28 Eylül 2021 Salı

Türkçe Onların Öz Suyudur

 Bir dil bir insan, iki dil iki insan !

Çocuklarımız bizlerin birer çiçeği ise, anadilimiz Türkçe de onların öz suyudur.

Son yıllarda Türkçe derslerine gösterilen ilgide  büyük bir azalma gözlenmektedir.

Bunun nedenleri araştırıldığında halkımızın bu konuyu çok derinlemesine incelemediği ve bunun önemine gereken değeri veremediği ortaya çıkmaktadır.

Dil ve dersleri konusunda  bundan sonra çok daha  ciddi biçimde düşünmeliyiz. !

Son yılların istatistikleri çok karamsar bir tablo sergilemektedir.

Buna göre önümüzdeki yıllarda okullarda okutulan Türkçe dersleri hemen hemen kalmayacaktır.

Çocuğumuza anadilimizi öğretebilmek  ancak bir hayal olacaktır belki de !

Bu ise hiç de iyi bir gelişme değildir.

Sonucu belirleyen ve anadilimiz Türkçe‘nin geleceğine yön verecek olanlar yalnızca biz anne ve babalarız. 

Görevin aslı ve en önemli bölümü bizlere, Türklere düşmektedir.

Bu görevimizi de hem kendimiz adına hem de çocuklarımızın ve halkımızın genel çıkarları adına yerine getirmeliyiz.

Bir dil ve en önemlisi anadili ancak ve ancak okullarda çağdaş yöntemlerle sözlü ve yazılı olarak öğretildiğinde kalıcı olur.

Evlerde, yalnızca konuşmaya dayanan, arada bir kullanılan Türkçe çok yetersiz kalacaktır.

Bir insanın kendi anadilini öğrenmesi onun hem en doğal hakkı, hem de görevidir.

İnsan kendi anadilinde ne kadar güçlü ise diğer dilleri öğrenmede de o denli güçlü olur.

Bizler çocuklarımızın derslerde başarılı olmasını istiyoruz.

Kendi anadillerinde çok güçlü olabilmelerini sağlamalıyız.

Kişiliklerinin gelişmesini ve bu sağlam zemin üzerinde onların tüm derslerde başarıya ulaşabilmelerine giden yolu açabilmeliyiz.

Böylelikle çocukların okullardaki başarıları artar.

Kendi anne ve babalarıyla, kardeşleriyle kendi anadillerinde anlaşabilen çocuklarla o aile daha mutlu olur ve sorunlar çok daha kolay çözülür.

Çocuğun kendi kültürüne ve ailesine bağlılığı Türkçe öğrenmekle daha da artar.

Türkçe öğrenmekle de Türkçe’nin o çok geniş ve zengin dünyasını, yazılı edebiyatını ve sanatını, tarihini tanıma olanağı bulur.

Böylelikle de hem kendine güvenir; hem de çok güçlü bir dilin bir üyesi olmanın huzurunu ve gücünü kendisinde duyar.

Türkçe çocuğunuzun görüş ufkunu genişletir.

Son yıllarda doktor, avukat, eczacı... gibi işverenler özellikle Türk gençlerini de işe alıyorlar ve onlardan Türklerle Türkçe konuşup kendi işlerini daha kolay yürütebilmelerini bekliyorlar.

Bu da ancak Türkçe’si iyi olan, onu sözlü ve yazılı çok iyi kullanabilen gençler için daha bir öncelik olmaktadır.

Türklerin açtığı işletmelerde artış gözlenmektedir.

Buralarda çalışacak hem anadili, hem de Almanca’sı çok güçlü gençler aranmaktadır.

Buna bir de Avrupa Topluluğu  çerçevesinde Almanya ve Türkiye arasında yapılacak olan ticaret, turizm, taşımacılık... dallarında gelişecek işleri eklemeliyiz.

Bu işleri de neden bizim çocuklarımız yapmasın?

Bunun için de tabii Türkçe ve Almanca belki de iyi bir İngilizce... gerekli olacak.

Çocuklarımız ileride Türkiye’ ye döndüklerinde ya da Türkiye’ de iş yapmak istediklerinde ise Türkçe yine en önemli konu olacaktır.

Tatillerde bir yabancı turist havasında Almanca ya da kırık-dökük Türkçe yerine düzgün Türkçe ‘si olan kuşaklar ancak bugünkü anne ve babaların bilinçli davranışlarıyla olacaktır.

Almanya gibi gelişmiş bir ülkede çocuklarımızın kendi anadilleri Türkçe’yi en iyi biçimde öğrenmeleri ancak bizlerin isteği ile gerçekleşecek çok büyük bir şanstır.

Bu şansı çok iyi kullanmalıyız.

Çocuklarımızın Anadili Türkçe dersine katılmalarını sağlayalım, ortaya çıkacak sorunlarla birlikte mücadele edelim . 

 Saygılarımla.....

         Öğretmen Gönen ÇIBIKCI , 09.07.1999.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapanın adı ve soyadı: