4 Aralık 2024 Çarşamba

Suriye'deki Saldırıların Nedenleri ve ABD

 . Kasım 2024'te Suriye'deki Saldırıların Nedenleri ve ABD'nin Hedefleri

.  Kasım 2024'te Suriye'de yaşanan saldırılar oldukça karmaşık bir jeopolitik ortamın sonucu olarak ortaya çıkmış olabilir.

.  Bu nedenle tek bir neden veya ABD'nin tek bir hedefi olduğunu söylemek zor.

.  Ancak genel olarak aşağıdaki faktörler ve olası hedefler üzerinde durulabilir:

A - Olası Nedenler:

1-İç Savaşın Devam Eden Etkileri:

Suriye iç savaşı, ülkeyi derin yaralara yol açmış ve farklı gruplar arasında derin güvensizlik oluşturmuştur.

Bu durum, düzenli aralıklarla şiddet olaylarının yaşanmasına neden olmaktadır.

2-Bölgesel Güçlerin Çatışmaları:

Suriye, bölgesel güçlerin çıkarlarının çakıştığı bir coğrafyada yer almaktadır.

İran, Türkiye, Rusya ve ABD gibi ülkelerin Suriye'deki etkisi, çatışmaların sürekliliğini sağlayan önemli bir faktördür.

3-Terör Örgütlerinin Faaliyetleri:

Suriye'de faaliyet gösteren farklı terör örgütleri, sivilleri hedef alan saldırılar düzenleyerek kaos ortamını devam ettirmeye çalışmaktadır.

4-Ekonomik Kriz ve İnsanlık Suçları:

Suriye'deki ekonomik kriz, siyasi istikrarsızlık ve insani kriz, halk arasında büyük bir memnuniyetsizlik yaratmaktadır.

Bu durum, isyanların ve şiddet olaylarının artmasına zemin hazırlamaktadır.

B - ABD'nin Olası Hedefleri:

.   ABD'nin Suriye'deki son operasyonunun amacı, olayın gerçekleştiği zamana ve bölgesel gelişmelere göre değişkenlik gösterebilir.

Buna rağmen şunları düşünebiliriz:

1-DEAŞ ile Mücadele:

ABD, Suriye'deki en büyük tehdit olarak gördüğü DEAŞ terör örgütü ile mücadele etmek için hava saldırıları, özel kuvvetler desteği ve yerel güçlere askeri yardım sağlamaktadır.

2-İran Etkisini Sınırlama:

ABD, İran'ın Orta Doğu'daki yükselen etkisini sınırlamak ve bölgesel dengeyi korumak amacıyla Suriye'de İran destekli milislere yönelik operasyonlar düzenleyebilir.

Özellikle İran destekli Şii milisler, ABD için önemli bir hedef olabilir.

3-Beşar Esad Rejimini Zayıflatma:

ABD, uzun süredir Beşar Esad rejimini devirmek veya en azından "zayıflatmak" amacıyla "muhalif gruplara" destek vermektedir.

Ancak bu hedef, Rusya'nın Suriye'ye verdiği destek ve bölgesel gelişmeler nedeniyle karmaşık bir hal almıştır.

Bu kapsamda düzenlenen saldırılar, Esad rejiminin meşruiyetini "zedelemeyi" ve "muhaliflerin güçlenmesini" amaçlayabilir.

4-Bölgesel Güvenliği Sağlama:

ABD, Orta Doğu'da istikrarlı bir ortamın oluşmasını ve bölgesel güvenliğin sağlanmasını hedeflemektedir.

ABD, Suriye'deki iç savaşın bölgedeki diğer ülkelere sıçramasını engellemek ve bölgesel istikrarı sağlamak için çaba göstermektedir.

Bu amaçla Suriye'deki çatışmalara müdahale etmek zorunda kalabilir.

5-Terörle Mücadele:

ABD, Suriye'de faaliyet gösteren terör örgütlerine karşı mücadele etmek için askeri ve istihbarat desteği sağlamaktadır.

Bu kapsamda düzenlenen saldırılar, terör örgütlerinin güçlerini zayıflatmayı amaçlamaktadır.

Ç - Önemli Not:

·       Bu bilgiler genel bir değerlendirme kapsamındadır.

