15 Haziran 2025 Pazar

BABANIN DEĞERİ VE ÖNEMİ

   BABANIN DEĞERİ VE ÖNEMİ:
Bir ailede babanın değeri ve önemi, sadece çocukların gelişiminde değil, aynı zamanda aile birliğinin ve varlığının biçimlenmesinde de kritik bir role sahiptir.
Babanın varlığı ve etkin katılımı, ailenin her üyesi için farklı boyutlarda olumlu etkiler yaratır.

Anne ve baba birlikte çocuğu yaşama, toplumsal ilişkilere hazırlar
Anne ve baba, çocuklarını yaşama ve toplumsal ilişkilere hazırlama konusunda tamamlayıcı ve vazgeçilmez bir rol oynarlar.
Bu süreçte her ikisinin de “kendine özgü” katkıları vardır ve birlikte hareket etmeleri, çocuğun çok yönlü gelişimini destekler.
Çocuğun sağlıklı bir birey olarak yetişmesinde ve toplum içinde yerini almasında anne ve babanın işbirliği şu temel alanlarda kendini gösterir:
-Temel Değerlerin ve Ahlaki İlkelerin Aktarılması:
Aile, çocuğun ilk sosyal çevresidir. Anne ve baba, dürüstlük, saygı, empati, sorumluluk gibi temel değerleri ve ahlaki ilkeleri kendi davranışlarıyla ve çocuklarına öğreterek aktarırlar. Bu değerler, çocuğun ileride toplumsal kurallara uyum sağlamasına ve doğru kararlar vermesine yardımcı olur.
-Sınırların Belirlenmesi ve Disiplin:
Çocuğun güvenli bir ortamda büyümesi ve kurallara uymayı öğrenmesi için sınırların belirlenmesi ve tutarlı disiplin anlayışı önemlidir. Anne ve baba bu konuda ortak bir yaklaşım sergilediklerinde, çocuk neyin kabul edilebilir neyin olmadığını daha net anlar. Bu da çocuğun öz denetim becerilerini geliştirir.
-Sorun Çözme ve Karar Verme Becerileri:
Aile içinde karşılaşılan sorunlara birlikte çözüm aramak ve çocukları bu sürece dahil etmek, onların problem çözme ve karar verme yeteneklerini geliştirir. Anne ve babanın farklı bakış açıları sunması, çocuğun daha geniş bir perspektif kazanmasına olanak tanır.
-Duygusal Zeka ve Empati Gelişimi:
Çocuklar, anne ve babalarının birbirleriyle ve kendileriyle kurdukları iletişimden duygusal ifadeleri öğrenirler. Duygularını sağlıklı bir şekilde ifade etmeyi, başkalarının duygularını anlamayı (empati) ve yönetmeyi aile içinde deneyimlerler. Bu, toplumsal ilişkilerde başarılı olmalarının anahtarlarından biridir.
Çocuğun sosyal bir birey olarak topluma karışmasında anne ve babanın rehberliği hayati önem taşır:
-İletişim ve Sosyal Becerilerin Kazandırılması:
Çocuklar, aile içinde sohbet etmeyi, dinlemeyi, kendini ifade etmeyi öğrenirler. Anne ve baba, onlara başkalarıyla nasıl etkileşim kuracaklarını, selamlaşmayı, teşekkür etmeyi, özür dilemeyi ve arkadaş edinmeyi öğretirler. Bu beceriler, okulda, oyun alanında ve diğer sosyal ortamlarda başarılı olmalarını sağlar.
-Farklı Rol Modelleri Sunma:
Anne ve baba, çocuğa farklı cinsiyet rolleri ve davranış biçimleri sunar. Bu, çocuğun toplumsal çeşitliliği anlamasına ve farklı insanlarla ilişki kurma yeteneğini geliştirmesine yardımcı olur. Her iki ebeveynin de güçlü yönlerini ve zayıf yönlerini gören çocuk, daha dengeli bir dünya görüşü geliştirir.
