2 Şubat 2025 Pazar
KİMLER ATATÜRK'ÇÜDÜR?
. Kİmler Atatürk'çüdür? .
İYİ AHLAKI KORUMALIYIZ
. İyİ ahlakı KORUMALIYIZ .
İyi ahlak bir süreçtir ve sürekli çaba gerektirir.
İyi ahlakı, "güzel ahlakı" bozan birçok etken
bulunmaktadır.
Bunlar
hem bireysel hem de toplumsal düzeyde etkili olabilen içsel ve dışsal
nedenlerden kaynaklanabilir.
İnsanın iyi ahlakını "bozan" temel
etkenler şunlar olabilir:
Ekonomik zorluklar: Maddi sıkıntılar, insanları hırsızlık, dolandırıcılık
gibi suçlara yöneltebilir.
Gıybet ve dedikodu:
Başkalarının arkasından konuşmak, onlara zarar vermek ve toplumsal huzuru
bozmak anlamına gelir.
Yalan söyleme: Dürüst olmamak, güvenilirliği
zedeler ve insan ilişkilerini olumsuz etkiler.
Kötü arkadaşlıklar: Yanlış arkadaş
çevresi, insanı kötü alışkanlıklara ve davranışlara yönlendirebilir.
Kibir ve bencillik: Kendini başkalarından üstün
görme, sadece kendi çıkarlarını düşünme, başkalarının haklarına saygı
göstermeme gibi tutumlar iyi ahlakı zedeler.
Öfke ve kin: Kontrolsüz öfke patlamaları, kin besleme, intikam alma arzusu
gibi duygular, insanı kötü davranışlara yöneltebilir.
Hırsızlık ve dolandırıcılık: Başkalarının haklarına
tecavüz etmek, güven duygusunu sarsar ve toplumsal düzeni bozar.
Medya ve sosyal medya: Şiddet, cinsellik ve materyalizm içeren içerikler,
insanların değer yargılarını olumsuz etkileyebilir.
Tembellik ve gevşeklik: Görev ve sorumluluklarını
yerine getirmemek, kişisel gelişimi engeller ve topluma yük olur.
Sabırsızlık: Her şeyi hemen elde
etmek isteme, insanı aceleci ve düşüncesiz davranışlara yöneltebilir.
Çevreye duyarsızlık: Doğaya ve çevreye zarar verme,
gelecek nesillerin yaşam koşullarını olumsuz etkiler.
Eğitimsiz olmak veya yanlış eğitim almak: Doğru bilgi ve değerlere sahip
olmamak, insanın ahlaki gelişimini engeller.
Toplumsal adaletsizlik ve eşitsizlik: İnsanların
haklarının gasp edilmesi, yoksulluk, ayrımcılık gibi sorunlar, toplumda
huzursuzluk ve moral bozukluğu yaratır.
Toplumsal kargaşa, insanları
güvensizliğe iter ve ahlaki değerlerin zayıflamasına yol açar.
İnsan kendi
"ahlakını korumak" için neler yapabilir?
Kendini tanımak ve geliştirmek: Kendi
zayıflıklarını ve güçlü yanlarını bilmek, kişisel gelişim için çaba göstermek.
Kötü alışkanlıklardan uzak durmak, zararlı alışkanlıklar yerine, yararlı
ve yapıcı aktivitelere yönelmek.
İyilik, doğruluk, dürüstlük gibi değerleri
hayatının merkezine almak.
Ahlaki değerlere sahip insanları örnek almak ve
onlardan ilham almak.
Toplumsal sorumluluk bilinci taşımak:
Çevresine duyarlı olmak, topluma yararlı işler
yapmak.
Sürekli öğrenmek ve kendini
geliştirmek:
Bilgi ve becerilerini artırmak, hayata daha olumlu
bir bakış açısı kazanmak.
"İyi ahlaklı" olmak insana ne gibi
yararlar sağlar?
İyi ahlaklı olan bir insanda görünen çok değerli özellikler
vardır:
İyi ahlaklı olmanın önemli yararları vardır.
