. Çok Daha Zor Bir Döneme Giriliyor:
. Türkiye'nin EKONOMİ ve
ENDÜSTRİ politikaları nereden nereye geldi...
. Özgürlükçü, bağımsızlıktan
yana olabilecek bir milli DEVLETÇİLİK ekonomisini bırakıp daha liberal ve kolay
sanılan turizm yatırımlarına öncelik tanıdı.
. Deniz kıyıları hemen ve her
isteyene verildi, krediler çıkarıldı ve çok büyük teşvikler tanındı...
. İleriyi gören ve sağlam
tabanları olan bir turizm yerine ucuz bir model seçildi.
. Son yıllarda her şey dahil ile
özellikle Ukrayna ve Rus halklarının Türkiye'ye gelmesi üzerine bir politika
uygulandı.
. Tarih turizmi, eski kentler
turizmi, yerli halka dönük turizm hiç önemsenmedi....
. Tüm sahil boylarına betondan
yapılı ve oldukça da bol sayıda oteller yapıldı.
. Aslında yapılan binalar çok da
güzel oldu.
. Özenli bahçeler ve dekorlar
ile modern bir görünüm kazanıldı.
. Ne yazık ki, hedef kitle ise
hep ucuz tatil için gelmek isteyenler oldu.
. Ülkenin turizmden sağladığı
gelir, gayri safi milli hasılada ne orandadır, bunu ezbere bilemiyoruz.
. Belki de bu kolaycı yolu
seçmektense çok daha ileriye dönük dünya pazarlarında güçlü ve devamlı yer
edinilebilecek yüksek teknoloji yatırımlarına girilse idi....
. "Ekonomide
Devletçilik" çok iyi işleyen bir Türkiye modeli idi...
. Bırakın yapsınlar, engel
olmayın, diye düşünülen, denetimi yetersiz bir liberal ekonomi ile başlayan ve
sınırsız özelleştirmelerle devam eden ekonomi artık pek tanımlanamayacak bir
model haline gelmiş.
. Çok acil ve de hızla,
devamlılığı olabilecek, bağımsızlığı kabul edilebilecek ulusal bir kurtarma
önlemleri dizisi gerekmekte iken enflasyonun artık hiper enflasyona dönüştüğü
günlerle karşılaşıldı.
. Ekonomide dışa bağımlılık, paranın
değer yitirmesi, iki rakamlı bir enflasyon hızı dile getirilirken, satış
bedelleri çok rakamlı sayılara dayandığı için acil ve işe yarayacak önlemler
alınmaz ise belki de Türkiye yeni bir devalüasyon ile karşılaşacak.
. Enflasyonun yansımaları olan
zamlar, işsizlik, yoksulluk, paranın değer yitirmesi... derken bir RUS-UKRAYNA
savaşı ortaya çıktı ve tüm dengeler bir kez daha sarsıldı.
. Mart ayı içerisinde Ukrayna'da
ekim yapılamazsa buğday yetiştirilemeyecek, tahıl yetmeyecek, Avrupa ve de
Türkiye ekmek ve makarna için buğday bulamayacak.....
. Türkiye bir tarım ülkesi
olmayı bıraktığı için ne yazık ki çok daha bir hazırlıksız yakalanacak ve
yanlış politikaların sonuçlarını pahalı ödeyecek....
. Bugün ekmek zamlarından
şikayet ederken, ileride ekmek sıkıntısı ile karşılaşılacak....
. Bir an önce Türkiye önlem
almalı, buğday depolamalı....
. Ulusal tarım ve hayvancılık
politikasına yeniden önem verilmeli ve Türkiye bölgesinin ayni zamanda bir
tarım ülkesi olabilmeli.
. Halkını besleyemeyen bir
ülkenin ne barışta ne de savaşta hiç bir güvencesi olmaz.
. Dünyanın jeopolitik en önemli
yeri olan Türkiye ayni zamanda stratejik özelliklerini de çok bilinçli ve
ulusal çıkarları için kullanmalıdır.
. Atatürk dönemi ile birlikte
kabul edilmiş, uygulanmış ve çok da başarılı olmuş olan askeri, ekonomik ve
endüstriyel modellere, eğitimde birlik anlayışına, bağımsızlık ilkelerine
yeniden ve çok acil dönülmelidir.
. İçinde bulunulan dönemin
ciddiyeti artık çok iyi kavranmalıdır.
. Bu nedenlerden dolayıdır ki siyasi
çekişmelerden, hizipleşmelerden, kişisel ihtiraslardan ve öfkelerden kendisini
kurtarma yoluna giren bir Türkiye herkes için gereklidir.
. Nüfusunun genç olması,
işsizlik oranının ise giderek artması, ekonomik olarak halkın çok büyük bir
geçim sıkıntısı yaşıyor olması... nedenlerinden dolayı da yine akılcı politikalara
ve girişimlere gereksinim vardır.
. Türkiye tüm bu gerçeklerden
dolayı yeniden ve en sağ duyulu olarak bir güçler birliğine gitmelidir.
. Durumun ciddiyeti artık
Kurtuluş Savaşı'ndan bu yana, 100 yıldır görülmediği denli ürkütücüdür.
. Ulusal güçler, siyasi
partiler, aydınlar, kuruluşlar, şirketler, basın ve kamusal bakış, insanlarımız
hemen, bir an önce bir "ortak akıl "geliştirmelidir.
. İsteyen dualarını
artırmalıdır, isteyen en yakın güvendiği kişi ve kuruluşlara gidip bu gelinen
durumu anlatmalıdır.
. Hiç bir şey yapamayan ise
durumu ve ciddiyetini kendi iç dünyasında analiz etmeli, düşünmeli ve fikir
üretmelidir.
. Türkiye'yi çok daha zor günler
bekliyor.
. Çok daha akıllı, uyanık ve
tasarruflu olmamız gereken bir döneme giriyoruz.
. Boş laflarla ve boş işlerle,
sahte gündemlerle geçirilecek zamanımız yoktur.
. Öğretmen Gönen ÇIBIKCI,
11.03.2022, MŞ. .......