-Özgüven ve Sosyal Girişkenlik:
Anne ve babadan alınan sevgi, destek ve onay, çocuğun özgüvenini artırır. Özgüvenli çocuklar, yeni insanlarla tanışmaktan, farklı aktivitelere katılmaktan ve kendilerini ifade etmekten çekinmezler. Bu da onların sosyal çevrelerini genişletmelerine ve aidiyet duygusu geliştirmelerine yardımcı olur.
-Çatışma Yönetimi ve Uzlaşma:
Aile içinde yaşanan küçük anlaşmazlıkların veya tartışmaların nasıl çözüldüğünü gören çocuklar, çatışma yönetimi ve uzlaşma becerilerini öğrenirler.
Anne ve babanın bu konudaki yapıcı yaklaşımları, çocuğun ileride sosyal ilişkilerinde karşılaştığı sorunları daha olumlu bir şekilde ele almasına zemin hazırlar.
Özetle, anne ve baba, çocuğun yaşamını birlikte yönetirler. Her birinin farklı etkileriyle ortaya çıkan uyum, çocuğun hem bireysel olarak güçlü hem de toplumsal olarak uyumlu bir yetişkin olmasını sağlar.
-Güven ve Koruma Kaynağı:
Baba, geleneksel olarak ailenin "sağlam kalesi" ve "direği" olarak görülür. Çocuklar için fiziksel ve duygusal bir güvenlik hissi sağlar. Onları dış dünyanın zorluklarından koruyarak, kendilerini güvende hissetmelerine yardımcı olur. Bu, çocukların dünyayı keşfetme ve risk alma konusunda daha cesur olmalarını sağlar.
-Model ve Rehber:
Baba, özellikle erkek çocuklar için bir rol modelidir. Davranışları, değerleri ve yaşam tutumu, çocukların kişilik gelişimini ve toplumsal uyumlarını doğrudan etkiler. Hem kız hem de erkek çocuklar, babalarının disiplin, sorumluluk ve problem çözme yaklaşımlarını gözlemleyerek hayat hakkında önemli dersler öğrenirler. Baba, aynı zamanda çocuklara “sınırları belirleme” ve “doğru ile yanlışı” ayırt etme konusunda rehberlik eder.
-Bağımsızlaşma ve Bireyleşme Sürecini Destekleme:
Annenin genellikle çocuğun ilk ve en yakın bakıcısı olması nedeniyle, baba, anne-çocuk ilişkisi arasına giren "üçüncü kişi" olarak önemli bir rol üstlenir. Bu durum, çocuğun anneden ayrı bir birey olduğunu fark etmesine ve kimlik gelişimini sağlıklı bir şekilde tamamlamasına yardımcı olur. Baba, çocuğun kendi ayakları üzerinde durmasını teşvik eder ve dış dünyayla bağlantı kurmasına destek olur.
-Duygusal Gelişim ve Öz Saygı:
Babasıyla güçlü bir duygusal bağ kuran çocuklar, daha yüksek öz saygıya sahip olurlar ve sosyal açıdan daha yetenekli olurlar. Babanın sevgisi, onayı ve kabulü, çocuğun kendi değeri hakkındaki düşüncelerini şekillendirir ve onların kendilerine güvenmelerini sağlar. Özellikle kız çocukları için babanın sevgisi ve saygısı, gelecekteki ilişkilerinde de önemli bir temel oluşturur.
-Dil ve İletişim Becerilerinin Gelişimi:
Babaların çocuklarıyla kaliteli zaman geçirmesi, onlarla oyun oynaması ve sohbet etmesi, çocukların dil gelişimini ve problem çözme becerilerini destekler. Farklı iletişim tarzları sunarak, çocukların daha kapsamlı bir iletişim yeteneği geliştirmelerine yardımcı olurlar.
-Aile İçi Denge ve Destek:
Baba, sadece çocuklarıyla değil, aynı zamanda eşiyle olan ilişkisiyle de ailenin genel sağlığını etkiler. Eşine destek olan, ev içi sorumluluklara ve çocuk bakımına katılan bir baba, annenin yükünü hafifletir ve ailede daha dengeli bir ortam yaratır. Bu durum, aile bireylerinin birbirine olan bağlılığını ve mutluluğunu artırır.
