12 Şubat 2025 Çarşamba

KAYIRMACILIK

 .  "KAYIRMACILIK"     .

.  Kayırmacılık, kamu kesiminde daha çok karar alma sürecinde ortaya çıkan bir yozlaşma türüdür ve kamu bürokrasisinin önemli sorunlarından birisidir.

.  Ülkeden ülkeye farklı biçimlerde görülen kayırmacılık, politika ve yönetim literatüründe bürokrasiye memur alımında ilk defa 1828 yılında ABD başkanlık seçiminden galip çıkan General Jackson tarafından uygulanan kayırma (veya yağma) sisteminin uygulamada istismarıyla yer almaya başlamıştır.

.  Ülkenin ekonomik, sosyal ve politik gelişimi üzerindeki zararlı etkilerine rağmen kayırmacılık birçok ülkede devam etmektedir

.  Toplumda yaygın olan “tanışın varsa işin kolay”, “kimsen yoksa vay haline”, “adamım olur”, “dayım olur”, “hemşerim olur”, “kirvem olur”, “akrabam olur”, “yakınımdır”, “köylümdür”, “ahbabım olur” gibi deyimler ve değer yargıları kayırmacılık fiiline meşruiyet kazandırmakta ve bu nedenle de hemen kolayca herkes tarafından aynı anlam yüklenmektedir.

.  Günümüzde sıklıkla çalışmalarda yer verilmesine karşın hâlâ tam anlamıyla "kayırmacılığın çerçevesi" çizilememiştir.

. Kayırmacılık bir kişi veya grubu diğerlerinden sadece yönetimin o kişi veya gruba yakınlık duyması sebebiyle tercih etmesi olarak karşımıza çıkmaktadır.

.  Bu yakınlığın kaynağına göre farklı şekillerde karşımıza çıkan kayırmacılık sonuç itibariyle "adaletsiz" bir tercihi ifade etmektedir

.  Kayırmacılık, yakın ilişki ağları etrafında kurulan bir "çarpık ilişki" biçimidir.

.  Burada yakınlık derecesine ve türüne göre kayırmacılık değişik türlerde gerçekleşir.

.  Akraba kayırmacılığı (nepotizm) şeklinde olduğu gibi eş-dost kayırmacılığı (kronizm), siyasi kayırmacılık (partizanlık), hizmet kayırmacılığı, iktidara ve seçmen kesimlerine yönelik kayırmacılık (klientelizm) şeklinde görülebilir.

.   Kayırmacılık, toplumsal sistemin hemen her alanında kendini göstermektedir.

.   Akrabalık, arkadaş-eş dost çevresi, okul arkadaşlığı, asker arkadaşlığı, meslektaşlık, aynı mezhepten olma, aynı tarikata üye olma, kirvelik, aynı köyden, topraktan olma (hemşehricilik), komşuluk, aynı mahalleden olma vb. toplumsal aidiyet bağlamı içinde yer almaktan kaynaklanan yakınlıklar / bağlılıklar, kişinin gündelik hayatında, iktisadi ve politik ilişkilerinde, bürokratik ve organizasyonel yapılar içindeki ilişkilerinde kayırmacı tutum ve davranışlara destek sağlamaktadır.

.  Örgütsel ve yönetsel anlamda kayırmacılık ise genel ve geniş anlamıyla, kamu görevlerine yapılan atamalarda ve terfilerde akrabalık (nepotizm) veya tanıdık-dost (kronizm) ilişkilerine ya da siyasi veya din temelli ortaya çıkan gruplara öncelik verilmesi; kamu kaynaklarının siyasi iktidara yandaş, seçmen kesimlerini kayıracak biçimde yönlendirilmesi (kliyentalizm) gibi anlamlara gelmektedir.