Acıma duygusu gelişmiştir, vicdan sahibidir.
Birçok inanca, dine göre, iyi ahlaklı olmak başarılı olmanın anahtarıdır.
İyi ahlaklı olmak bireyin kişisel gelişimine önemli
katkılar sağlar.
İyi ahlaklı olmak toplumsal huzurun ve güvenin
artmasına yardımcı olur.
Dürüst
olur, her zaman doğru söyler, sözünde durur.
Güvenilir, dürüst ve yardımsever olmaları sayesinde çevrelerindeki insanlar
tarafından takdir edilirler.
Herkes, kendi çabalarıyla "daha iyi bir insan"
olabilir.
Herkese eşit davranır, adalet duygusu gelişmiştir;
haksızlık karşısında sessiz kalmaz.
Herkesin haklarına saygı göstermek ister, yararlı görüşlere açık olur.
Hiçbir kişinin hakkına göz koymaz.
Hukukun üstünlüğünü kabul ederek, davranır.
İhtiyacı olanlara yardım etmek ister, başkalarının
sorunlarına duyarlı olur.
İyi ahlaklı insanlar genellikle daha mutlu ve huzurlu bir yaşam sürerler.
İyi ahlaklı insanlar toplumda saygınlık görürler.
İyi ahlaklı insanlar, başkalarına
karşı saygılı, anlayışlı ve hoşgörülü oldukları için daha sağlıklı ve kalıcı
ilişkiler kurarlar.
İyi ahlaklı insanlar, toplumda adalet, eşitlik ve dayanışma gibi
değerlerin yaygınlaşmasına katkı sağlarlar.
İyi ahlaklı olmak insanın mutluluğu, huzuru ve
başarısı için vazgeçilmez bir değerdir.
İyi ahlaklı olmak, "sürekli" olarak kendisini geliştirmeye
çalışan, öğrenmeye açık ve vicdanlı, temiz insan olmayı gerektirir.
İyi ahlaklı olmak, bir "seçim" konusudur,
insan ne olmak istediğini bilmelidir.
İyi ahlaklı olmak, hem bireysel hem
de toplumsal düzeyde birçok yarar sağlar.
Toplumsal olarak gelişmek için de iyi ahlaklı
insanlara çok gereksinim vardır.
Vicdanları rahattır, içsel çatışmalar yaşamazlar ve çevreleriyle daha
uyumlu ilişkiler kurarlar.
Yararlı düşüncelere ve doğru-düzgün inançlara saygı
gösterir.
Zorluklar karşısında sabırlı olur, öfkeyle değil
akılla hareket eder.
. Bu yazım ile bir genel çerçeve çizmek ve "iyi
ahlak" üzerinde değerlendirmelerde bulunmak istedim.
. Öğretmen
Gönen ÇIBIKCI, 30.10.2024, MŞ
.
(Araştırma ve değerlendirme yazım)
KISKANÇLIK
.
KISKANÇLIK .
Kıskanç, fesat, hain, çekemez... kişilikler neden
böyle davranır?
Kıskanç, fesat, hain ve çekemez
kişiliklerin neden böyle davrandığını anlamak için psikolojik ve sosyal birçok
faktörü göz önünde bulundurmak gerekir.
Bu tür davranışlar genellikle kişinin kendi iç
dünyasıyla ilgili sorunlardan kaynaklanır.
Bu kişileri değiştirmek sizin elinizde olmasa da, kendinizi korumak ve
sağlıklı ilişkiler kurmak sizin kontrolünüzdedir.
Bu tür davranışlar genellikle kişinin derinlemesine
yaşadığı duygusal ve psikolojik sorunların bir yansımasıdır.
Bu davranışların bazı olası nedenleri şunlar
olabilir:
Bazı psikolojik rahatsızlıklar (örn.,
narsisizm, anti-sosyal kişilik bozukluğu) da bu tür davranışlara yol açabilir.
Kendilerini değersiz hisseden insanlar,
başkalarının başarılarını veya mutluluklarını hazmedemeyebilir ve bu durum
kıskançlık ve düşmanca davranışlara yol açabilir.