Günümüzde geleneksel baba figürünün ötesine geçilerek, babaların çocuk yetiştirme sürecine daha “etken” katılımı önerilir.
Artık babalar sadece "ekmek kazanan" rolüyle sınırlı kalmayıp, çocuklarının “duygusal, sosyal ve bilişsel” gelişiminde daha fazla sorumluluk alıyorlar.
Bu modern ve doğal babalık anlayışı, çocukların “çok yönlü gelişimine” büyük katkı sağlamaktadır.
Bir ailede babanın değeri ve önemi yadsınamaz.
“Güven, rehberlik, duygusal destek ve bağımsızlaşma” sürecindeki rolüyle baba, çocukların sağlıklı ve mutlu bireyler olarak yetişmesinde çok önemli ve kalıcı etkiler bırakır.
D) ANNE VE BABANIN YETİŞMESİ
.  Toplumun geleceği, sağlamlığı açısından anne ve babanın yetişmesi, eğitimi çok önemlidir.
.  Aile, toplumun “temel yapı” taşıdır ve bu çekirdek ne kadar sağlam olursa, tüm toplumsal yapı da o kadar güçlü olur.
.  Anne ve Baba Eğitimi Neden Bu Kadar Önemlidir?
-Çocukların İlk ve En Önemli Öğretmenleri:
Çocuklar, hayatla ilgili ilk bilgilerini, değerlerini, sosyal kurallarını ve duygusal tepkilerini ailelerinden öğrenirler. Anne ve babalar, çocuklarının ilk öğretmenleridir. İyi yetişmiş, bilinçli ve eğitimli ebeveynler, çocuklarına daha sağlıklı bir temel sunar, onların bilişsel, duygusal, sosyal ve fiziksel gelişimlerini en doğru şekilde destekler.
-Sağlıklı Kişilik Gelişimi:
Ebeveynlerin çocuk yetiştirme tutumları, çocukların benlik algısını, özgüvenini ve kişilik özelliklerini doğrudan etkiler. Demokratik, destekleyici ve tutarlı bir ebeveynlik yaklaşımı, çocukların özgüvenli, sorumluluk sahibi, empati yeteneği gelişmiş ve uyumlu bireyler olmalarına zemin hazırlar. Aksine, aşırı baskıcı, ilgisiz veya tutarsız tutumlar, çocuklarda davranış sorunlarına, kaygıya ve özgüven eksikliğine yol açabilir.
-Sosyalleşme ve Toplumsal Uyum:
Aile, çocuğun toplumsal kuralları, normları ve değerleri öğrendiği ilk yerdir. İyi eğitim almış ebeveynler, çocuklarına sosyal becerileri, iletişim yeteneklerini ve çatışma çözme stratejilerini doğru bir şekilde aktarabilirler. Bu da çocukların ileride akranlarıyla, öğretmenleriyle ve genel olarak toplumla sağlıklı ilişkiler kurmalarını sağlar. Toplumsal uyumu yüksek bireyler, daha az sorun yaratır ve topluma daha fazla katkı sağlarlar.
-Psikolojik Sağlamlık:
Çağımızda bireylerin karşılaştığı zorluklar giderek artarken, psikolojik sağlamlık büyük önem taşımaktadır. Ebeveyn eğitimi, anne ve babaların stresle başa çıkma, kriz yönetimi ve pozitif ebeveynlik becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Bu sayede, aile içindeki genel atmosfer daha pozitif ve destekleyici olur, bu da çocukların duygusal dayanıklılığını artırır.
-Kuşaklararası Aktarımın Sağlıklı Devamı:
Ebeveynler, sadece kendi çocuklarını değil, aynı zamanda gelecek nesilleri de şekillendirirler. Onlardan aldıkları eğitim ve değerler, çocukların kendi ailelerini kurduklarında nasıl ebeveynlik yapacaklarını belirler.
Bu nedenle, anne ve babanın eğitimi, sağlıklı aile modellerinin ve toplumsal değerlerin kuşaktan kuşağa doğru bir şekilde aktarılması için kritik bir faktördür.