.  Kayırmacılık, örgütsel ve yönetsel anlamda, kamu görevlerine yapılan atamalarda ve terfilerde akrabalık (nepotizm) veya tanıdık-dost (kronizm) ilişkilerine ya da siyasi veya din temelli ortaya çıkan gruplara öncelik verilmesi; kamu kaynaklarının siyasi iktidara yandaş, seçmen kesimlerini kayıracak biçimde yönlendirilmesi (kliyentalizm) gibi anlamlara gelmektedir.

. Araştırmada kamu kurumlarında özellikle terfi işlemlerinde kayırmacı uygulamalara sıklıkla rastlandığı, geçmişte yaygın olarak görülen nepotizm ve "hemşehricilik" türleri azalma gösterirken, siyasi kayırmacılık türünün hâlâ en fazla başvurulan kayırmacılık türü olduğu tespit edilmiştir.

. Kamu kurumlarında yaygın olarak görülen ikinci kayırmacılık türünün ise dini referansla oluşturulan kendilerine benzeşenleri koruyup kollama olarak tanımladığımız hiyerokratik kayırmacılık türü olduğu tespit edilmiştir.

. Adam kayırmacılığı kendi içinde nepotizm (akraba kayırmacılığı) ve kronizm (eş-dost kayırmacılığı) olarak ikiye ayrılarak incelenmiştir.

. Siyasi kayırmacılık altında ise patronaj, klientalizm ve hizmet kayırmacılığı yer almıştır.

. Günümüzde nepotizm, mevkiini ailesinin yararına suiistimal eden kişiler için kullanılmaktadır.. 

. Kronizm, bazı kişilerin yetenekleri ve üstünlükleri yüzünden değil, sadece kilit noktalardaki kişilere yakınlıkları sayesinde olumlu yönde farklı muamele görmeleri, yani kayrılmalarıdır.

.  Adam kayırmacılığı, kamu görevlerine yapılan atamalarda “liyakat (yeterlilik)” ilkesinin yerini, akrabalık, hemşehricilik, arkadaşlık, dostluk vb. kişisel faktörlerin almasıdır. “İltimas” ile günlük dilde yaygın olarak kullanılan “torpil” kavramları adam kayırmacılığı ile eş anlamlıdır .

.  Bir kimsenin beceri, kabiliyet, başarı ve eğitim düzeyi vb. faktörler dikkate alınmaksızın sadece politikacı, bürokrat ve diğer kamu görevlileri ile olan akrabalık ilişkileri esas alınarak bir devlet görevinde istihdam edilmesine ya da tayin edilmesine “akraba kayırmacılığı” ya da “nepotizm” adı verilmektedir

.  Günümüzde nepotizm, mevkiini ailesinin yararına suiistimal eden kişiler için kullanılmaktadır.

.  Eş – Dost Kayırmacılığı "Kronizm", bazı kişilerin yetenekleri ve üstünlükleri yüzünden değil, sadece kilit noktalardaki kişilere "yakınlıkları" sayesinde olumlu yönde "farklı muamele" görmeleri, yani kayrılmalarıdır.

.  Aynı kabile veya aşiretten insanların kayırılması eğilimi söz konusu ise buna "Tribalizm" denmektedir

.  Siyasi Kayırmacılık: Partizanlık: Siyasi partilerin, iktidara geldikten sonra kendilerini destekleyen seçmen gruplarına çeşitli şekillerde ayrıcalıklı işlem yaparak, bu kimselere haksız menfaat sağlamalarına “siyasi kayırmacılık” adı verilmektedir.

.  Siyasi kayırmacılık, “politik yandaşlık” veya “partizanlık” olarak da adlandırılmaktadır.

.  Genellikle seçimlerden sonra, değişik kademelerde görev yapan kamu görevlilerinin görev yerleri ve yetkileri değiştirilmektedir.

