EĞİTİMDE BİRLİK ve MİLLİLİK
Devletlerin eğitim ve öğretim politikaları,
güttükleri hedefler ve amaçları her zaman en önemli ve de temel bir bakış
açısını sergiler.
"Eğitim, sağlık, adalet ve güvenlik" bir
ülke için en temel, en vazgeçilmez hizmetlerdir.
Bu hizmetlerden herhangi birisinin yokluğunu
düşünmeyi; eksik yapılmasını, yanlış icra edilmesini veya herhangi bir sebeple
aksamasını asla aklımızdan bile geçiremeyiz.
Anayasanın verdiği çerçeveye uygun olarak o devlet
halkıyla, çocuklarıyla, elindeki olanaklara göre "nasıl bir gelecek"
istemektedir ve bunun için de "nasıl bir öğretim" seçmelidir?
Çok açık ve belirleyici olarak "Milli Eğitim
Temel Kanunu'nda tüm bunlar yer almıştır.
İktidara gelen hükümetlerin ise zaman, zaman kendi
parti politikalarına uygun olarak davranıp, yasaları delmek, değiştirmek
istemelerini gördük.
Ülkenin temel demokratik yapısını olumsuz olarak
değiştirmek ise hem tehlikelidir hem de büyük kargaşalar yaratır.
Türkiye bunları yaşamaktadır.
Tüm ülke genelinde her türlü yaygın, örgün ve genel
eğitim için bir uygulanabilir ve de "milli" bir yolun, modelin
seçilmiş ve uygulanır olması gerekir.
“Milli" kavramı "ulus olmanın"
getirdiği ortak değerleri, ülkenin milletiyle, yurduyla tüm olarak ortak
çıkarlarını korumak olarak kavranmalıdır.
Ülkenin her bir okulunda eğitim ve öğretim için
kullanılacak yöntemler, ders programları, içerikler tümüyle "ülkenin ve
milletin temel ortak çıkarları" ve "kalkınmasına yönelik" olmak
zorundadır.
Ülke genelinde "eğitim ve öğretimin düzeyi,
kalitesi", çağdaş uygarlık hedeflerine ulaşmadaki katkıları son derece önemlidir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, 430
sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu, 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu
ülke genelinde bu alanda belirleyici ve yetkili olan hukuksal yapıyı gösterir.
Eğer "eğitim-öğretimde birlik" ve "ortak
amaçlar", "hedefler" sağlanmaz ise, çok farklı modeller ve
içerikler uygulanmaya başlanılırsa "ortak bir şans eşitliği" ve
gelecek sağlanamaz.
Tüm eğitim sistemini en baştan ve yeniden gözden
geçirilmesi, ulusal, çağdaş, demokratik, eşitlikçi bir çizgide donatılması en
acil istemlerden olmalıdır.
"Milli Eğitim"in temel ilkeleri ve buna
uygun düzenlenmiş yasanın gelişmiş, çağdaş uygarlık düzeyine yönelik
oluşturulması geleceğimiz için çok önemlidir.
İlköğretim ve orta öğretimdeki okulların tüm ülke
düzeyinde eş değerde, eş donanımda ve üretime yönelik, bireysel gelişimi
önemseyen bir anlayışla oluşturulması gereklidir.
Eğer bu koşullar sağlanırsa, ki sağlanmalıdır,
ayrıca tüm yurtta genel bir yüksek öğretim sınavlarına hiç gerek kalmaz.
Ortaöğretimin yüksek öğretime veya hem mesleğe hem
de yüksek öğretime hazırlayan programlarını bitiren öğrencilere,
yetiştirildikleri yönde, üniversitelere, akademilere ve yüksek okullara girmek
için "aday olma hakkı" tanınmalıdır.
Orta öğretimini gördüğü okuldan aldığı "lise
bitirme not ortalaması" ile yüksek öğretim için üniversitenin ilgili
bölümüne başvuruda bulunabilir.
Milyonlarca öğrenci "hiçbir eşitliği
olmayan" ortaöğretim okullarında öğretim görüp sonra da yüksek öğretim
için topluca sınavlara girmektedir ki bu son derece ağır yükler getiren bir
düzenlemedir ve asla da eşitlik temel ilkesine uymamaktadır.