-Toplumsal Sorunların Azalması:
Suç oranları, madde bağımlılığı, şiddet gibi birçok toplumsal sorunun kökeninde sağlıklı olmayan aile yapıları ve ebeveyn tutumları yatmaktadır. Bilinçli ve eğitimli ebeveynler tarafından yetiştirilen bireylerin bu tür riskli davranışlara yönelme olasılığı daha düşüktür. Dolayısıyla, ebeveyn eğitimi, uzun vadede toplumsal sorunların azalmasına katkıda bulunur.
E) ANNE VE BABA EĞİTİMİ NASIL OLMALI?
Anne ve baba eğitimi, sadece teorik bilgilerle sınırlı kalmamalı, aynı zamanda pratik becerilerin kazandırılmasını da hedeflemelidir.
Bu eğitimler şunları içerebilir:
-Çocuk Gelişimi Bilgisi:
Çocuğun yaş dönemlerine göre fiziksel, bilişsel, duygusal ve sosyal gelişim özellikleri.
Etkili İletişim Becerileri:
Çocukla, eşle ve diğer aile üyeleriyle sağlıklı iletişim kurma yöntemleri.
-Pozitif Disiplin Yaklaşımları:
Cezalandırma yerine, olumlu pekiştirme ve rehberlikle davranış yönetimi.
-Stres Yönetimi ve Duygusal Dengeleme:
Ebeveynlerin kendi duygularını yönetme ve stresle başa çıkma becerileri.
-Problem Çözme ve Karar Verme:
Aile içi sorunlara yapıcı çözümler bulma ve çocukları bu sürece dahil etme.
-Dijital Çağda Ebeveynlik:
Medya “okuryazarlığı”, ekran süresi yönetimi ve siber güvenlik gibi konular da artık gnümüzde bilinen konulardandır.
-ÖZETLE:
Toplumun güçlenmesi ve geleceğe güvenle bakabilmesi için, aile kurumunun en önemli üyeleri olan anne ve babaların nitelikli bir şekilde yetiştirilmesi ve sürekli olarak eğitilmesi büyük bir zorunluluktur.
Bunun için de her şeyden önce anne ve baba kendi kişiliklerine, kişisel gelişimlerine çok önem vermelidir.
Güzel ahlaklı, ilkesel davranan, doğru ve mantıklı düşğünebilen, duygularını dengeleyebilen anne ve babalar hem çok mutlu olurlar hemde mutlu ve sağlıklı çocuklar yetiştiriler.
Bu yazımı özenerek, içselleştirerek okuyacak olanlar kendileri için yarar sağlayacaktır.
Sağlıklı, mutlu ve kalkınan adil toplumlar için her birimiz gayret göstermeliyiz.
.    Öğretmen Gönen Çıbıkcı,
2025.06.15, Mff.
 . (Araştırma, inceleme ve değerlendirme yazım)


NASIL KURTULUR

  TÜRKİYE NASIL KURTULUR?
Günümüzde Türkiye Cumhuriyeti, bölgesel ve küresel dinamiklerin etkisiyle çeşitli sorunlarla mücadele etmektedir. Bu durum hepimizi üzmekte ve ilgilendirmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti içine düştüğü “ekonomik, siyasal, toplumsal ve ahlaksal” çöküşten nasıl kurtulabilir?
Türkiye, yüksek enflasyon, işsizlik, cari açık ve döviz kuru dalgalanmaları gibi ekonomik sorunlarla karşı karşıyadır. Küresel ekonomik gelişmeler, enerji fiyatları ve iç ekonomik politikalar bu sorunların temelini oluşturmaktadır.
Türkiye, güney sınırındaki Suriye iç savaşından doğrudan etkilenmiş ve büyük bir sığınmacı akınına uğramıştır. Bu durum, demografik, sosyal ve ekonomik “yükler” getirmiştir.
