. Umut Dolu Olabİlmek .
. Tarih boyunca bazı toplumlarda her zaman söylenir:
- Yalan söylüyorlar, halkı
kandırıyorlar!
- Olayları çarpıtıyorlar!
. Çok eski yıllarda bir yerlerde uygulanmış ve ilk
anda çok da başarıya ulaşmış yöntemler ile
"halk" denilen kitleler bu yöntemlerle mutlu gibi olmuş, onlara
inanmışlardır.
. Onlar bu yöntemler sonucunda olup bitenlerden
haberdar bile olmamışlar.
. Ama o "acı dönem"ler, baskıcı,
totaliter devlet bitti.
. İkinci dünya savaşında 60 milyon
insan yitirildi, diye yazıyor tarih kitapları...
. Yerine barışçıl, çağdaş ve demokratik hukuk
yöntemlerinin geçerli olduğu, sosyal adaletin ve ekonominin yükseldiği, ileri
teknolojilere, akıllı yatırımlara geçilen dönemler geldi.
. Bugün ise yine de bu "eski yöntemler"
bir yerlerde uygulanıyor olabilir.
. İnsanlık tarihinde kavgalar, savaşlar,
sömürenler, sömürülenler, egemen güçler, global tuzaklar, gizli örgütler,
satanlar, satılanlar ve de kahramanlar, yenilmeyenler, hak ve adalet için dik
duranlar, doğrudan ayrılmayanlar, bilime insanların çıkarlarına hizmet edenler
de oldu, olacaktır da...
. Tam da bu nedenlerden dolayıdır ki eli kalem tutan, ağzı laf yapan, sağ
duyulu ve de yurdunu seven birileri varsa hiç de umutsuzluğa kapılmadan ve de
yılmadan, ona buna da pek bakmadan sabırla "aydınlatma, bilgilendirme ve
bilinçlendirme" çabaları göstermelidir.
. Barışçıl, demokratik ve saygıya dayanan bir temel
üzerinden kendilerince emek harcayabilmeli, çalışabilmelidirler.
. Hiç bir "tane", hiç bir
"tohum" azımsanmamalıdır.
. Çalışan, çaba gösteren, emek harcayan, bilinçli
kişilere de ne tepeden bakılmalı, ne de küçümsenmelidir.
. Evet, Türkiye için düşünecek olur
isek "resmi kayıtlı 150 siyasi parti bu işleri yapsın, biz neyiz ki, ne
işe yararız kiii" diye düşünenler ve öylesine de şen, şakrak, çok da mutlu
yaşayanlar da vardır.
. Başka ülkeler, halklar çok başka davranabilirler,
çünkü onların örnek alabilecekleri yaşanmış ve kanıtlanmış bir önderleri ve
onun başarılı uygulamaları ve mücadeleleri ile ortaya konmuş, kanıtlanmış bir
tarih, bir "kuruluş felsefesi" yok!
. Tüm bunlara rağmen, tam da bu
nedenlerden dolayı bir durup "Gazi Mustafa Kemal Atatürk nasıl bir kişilik
idi, nasıl bir ruh ve zihin taşıyordu", nasıl yaşıyordu, nasıl
çalışıyordu.... diye düşünüp, "Ondan" kendimize örneklemeler
çıkarabilmeliyiz.
. Ancak böylelikle çok daha umutlu, huzurlu,
vicdanlı, bilinçli olarak yolumuza devam edebiliriz.
. Her şeyden önce kendimize, kendi milletimize ve de
Türk devletine olan inancımızı sağlam tutmalıyız.
. Her zaman olduğu gibi bu devleti parçalamak ve
ele geçirmek isteyen güç odakları ve onların yerli iş birlikçileri olacaktır.
. Bu güç odaklarına ve onların kullandığı kişi ve
kurumlara karşı ulusal birliğimizi ve bilincimizi korumak zorundayız.
. Umut dolu olabilmek için kendi
tarihsel başarılarımıza, bu devletin kuruluş ilkelerine ve Atatürk devrimlerine
çok iyi bakmamız, onları anlamamız ve bu yolda kendimiz geliştirmemiz
gerekecektir.
. Önümüze sürülen yapay gündemlere kapılmadan,
zihin yönetimi tuzaklarına düşmeden gerçek birer yurt sever olarak öz
bilincimizi ve irademizi güçlü tutmalıyız.
. Tek, tek "bildiklerimiz, elde ettiklerimiz,
deneyimlerimiz, öğrendiklerimiz, bilgi ve bilinç düzeyimiz, yaşam
kalitemiz"... yeterli olmayabilir.
. Bunlardan çıkarabileceklerimizi diğer insanlara
aktarabilmeli, onlara sunabilmeliyiz.
. Boş ve saçma konularla ilgilenmeden zamanımızı ve
gücümüzü en yararlı olabilecek biçimde kullanmalıyız.
. Bilinçli ve ilkeli davranıp, doğru
ve eleştirel düşünceler, fikirler üretip, çevremize bunları sunabilmeliyiz.
. Bunun da en uygun, en kalıcı ve en akıllı yolu da
yazmaktır ve yazılanları okuyuculara sunmaktır.
. Birilerinin bir yerlerde bunları, bu tür yazıları okuyup, yararlanacağına
inanıyorum.
. Bu tür çalışmalar ayni zamanda bir sorumluluk ve yükümlülük
olarak da görülmelidir.
. Güçlü ve özlü geçmişi ile bu
devletin, bu ülkenin bugün "içine düştüğü zor durumlardan" kurtulması
için her bir yurt severin daha dik ve uyanık durması ve çalışkan olması
gerekecektir.
. "Çağdaş uygarlık yolunda" ilerleyen,
demokratik, parlamenter, kuvvetler ayrımına dayanan bir "hukuk devletini"
yeniden kurmak ve işlerlilik kazandırmak aslında hepimizin bugünkü "ana
hedefi" olmalıdır.
. Öğretmen
Gönen ÇIBIKCI, 01.09.2024, MŞ.
**********************************************************************