Yüksek öğretimde, üniversiteler, yüksek okullar ve
akademiler lise bitirme not ortalaması ile kendilerine başvuran öğrencilerin
isteklerini değerlendirip kabul etmelidir.
Üniversiteler bilimsel araştırma, çalışma ve
öğrenim göre yerleri olduğu için "özerk" olmalıdır.
Tüm bunların yanı sıra ülke genelinde paralı-özel
okul paralel yapılanmasına son verilmelidir.
Devletin kendine ait, devlete bağlı eğitim ve
öğretim kurumları, çağdaş donanımlı, eşit değerlere sahip okulları olmalıdır.
Eğitim ve öğretimde eşitlik temel ilkesine ve
yasasına kesinlikle uyulmalıdır.
Dinsel yapılanmaların düzenlediği açık ya da gizli
her türlü eğitim ve öğretim veren kurslar, okullar yasaklanmalıdır.
"Sosyal-pedagojik özel eğitim" alması
gereken öğrenciler için de "ilkokul ve ortaöğretim" düzeyinde
"kendi amaç ve hedeflerine" yönelik devlet "özel pedagojik
eğitim ve destekleme okulları" kurulmalıdır. (1*)
Ülke genelinde kırsal alanlarda "yatılı bölge
okulları", kentlerde "devlet yatılı ortaöğretim okulları" tüm
donanımlarıyla kurulmalı ve yine "eşitlik ilkesi" gereği dar gelirli
ailelerin çocuklarına pozitif ayrıcalık sağlanmalıdır.
Ortaöğretimde çeşitli hedef ve amaçları olan "meslek
okulları", kendilerine uygun donanımlarıyla kurulmalıdır.
Ortaöğretimde çeşitli dallarda açılacak okullar ile
yüksek öğretimde "mesleğe yönelik" alt yapısı olan "meslek,
teknik okulları" sağlanılabilir.
Temel eğitim ve orta öğretim seviyesinde
"güzel sanatlar alanlarında" özel eğilim ve yetenekleri beliren
çocukları küçük yaşlardan başlayıp, yetiştirmek üzere "ayrı okullar"
açılabilir veya ayrı yetiştirme önlemleri alınmalıdır.
Öğretmenlik, devletin eğitim, öğretim ve bununla
ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir "uzmanlık" mesleğidir.
Öğretmenler bu görevlerini "Türk Millî
Eğitimi"nin amaçlarına ve "temel ilkelerine uygun" olarak yerine
getirmekle yükümlüdürler.
Öğretmenlik mesleğine hazırlık "genel kültür,
özel alan eğitimi ve pedagojik formasyon" ile sağlanır.
Öğretmen yetiştirme ve seçme için yüksek öğretimde
kendine uygun dalları ve doğru donanımları olan "öğretmen yüksek
okulu" açılmalıdır.
Öğretmenlerin yetiştirilmesi, eğitim ve
öğretimleri, donanımları milli eğitim bakanlığının katkısı ile ve üniversite
düzeyindeki "öğretmenlik" bölümünün iş birliği ile sağlanmalıdır.
Ülke genelinde gerekli olan "öğretmenlik
kadroları" için günün koşullarına uygun, çağdaş "seçme ve
yerleştirme" yöntemleri bulunmalıdır.
Okulların düzeyine göre, öğretmenleri işe yönelik
yerleştirilmesi ve dağıtımı adil ve eşitlik ilkesi çerçevesinde
gerçekleştirilmelidir.
Her düzeyde öğretmenin alması gereken aylık "memur
aylığı" olmalıdır ve günün yaşam koşulları içinde hiçbir zaman "orta
düzeyin altına" inmemelidir.
Öğretmenlerin "hizmet içi meslek
eğitimleri" bölgesel ya da genel kurslar olarak, ilgili konuya göre
düzenli olarak sağlanmalıdır.
Sözleşmeli olarak öğretmen seçimi ve
yerleştirilmesi ise ancak "kısa bir zaman" dilimi için ve de hukuksal
çerçevelerde yapılmalıdır.