PKK, DEAŞ/IŞİD ve FETÖ gibi terör örgütleriyle mücadele, Türkiye'nin en önemli güvenlik sorunlarından biridir. Bu mücadele, hem yurt içinde hem de sınır ötesinde devam etmektedir. Terörü besleyen güçler ve kaynaklar yok edilmelidir
Doğu Akdeniz'deki enerji kaynakları, Ege Denizi'ndeki sorunlar, Kıbrıs meselesi ve Kafkasya'daki gelişmeler gibi konular, Türkiye'nin komşu ülkelerle ve “uluslararası” aktörlerle jeopolitik gerilimler yaşamasına neden olmaktadır.
Ülke içinde siyasi “kutuplaşma”, ifade özgürlüğü, yargı bağımsızlığı ve demokrasi kalitesi üzerine tartışmalar da önemli sorun başlıkları arasındadır.
Ayrımcı ve bölücü fikirlerin yayılması ise üniter, bütüncül devlet yapısı için bir tehdittir.
Türkiye'nin günümüzde karşılaştığı sorunların temelinde birden fazla ve karmaşık neden yatmaktadır:
Türkiye, Orta Doğu, Kafkasya, Balkanlar ve Karadeniz gibi stratejik ve jeopolitik açıdan kritik bir bölgede yer almaktadır. Bu konum, komşu ülkelerdeki istikrarsızlıklar, çatışmalar ve büyük güç rekabetlerinden doğrudan etkilenmesine yol açmaktadır.
Türkiye ekonomisi, enerji ve bazı ham maddelerde dışa bağımlı olması nedeniyle küresel “ekonomik şoklara” karşı “kırılgan” olabilmektedir. Gelişmekte olan bir ekonomi olması, küresel sermaye hareketlerinden ve faiz oranlarından daha fazla “etkilenmesine” neden olmaktadır.
Siyasi istikrarsızlıklar, kurumsal kapasite eksiklikleri, “hukukun üstünlüğü” ilkesindeki zaaflar ve “popülist” politikalar, ekonomik ve sosyal sorunların derinleşmesine zemin hazırlayabilir. Uzun vadeli stratejiler yerine kısa vadeli çözümlerin tercih edilmesi de sorunları büyütebilir.
Türkiye'nin son dönemdeki dış politikasında yaşanan dönüşümler ve bazı geleneksel müttefikleriyle ilişkilerdeki gerilimler, ülkenin bölgesel ve uluslararası alandaki manevra alanını etkileyebilir ve yeni sorunlara yol açabilir.
Türkiye, bu sorunların üstesinden gelmek için iç anlaşma (konsolidasyonu) sağlama, ekonomik reformları sürdürme, dış ilişkilerde “dengeli” bir politika izleme ve “demokrasi” standartlarını güçlendirme çabası içindedir.
Yani toplumsal ve siyasi birlikteliğin sağlanması, farklı kesimlerin “ortak” bir vizyon etrafında birleşmesi, reformların tabana yayılması ve kalıcı olması için temel bir ön koşuldur
Günümüz Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomik, siyasal, toplumsal ve ahlaksal alanda karşı karşıya kaldığı sorunlar karmaşık ve çok boyutludur.
Bu sorunlardan kurtulabilmek için kapsayıcı, uzun vadeli ve kararlı bir yaklaşım gereklidir.
Merkez Bankası'nın “bağımsızlığını” güvence altına alarak, enflasyon hedeflemesi çerçevesinde “sıkı” para politikaları uygulamak (faiz artırımları, likidite sıkılaşması).
Kamu harcamalarında şeffaflık ve “denetimi” artırmak, israfı önlemek, bütçe açıklarını sürdürülebilir seviyelere çekmek.
Tarım ve sanayide yerli üretimi ve katma değerli ihracatı destekleyici politikalar geliştirmek. Yüksek teknolojiye yatırım yaparak “dışa bağımlılığı” azaltmak.
Yargı bağımsızlığını” oluşturmak, mülkiyet haklarını güvence altına almak ve yatırımcılar için istikrarlı bir hukuk ortamı sağlamak. Yargı üzerinde hiçbir “siyasi veya idari baskıya” izin vermemek, hakim ve savcı güvencesini sağlamak. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyumu zorunlu kılmak....
Yasama, yürütme ve yargı” erkleri arasındaki denge ve denetim mekanizmalarını güçlendirmek.
Adil, şeffaf ve etkin bir vergi sistemi oluşturmak.