·       Kasım 2024'te yaşanan "spesifik" saldırılarla ilgili ayrıntılı bir "analiz" için o dönemde yayınlanan haberlere ve raporlara başvurulması gerekmektedir.

·       Reuters ,BBC Türkçe, Al Jazeera, gibi uluslararası haber ajanslarının yanı sıra Türkiye'deki güvenilir gazetelerin Orta Doğu haberlerini takip edebilirsiniz.

·       ABD Savunma Bakanlığı veya Pentagon'un "resmi" sosyal medya hesaplarında yapılan açıklamaları takip edebilirsiniz.

·       Ayrıca, jeopolitik durumlar hızla değişebildiğinden, bu değerlendirmelerin zaman içerisinde "geçerliliğini yitirebileceği" unutulmamalıdır.

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 04.12.2024, MŞ.       .

.       (Araştırma, değerlendirme ve yazı)

ZİHNİMİZ VE ALGILARIMIZ İLE

 .     ZİHNİMİZ VE ALGILARIMIZ İLE

·        İnsanın birçok özelliği vardır.

·        Bedenin merkezi ve yöneticisinin beynimiz olduğunu herkes az çok bilir.

·        Beynin nasıl çalıştığını anlayabilmek bizim için aslında çok yararlı olacaktır.

·        Herkes bir bilim insanı olup bu konuyu çok iyi bilemeyeceğine göre, bize düşen beynimizi kısaca tanımaktır.

·        İnsanı yöneten, her türlü duyuyu, düşünceyi algıyı, seziyi, bilgiyi alıp, işleyip, depolatıp yine bize sunan ana merkez olan beyin şu an dünyada kullanılan en gelişmiş bir bilgisayarın çok ötesinde güç ve özelliklerdedir.

·        Beyin insanı yönetir.

·        Toplum ve toplumda, doğada var olan insanın karşılaştığı her şey, onu algıladığımız an beynimizi etkiler.

·        Beyni etkileyen her ne oldu ise onlar o insanı etkiler ve insanın tüm düşüncesini ve davranışlarını etkileyip, yönlendirir.

·        İnsanlar tüm bu nedenden dolayı iyi eğitim almalıdır, iyi yetiştirilmelidir, iyi bir çevrede yaşamalıdır, iyi insanlarla karşılaşmalıdır, iyi işlerle uğraşmalıdır, iyi kitaplar okumalıdır….

·        Bu "iyi"lerin büyük bir çoğunu olabildiği kadar kendimiz (ailemiz) seçeriz ve neyi nasıl, ne kadar, nerede seçtiğimizi büyük bir genellikle de duyu organlarımızla, beynimizle bilerek alırız, algılarız.

·        Bu tür doğrudan, görüp, bilip, kabul ederek… alınan etkilerin, yönlendirmelerin neler olduğunu yaşantımızdan biliriz, toplumda görürüz.

·        Bir de hiç de seçmeden, doğrudan doğruya baş vurarak istemeden, kendi özgür irademiz ile kabul etmeden, hiç de bilemediğimiz öyle programlamalar vardır ki onların hiç farkında bile değiliz.

·        20. yüzyılın bulup, çıkardığı ve geliştirdiği bu tür gizli yönlendirmeler çok yaygındır ve gittikçe de, bilim ilerledikçe de her yere yayılmaktadır.

·        Bazıları için "bilinçaltı yönlendirmeler" adı verilir: Subliminal programlama

·        Bu konuda artık her yerde bilgi bulabilmek, araştırmalar yapabilmek günümüz internet ortamında çok olasıdır.

·        Dijital çağ ile birlikte elektronik bilgi-veri akışlarının akıl almaz hızlara erişmesi ile de birçok alan için bu tür programlamalar çok yararlı olmuştur ve bunları kullanmaktadırlar.

·        Bir şeyleri satmak için, tanıtımlar yapmak için verilen reklamlar dünyamızın her yerini sarmıştır.

·        Reklamları atlatabilmek, yok sayabilmek nerede ise artık olanaksızdır.

·        Haberlerin, dizilerin, filmlerin… içerisinde, her yerde reklamlar…

·        Neden?

·        Yaptıkları tanıtımlarla insan beynini etkilemek, insanın zihinsel kodlarına hakim olmak ve o insanın seçimini kendilerinden yana yapmalarını sağlamak istemektedirler..

·        Aslında öyle bir küçük bir malı almanızı istemeleri kadar da basit ve masum değildir.