Ülkenin kalkınmasında öncelik ve ivedilik
sağlayacak alanlarda ortaöğretim ve yüksek öğretimde "uygulama
alanları", seminer ve iş içinde öğrenme ve üretme dönemleri
hazırlanmalıdır.
"Yabancı dil ile" verilen öğretime ve bu
konudaki özentilere son verilmelidir.
Tüm ortaöğretimde ağırlıklı olarak "yabancı
dil" dersleri çağdaş öğretme yöntemleriyle verilmelidir.
Tüm öğretim kurumlarında anadili "Türkçe"
bilinçli olarak, yüksek düzeyde çağdaş yöntemlerle yeteri sayıda ders olarak
verilmelidir.
İlkokul öncesi öğretimi için belediyelerin de
desteği ile kendi başına ya da ilkokulların bünyesinde üç yıllık okul öncesi
eğitim-öğretim kurumu, anaokulu kurulmalı ve yurt geneline yayılmalıdır.
Okulların tümünde derslerin daha çok "uygulamalı"
ve "öğrencinin kavramasına" yönelik verilmelidir.
Ezbere dayalı, kolaycı ve amaç ve sonuçları çok
tartışmalı olan "test biçimindeki sınavlar" kaldırılmalıdır.
Eğitimin ana ilkelerinden olan "iş
eğitimi" her yerde ve düzeyde uygulanmalıdır.
İlkokulun 4. sınıfından başlayıp ortaöğretimde
"spor, müzik, resim, el işleri, ev ekonomisi" derslerine yer
verilmelidir; bu dersler için işlik, salon ve uygulama alanları
düzenlenmelidir.
Trafik eğitimi her bir ilçede polis, belediye ve
okullar iş birliği içerisinde ilkokul 3. sınıftan başlayıp özel "trafik
öğrenme alanlarında" uygulanmalıdır.
Okullara rehberlik ve danışma hizmeti verebilecek
merkezi bir sistem sağlanmalıdır.
Öğretmene, öğrenciye ve veliye hizmet verecek mobil
uygulamalı danışma ve rehberlik ilçe milli eğitim müdürlüklerine bağlı olarak
çalışmalıdır.
İlkokulda ev ödevi verilmemelidir.
Ortaöğretim, çeşitli programlar uygulayan
liselerden oluşur.
Belli bir programa ağırlık veren okullara
"lise, teknik lise ve tarım meslek lisesi" gibi eğitim dallarını
belirleyen adlar verilir.
Öğretmen yetiştirme amaçlı olarak hazırlanan ve
çalışan bir üniversite olan "öğretmenlik yüksek okulu"na hazırlık
olması ve bu alanın çok daha donanımlı ve geliştirici olması için ortaöğretimde
"öğretmen meslek liseleri" kurulmalıdır.
Bu okullar ülkenin en uygun yerleri seçilerek
"devlet yatılı öğretmen lisesi" Orta öğretimde okullar gün içerisinde
"tek öğretim" vermelidir; derslerin dağılımı gün içerisine uygun
zamanlı sağlanmalıdır.
Okulların dağılımı, yapılanması kent içi
planlamasında en uygun ve rahat bir biçimde, öğrencinin kendisinin
gidip-geleceği yerlerde yapılmalıdır.
Her çocuğun ilke olarak kendi evine en yakın okula
gitmesi sağlanmalıdır.
Sosyal-ekonomik toplumsal eşitsizlikler göz önünde
tutulmalı ve bu nedenle de okulların "eşit yapılar ve donanımlarla"
her mahalleye, bölgeye eş değerli olarak dağılımı sağlanmalıdır.
Okula devam zorunluluğu her öğrenci için eşit
olarak 6. yaşını bitirdiği dönemden başlamalıdır, ortaöğretimin sonuna değin
sürmelidir.
Temel eğitim genel olarak 7 -14 yaşlarındaki
çocukların eğitimini kapsar.
Temel eğitimin amaç ve görevleri, millî eğitimin
genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak birlikte planlanmalı ve kurulmalıdır.