Zorlu bir çocukluk veya geçmiş deneyimler, kişinin hayatta kalma
içgüdüsünü güçlendirebilir ve bu da başkalarına karşı manipülatif veya zararlı
davranışlara neden olabilir.
Çevrelerine güvenmeyen ve kendini sürekli "tehdit
altında" hisseden kişiler, başkalarına karşı önleyici saldırılar
gerçekleştirebilir.
Sürekli olarak başkalarıyla "kıyaslanan"
ve kendilerini "eksik" hisseden insanlar, kıskançlık ve rekabet
duygusu geliştirebilir.
Başkalarının duygularını anlama ve onlarla empati
kurma "becerisi olmayan" kişiler, başkalarına "zarar vermeden
davranmakta" zorlanabilir.
Bu tür kişilerle nasıl başa
çıkılır derseniz….
Bu tür kişilerle olan ilişkileri sınırlamak veya
tamamen kesmek en sağlıklı çözüm olabilir.
Bu kişilerin kışkırtıcı davranışlarına karşı dikkatli olmak ve kendinizi
korumak önemlidir.
Eğer bu tür bir kişiyle yakın bir ilişkiniz varsa, kendiniz
bie yol bulamıyor iseniz bir terapistten destek almak faydalı olabilir.
Bu kişilerin neden böyle
davrandıklarını anlamaya çalışmak, onlara karşı daha anlayışlı olmanıza
yardımcı olabilirse de bu durum sizi onların kötü davranışlarını haklı
çıkarmamalıdır.
. Bu konu hakkında daha fazla bilgi almak için araştırmalar
yapabilirsiniz.
. Bu
bilgilerle genel bir çerçeve sunmak istedim..
.
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2024.11.02, MŞ.
. (Araştırma, değerlendirme yazım)
ALMANYA TÜRK TOPLUMU
. "ALMANYA
TÜRK TOPLUMU"NUN DÜNÜ
.
I. BÖLÜM -
1. İLK
DÖNEMİ, hazırlık toplantılarını, "Aydınlar Seminerlerini" çok iyi
değerlendirmek ve anımsamak gerekir.
2. Çok
önemli ve değerli çalışmalar yapıldı, tanınmış, ünlü kişiler konuk edildi.
3. O
günlerde hep yardımcı olan Dr. Sami Bey'i de çok takdir ediyorum.
4. Onun
emekleri ve katkıları son derece yararlı olmuştur.
5. Benimle
beraber olup, her zaman severek birlikte çalıştığım Dr. Ertekin Özcan da
kişiliği ve görüşleri, sezileri ile hep olumlu ve ileriye götürücü katkılarda
bulunmuştur.
6. Onun
aramızdan ayrılmış olması çok büyük bir kayıptır.
7. Kendisini
sevgi ve saygı ile anıyorum.
8. "Bugün
nereye gelindi, ana hedeflerden "ne kadar sapıldı" da ayrıca çok
önemli bir konu olsa gerek.
9. TÜRK
TOPLUMU "kendi öz değerlerinden", "öz benliğinden" ve
"varlık nedenlerinden" hiç bir zaman ödün vermemelidir.
10. Anadilimiz
olan Türkçe'ye çok daha önem ve değer vermelidir.
11. "tgd"
dil kullanımında Türkçe'yi "kullanmamaktan" vazgeçmelidir.
12. Hakkı
Bey, siz, tüm bu olayları, gelişimleri, en içten ve derinden bilen ve
değerlendirebilecek önemli bir "emek harcayan",
"gözlemleyen" ve "bilen" olarak, bir teorisyen olarak çok
önemlisiniz.
13. Görüş
ve değerlendirmeleriniz, objektif bir bakış açısı ile "bugün" için
yazıya aktarılırsa çok yararlı olacaktır.
14. Sanırım
birçok "kişi ve kuruluş" Hakkı Bey'in değerlendirmelerinden
yararlanacaktır ve ciddiye alıp, onları
göz önünde bulunduracaktır.