·        İnsanın şu an aklına gelebilecek her alanda tanıtım "reklam" yapılmaktadır.

·        Endüstriden, gıdaya, giyime, müziğe, kitaba, sinemaya, televizyona, haberlere, siyasete, modaya… her bir konuya el atmış durumdalar.

·        İlk bakışta gördüğümüz doğrudan-doğruya olan tanıtımlar ve yönlendirmelerdir ve bunlar açıkça ortadadır, görülür, duyulur. 

 Bunlar hemen etki yapıp kitlelerin kendilerinden yana olmalarını, mallarını satın almalarını isterler.

·        Bunun dışında diğer kapalı, gizli ve bir yerlere sıkıştırılmış olanlar vardır ki biz onları doğrudan ve hemen algılayamayız.

·        Onlar bir yerlerde ve bir şeyleri kullanarak parça, parça zaman yayılarak insanların zihinlerinde yer alıp etki yaparlar.

·        Özellikle görsel davranışlarda, kitlelerin birbirlerine baka, baka örnek alıp uyguladıkları davranışlarda bunların etkilerini görürüz.

·        Kitleler üzerindeki sürü etkisi, birbirlerinden kopyalama, alıp kendinde uygulama kolaycılığı ile yayılırlar.

·        İlk bakışta çok önemli gibi görülmeyen ve yeni bir moda, yeni bir akım gibi görülen küçük şeyler ile bulaşıcılık özelliğinden yararlanılır.

·        Sokakta, yolda, televizyonda, dizilerde, çarşıda… gördükleri ve sık, sık karşılaştıkları "yeni" birçok insan tarafından hemen kabul görürü, alınır ve uygulamaya sokulur.

·        Bunların çoğu önce küçük, küçük adımlarla ama zamanla hızla kitlelere yayılır.

·        Bir bakarsınız herkeste yırtık pantolonlar, sakallı erkekler, bedenin her bir yerinde dövmeler, bakımsız görünüşler, gömleklerde yamuk duruşlar, konuşma içerisinde görülen yeni sözcükler (aynen..), konçları olmayan çoraplar, göbekleri açık bırakan üst giysiler, deniz kıyılarında yollarda rahatça yayılıp oturmalar ve ille de bira içmeler, sigara içmeden olamamalar....

·        Bunların nerelerde görüldüğünü hepimiz kendimiz zaten yaşayarak tanıklık yapıyoruz.

·        Ve dee cep bilgisayarı olan vaz geçilmez aygıt, cep telefonu, akıllı telefonlar…. her an elimizde.

·        Her an nerede ve ne yapıyor isek, neye, kime bakıyor isek, neler okuyor isek… alıp, kayıt eden ve izleyen dijital evren…

·        Bunların tümü için "modern çağ" denilebilir.

·        Doğrudur.

·        Yüksek teknolojik çağ, dijital çağın bir üstü gelmekte…

·        Zaten çağın getirdiği en yeni ve ileri bilimsel gelişmeleri kullananlar da onlardır.

·        Sıradan insanlar için bunların hepsi normaldir ve olağandır… denilebilir.

·        Hiçbir sakıncası ve doğrudan o an için bir zararı, zarar vereni yoktur.

·        Zaten asıl olan bu tür uygulamalar ve programlamalar, çalışmalar için uzun vadede istedikleri gibi davranabilecek kitleler yaratmaktır.

·        Her kim ise bu programları çalıştırıp uygulayanlar geniş kitlelerin kendi özgür iradeleri ile bağımsızca bir düşünme, davranma içinde olmalarını değil "onların" zihinlerine yerleştirdikleri o yeni bilgiler doğrultusunda beyinlerini kullanmalarıdır.

·        Hangi meşrubatı içeceğinizi, hangi marka pantolon giyeceğinizi, hangi hayvanı seveceğinizi, nereye tatile gideceğinizi, hangi marka telefonu alacağınızı, nasıl giyineceğinizi, hangi partiyi seçeceğinizi, nelerin iyi olduğunu ve nasıl davranacağınızı… hep onlar belirlemek isterler.

·        Güçlü olan bazı odakların kitleler üzerinde büyük güç sahibi olma isteği vardır.