Her Türk çocuğuna iyi bir yurttaş olmak için
gerekli "temel bilgi, bedensel ve ruhsal beceri, davranış ve
alışkanlıkları" kazandırmak; onu "milli ahlâk" anlayışına uygun
olarak yetiştirmek;
Her Türk çocuğunu "ilgi, eğilim ve
yetenekleri" yönünden yetiştirerek "yaşama ve üst öğrenime"
hazırlamaktır.
1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu tüm ülke
genelinde uygulanmak üzere incelenmeli ve uygulanmalıdır. (2*)
I-Genel amaçlar: MADDE-2:
Türk Milli Eğitiminin Temel İlkeleri: I-Genellik ve
eşitlik: 1-17 Madde ile her düzeyde ve alanda ciddiye alınmalı ve
uygulanmalıdır.
Temel eğitim kuramlarının birinci ve ikinci
kademeleri, bağımsız okullar halinde kurulabileceği gibi, imkân ve şartlara
göre, birlikte de kurulabilir. (2*)
Temel öğretim her iki kademesinde de tüm öğrenciler
ve veliler için ücretsiz olmalıdır.
Okullarda öğrenciler için beslenme yardımları ve
olanakları sunulmalıdır.
Yaygın eğitim olarak belediyeler ve örgün eğretim
kurumları ile iş birliği sağlandığında "yetişkinler için öğretim"
kursları, uzaktan öğretim olanakları sağlanmalıdır.
Halk eğitim merkezleri boş zaman değerlendirmesi
ile el işlerine, meslek ve sanat öğretimine yönelik uzun ve kısa süreli kurslar
açmalıdır.
Ülke genelinde her alanda "genel, mesleki ve
teknik yaygın eğitim alanında görev alan okulların çalışmaları arasındaki
iletişim ve iş birliği Millî Eğitim Bakanlığınca sağlanır.
Milli eğitim alanında eğitimde, "öğretimde
birlik, teklik" ilkesine uymak gerekir.
Bu alanın dışında "kişilerin özel olarak
kendilerini eğitmelerine, yetiştirmelerine yönelik "gönüllü" olarak
seçtikleri ve katılabilecekleri ücretli ya da ücretsiz kurslar açılabilir;
bunların açılma izinleri ve denetimleri Milli Eğitim Bakanlığı'nin yetki ve
sorumluluğu altında olmalıdır.
Önemli olan son dönemlerin en zor koşulları altında
bulunan ülkemizin ana konularından biri olan Milli Eğitim ve öğretim için akılcı
ve bilimden yana, geleceğe yönelik olmak üzere çağdaş uygarlık hedeflerine
uygun düşüncelerin, fikirlerin üretilmesidir.
İyi, doğru ve güzel amaç ve hedeflerin, ilkelerin
uygulamaya geçirilmesi de ancak bilinçli ve kültürel düzeyi yüksek, yurtsever,
çağcıl yurttaşlarla gerçekleşebilir.
İçinde bulunduğumuz zaman diliminde gördüğümüz kötü
örnekler, geriye giden siyasal-kültürel çöküş yaşayan ülkeler, çağdaş
demokratik rejimlerin yok edilmesi ve zorbalıklarla yönetilenler… bizi bu
konuda çok uyarmalıdır.
Bunların sağlanabilmesi için de her aklı başında,
sağ duyulu, vicdanlı ve güzel ahlaklı bireylerin hem kendilerini
yetiştirmeleri, geliştirmeleri, hem de çevresini aydınlatmaları gerekir.
Kısa bir çalışma olarak hazırladığım bu düşünce ve
fikirler benim "kişisel" olarak sunmak istediğim yöndedir; bu konu
üzerine çok kişinin, kurumun da çalışmalar yapmış olacağına, yapacağına
inanıyorum.
. Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 28.07.2024
(1*)
Als "Förderschule" bezeichnet man eine allgemeinbildende Schule
für Schüler*innen die auf Dauer oder für einen längeren Zeitraum einer
sozialpädagogischen Förderung bedürfen. (Sonderschule)
(2*) Millî Eğitim Temel Kanunu
https://www.lexpera.com.tr/resmi-gazete/metin/milli-egitim-temel-kanunu-14574-1739