21 Şubat 2022 Pazartesi

Anadilimiz ve Anadili Öğretimi

  .   Anadilimiz ve Anadili Öğretimi

·       İnsan normal koşullarda kendi öz ailesinde doğar ve ilk çocukluk dönemini onlarla birlikte yaşar.

·       Özellikle annesinden ve beraberinde babasından öğrenir ilk anadilini.

·       Aile içerisinde bulunan diğer kişiler ile de o dil ile iletişim kurar.

·       İnsan ilk adımlarını atması ile birlikte ilk sözcüklerini de öğrenir.

·       İstemlerini, duygularını ilk olarak anadilinde dışarıya yansıtan çocuk kısa zaman içerisinde çevresindekilerle konuşur, onlarla anlaşır bir duruma gelir.

·       Zamanla da düşüncelerini, algılarını çok daha genişçe anlatmağa başlayan çocuk toplumsallaşmayı da birlikte kazanmağa başlar.

·       İlk olarak belki bir çocuk yuvasına ya da ana okuluna gider ve diğer çocuklarla birlikte oyunlar kurar, onlarla iletişime geçmeyi öğrenir.

·       Bilgi ve becerilerini, tasarımlarını düşündüklerini tanımlar iken anadilini kullanır.

·       Anadili ile diğer insanlar ile anlaşır.

·       Diğer insanların istek ve düşüncelerini anadili ile anlar.

·       Doğal koşullar sürdüğü sürece de insan ailesinden uzaklaşıp, okullara devam etmeğe başladığında, okullarda derslere girip, bilgiler öğrenmeğe başladığında hep anadili ile öğrenir ve öğrendiklerini de dışa yansıtır.

·       İnsan bir meslek öğreneceği sırada ve daha sonra öğrendiği mesleği uyguladığında da hep anadilini kullanır.

·       En yakın çevresi ile, akraba ve dostları ile, ailesi ve kardeşleri ile olan tüm iletişimlerinde insan hep anadilini kullanır.

·       Çoğu insan tek bir anadili ile yetişir ve büyür.

·       Çoğu kişinin de sadece bildiği tek dil kendi anadilidir.

·       Bu bağlamda insanın anadili hem diğer insanlarla, toplum ile iletişimde kullandığı bir araçtır.

·       Hem o çevrenin, o toplumun, o yörenin folklorunu, geleneklerini, kültürel değerlerini, düşünce biçimlerini öğrendiği, yaşadığı, diğer insanlara aktardığı bir araçtır anadili.

·       Anadili çünkü o dili kendi annesinden, anasından elde etmiştir.

·       Anası vermiştir çocuğuna kendi dilini.

·       Kendi dili ile birlikte bildiği her şeyini vermiştir çocuğuna anası...

·       Bu süreç ve akış, bu dönüşüm bazı toplumlarda binlerce yıldır süre gelmiştir.

·       Anadili böylelikle o toplumun o insanların, o yörenin rengi, sesi, kokusu, ahengi, ritmi olmuştur.

·       insanların seslerindeki vurgulama, danslarındaki devinimler kendi anadillerindeki ile eşleşmiştir.

·       Çok geniş alanlara yayılan anadili öbekleri olduğu gibi çok daha dar alanda çok daha değişik anadili olan insanların birbirlerine yakın coğrafyalarda yaşadığı yerler de vardır.

·       Türkçe bir anadili olarak dünyada en yaygın ve en geniş alanı kapsayan bir dildir.

·       Bu nedenle de kendi içerisinde değişik lehçeler, ağızlar gösterir.

·       Bu ise bir olumsuzluk değiş daha çok bir varsıllık olarak algılanmalıdır.

·       Bazı insanlar zamanla değişik nedenlerden dolayı kendi yurtlarını bırakıp başka yerlere taşınırlar, göç ederler.

·       Başka ülkelere gidenlerin ilk karşılaştıkları gerçek ise o insanların anadilinin başka oluşur.Bu gerçek ile birlikte yeni yaşam olarak seçtikleri ülkenin olabilecek birçok sorununun en başında dil gelecektir.

·       Başkalarının anadilini öğrenmek, gittikleri ülkenin devlet dilini, öğretim dilini öğrenmek öyle pek de kolay olmayacaktır.

