9 Aralık 2020 Çarşamba

Kimlerden Uzak Durulmalı

__   Kimlerden Uzak Durulmalı  __

·        Yaşamımıza birçok insan giriyor.

·        Kimini biz davet ediyoruz, kimi ise kendiliğinden giriyor..

·        Kimini seçiyoruz, kimine mecburuz..

·        İnsanlar daha küçücük yaştan kendilerine göre bir toplum içinde olurlar.

·        Kendi mahallesinden, çevresinden, okulundan, iş yerinden, akrabalarından ve diğer tanıdıklarından oluşan bir ilişkiler ağı oluşur.

·        Herkesin iletişim içinde bulunduğu kişiler ve özellikleri, aralarındaki yakınlıklar , derinlikler... çok çok farklıdır.

·        Zaman, zaman da insanın "çevresi" değişir, birileri gelir, birileri gider...

·        Yaşamda hiç değişmeyen, yok olmayan arkadaşlıklar, dostluklar yok gibidir.

·        Buna rağmen, bugün içinde bulunulan çevrede ilişkiler içerisinde kişilikleri çok değişik olan insanların bulunması da doğal sayılabilir.

·        Her birimizin kendi öz kişiliği ve algılamaları da çok farklıdır.

·        Bu nedenle de yine herkes kendisi bilmelidir, kendisi seçimini yapmalıdır.

·        Kimlerin ve ne kadar yakınlıkta ya da uzaklıkta tutulması gerektiğini  de yine kendimiz bileceğiz.

·        Tam da bu noktada işte kendimize olan bakışımız önem kazanıyor.

·        Ne kadar doğru ve gerçekçi bir yaklaşımla davranabiliyoruz?

·        Bir anlamda kendi öz denetimimiz ne durumda, diye bakmalıyız.

·        Bize zarar verebilecek olan kişilere ne kadar bir uzaklık verebiliyoruz, ya da onları çıkarıp, gidebiliyor muyuz?

·        Önemli olan kendi akıl sağlığımıza ve ruhumuza zarar vermelerine izin vermemeliyiz.

·        Enerjimizi emek insanlarla uğraşmamalıyız.

·        Dengemizi hiç kimsenin bozmasına izin vermemeliyiz.

·        Bir de dost, arkadaş maskesi altında zarar verebilecek, doğru olmayan yollara itecek kişilerden kesinlikle uzak durmalıyız.

·        Kolay değil doğru kararlar verebilmek ve dik durabilmek, uygulayabilmek...

·        Tümüyle bu durumlar kişiden kişiye değişir.

·        Bir de genele doğrular vardır ki bunları da bilmenin ve dikkate almanın yararı çok olacaktır.

·        Soru aslında şudur:

-  Kimlerden uzak durmalıyım?

-  Ne tip insanları yaşamımdan çıkarmalıyım?

-  Nasıl davranmalıyım?

·        Kimlerden uzak durulması gerekiyor kısa, kısa sıralayabiliriz:

 Arkadan konuşan kişilerden

 Başarınızı ve mutluluğunuzu engelleyen kişilerden

 Boş vaatte bulunan kişilerden

 Çok konuşan kişilerden

 Dedikoducu kişilerden

 Duygu sömürüsü yapan kişilerden

 Herkesi çok seven, herkesle çok iyi anlaşan kişilerden

 Irkçılık yapan kişilerden

 İlkesiz davranan kişilerden

 Kaba kişilerden

 Kavgacı kişilerden

 Kinci insanlardan

 Kompleksli kişilerden

 Küfür eden kişilerden

 Rol yapan kişilerden

 Rüşvet alan, görevini kötüye kullanan kişilerden

 Saldırgan dil kullanan kişilerden

 Saplantıları olan kişilerden

 Size durmadan yalan söyleyen kişilerden

 Size saygı duymayan kişilerden

 Sizi daima kıran kişilerden

 Sizi kullanan kişilerden

 Sizi umursamayıp, umursuyormuş gibi davranan kişilerden

 Şımarık kişilerden

 Toplum içinde size saygısız davranan, diline sahip olamayan kişilerden

 Verdiği sözü tutmayan kişilerden

 Yağcılık yapan kişilerden

 Yapamayacağı şeyler için söz veren kişilerden

 Yılışık insanlardan

 Yüzünüze gülüp arkanızdan gülen kişilerden

............................................................................... uzak durmak yararınıza olur.

·        Çok sıralama yaptım biliyorum ama aklıma gelen bunlar oldu.

·        Yine de herkes kendinden ve de yaşamından neler beklediğini kendisi bilir.

·        Tutarlı ve gereği gibi davranabilmek, kararları verebilmek de yine ayrıca bir güç gerektirmektedir.

·        Huzurlu, sağlıklı ve mutlu olabilmek için belli bir sistem, ilkeli bir yaşam sürebilmek yararlı olacaktır.

·        En iyi dileklerimle....

Öğretmen Gönen ÇIBIKCI,

2020.12.10, MŞ. 

Öğrencilerin Başarılarının Değerlendirilmesi

 __  Öğrencilerin Başarılarının Değerlendirilmesi  __

·        Her ülke kendi sosyal ve hukuksal düzenine ve yapısına göre, dünyaya bakışına göre bir "okul, eğitim, öğretim sistemi" kurar, geliştirir ve uygular.

·        Türkiye'de eskiden birçok içeriği kapsayan "maarif" sözcüğü vardı.

·        Milli eğitim bakanlığı bu tür işlerle görevli ve sorumludur.

