21 Eylül 2025 Pazar

Yakışıksız, Müstehcen

.    Yakışıksız: Açık Saçık, Müstehcen Edebe Aykırı,

.   Toplumun çoğunluğu tarafından kabul görmüş ahlak kurallarına aykırı, rahatsız edici söylem ve eylemler müstehcenlik manasına gelir.

.   Müstehcen sözcüğü, Arapça kökenli bir sıfattır ve "ahlaka aykırı, edebe uygun olmayan, cinselliği açıkça anlatan veya sergileyen" anlamına gelir.

.   Müstehcen ifadeler veya davranışlar genellikle toplum normlarına veya ahlaki değerlere uygun olmadığı için eleştirilir.

.   Bu tür davranışlar, toplumda genellikle kabul görmeyen veya hoş karşılanmayan davranışlar olarak görülür ve genellikle toplumsal normlara uymayan bir davranış biçimi olarak algılanır.

Müstehcenlik Suçu (TCK 226) Nedir?

·         Müstehcenlik suçu, Türk Ceza Kanununun Genel Ahlaka Karşı Suçlar bölümünde düzenlenmiştir.

·         Kanunda açıkça “müstehcenlik” tanımına yer verilmese de kanunun lafzından, bu suçla korunmak istenen hukuki değerin toplumda yaşayan kişilerin, özellikle çocukların bedensel, zihinsel, ahlaki, ruhsal yapıları olduğu söylenebilir.

·         Madde kapsamında “yasaklanan eylem” doğrudan tümüyle pornografi “olmamakla” beraber, özellikle çocukların cinsel istismarına yönelik içerikler başta olmak üzere, şiddet unsuru içeren, hayvanlarla veya doğal olmayan yoldan yapılan “cinsel davranışları konu alan içeriklerin” oluşturulması, yayınlanması ve depolanmasıdır.

·         Müstehcen içeriklerin satılmasına veya sunulmasına “izin verilen yerlerin” dışında “erişimin mümkün kılınmasıyla” da bu suç meydana gelecektir.

Müstehcenlik Suçu ile İlgili Düzenlemeler

Müstehcenlik suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 226. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;

Müstehcenlik Madde 226 –

(1)

a) Bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren ya da bunların içeriğini gösteren, okuyan, okutan veya dinleten,

b) Bunların içeriklerini çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen gösteren, görülebilecek şekilde sergileyen, okuyan, okutan, söyleyen, söyleten,

c) Bu ürünleri, içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arz eden,

d) Bu ürünleri, bunların satışına mahsus alışveriş yerleri dışında, satışa arz eden, satan veya kiraya veren,

e) Bu ürünleri, sair mal veya hizmet satışları yanında veya dolayısıyla bedelsiz olarak veren veya dağıtan,

f) Bu ürünlerin reklamını yapan, kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.

(2) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden kişi altı aydan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(3) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları, temsili çocuk görüntülerini veya çocuk gibi görünen kişileri kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(4) Şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntüleri içeren ürünleri üreten, ülkeye sokan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya bulunduran kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(5) Üç ve dördüncü fıkralardaki ürünlerin içeriğini basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden ya da çocukların görmesini, dinlemesini veya okumasını sağlayan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(6) Bu suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

(7) Bu madde hükümleri, bilimsel eserlerle; üçüncü fıkra hariç olmak ve çocuklara ulaşması engellenmek koşuluyla, sanatsal ve edebi değeri olan eserler hakkında uygulanmaz.”

Müstehcenlik Suçunun Unsurları

Müstehcenlik suçunda kanun koyucu tarafından korunması öngörülen değerin genel ahlak olduğu söylenebilir. Müstehcenlik suçu, TCK m.226’da çok sayıda seçimlik hareketle işlenebilen bir suç olarak düzenlenmiştir. Ancak kasten işlenebilen bir suç tipidir.

Suçun genel olarak yetişkinlere ve topluma karşı işlenen hallerinin yanı sıra çocuklara karşı işlenen müstehcenlik suçları da ayrıca düzenlenmiştir.

Dolayısıyla suçun mağduru çocuklar da olabilecektir.

Özellikle TCK m.226/1-a-b dikkate alındığında çocukların bedensel, ruhsal, zihinsel, ahlaki ve duygusal tamlığı, çocuğun kişiliğini sağlıkla geliştirebilmesi de suç kapsamında korunan hukuki değerdir.

  

Müstehcenlik Suçunun Cezası 2024

·         Müstehcenlik suçunun TCK m.226/1’de düzenlenen seçimlik hareketlerden biri ile işlenmesi halinde verilecek ceza altı aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezasıdır.