.  Siyasi iktidarların, üst düzey bürokratların ya da yöneticilerin seçiminde ve atanmasında liyakat ve tecrübe gibi ölçütler yerine güvenilir olmak, sır saklamak, parti menfaatlerini her şeyin önünde tutmak gibi nitelikleri aramışlar ve aramaya devam etmektedirler

.  Patronaj: Siyasi süreç içerisinde siyasi partilerin iktidara geldikten sonra kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan “üst düzey bürokratları” görevden almaları ve bu görevlere yine siyasi yandaşlık, ideoloji, nepotizm-kronizm gibi faktörler esas alınarak yeni kimseler atamaları bazen yaygın bir durum arz edebilmektedir.

.  Bu duruma literatürde “patronaj” adı verilmektedir .

.  Siyasi kayırmacılıkta siyasi yakınlığın yanında bir ölçüde liyakat de yer alırken patronajda bunu görmek mümkün değildir

.  Klientalizm: Siyasetin en ünlü tanımlaması bir sanat ve toplumda “kim ne alır” bilimi şeklindedir.

.  Son yıllar içinde bilinçli politika olan "klientalist" sistem ile kaynakların siyasi çevrelere dağıtılması eğiliminde artış olmuştur.

.  Buradan hareketle "kliyentalizm"i, kamuda bulunan mevcut kaynakların ve rant yaratacak zenginliklerin kamu mal ve hizmetlerinin kalitesini arttırmaktansa "ihaleler, özelleştirmeler" vb. yolların kullanılmasıyla "arkadaş çevresi" ve "siyasi yandaşlara" dağıtılması olarak tanımlamak mümkündür.

.  Klientalist uygulamalar gerçekleştirilirken aynı zamanda adam kayırmacılığının da göz önünde bulundurulduğu söylenebilir.

.  Hizmet Kayırmacılığı: Kamu gücünün kötüye kullanılmasının bir diğer türü olan hizmet kayırmacılığı, kamu hizmetini yerine getiren görevlinin yakınlarını haksız yere ve yasalara aykırı olarak kayırması olarak tanımlamak mümkündür.

.  Seçimlerden sonra iktidara gelen partiler en çok oy aldıkları seçim bölgelerine diğer bölgelere oranla daha fazla ödenek ayırma eğilimindedirler.

.  Böyle bir politik davranışın adı "hizmet kayırmacılığıdır" ve bu açık bir "yolsuzluktur".

.  Kayırmacılığı sadece etik sorun olarak incelemekten ziyade; bireysel, sosyal, ekonomik ve politik nedenlerini de sorgulamak gerekmektedir.

.  Kamu hizmetinde de kayırma, Türk mevzuatında dolaylı olarak cezai yaptırma bağlanmıştır ve tipik bir yolsuzluk türü olarak belirlenmemiştir (Devlet Memurları Kanunu, 1965, md. 7; 29)

.  657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu gereğince Türkiye’de kamu personel rejimi, kamu görevlisinin "tarafsızlığı" ilkesini benimsemektedir.

.  Bunun doğal sonucu olarak “hiçbir kamu görevlisinin işgal ettiği kadro siyasete ne kadar yakın olursa olsun, yasaların belirlediği hususlar dışında, siyasi iktidarı elinde tutanların inançlarına ya da politikalarına karşı olduğu gerekçesiyle mevkiinden uzaklaştırılmaması gerekir”

. Yurttaşların kültür düzeyi ve bilinçliliği arttıkça bu konudaki duyarlılık da artar.

.  Her türlü ayrımcılığın önlenmesi ve suçluların yakalanıp, cezalanması için en önemli koşul çok iyi işleyen bir hukuk devletine sahip olmaktır.

.  Her türlü yolsuzluk, kayırma ve hukuksuzluk devletin sarsılmasına, toplumsal ahlakın çöküşüne neden olur.

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2025.02.13, MŞ.

.       (Araştırma, değerlendirme yazım)

 

MUTLULUK

 .   MUTLULUK SEVGİ VE SICAKLIKLA BAŞLAR   .

Doğumdan ölüme değin geçen zaman bir ömürdür.

İnsan bu ömrünü nasıl geçirmek ister; kendisine neleri hayal eder?