15. Değerli
Hakkı Bey başta siz olmak üzere, "TÜRK TOPLUMU"nun emek vermiş tüm
katılımcılarına selamlarımı iletmek istiyorum.
16. Sağlık
dolu iyi günler dilerim. / 02.12.2024/
.
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, FÖTED
Kurucularından… 2. Başkan
********************************************************************************************
.
II. BÖLÜM - (I. Bölüme Devamla:)
1. . Bizim kendi kurduğumuz örgütlerin,
derneklerin, federasyonların kuruluş amaçları ve hedefleri doğrultusunda, TÜRK
halkının çıkarlarına, özelliklerine, yapısına da uygun olmak üzere, Alman
toplumunda en iyi yeri almak üzere çalışmalar yapması esas olandır.
2. FAC'nin
demokratik hukuk devleti olarak tüm bunlara açık olduğu bellidir.
3. Türk
ailelerin ve onların çocuklarının geleceklerinin bu ana toplumda en iyi
meslekleri kazanmaları ve kişilikleri düzgün kişiler olabilmeleri bizim ana
hedefimiz olmalıdır.
4. Bu
anlamda her an ve her yerde kullandığımız dil, bize özgü olması nedeni ile de
Türkçe olmalıdır.
5. Bunun
"yanı sıra" da gayet doğal olarak Almancası paralelinde
kullanılmalıdır.
6. Türk
halkına yönelik tüm çalışmalarda, seminer ve benzeri toplantılarda iletişim
dili Türkçe olmalıdır.
7. Bunun
böyle olması gerektiği üzerinde çok yıllar önce konuşulmuş ve gerekli kararlar
alınmıştır.
8. Bizim
ana amacımızın biri de kendi halkımıza önder olmak ve onlara yol göstermek,
onları aydınlatmak olduğuna göre onlara yönelik tüm toplantılarda dilimiz
Türkçe kullanılmalıdır.
9. Basına,
ana topluma yönelik her çalışmada ve her bildiride ise Almanca iletişim dili ve
yanı sıra Türkçe de yazılı olarak kullanılmalıdır.
10. Türk
toplumumu burada ana toplum içerisinde eşit haklara ve değerlere sahip bir
toplum olarak davranmalıdır.
11. Çalışma
alanları ve konuları, her derneğin kendi tüzüğünde belirlenmiştir ve bunları
esas alarak çalışılmalıdır.
12. Önce
kendimize, öz değerlerimize biz sahip çıkmalıyız ve bilgili, bilinçli
çalışmalarla öz güveni yüksek olarak ana sorunlarımızı ortaya koymalı, çözüm
yolları aramalıyız.
13. Tüm
kamuya yönelik vereceğimiz "istem" paketlerinde de sonuç
bildirgelerimiz belirlenmelidir.
14. Kuruluşunun
ilk dönemlerinde gerek tgd, gerekse de FÖTED bu çizgide ve stratejide
çalışmıştır ve bunun sonucu olarak da toplumda saygın, kabul edilir ve
güvenilir yer almıştır.
15. Bunun
öylece devam etmesi gerekir.
16. Her
ne yaparsak yapalım bizim önceliğimiz kendi hedeflerimiz ve amaçlarımız, dernek
tüzüğünün belirttiği çizgi olmalıdır.
17. Bunun
dışında Alman toplumunun iç ve dış siyasetinde her konuda yer almamız ancak bir
"ek görev" olabilir.
18. Biz
örgütlerimizle iki dalda kabul görmek ve başarılı olmak zorundayız:
19. Türk
toplumunu, her yönüyle ve özellikleriyle bilip, kabul edip çalışmalı ve de
orada önemli bir yer edinmeliyiz.
20. Alman
toplumu içerisinde de yine çağdaş, demokratik yapısı ile kabul gören ve de
toplumsal kalkınmaya, "uyuma" hizmet eden, nitelikli çalışmalar
yapan, Türk halkının yararına ve ortak çıkarlara dayanan örgütler olduğumuzu
kanıtlamalıyız.
21. Burada
ne kısaca anlatmak istediğimi düşünüş ve davranışlar ile ilk dönemlerinde
"başarılı olmuş" örgütler çok iyi anlayacaklardır.