·         Buna göre, bir çocuğun “müstehcen içeriklere ulaşmasını” sağlayan kişi, bu ürünleri içeriğine vakıf olunabilecek şekilde bunların satışına özgülenmiş yerler dışında satan veya kiralayan kişi, bedelsiz olarak dağıtan veya reklamını yapan kişiler 6 aydan 2 yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılır.

·         TCK m.226/2’ye göre, bu ürünleri “basın veya yayın yoluyla” yayınlayan ve yayınlanmasına aracılık eden kişi ise 6 aydan 3 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

·         TCK m. 226/3’e göre, müstehcen içeriklerde çocuk görüntülerini ve/veya çocuk gibi görünen kişileri kullanan kişilere verilecek ceza 5 yıldan 10 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır.

·         Bu ürünleri ülkeye sokan, satışa arz eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi ise 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

·         TCK m.226/4’te ise şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlar barındıran müstehcen içerikleri üreten, satan veya başkalarının kullanımına sunan kişinin 1 yıldan 4 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağı öngörülmüştür.

·         TCK 226/5’e göre, üçüncü ve dördüncü fıkrada düzenlenen şekilde müstehcen içerikleri basın ve yayın yoluyla yayınlayan veya çocukların görmesini sağlayan kişi 6 yıldan 10 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasına çarptırılır.

Çocuklara Karşı İşlenen Müstehcenlik Suçu ve Cezası

·         Müstehcenlik suçunda korunan hukuki değer genel olarak toplumun ortak ahlak değerleridir.

·         Çocuklara karşı işlenen hallerinin cezaya bağlanmasında ise özel olarak çocuğun cinsel istismara karşı korunması ve ruhsal gelişiminin zarar görmemesi de amaçlanmıştır.

·         Ceza hukukuna göre, 18 yaşını doldurmamış kişi çocuk olarak kabul edilir.

·         TCK m.226’da müstehcenlik suçunun çocuklara karşı işlenen halleri şu şekilde düzenlenmiştir:

Müstehcen Ürünleri Çocukların Görüp Duyabileceği Şekilde Alenileştirme (TCK m.226/1-a-b)

Bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri verme, gösterme, okuma veya okutmanın veya bu içerikleri çocukların da erişebileceği yerlerde erişime açmanın cezası 6 aydan 2 yıla kadar hapis ve adli para cezasıdır.

Müstehcen Ürünlerin Üretiminde Çocukların Kullanılması (TCK m.226/3-birinci cümle)

·         Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları kullanan kişi, 5 yıldan 10 yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılır.

·         Müstehcen ürün kavramında bir sınırlama yoktur, Yargıtay kararlarında amatör veya profesyonel şekilde görüntü elde edilmesinin suçun oluşması bakımından bir farkı olmadığı belirtilmiştir.

·         Çocuğun görüntü elde edilmesine rızasının olması ya da haberinin olup olmamasının bir önemi yoktur.

·         Örneğin bir çocuğun “çıplak görüntülerini” cep telefonuyla kaydeden kimse, bunları kimsenin erişimine açmamış olsa dahi, TCK m.226/3 kapsamında cezalandırılacaktır.

Çocukların Kullanıldığı Müstehcen Ürünleri Ülkeye Sokma, Çoğaltma, Satma, Depolama, Bulundurma ve Kullanıma Sunma (TCK m.226/3-ikinci cümle)

·         Çocuklar kullanılarak üretilen müstehcen ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, depolayan, nakleden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve adli para cezasıyla cezalandırılır.

·         Çocukların Kullanıldığı veya Şiddet İçeren, Hayvanlarla, Ölü İnsan Bedeni Üzerinde veya Doğal Olmayan Yoldan Yapılan Cinsel Davranışlara İlişkin Müstehcen Ürünlerin Çocuklara Ulaşmasını Sağlamak (TCK m.226/5)

·         TCK m.266’nın 3 ve 4. Fıkralarında bahsedilen şekilde cinsel eylemler içeren müstehcen ürünleri çocukların görmesini, okumasını veya dinlemesini sağlayan veya bunları basın veya yayın yoluyla yayınlayan kişi 6 yıldan 10 yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılır.

.  Öğretmen GÖNEN ÇIBIKCI, 2025.09.13, G.
.     (Araştırma, inceleme ve değerlendirme yazısı)
.           YAZININ TÜMÜNÜ OKUYUNUZ:
 

CHP’ye YAPILAN

 .   CHP’ye YAPILAN BASKILARIN NEDENLERİ:

Türkiye'de Cumhuriyet Halk Partisi'ne (CHP) yönelik baskıların birden fazla nedeni olabilir ve bu nedenler, siyasi konjonktüre göre değişiklik gösterebilir.

İmamoğlu, İstanbul gibi büyük bir metropolde iki kez halkın oylarıyla seçilmiş bir belediye başkanıdır.