·        İnsan davranışları üzerine çalışmalar yapan uzmanlar tarafından büyük kitleler küçük elit bir grubun arzularına, hedeflerine boyun eğsin diye zihinlerini kontrol altına almaya dönük çalışmalar yapılır.

·        Zihin denetim ve yönlendirmesinin bilimsel ve fiziksel boyut kazanmasıyla, artık günümüzde tehlikeli bir aşamaya girilmiştir.

·        Tüm dünyayı ve insanlığı etkileyecek araçların ayırtına varmazsak, bu tehlikeli aşama "daimi" bir durum olur, yerleşir.

·        Elinde güç olan her türlü kişi ya da grup insanlığı, ülkeleri kendi isteklerine göre yönlendirir ve kullanır.

·        Bugün dünyamız, insanlık genel anlamda böylesine bir durumdan, tehlikeden ne kadar anlamaktadır?

·        Bize kalan nedir?

·        Bunları duymak, bilmek yeterli midir?

·        En azından bize düşen uyanık olmak, direnmek, kendimizi kollamak, kurtarmak ve özgür irademizi geliştirmemiz olacaktır.

·        Bu kolay mıdır?

·        Asla!

·        Çok ama çok zordur, gittikçe de zorlaşmaktadır.

·        Şu anki günlük yaşayışımızda karşılaştığımız açık ve doğrudan ya da gizli-saklı bilgi-görüntü bombardımanı o denli yoğun ve hızlıdır ki, korunabilmek için çok ama çok bilinçli olmamız ve yaşamımızı, davranışlarımızı buna göre biçimlendirmemiz gerekecektir.

·        Bu konuları en iyi bilenler doğal olarak bilim insanlarıdır, psikologlardır, programlayıcılardır…

·        Bir marka yaratmak mı istiyorsunuz?

·        Neler yapmanız gerektiği, neleri hazırlayıp ortaya sunmanız gerektiği size uzman kişilerce kolayca söylenilir.

·        Toplumsal olaylar, siyaset, kitle yönetimleri… bu konunun neresinde kalmaktadır?

·        Sıradan insanlar, okumuşlar, cahiller, çok bilenler, yoksullar, orta kesim ve çok paralılar…. tüm sınıflar ve toplumsal katmanlar için değişen bir şey yoktur.

·        Her kesime ulaşabilmektedirler, her kesime uygun hazırlıkları vardır ve onlara erişirler.

·        Tüm bunların sonucunda iyi düşünmek ve gerçekten de iyi kavramak gerekir:

·        Biz ne durumdayız?

·        Biz gerçekten kendimiz miyiz?

·        Ben ne düşünüyor isem, ne duyumsuyor isem, ne algılıyor isem… bunların tümü gerçekten benim özgün ve özgür çabalarımla mı oluştu?

·        Hazırcılık, kolaycılık, bedavacılık… önümüzdeki dönemde toplumlar için bu anlamda çok daha büyük zarar verecek.

·        Hiç olmadığı kadar çok ve hızlı, özgün bir "oto didaktik" çalışma biçimine girmeliyiz.

·        Kendi kendinize, kendi başınıza, kendi araştırma ve incelemelerinize, kendi yorumlarınıza, kendi arşivinize, kendi birikiminize… dayanarak özgür irade ve özgür fikir, düşünce geliştirmek en akılcı yöntem olacaktır.

·        Kolay mıdır?

·        Hayır!

·        Çok emek ister, çok zaman ister, çok sabır ister, çok deneyim ister.

·        Ama bu tür bir "kendimizi" geliştirme ve oldurma ve olgunlaştırma sonucunda ancak kendimizi koruyabilir ve özgünleştirebiliriz.

·        Bu yöntem ve yaşama biçimi ile kendisini geliştirmiş, biçimlendirmiş, bilgilendirmiş, bilinçlendirmiş insan sayısı çok az olabilir.

·        Tarihte bunların örneği var mıdır derseniz…

·        Eğer, siz zaten bu yazıyı merak edip, buraya değin sabırla okudu iseniz doğru yoldasınız.

·        Kendinizi, zihninizi, düşünce ve iradenizi kendi elinize alma yolundasınız.

·        Doğru olan ve sağlıklı olan esas yöntem, ana yol budur:

·        "Kendi kendinin öğretmeni" olmak: Oto didaktizm, auto didactique, auto didaktik

.     Öğretmen Gönen Çıbıkcı, 29.07.2022, MŞ.