22. Bugün
ne yazık ki değerli Dr. Ertekin Özcan aramızda olamayacak, olsa idi bu
açıkladığım temel görüşleri o da dile getirir ve savunurdu.
23. Onun
tutumu ve çizdiği ilkeler, çalışmalar bu yönde idi.
24. Bu
da zaten ilk dönemlerimizdeki başarılı olmamızın ana temeli idi.
25. Bugün
kendisini saygı ve takdirle anıyorum.
26. Bizim
ana gücümüzün kendi öz varlıklarımızdan ve değerlerimizden geldiğini her zaman
bilir ve bilinçli olarak da uygulamışızdır.
27. Şu
an ben çok uzaktan izleyebildiğim kadarı ile Almanya'daki Türk örgütlenmesine,
onun başarı oranına, gücüne ve Türk halkına hizmet derecesine ve yararına dair
somut ve bilimsel araştırmaları göremiyorum.
28. Dile
getirmek istediklerim zaten örgütlenmelerin bugün dışında olan bir kişi olarak,
görebildiğim, algılayabildiğim kadarı ile ise de esas vurgulamak istediğim ilk
dönemlerin deneyimlerini, oluşumlarını ve düşüncelerini, temel görüşlerini
yeniden vurgulamamdır.
29. Bence
bu bir görev idi ve bugün sizlere bunları belirtmeliydim.
30. Şu
an Almanya genelinde etken çalışan tüm örgütlenmelere hem ana toplum için, hem
de Türk toplumu için başarılı ve özgün, sağlıklı çalışmalar dilerim.
31. TGD
önemlidir ve çatı örgütü olarak da Almanya'daki Türk toplumuna örnek
olabilmelidir, önder olabilmelidir.
32. Asla
unutmamalıyız bizler tüm özellikleri ile belli olan ve gücümüzü aldığımız Türk
toplumunun birer parçası onların örgütleriyiz.
33. Türk
adını derneklerimizde hedef ve amaç olarak kullandığımıza göre bunu hiç
unutmamalıyız.
34. Evet,
her birimiz çok iyi yetişmiş ve çok değerliyiz ve de herkes istediği konuda ve
dalda toplumdaki diğer Alman örgütlerinde yer alabilir ve çalışabilir; oralarda
başarı ile çalışmalı ve yükselmelidirler.
35. Bugün
neler düşündüğümü, görüşlerimi dile getirdiğim bu yazı ile yalnızca kişisel
bakış açımı sizlere kısaca sundum; ne bir tartışma, ne de olumsuz bir eleştiri
yapmak niyetim olmadı…
36. Her
bir görev alan arkadaşa ayrıca teşekkürlerimi ve takdirlerimi de iletmek
isterim.
37. Bu
bağlamda tüm arkadaşlara selamlarımı ve en iyi dileklerimi iletirim.
. Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, (FÖTED Kurucu 2. Başkan) 03.12.2024, MŞ./
UMUTSUZLUĞA KAPILMADAN İLERLEMELİYİZ
.
UMUTSUZLUĞA KAPILMADAN İLERLEMELİYİZ
Yaşamın inişleri ve çıkışları olabilir ve bazen
kendimizi umutsuz hissetmemiz çok doğaldır.
Ama bu hissin üstesinden gelmek ve yeniden
umutlanmak mümkün.
Sakın umudunu kesme, ama boş da oturma.
Başarıya ulaşmak zaman alabilir, ancak pes etmezsen
sonunda hedeflerine ulaşabilirsin.
Umutsuzluğa kapılmanın ve eylemsiz kalmanın
üstesinden gelmek için bazı girişimlerimiz olmalıdır.
Her birimiz ülkemizin geleceği için sorumluluk
taşıyoruz.
Umudumuzu kaybetmeden, birlik ve beraberlik içinde
çalışarak, Türkiye'yi daha güçlü ve kalkınmış bir ülke durumuna getirebiliriz.
Umutsuzluğun üstesinden gelmek istemeliyiz.