·        Eğitim ve öğretim ülke genelinde belli bir bakışa, ilkelere ve programlara, yasa ve yönetmeliklere uygun olarak belli yaş gruplarına göre okullarda görülür.

·        Türkiye son yıllarda ne yazık ki çok kargaşa yaşayan bir ülke olmuştur.

·        Okul işleri çok yönlülük ve çeşitlilik göstermiştir.

·        Devlet okullarının yanı sıra onlara rekabet eder durumda bir de özel okullar çıkmıştır.

·        Öğrencileri durumlarınışünmekten önce öğretmen yetiştirme ve öğretmenlik eğitimine bakmak da çok yararlı olacaktır.

·        Bir de günlük yaşamda bu alanda ne hassa konu olan NOT verme, ölçme ve değerlendirme vardır.

·        Öğrencinin geleceğini ilerideki mesleğini, yaşamını etkileyecek olan gözle görülen etken notları olmaktadır. Notlarının düzeyine göre gideceği üst sınıflar ya da okullar belirlenmektedir.

·        Peki, öğrencinin aldığı notlar "neye" göre verilmiştir?

·        Hangi sisteme ve kriterlere göre not verilmiştir. Yazılı sınavların kalitesi, düzeyi ve değerlendirilmesi (not verme işi) ne kadar doğru ve adil olmaktadır?

·        Öğretmenlerin yetiştirilmesinde bu konuda ne denli bir alt yapı sağlanmıştır?

·        Öğrencinin aldığı notun yeniden incelenmesi ve incelenme alt yapısını görme, sorgulama olanağı var mıdır?

·        Eğitim ve öğretim dalındaki örgütlenmeler, dernekler ve sendikalar ne kadar duyarlı ve bilgilidirler?

·        Veliler bu alanda ne durumdadırlar, onlara yardım eden , yol gösteren var mıdır?

·        Ben kendi öğretmenlik yıllarım içerisinde görev yaptığım çeşitli okul tiplerinde ve yaş gruplarında ve ders alanlarında neler yaşadım, ne gibi deneyimler elde ettim, kendimi nasıl geliştirdim, hangi ilkelerle ve yöntemlerle "öğrenci başarılarının değerlendirilmesi" konusunda çalıştım?

·        Bunları bir an kısaca bir şündüm ve gözden geçirdim:

·        Çok adil ve sisteme dayalı bir not verildiğine ben pek inanmıyorum.

·        Kendi çalışmalarımda "not sistemi" ve "not skalası" ile ilgili incelemelerde bulunmuştum.

·        Öğrencilerime yaptığım sınavlarda ayni zamanda değerlendirme çizelgesi hazırlayıp, en ince detayına kadar ön görüp saptamalarda bulunduktan "sonra" yazılı kağıtlarını okuyup tek, tek değerlendirmiş idim.

·        Ayrıca "kanaat" notu için de her bir öğrenciye ait "öğrenci değerlendirme tutanağı hazırlardım.

·        Not vermek durumunda olan öğretmenin genel olarak çok hassas ve adil bir not verecek durumda olması gerekir.

·        Öğretmenin kişisel istekleri ve duygularıyla öğrenci değerlendirilemez.

·        Verilen notun değerlendirmesi bu nedenle bilimsel bakışısına dayanmalıdır.

·        Bazı çevrelerde bilimsel olarak hazırlanmış puantaj çizelgesi de uygulanıyordu.

·        Sınıfın ve okulun asıl yapısına, taşıdığı yükümlülüklere ve de sınıfların durumuna (yaşına) bakılarak doğru ve adil değerlendirmeler yapılmalıdır.

·        Farklı okul tiplerinde ve programlarında doğal olarak farklı öğrenci değerlendirmeleri yapılacaktır.

·        Örneğin ilkokul 1. ve 2. sınıflarında öğrencilere rakamsal not verilmez.

·        Öğretmenlerin meslek içi yetiştirilmeleri katılabilecekleri seminerler, kurslar da önemlidir.

·        Her şeyden önce aslında ülkenin ve dünyanın genel durumuna, gereksinimlerine ve gidişine uygun bir sitem ve programlama olmalıdır.

·        Okulların ve personelin donanımları, refahı ve çağdaş yaklaşımları ile de kalite ve düzey göstergelerine sahip olunur.

·        Tüm bunları o ülkenin genel yapısına, okullarına ve eğitim anlayışlarına, ekonomik durumuna göre bakmak ve incelemek gerekir.  

·        Yani her bir ülke ayni konumda ve yapıda olamayabilir.

·        Çok mu gereksiz yazdım?

·        "Gündem bu mu şimdi", diyebilirsiniz.

·        Bu konu beni tüm yaşamımda ilgilendirmiş olan hassas bir konu olmuştu.

·        Bugün de her yerde okul yaşamı içerinde bulunan herkesi yine ilgilendirmektedir.

·        Artık etken olarak, resmen bir öğretmenlik görevinde bulunmayanlar için olduğu kadar anne, babayı ve de dedeleri, nineleri bile ilgilendirecek bir konudur aslında.

·        Bazen haberlerde karşılaştığımız olur: "Şu ülkede eğitim, öğretim, okullar..." diye yazılar okuruz...

·        zaman yeniden aklımıza takılır, gündeme gelir "okul ve öğretim işleri"....

·        Bugün de ben kısaca yazdım.

·        En iyi dileklerimle...

 .     Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2020.12.09, MŞ.