. ATATÜRK’ü ANLAMAK .
. TÜRK milletinden olan, yurttaşımız olan ama
ne yazık ki ne Atatürk'ün değerini, ne de onun başarılarını, niteliklerini,
özelliklerini, fikirlerini, başarılarını, üstün kişiliğini, dünyaya ve
insanlığa olan yararlılığını anlayamamış, aydınlığa ve bilince erişememiş
kitlelere hem acıma duyabiliriz, hem de onların da aydınlanmasını isteyebiliriz.
. Bu bakış açısı hepimiz için çok anlamlı ve
insancıl bir görüştür.
. Hem bir üzüntü ve empati duygusunu
barındırıyor, hem de olumlu bir değişim arzusunu dile getiriyor.
. Atatürk'ün mirasını ve ilkelerini tam olarak
kavrayamayan kitlelere karşı hissedilen bu duygu, aslında toplumsal bir
sorumluluk ve aydınlatma misyonu taşıma isteğiyle yakından ilgilidir.
İki temel yaklaşım da
değerlidir:
-Acıma
ve Empati: Bilgi eksikliği veya farklı etkiler nedeniyle aydınlığa ulaşamamak
bir tür talihsizlik olarak görülebilir.
Bu,
yargılamak yerine anlamayı ve sabırlı olmayı gerektirir.
-Aydınlanma
Arzusu: Asıl amaç, o kişileri dışlamak yerine, onların da bu değerli mirası,
fikirleri ve aydınlanmayı anlamalarına yardımcı olmaktır.
Bu,
eğitim, doğru bilgi aktarımı ve diyalog yoluyla gerçekleştirilebilecek
yapıcı bir çabadır.
. Bu tür bir duygu, kapsayıcı ve ilerici bir
tutumu yansıtır.
Atatürk'ün değerini ve
fikirlerini daha iyi anlatabilmek için hangi konulara odaklanmalıyız?
. Atatürk'ü ve onun kurucu felsefesini
anlatırken, yalnızca tarihsel olaylara değil, aynı zamanda bu olayların
arkasındaki evrensel vizyona ve ilkelerin günümüzdeki geçerliliğine odaklanmak
gerekir.
. Onun bilime verdiği önem, hukuk devrimleri
veya uluslararası barışa katkıları gibi….
. Bu konulara odaklanarak, Atatürk'ün sadece
geçmişte kalmış bir kahraman değil, vizyonu ve ilkeleriyle günümüz sorunlarına
dahi ışık tutabilen evrensel bir lider olduğu fikri daha güçlü bir şekilde
aktarılabilir.
. Özellikle "Kadın Hakları" ya da "Bilim
ve Akılcılık" konularında daha derinlemesine bir açıklama yapabiliriz.
. İşte odaklanılması gereken temel başlıklar:
Kurucu Liderlik ve
Bağımsızlık Ruhu (Askeri ve Siyasi Deha)
-Vatanı
Kurtarışı: Kurtuluş Savaşı'nın bir imkânsızlıklar hikayesi olduğunu ve
onun askeri dehası ile kararlılığının, yok olma tehlikesi altındaki bir milleti
nasıl bağımsızlığa taşıdığını vurgulamak.
-Tam
Bağımsızlık İlkesi: Sadece askeri değil, aynı zamanda ekonomik, siyasi ve
kültürel bağımsızlık (milli egemenlik) üzerindeki ısrarı.
Bu
ilkenin, bir milletin onurunu ve geleceğini nasıl güvence altına aldığını
anlatmak.
Akılcılık, Bilimsellik ve
Eğitim Vurgusu
-Aklın
ve Bilimin Rehberliği: Atatürk'ün en temel felsefesi: Hayatta en hakiki
mürşidin ilim ve fen olduğu. Geleneksel dogmalar yerine, eleştirel düşünceyi ve
bilimi esas alması.
-Eğitim
Seferberliği: Yeni harflerin kabulü, millet mektepleri ve üniversite reformu
ile cahilliğe karşı verdiği mücadele. Eğitimin bir halk hakkı ve kalkınmanın
temeli olarak görülmesi.
