya yerel birimlerin ayrı bir egemenlik yetkisi olmadığını vurgular.

2. Tek Anayasa ve Hukuk Sistemi

Ülkenin tamamı, 1982 Anayasası'na ve ona dayanan yasalarla yönetilir.

İzmir'de de geçerli olan bir kanun, Hakkari'de de geçerlidir.

Yerel yönetim birimleri (örneğin belediyeler), kendi bölgelerine özel bir anayasa veya yasa çıkaramazlar.

3. Merkezi Yetkiler

Yasama (TBMM) ve yürütme (Cumhurbaşkanlığı) yetkileri merkezi hükümete aittir.

Kararlar Ankara'da alınır ve ülkenin tamamı için geçerlidir.

Örneğin, milli eğitim politikaları veya vergi düzenlemeleri, tüm illerde aynı şekilde uygulanır.

4. Bağlı Yerel Yönetimler

Türkiye'de belediyeler, il özel idareleri ve muhtarlıklar gibi yerel yönetim birimleri bulunur.

Ancak bu birimler, özerk değil, merkezi hükümete bağlıdır.

Yetkilerini, merkezi idarenin çıkardığı yasalardan alırlar ve bu yasaların belirlediği sınırlar içinde hareket ederler.

İçişleri Bakanlığı, valiler ve kaymakamlar aracılığıyla bu yerel birimler üzerinde idari denetim uygular.

5. Tek Vatandaşlık Sistemi

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı tek bir statüdür.

Herkes, Türkiye'nin neresinde yaşarsa yaşasın, aynı hak ve sorumluluklara sahiptir.

Federal sistemlerde görülen, eyaletlere özgü farklı vatandaşlık statüleri Türkiye'de yoktur.

6. Tek Yargı Sistemi

Türkiye'nin tamamında geçerli olan tek bir yargı sistemi vardır.

Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır.

Yargıtay ve Danıştay gibi yüksek mahkemeler, tüm ülkedeki adli ve idari davalarda en üst karar mercileridir.

Bu özellikler, Türkiye'nin “üniter devlet” yapısını somut bir şekilde ortaya koyar ve” yönetimde birliği, bütünlüğü ve merkeziyetçiliği” sağlar.

.     Öğretmen GÖNEN ÇIBIKCI, 2025.09.09, G.
.         (Araştırma, inceleme ve değerlendirme yazısı)
.                   YAZININ TÜMÜNÜ OKUYUNUZ: