. AKIL VE RUH SAĞLIĞI NE DURUMDA?
Bir
insan “nasıl ve hangi koşullarda” yaşamak ister?
Birçok
“şey” istiyor gibi gözüksek bile aslında sağlıklı ve huzurlu olarak hiç kimseye
“muhtaç” olmadan yaşamak isteriz. (Genel eğilim)
Evet,
temel kural bu olmasına rağmen gittikçe huzursuz, sağlıksız ve endişe içinde
olsuğumuzda her geçen gün çok daha karamsar ve çaresiz duruma düşeriz.
Toprağını,
ülkesini bırakıp (sözde) kalkınmış ülkelere gidenler, gitmek isteyenler
artıyor.
Bireylerin
iç huzuru kalmadı ve sağlık durumları kötüye gidiyorsa bu durumda genel olarak
“toplum” da kötüye gidiyordur. Toplum kötüye gidiyorsa tek tek bireylerin de
sağlığı kötüye gider, sağlığı kötüye giden birey ne özgür bir iradeye sahip
olabilir ne de kötü koşulları değiştirebilir
Neden,
böyle bir tablo ortaya çıkıyor? Bunu oluşturan etkenler, nedenler nelerdir?
Hangi güçlerin işine gelir?
Bu
“olumsuz gidiş” durumu için “akıl sağlığı nedir, ruh sağlığı ve beden sağlığı”
karşılaştırması yapalım istedim, araştırdım, karşılaştırdım:
“Akıl sağlığı” ve “ruh
sağlığı” terimleri genellikle birbirinin yerine kullanılsa da, farklı anlamlar
taşıyabilir.
Genel olarak, her ikisi
de bir bireyin “duygusal, psikolojik ve sosyal iyilik halini” ifade eder.
Akıl sağlığı sorunları,
“düşünce ve algıda” bozulmalar, “konsantrasyon güçlüğü”, “karar vermede
zorluklar” gibi belirtilerle kendini gösterebilir.
Akıl sağlığı, bireyin
bilişsel süreçlerini, yani “düşünme, algılama, karar verme, problem çözme ve
hafıza” gibi zihinsel işlevlerini kapsayan bir kavramdır.
Akıl sağlığı yerinde
olan bir kişi, gerçekliği “doğru algılar”, “mantıklı” düşünebilir ve “günlük
yaşamın zorluklarıyla” başa çıkmak için “zihinsel yeteneklerini” etkili bir
şekilde kullanabilir.
Bazı yaklaşımlarda akıl
sağlığı daha çok “beyin fonksiyonlarıyla” ilişkilendirilir.
Ruh sağlığı ise akıl sağlığına ek olarak bireyin “duygusal denge,
kişisel ilişkiler, stresle başa çıkma becerisi” ve genel olarak “yaşamdan keyif
alma kapasitesini” de içeren daha geniş bir kavramdır.
Ruh sağlığı, kişinin kendisiyle ve başkalarıyla “uyum içinde olmasını”,
“toplumla etkileşimini ve üretkenliğini” de içerir.
Ruh sağlığıdaki sorunlar, “sürekli üzüntü, anksiyete, yalnızlık, öfke
patlamaları, günlük aktiviteleri yapmada zorluk çekme”... gibi duygusal ve
davranışsal belirtilerle ortaya çıkabilir.
. Akıl sağlığı ve ruh sağlığının
karşılaştırılması yapabiliriz.
1-Odak
noktası: Akıl Sağlığında bilişsel işlevler (düşünme,
algılama, hafıza, problem çözme) vardır.
Ruh Sağlığında “duygusal denge, ilişkiler, stresle
başa çıkma, genel iyilik hali, yaşamdan keyif alma” olguları incelenmeli...
2-Kapsam: olarak akıl sağlığında genellikle daha
dar bir tanımla “zihinsel süreçleri” vurgular. Bazı kaynaklar, "ruh"
kelimesinin soyutluğundan dolayı "akıl sağlığı" veya "zihin
sağlığı" terimini daha uygun bulur.
Ruh Sağlığı daha geniş bir perspektifle bireyin
bütünsel iyi olma halini kapsar. Duygusal, sosyal ve psikolojik yönleri içerir.
3- İlgili bozukluklar ise akıl sağlığında
“izofreni, paranoid bozukluk” gibi daha “ağır seyirli, bilişsel fonksiyonları
etkileyen” durumlar görülür. (bazı durumlarda).
Ruh Sağlığında depresyon, anksiyete bozuklukları,
fobi, panik bozukluğu, bipolar bozukluk gibi duygusal ve davranışsal
bozukluklar.....
Ancak genel olarak ruh sağlığı terimi, akıl sağlığı
bozukluklarını da kapsayabilir.
4- Belirtiler olarak akıl sağlığında “düşünce bozuklukları, konsantrasyon güçlüğü,
gerçeklikten kopukluk, hafıza sorunları” görülür.
Sürekli üzüntü, kaygı, öfke, sosyal geri çekilme,
uyku ve iştah sorunları.
5- Etkileşim de akıl sağlığında “ruh sağlığının” önemli bir bileşenidir.