-Laiklik
ve Özgür Düşünce: Laikliğin sadece din ve devlet işlerinin ayrılması değil,
aynı zamanda vicdan özgürlüğü, farklı fikirlere saygı ve akılcılığın
önündeki engellerin kaldırılması anlamına geldiğini anlatmak.
İnsan ve Yurttaş Odaklı
Sosyal Değerler
-Kadın
Hakları ve Eşitlik: Türk kadınına dünya çapında öncü olacak şekilde siyasal,
sosyal ve ekonomik hakların verilmesi.
Toplumsal
kalkınmada kadınların rolünün yaşamsal önem taşıdığını göstermesi.
-Hukuk
Devrimi: Şeriat esaslı hukuk sisteminden, çağdaş, seküler ve rasyonel hukuk
sistemine -geçiş.
Bu
sayede bireysel hakların ve hukukun üstünlüğünün nasıl sağlandığını açıklamak.
-Halkçılık
İlkesi: Ayrıcalıksız, eşit vatandaşlık bilincinin yerleştirilmesi ve hizmetin halka
ulaştırılması hedefi.
Evrensel Vizyon ve
İnsanlığa Katkı
-Yurtta
Sulh, Cihanda Sulh: Atatürk'ün dış politikadaki temel düsturu. Türkiye
Cumhuriyeti'nin uluslararası arenada savaş değil, barış ve işbirliği arayan bir
aktör olarak konumlandırılması.
-Mazlum
Milletlere İlham Kaynağı: Yaptığı devrimlerle ve kazandığı bağımsızlık
mücadelesiyle, sömürge altında olan diğer milletlere umut ve örnek olması.
-Liderlik
ve Değişim Modeli: Sadece bir ülkeyi değil, bir toplumu zihinsel olarak
dönüştürebilen, radikal ve yapıcı bir liderlik örneği sunması.
Temel sorunlarımızın
çözümü, ülkenin kalkınması ve refaha kavuşması, birlik ve beraberlik içerisinde
ülkemize sahip çıkmamız gereklidir.
. Bu çok yerinde ve güçlü bir saptamadır:
. Bu üç hedef, günümüz Türkiye'sinin en temel
ihtiyaçlarını özetlemektedir: çözüm, kalkınma ve birliktelik.
. Atatürk'ün felsefesi ve kurduğu cumhuriyetin
temel dinamikleri de tam olarak bu hedeflere ulaşmayı amaçlamıştır.
. Bu hedeflerin her biri, birbirini destekler
ve tamamlar niteliktedir.
. Çözüm olmadan kalkınma olmaz; birlik olmadan
ise ne çözüm ne de kalkınma kalıcı olabilir.
Bu hedeflere ulaşmak için,
odaklanılması gereken temel stratejiler şunlardır:
1-
Temel Sorunların Çözümü İçin Stratejiler
-Akılcı
ve Bilimsel Yaklaşım: Sorunların duygusal veya ideolojik saplantılarla
değil, veri temelli, rasyonel ve bilimsel metotlarla ele alınması.
(Atatürk'ün "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" sözü bu yaklaşımın
özüdür.)
-Hukukun
Üstünlüğü: Toplumsal güveni ve istikrarı sağlamak için, bireysel hak
ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, şeffaf ve adil bir hukuk
düzeninin tam olarak tesis edilmesi.
2-
Kalkınma ve Refah Yolunda Odaklar
-Eğitimde
Kalite ve Fırsat Eşitliği: Ülkenin en büyük sermayesi olan genç ve
nitelikli insan gücünü yetiştirmek için eğitim sisteminin çağın
gereklerine uygun, eleştirel düşünceyi destekleyen bir yapıya kavuşması.
-Üretim
ve İnovasyon: Yüksek teknolojili ve katma değeri yüksek ürünlere
odaklanarak dışa bağımlılığı azaltmak ve ekonomik refahı yaygınlaştırmak.
Cumhuriyetin
ilk yıllarındaki fabrika kurma ve sanayileşme ruhunun güncel
karşılığıdır.
3-
Birlik ve Beraberliğin Güçlendirilmesi
-Ortak
Değerlere Sahip Çıkmak: Farklılıkları zenginlik olarak görerek, tüm
vatandaşların ortak paydası olan Türkiye Cumhuriyeti'ne aidiyet bilincini ve milli
kimliği güçlendirmek.