Eylemsizliğin üstesinden gelmek için yararlı şeyler
yapmalısın.
Kendine
hedefler belirle, incelemeler, araştırmalar yap.
Hedeflerine ulaşmak için bir plan oluştur.
Planın adımlarını küçük parçalara ayır ve her bir
adım için bir zaman çizelgesi belirle.
Ertelemeye karşı koy ve düzenli olarak çalış,
düşün, fikir oluştur ve yazılar hazırla.
Kendine karşı da sabırlı ol ve iyileşme sürecine
güven.
İleride çok daha iyi günlerin olacağına, her
gelecek gün biraz daha iyi hissedeceğine inan.
Ülkemizin geleceği için umudu kaybetmemek çok
önemlidir.
Tarihimiz boyunca birçok zorlukla karşılaştık ancak
her zaman birlik ve beraberlik içinde bu zorlukların üstesinden geldik.
Tarihimizden,
Türk Kurtuluş Savaşı'ndan ilham almalıyız.
Geçmişte yaşadığımız zorlukları ve bunları nasıl
aştığımızı hatırlayalım.
Kurtuluş Savaşı'ndaki azmimiz, Çanakkale'deki
direncimiz bize ilham kaynağı olabilir.
Farklı düşüncelere sahip olsak da, ortak paydamız
Türkiye Cumhuriyeti ve onun değerleri olmalıdır.
Birlikte hareket ederek, sorunların üstesinden daha
kolay gelebiliriz.
Geleceğimizin teminatı bilinçli, kendini iyi
eğitmiş, geliştirmiş, donanımlı kuşaklardır.
Doğru ve gerçek bilgiye ulaşmaya, kendimizi
geliştirmeye devam edelim.
Ülkemizin kalkınması için çalışmaya, üretmeye,
değer yaratmaya devam etmeliyiz.
Her birimizin katkısı, ülkemizin daha güçlü bir
geleceğe sahip olmasını sağlayacaktır.
Girişimcilik, ülkemizin ekonomisini güçlendirecek
ve yeni iş imkanları yaratacaktır.
Gelecek kuşaklara yaşanabilir bir ülke bırakmak
için doğamızı korumalıyız.
Çevre bilincini artırmalı, doğal kaynaklarımızı
verimli kullanmalıyız.
Umudumuzu koruyarak, daha iyi bir gelecek için
mücadele etmeye devam edelim.
Ülkemizi zor durumundan kurtulmak için Atatürk'ün
gösterdiği hedeflere yönelmeliyiz.
Kesinlikle, ülkemizin içinde bulunduğu zor durumdan
çıkış Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği hedeflere yönelmekle olasıdır.
Atatürk'ün vizyonu, Türkiye'nin bağımsızlığını,
egemenliğini ve çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmasını içeriyordu.
Bu hedeflere ulaşmak için izlememiz gereken bazı
adımlar ve üzerimize düşen görevler vardır:
- Tam Bağımsızlık: Atatürk'ün en önemli hedeflerinden biri, Türkiye'nin
"tam bağımsızlığını" sağlamaktı.
Bu, yalnızca siyasi bağımsızlık değil, aynı zamanda
ekonomik, kültürel ve teknolojik bağımsızlığı da içerir.
Ülkemizin kendi ayakları üzerinde durabilmesi için,
"milli ekonomik" bağımsızlığımızı sağlamalıyız.
Teknolojik alanda ilerlemeli ve kültürel
kimliğimizi korumalıyız.
- Egemenliğin Kayıtsız Şartsız Millete Ait Olması: Atatürk, egemenliğin
kayıtsız şartsız millete ait olduğunu vurgulamıştır.
Bunu sağlamak için çabalamak ve bilinçli olabilmek
gereklidir.
Bu, ayni zamanda demokrasinin ve ulusal iradenin
önemini açıklar.
Ülkemizin zor durumdan kurtulması için,
demokrasimizi güçlendirmeli, halkın iradesine saygı göstermeli ve katılımcı bir
yönetim anlayışını benimsemeliyiz.