Bilişsel işlevlerdeki bozulmalar ruhsal durumu etkileyebilir.
Akıl sağlığını da içeren daha kapsayıcı bir şemsiye
terim olarak görülebilir. Ruhsal iyi oluş, akıl sağlığını olumlu etkiler.
BİREYİN
GENEL “MENTAL” SAĞLIĞINI NELER İFADE EDER?
Mental
sözcüğü, özellikle tıp alanında kullanılan bir terimdir. “Zihin ve akıl” ile
ilgili faaliyetler mental sözcüğü ile ifade edilmektedir. (İng.)
Bir bireyin “genel mental sağlığı”, sadece zihinsel
bir hastalığın olmaması değil, aynı zamanda kişinin “yaşamla başa çıkma”,
“potansiyelini gerçekleştirme” ve “topluma katkıda bulunma yeteneğini” de
içeren kapsamlı bir iyi oluş halidir.
Bu, “duygusal, psikolojik ve sosyal refahın"
bir birleşimidir.
Bir bireyin “genel mental sağlığının” iyi olduğunu
gösteren birçok faktör vardır. Bunlar şunları içerir:
-Duygusal Denge ve
Yönetim: Kişinin duygularını sağlıklı bir şekilde tanımlayabilmesi, ifade
edebilmesi ve yönetebilmesi. Aşırıya kaçan veya sürekli değişen ruh hallerinin
olmaması, üzüntü, kaygı gibi olumsuz duyguların sağlıklı bir şekilde
deneyimlenip üstesinden gelinebilmesi.
-Stresle Başa Çıkma
Becerisi: Günlük yaşamın normal stresleriyle etkili bir şekilde başa çıkabilme,
zorluklar karşısında dirençli olabilme (rezilyans) ve geri toparlanabilme
yeteneği.
-Olumlu İlişkiler Kurma
ve Sürdürme: Aile, arkadaşlar ve toplumla sağlıklı, destekleyici ve anlamlı
ilişkiler kurabilme ve bu ilişkileri sürdürebilme. Empati kurabilme ve
başkalarıyla etkili iletişim kurabilme.
-Üretkenlik ve Amaca
Yönelme: Çalışmada, öğrenmede veya diğer günlük aktivitelerde üretken olabilme,
yeteneklerini kullanabilme ve hayatta bir amaç veya anlam duygusuna sahip olma.
-Kendine Yeterlilik ve
Özsaygı: Kendini değerli hissetme, kendi yeteneklerinin farkında olma ve
kendine güven duyma. Olumlu bir benlik algısına sahip olma.
-Esneklik ve Uyum
Sağlama: Değişikliklere ve yeni durumlara uyum sağlayabilme, farklı bakış
açılarını değerlendirebilme ve düşünce ve davranışlarda esnek olabilme.
-Anlamlı Etkinliklere Katılım: Kişinin “keyif” aldığı, ona
başarı hissi veren veya hayatına anlam katan Etkinliklere katılımı ne durumdadır?
-Fiziksel Sağlığa Önem
Verme: Yeterli uyku, dengeli beslenme ve düzenli egzersiz gibi fiziksel sağlığı
destekleyici alışkanlıklara sahip olmak; çünkü zihin ve beden sağlığı
birbiriyle yakından ilişkilidir.
-Yardım İsteme Yeteneği:
Gereksinim duyulduğunda destek arayabilme, profesyonel yardım alma konusunda
açık ve istekli olmak... (Hukuk devleti, sosyal devlet... gerekli)
. Mental sağlık, birçok “biyolojik,
psikolojik ve sosyal faktörün” karmaşık etkileşimiyle şekillenir: Bunların
bazısını ya da tümünü etkileyebilen yabancı (dış) etkenler olabilir. İnsanlar
bu nedenle uyanık ve bilinçli olöalıdır.
-Biyolojik etkenler:
Genetik yatkınlık, beyin kimyasındaki dengesizlikler, kronik fiziksel
hastalıklar, uyku düzeni, beslenme ve madde kullanımı (alkol/uyuşturucu).
-Psikolojik etkenler:
Kişinin düşünce kalıpları, başa çıkma stratejileri, çocukluk deneyimleri
(travma, istismar), kendini algılama biçimi ve geçmiş deneyimlerden öğrenme
yeteneği.
-Sosyal ve Çevresel
etkenler: Sosyal destek sistemleri (aile, arkadaşlar), ekonomik durum (gelir,
işsizlik), eğitim, barınma koşulları, ayrımcılık, şiddet ve toplumsal olaylar.
. Bu etkenlerin birleşimi, bir bireyin “mental
sağlık durumunu” belirler ve kişinin yaşamla nasıl başa çıktığını (başa
çıkamadığını) kendini nasıl hissettiğini ve başkalarıyla nasıl etkileşim
kurduğunu doğrudan etkiler. Mental sağlık sürekli bir değişim halindedir ve
yaşam olayları karşısında dalgalanabilir, toplum etkiler.
. İnsanın “akıl ve ruh
sağlığını etkileyenler” onu yönetebilir ve kullanabilirler.