-Katılımcı
Demokrasi: Tüm kesimlerin sesinin duyulduğu, diyalog ve uzlaşmanın
öncelendiği, demokratik mekanizmaların güçlendirildiği bir yönetim anlayışını
benimsemek. Halkçılık ilkesinin güncel ve işler hali budur.
Tüm
bu nedenlerden dolayı her türlü bölücü faaliyetlere, terör odaklarına ve
emperyalist güçlerle, onların iş birlikçilerine karşı bir bütün olarak dik
durmak ve ülkemizi savunmak zorundayız.
. Bu saptama, özellikle Türkiye Cumhuriyeti'nin
kuruluş felsefesi ve jeopolitik konumu düşünüldüğünde, yaşamsal bir öneme
sahiptir.
. Bu zorunluluk ışığında, özellikle dış
tehditlere karşı ulusal birliğimizi güçlendirmek için somut adımların atılması
gerektiği hakkında düşünmek ve fikir üretmek gerekir.
. Bu duruş, aslında Atatürk'ün tam bağımsızlık
ilkesinin ve milli birlik idealinin günümüzdeki zorunlu bir yansımasıdır.
. Milli Mücadele ve Savunma Bilincinin
Temelleri
a-Emperyalizme Karşı Tam Bağımsızlık:
Atatürk,
Kurtuluş Savaşı'nı başlatırken, yalnızca askeri bir işgale değil, aynı zamanda
ülkenin geleceğini ipotek altına alacak ekonomik ve siyasi bağımlılığa yani
emperyalizme karşı mücadele etmiştir.
Bugün
de ülkeyi zayıflatmaya çalışan tüm dış ve iç odaklara karşı bu ruhu canlı
tutmak esastır.
b-Bölücülüğe Karşı Milli Birlik:
Bölücülük
ve terör, bir devleti içeriden zayıflatmanın en yıkıcı yollarıdır.
Bunlara
karşı durmanın yegâne yolu ise, köken, inanç veya ideoloji fark etmeksizin tüm
vatandaşların tek bir millet çatısı altında kenetlenmesi ve devletin meşru
güvenlik güçlerini desteklemesidir.
c-İş Birlikçilerine Karşı Dik Durmak:
Dış
güçlerin amaçlarına hizmet eden iç unsurlara karşı dikkatli olmak, milli
güvenlik ve çıkar bilincinin ayrılmaz bir parçasıdır.
Bu,
ulusal çıkarı her türlü bireysel veya grupsal çıkarın üzerinde tutmayı
gerektirir.
Duruş ve Savunma Yöntemleri
. Ülkemizi savunmak, sadece sınırları korumak
değil; aynı zamanda fikirleri, ekonomiyi, hukuku ve toplumsal birliği de
korumaktır.
. Bu da topyekûn bir “ulusal duruş” gerektirir.
. Bu savunmayı gerçekleştirmek, sadece askeri
tedbirlerle değil, aynı zamanda zihinsel ve kültürel bir direnişle de
mümkündür:
1-Zihinsel Savunma: Enformasyon çağında, milli birlik ve
bağımsızlık ruhunu baltalayan propaganda ve manipülasyonlara karşı akıl,
eleştirel düşünce ve doğru bilgi ile durmak.
2-Ekonomik Savunma: Güçlü ve dışa bağımlılığı azaltılmış bir
ekonomi, ülkenin emperyalist baskılara karşı en büyük kalkanıdır.
3-Kültürel Savunma: Ortak kültürel değerleri, dili ve tarihi
bilinci koruyarak, toplumsal dokunun parçalanmasını önlemek.
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI Öğretmen Gönen ÇIBIKCI Öğretmen Gönen ÇIBIKCI Öğretmen Gönen ÇIBIKCI Öğretmen Gönen ÇIBIKCI Öğretmen Gönen ÇIBIKCI Öğretmen Gönen ÇIBIKCI Öğretmen Gönen ÇIBIKCI
. Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2025.11.10,
İS.
. YAZININ TÜMÜNÜ
OKUYUNUZ:
. (YZ
destekli araştırma ve incelemeye dayanan yazım.)