19 Mart 2025'te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve birçok kişi toplu bir şekilde gözaltına alındı.

İlk operasyonda gözaltına alınan İmamoğlu 23 Mart’ta tutuklandı. 

Tutuklu yargılanacak olan İmamoğlu, eski adı Silivri olan Marmara Cezaevi'ne götürüldü.

Aynı operasyon kapsamında, İmamoğlu'nun danışmanı Murat Ongun ve bazı ilçe belediye başkanları da dâhil olmak üzere toplamda 100'den fazla kişi gözaltına alındı.

Bu gelişmeler, İmamoğlu'nun Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimi için olası cumhurbaşkanı adaylığı tartışmalarının sürdüğü bir dönemde gerçekleşti. 

İçişleri Bakanlığı İstanbul'da İmamoğlu ile birlikte Beylikdüzü ve Şişli ilçelerinin tutuklanan belediye başkanlarını da görevden aldı.

Adana İli Ceyhan İlçe Belediye Başkanı Kadir AYDAR, Adana İli Seyhan İlçe Belediye Başkanı Oya TEKİN; geçici bir tedbir olarak İçişleri Bakanlığı'nca görevinden uzaklaştırılmıştır.

CHP'ye kayyum ihtimali: Türkiye'de örneği var mı?

CHP'nin 38. Olağan ve 21. Olağanüstü Kurultaylarının iptali istemiyle açılan davanın dördüncü duruşması, Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü.

Davada karar çıkmazken, yönetimin tedbiren görevden alınması talebi reddedildi.

Bir sonraki duruşma tarihi ise 24 Ekim'de görülecek.

.  CHP'ye kayyum ihtimaline kadar uzanan gelişmeler Türkiye demokrasi tarihinde nereye oturuyor?

BBC News Türkçe'nin konuştuğu bazı uzmanlar gelişmelerin "Türkiye demokrasi tarihi açısından çok kritik bir eşik" teşkil ettiğini savunuyor.

Işık Üniversitesi'nden Doç. Dr. Seda Demiralp "muhalefete yönelik bu ölçekte bir baskı Türkiye'nin -kesintili- demokrasi tarihinde yok" yorumunu yapıyor:

-"Ülkenin yarısının oy verdiği bir partinin önde gelen aktörlerinin ve yönetiminin bu derece sıkıştırılması ve bastırılması Türkiye gibi kırılgan bir demokrasi için bile kritik bir seviye teşkil ediyor ve Türkiye'yi hibrit bir rejimden tam otoriter bir rejime geriletme riski taşıyor."

Siyaset bilimci Doç. Dr. Zeynep Gambetti ise gelişmeleri

-"iktidarın rejimi yeniden dizayn etme emelinde artık son noktaya gelindiğinin işareti" olarak gördüğünü söylüyor.

Bu durumun arkasındaki “ana etkenler” genellikle şunlardır:

1. Siyasi Rekabet ve İktidar Dinamikleri

CHP, Türkiye'nin ana muhalefet partisi olarak, iktidardaki partinin en büyük rakibidir.

Bu nedenle, iktidar partileri, kendi “siyasi pozisyonlarını” güçlendirmek ve CHP'nin etkisini azaltmak amacıyla çeşitli “baskı mekanizmalarını” kullanabilir.

Bu baskılar; parti yöneticileri ve üyeleri hakkında açılan davalar, parti politikalarını itibarsızlaştırmaya yönelik kampanyalar veya parti üzerindeki kamuoyu algısını olumsuz etkilemeye çalışan idari kararlar şeklinde ortaya çıkabilir.

2. İdeolojik ve Toplumsal Farklılıklar

CHP, kuruluşundan bu yana laiklik, Batı'yla entegrasyon ve çağdaşlaşma gibi ilkeleri savunmuştur.

Bu ilkeler, tutucu ve milliyetçi seçmen tabanına hitap eden iktidar partilerinin politikalarıyla sıklıkla “çatışır”.

Bu ideolojik ayrım, zaman zaman siyasi söylemin “sertleşmesine” ve CHP'nin "değerlere aykırı" bir parti olarak gösterilmesine yol açabilir.

Bu durum da partiye yönelik “siyasi baskıları artırabilir”.

3. Hukuki Süreçler ve Yargı Üzerindeki Etkiler

CHP'li siyasetçiler ve belediye başkanları hakkında açılan davalar, sıklıkla “muhalefeti zayıflatmak” için kullanıldığı yönünde “eleştirilere maruz” kalır.

Bu davaların, hukuki değil, “siyasi saiklerle” açıldığı “iddiaları” gündeme gelmiştir.