İş gücü piyasasının ihtiyaçlarına uygun, nitelikli insan kaynağı yetiştirecek bir “temel milli” eğitim sistemi oluşturmalıdır. Mesleki eğitime ağırlık vermek.
Eğitim programlarını bilimsel temellere dayandırmak, eleştirel düşünme, problem çözme ve yaratıcılık becerilerini geliştirecek şekilde yeniden düzenlemek.
Eğitimde bölgesel ve sosyal eşitsizlikleri ortadan kaldırmak, her bireyin nitelikli eğitime erişimini sağlamak.
Kara para ile güçlü mücadele..
Esnek ve verimli bir iş gücü piyasası oluşturarak istihdamı güçlendirmek..
Kamu yönetiminde şeffaflığı artırmak, “yolsuzlukla mücadelede” kararlı adımlar atmak ve kamu görevlilerinin “hesap verebilirliğini” sağlamak.
Güçlü bir “parlamenter sisteme” geçişi veya mevcut sistem içinde yasamanın etkinliğini artıracak düzenlemeler yapmak.
Sivil toplum kuruluşlarının (STK) özgürce etkinlik göstermelerine olanak tanımak, karar alma süreçlerine katılımlarını sağlamak.
Bağımsız ve eleştirel” basının varlığını güvence altına almak, ifade özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırmak.
Siyasi partiler arasında kutuplaşmayı azaltacak bir diyalog ve uzlaşma zemini oluşturmak.
Adil” bir gelir dağılımı için politikalar geliştirmek, en alt gelir gruplarına yönelik “sosyal destekleri” artırmak.
Bölgesel kalkınma farklılıklarını azaltmak, kırsal bölgelerde yaşam kalitesini “artırıcı projeler” uygulamak.
Ülkenin zengin kültürel mirasını korumak ve gelecek kuşaklara aktarmak.
Kamu ve özel sektörde “dürüstlük, şeffaflık ve hesap verebilirlik” ilkelerini yaygınlaştırmak.
Kamuda ve her alanda “liyakat “ilkesini esas almak, “hak ve adaleti” tüm bireyler için eşit sağlamak.
Okul öncesi ve temel eğitimde evrensel ahlaki değerleri (saygı, sorumluluk, dürüstlük, adalet v. b.) çocuklara aşılamak.
Aile kurumunun toplumsal değerlerin aktarılmasındaki rolünü destekleyici politikalar geliştirmek.
Ahlaki değerlerin yaygınlaşmasında ve toplumsal bilincin artırılmasında STK'ların etken rol almasını özendirmek, doğru bilgi aktarma, “sorumlu” yayıncılık yapma ve toplumsal değerlere saygılı olma konusunda “etik” kurallara uymasını sağlamak.
Günlük politikalar yerine, ülkenin “geleceğini” şekillendirecek uzun vadeli, bilimsel temelli stratejiler oluşturmak ve bunları kararlılıkla uygulamak.
Bu reformları hayata geçirmek için toplumun farklı kesimlerinin (siyasi partiler, sivil toplum, akademi, iş dünyası) geniş bir demokratik anlaşma - konsensus sağlaması.
Komşularla ve dünya ile iyi ilişkiler kurarak bölgesel ve küresel barışa katkıda bulunmak, Türkiye'nin uluslar arası itibarını yeniden güçlendirmek.
Türkiye'nin içinde bulunduğu bu “çoklu krizden” çıkış ancak “bütüncül” bir yaklaşımla, kararlılıkla ve toplumsal anlaşmayla mümkündür.
Her konuda ve acilen, kesinlikle “sosyal” hukuk devleti ölçütlerine ve uygulamalarına dönülmelidir.
Bu süreç, kısa vadede sonuç vermese de, “geleceğe” yönelik sağlam temeller atılmasını sağlayacaktır.
Bir yurttaş olarak bu öz ve kısa görüşlerin, önerilerin yararlı olacağına inanıyorum.
.   Öğretmen Gönen Çıbıkcı, 2025.06.14, Mff.
.     (Araştırma, inceleme ve değerlendirme yazım)