Yaşamımızı en iyi biçime getirebilmek, yüksek nitelikli bir yaşam olsun diye neler yapabiliriz?

Nasıl bir "yaşam" beklersiniz?

Öz güvenle, neşeyle, severek, güler yüzle ve tatlı dille yaşamak, hem kendimiz hem de çevremiz için en iyi yaşam biçimidir.

Böyle yaşamak, daha mutlu, daha başarılı ve daha anlamlı bir yaşam sürmemizi sağlar.

Unutmayalım ki,

Yaşamı nasıl yaşadığımızı etkileyen çok "yönlülük" vardır.

Çoğu bizim elimizde gibi gözükse bile, içinde bulunduğumuz ülkenin, toplumun genel durum nerede ise her şeyi belirler.

Üzerimize düşen çok "şey" vardır; bunları iyi kavramak ve yerine getirebilmek gerekir.

Kişi olarak kendimize inanmak, yeteneklerimizin farkında olmak ve kendimizi değerli hissetmek "öz güvenin" temelidir.

Başarısızlık korkusu olmadan nefes alabilmek, yeni şeyler deneyimlemek ve kendimizi geliştirmek için önemlidir.

Okulda, iş yaşamında görevlerimizi, ödevlerimizi en iyi biçimde yerine getirmeli ve başarılı olmaya gayret etmeliyiz.

Öz güven sahibi olmalıyız; bu da başkalarının ne düşündüğünden çok, kendi iç sesimize kulak vermek ve inanmaktır.

Yaşamın küçük şeylerinden zevk almak, gülümsemek ve güler yüzlü olmak neşeli bir yaşamın temelidir.

Umutlu olmak, zorluklar karşısında pes etmemek, ve olumlu bakış açısını korumak önemlidir.

Neşeli olduğumuzda, etrafımızdaki insanlara da bulaşır ve mutluluk verir.

Sevgiyi önemsemek, sevmek, sevebilmek gerekir.

Kendimizi ve başkalarını sevmek, onları kabul etmek ve saygı duymak sevgi dolu bir yaşamın temelidir.

Dostlarımıza, sevdiklerimize zaman ayırmak, onlara "değer" vermek ve "destek olmak" önemlidir.

Sevgisiz, asık suratlı, karamsar bir insan olmak mutluluğunuzu engeller.

Güler yüz olmak, diğer insanlarla olumlu iletişim kurmanın en etkili yoludur.

İnsanlara karşı sıcak ve samimi olmak, olumlu bir enerji yaymak önemlidir.

"Güler yüz", "tatlı dil" insan ilişkilerindeki sorunları çözmeye yardımcı olur.

Nazik ve saygılı konuşmak, insanlarla iyi ilişkiler kurmada çok önemlidir.

Kırıcı sözlerden, sertlikten, kalp kırmaktan kaçınmak gerekir.

Karşınızdakini, özellikle en yakınınızı terslemek son derece "yanlıştır" ve tehlikelidir.

İnsan ilişkilerinde, özellikle eşler arasında her zaman bir sıcaklık, bir gülümseme, yakınlık, tatlı dillilik gereklidir; bunu düzenli yapanın evliliği çok iyi gider, mutlu olur.

Sakın şu tür düşünceye kapılmayın; kendinize ve eşinize zarar veririsiniz:

-"Benim onu sevdiğimi biliyor, durup, durup bunu göstermem mi gerekir, iki de bir sarılmak zorunda mıyım?

Eşler her zaman birbirlerini sevgi ve sıcaklık ile sarıp, sarmalamalıdır.

Tatlı dille sohbet etmek ortada sorun varsa onu çözmeye yardımcı olur.

Tüm zaman içerisinde birbirine sıcaklık ve yakınlık veren, güzel sözler söyleyen, kucaklaşan eşlerin evlilikleri son derece sevgi dolu ve mutlu geçer.

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2025.02.12, MŞ