Özellikle “yargının bağımsızlığı” konusundaki tartışmalar, bu tür davaların siyasi baskı aracı olarak kullanıldığına dair endişeleri güçlendirmektedir.

4. Medya ve Algı Yönetimi

Türkiye'deki ana akım medyanın büyük bir kısmının “iktidara yakın” olduğu sıkça belirtilir.

Bu durum, CHP'ye yönelik “olumsuz haberlerin” ve “karalama kampanyalarının” daha fazla yer bulmasına, partinin yaptığı olumlu işlerin ise göz ardı edilmesine neden olabilir.

Medya yoluyla yürütülen bu “algı operasyonları”, partinin halk nezdindeki “imajını” zedeleyerek siyasi gücünü kırmaya çalışır.

CHP’ye yapılan baskılara karşı koyabilmek için neler yapılabilir?

CHP'ye yönelik baskılara karşı koymak için atılabilecek adımlar çeşitli alanları kapsar.

Hem “hukuki ve siyasi” yollar hem de “toplumsal destek” mekanizmaları önemli rol oynar.

A) Hukuki ve Siyasi Adımlar

-Hukuki Süreçleri Kullanmak: Haksız uygulamalara, soruşturmalara veya davalara karşı hukuki süreçler sonuna kadar işletilmeli.

Gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) gibi uluslararası mahkemelere başvurular yapılmalı.

Bu, hem iç kamuoyunda hem de uluslararası alanda baskının belgelenmesini sağlar.

-TBMM'yi Aktif Kullanmak: Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) çatısı altındaki tüm imkanlar (soru önergeleri, araştırma komisyonu talepleri, genel görüşme çağrıları) kullanılarak baskılar gündeme taşınmalı.

Bu, hem kamuoyunu bilgilendirme hem de Meclis'in denetleme görevini hatırlatma açısından kritik.

-Uluslararası Kamuoyu Oluşturmak: Yurt dışındaki diplomatik misyonlar, uluslararası insan hakları örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerle iş birliği yaparak Türkiye'deki siyasi baskılar hakkında bilgi verilmelidir.

Raporlar yayınlanması ve uluslararası toplantılarda konunun gündeme getirilmesi, dış baskı unsuru oluşturabilir.

B) Toplumsal ve İletişimsel Adımlar

-Halkın Katılımını Sağlamak: Mitingler, yürüyüşler ve toplantılar düzenleyerek halkın doğrudan katılımı teşvik edilmeli.

Bu tür demokratik eylemler, tabanın direncini artırırken, iktidara karşı toplumsal bir güç gösterisi niteliği taşır.

Her şeyden önce CHP kendi tabanını demokratik, çağdaş ve Atatürk ilkelerine bağlı ve savunur biçimde güçlendirmelidir.

-Şeffaf İletişim Kurmak: Baskılar karşısında mağduriyet algısı yaratmak yerine, karşılaşılan her olayı halka açık ve şeffaf bir şekilde duyurmak gerekiyor.

Partinin resmi kanalları, sosyal medya ve basın toplantıları aracılığıyla kamuoyu “sürekli bilgilendirilmelidir.”

-Sivil Toplumla İş Birliği: İnsan hakları dernekleri, barolar, sendikalar ve diğer sivil toplum kuruluşları ile ortak eylemler ve açıklamalar düzenlenmeli.

Bu, partinin mücadelesinin sadece siyasi değil, aynı zamanda “demokratik haklar” ve “hukukun üstünlüğü” mücadelesi olduğunu gösterir.

-Gençlik ve Kadın Kollarını Güçlendirmek: Partinin gençlik ve kadın kollarının örgütlenmesi ve eylemleri desteklenmeli.

Bu kollar, dinamik ve yeni iletişim yöntemleri kullanarak daha geniş kitlelere ulaşmada etkili olabilir.

KISACA:

Bu adımlar, CHP'nin karşılaştığı baskılara karşı hem kurumsal direnç geliştirmesine hem de toplumsal destek ağını güçlendirmesine yardımcı olabilir.

Demokrasi ve ifade özgürlüğü mücadelesi, sadece siyasi partilerin değil, tüm toplumun “ortak sorumluluğu” olarak görülmeli.

TBMM İç Tüzüğüne aykırı olarak kurulan komisyonun, ülke gündemini saptırmak ve bağlantıdaki yazının konusunu gündeme getirmemek için yapıldığı da değerlendiriliyor.

Bu etkenlerin tamamı, CHP'nin Türkiye siyasetinde karşılaştığı zorlukların ve baskıların çok yönlü bir resmini sunar.

.   Öğretmen GÖNEN ÇIBIKCI, 2025.09.14, G.
.       YAZININ TÜMÜNÜ OKUYUNUZ:
.       (Araştırma, inceleme ve değerlendirme yazısı)