- Çağdaş Uygarlık Düzeyine Ulaşmak: Atatürk, Türkiye'nin çağdaş uygarlık
düzeyine ulaşmasını hedeflemiştir.
Bu da azimle ve bilimsel bakış açısını kazanmakla
olur; eğitim, bilim, sanat, kültür ve teknolojide ilerlemeyi gerektirir.
Ülkemizin kalkınması için, ulusal eğitime öncelik
vermeli, bilimsel araştırmaları desteklemeli, sanatsal ve kültürel etkenlikleri
desteklemeli ve teknolojik gelişmeleri izlemeliyiz.
- Yurtta Barış, Dünyada Barış: Atatürk'ün "Yurtta barış, dünyada barış"
ilkesi, bugün de Türkiye'nin dış politikasının temelini oluşturmalıdır.
Ülkemizin güvenliği ve refahı için, komşularımızla
ve diğer ülkelerle iyi ilişkiler kurmalı, barışçıl bir politika izlemeli ve
uluslararası iş birliğine önem vermeliyiz.
- Akılcılık ve Bilimsellik: Atatürk, akılcılığa ve
bilimselliğe büyük önem vermiştir.
Ülkemizin sorunlarını çözmek için, akılcı bir yaklaşımı benimsemeli,
bilimsel verilere dayanmalı ve hurafelerden arınmalıyız.
- Laiklik: Atatürk'ün en önemli devrimlerinden biri
olan laiklik, din ve devlet işlerinin ayrılmasını açıklar.
Laiklik, özgür düşünceyi, farklı inançlara saygıyı
ve devletin tarafsızlığını sağlar.
Ülkemizin birlik ve beraberliği için, laiklik ilkesini korumalı ve her
inanca eşit mesafede durmalıyız.
- Devrimler (İnkılaplar): Atatürk'ün
gerçekleştirdiği devrimler Türkiye'yi çağdaş bir ülke haline getirmeyi
amaçlıyordu ve bu alanda birçok yenilik ve atılım yapılmıştır.
Bu devrimler, eğitimden hukuka, kılık kıyafetten
ekonomiye, sanayiye değin birçok alanda yenilikler getirdi.
Ülkemizin gelişmesi için, bu devrimlerin ruhunu anlamalı ve günümüzün
temel gereksinimlerine
göre yeni adımlar atmalıyız.
Devletçi ulusal ekonomi ile dışa bağımlılıktan
kurtulabiliriz, bu yönde yatırımlar yapılmalıdır.
Ülkemizin zor durumdan kurtulması için
"Atatürk'ün gösterdiği" hedeflere yönelmek, yani tam bağımsızlık, ulusal
egemenlik, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak, yurtta ve dünyada barış,
akılcılık, bilimsellik, laiklik ve devrimler doğrultusunda çalışmak, devleti bu
yönde yeniden kurmak ve güçlendirmek gerekmektedir.
"Çağdaş demokratik, parlamenter,
anayasal, güçler ayrımına dayalı, sınırlı yetkili bir cumhurbaşkanının olduğu,
bakanlar kurulu ve başbakanlı bir hukuk devleti modelini rejim olarak
gerçekleştirmek" bizim için, ülkemiz için ana hedef olmalıdır.
Bu hedeflere ulaşmak için "birlik ve
beraberlik" içinde çalışmalı, çağdaş ulusal eğitime, bilimsel girişimlere,
özgün sanatımıza, kültürümüze ve çağdaş teknolojiye yatırım yapmalıyız.
Her birimizin bu anlamda asla umutsuzluğa
kapılmadan bilinçli, çalışkan, akıllı ve uyanık yurtseverler olmamız
gerekecektir.
Atatürk'ün "Gençliğe Sesleniş" konuşması bize kısa da olsa tam
bir özetleme ile ana yolu göstermektedir.
Kendimize, milletimize, yurdumuza sahip çıkmak,
korumak ve geliştirmek bizim için, her birimiz için bir bilinç, ve görev
olmalıdır.
. Öğretmen
Gönen ÇIBIKCI, 01.02.2025
.
(Araştırma, değerlendirme yazım)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)