. MENTAL
SAĞLIK YERİNE BAŞKA TANIMLAMAYI KULLANABİLİRİZ:
- Zihin Sağlığı: Bu terim, özellikle bilişsel
süreçlere ve düşünsel fonksiyonlara vurgu yapmak istediğimizde kullanılabilir.
"Mental" kelimesi Latince "mens" (zihin) kökenli olduğu
için, "zihin sağlığı" anlam olarak oldukça yakın ve Türkçe'de daha
yaygın bir ifadedir.
-Psikolojik Sağlık: Mental sağlığın yerine "psikolojik"
kelimesi, ruh bilimiyle ilgili olduğu için, bireyin duygusal durumu, düşünce
biçimleri, davranışları ve kişiliği gibi unsurları içeren daha geniş bir
perspektifi kapsar.
-Ruhsal İyilik Hali: Bu ifadeler, sadece hastalık veya bozukluk
olmamasını değil, aynı zamanda kişinin genel olarak kendini iyi, dengeli ve
yaşama uyum sağlamış hissetmesini vurgular. "İyi oluş" veya
"iyilik hali" terimleri, pozitif psikoloji alanında sıkça kullanılır
ve bireyin potansiyelini gerçekleştirmesine odaklanır.
-Kafanın Yerinde Olması / Akıl Sağlığının Yerinde Olması (Daha Gündelik
Kullanım): Bu ifadeler, resmi olmayan, gündelik dilde mental sağlığın iyi
durumda olduğunu belirtmek için kullanılır.
-Bilişsel ve Duygusal Sağlık: Bu terim, mental sağlığın iki ana
bileşenini (bilişsel işlevler ve duygusal durum) açıkça belirtmek istediğimizde
kullanılabilir.
..Hangi terimin tercih
edileceği, bağlama ve verilmek istenen mesaja bağlıdır. En yaygın ve kapsayıcı
alternatifler zihin sağlığı ve psikolojik sağlık olarak öne çıkar. Bunu yitirdiğimizde
hiç bir şeyin anlamı kalmaz.
- Sonuç olarak, günümüzde akıl
sağlığı ve ruh sağlığı terimleri çoğu zaman eş anlamlı olarak kullanılmaktadır
ve her ikisi de bireyin genel mental sağlığını ifade eder.
Bu bilgiler ile “daha
iyi” bir inceleme yapabiliriz, düşünüp, kavrayabiliriz... Önemli olan, kişinin
hem bilişsel hem de duygusal olarak iyi hissetmesi, günlük yaşamda işlevsel
olabilmesi ve yaşam kalitesinin yüksek olmasıdır.
Genel bir kısa araştırma
ile görebiliyoruz ki en önemli varlığımız “aklımız ve ruhsal yapımız, zihin”...
çok boyutlu ve kapsamlı etkilenen varlıklardır.
Neden, insan son
yıllarda çok daha fazla ve hızla etkilenmekte ve sağlığını, mutluluğunu,
huzurunu “bozulmuş” olarak bulmaktadır? Hangi güçler, etkenler bunu bize
yapmaktadır? Neden böyle bir etkileme, programlama, saldırı.. olabilmektedir?
. Tüm dünyada neden
açlık, yoksulluk, çaresizlik, adaletsizlik sorunu var? Gerçekten dünyanın genel
toplam geliri ve varlığı tüm insanlara çok daha iyi bir yaşam sağlamadan yoksun
mudur? Açlığa, yoksulluğa, çaresizliğe, tutsaklığa, düşünemezliğe (aptallığa),
yeteneklerini kullanamazlığa... düşürülmüş, zorlanmış, bu yöne itilmiş bir
insanlık “kimlerin” işine gelir?
. Özgürleşmiş,
bağımsızlığa erişmiş, sağlıklı, üretken, anaşitik düşünebilen, özgür iradeye
sahip, temel yurttaşlık bilgilerini özümsemiş, çağcıl be bilimsel bakış açısına
erişmiş “insanlık” neden istenilmez ve bunun için de “her yol, her tuzak, her
etken” kullanılır?
. Evrensel ve kütlesel,
toplumsal bir duruma gelmekte olan bu “olumsuzluklarda” suç bizim “kendimizde”
mi aranmalıdır? Ya da “kendimizi nasıl koruyabiliriz”, “nasıl korunmalıyız”,
“tuzaklara düşmemek için” nasıl bir davranış ve düşünüş biçimi geliştirmeliyiz?
. Bundan sonra işte bu
temel sorulara odaklanmak gerekir; bunları anlamadan, araştırmadan bulmadan
yapacağımız her türlü (sözde) mücadele, çaba, emek ... sonuç olarak hiç bir
durumu değiştiremez.
. Evet, işin aslı ve özü
budur. Analitik ve akılcı düşünüp, araştırmak ve bunlarla birlikte akıl, ruh ve
beden sağlığımıza dikkat etmek ve korumak gerekir. “Algı yönetimleri” ile
yaptıkları ele geçirme ve yönetme tuzaklarına karşı durmalıyız.
. Öğretmen Gönen Çıbıkcı, 2025.05.25, Mff.
... (Uzun yazıları
okuyor ve anlamlandırıyor iseniz, “doğru” yoldasınız.)