·       Geldikleri ülkede her türlü yaşamsal çözümlerin artık o dili öğrenmekten geçtiğini daha ilk adımda çok açık olarak anlamaları gerekmektedir.

·       Bu da dil öğrenmeğe önem vermek ve çaba göstermek, emek harcamakla olur.

·       Aslında bu işi, dil öğrenmeyi ciddiye almaları gerekecektir.

·       Birçok hemşehri yine kendi aralarında kalarak, yakın komşuluklar sürdürerek, dayanışma göstererek kendi anadilini kullanıp mutluca yaşayabilir, demek istesek bile oldukça zor olacaktır. Bir yeni ülkede herkesten yalıtılmış bir bölgede ve yalnızca kendi halk grubu ile yaşamak... çok zor ve hatta olası değildir.

·       Öyleyse yavaş, yavaş da olsa yetişkinler az çok yeni dili öğreneceklerdir.

·       Çocuklar ise çok hızlı bir biçimde o yeni dili de öğrenip, okula gideceklerdir.

·       Çocuklar artık okul dili olan o dili benimseyecek çok iyi ve hızlıca öğreneceklerdir.

·       Okuldaki başarıları ilk bakışta o okul dilini öğrenmedeki başarılarına bağlı olarak düşünülecektir.

·       Konunun çok dışından bakıldığında bunun çok doğru olduğu sanılabilir.

·       Aslında bir insanın kendi anadili gücü ve anadilindeki kavrayışı, sözcük sayısı, tümce kurma yeteneği, anlama ve anlatma, algılama yetileri ne denli yüksek ise o insan (çocuk) diğer bir dili, yabancı dili çok daha hızlı ve kalıcı olarak öğrenecektir.

·       Ya da okulda hem, kendi anadili ile, hem de okul dili ile verilen dersleri birlikte alabilecektir.

·       Bu yöntem çok daha başarılı ve kalıcı olabilecektir.

·       İnsanın beyni birçok dili öğrenmeğe yatkındır ve bunu öğrenmek de olasıdır.

·       Örneğin Almanya'da bulunan bir Türk çocuğu kendi anadilini ailesinden, kendi halk grubundan öğrenebileceği gibi iki dilli okulda kendi öğretmeninden de çeşitli dersler içerisinde öğrenecektir. Bu çocuk aynı zamanda da anaokulunda ve gittiği diğer okullarda Alman öğretmeninden Almanca dilli derler alacaktır ve artık Almanca onun için ikinci dil olacaktır.

·       İleriki sınıflarda ise bir de okulun durumuna göre bir İngilizce dersi ya da Fransızca dersi gelecektir.

·       Çok daha başarılı okul türlerinde ise belki de çocuk bir Latince dersi ya da eski Yunanca dili dersi öğrenecektir.

·       Tüm bunların sağlıklı ve de istenilen, başarıya götüren yolda olabilmesi için devlet okullarında ve haftalık ders saatleri içerisinde, çağdaş yöntemlerle ve donanımlı öğretmenlerde işleniliyor olması gerekir.

·       Neden olmasın?

·       Olan yerler olmadı mı, yok mu?

·       Anne ve babalar diğer birçok konularla ilgilensinler, zamanlarını harcasınlar, kendileri için istediklerini yapsınlar...

·       Ama çocuğun eğitimi, anadili öğretimi ve iki dilli eğitim-öğretim konularında ise kesinlikle fikir geliştirmeliler, düşünmeliler, araştırmalılar...

·       "Değeri yüksek", kaliteli, güzel ahlaklı, hem anadilinde hem de Alman dilinde yetişmiş çok başarılı, okur, yazar, öğrenen bilinçli, istekli ve çalışkan "çocuklarımız" olsun.

·       Sadece bu da değil düşünmemiz gereken.

·       Onların çocukları da en az anne ve babaları kadar iyi yetişmiş çok dilli yetişmiş kişiler olmalıdır.

·       Daha iyiye gidebilen, sağ düşüncesi gelişmiş, öz güveni yüksek, bilinçli ve donanımlı kuşaklara erişebilmeyi hedeflememiz ve bu uğurda çalışmamız, mücadele vermemiz gerekmektedir.

·       Bu işten kazançlı çıkacak olan sadece Türkler olmayacaktır:

·       En azından yine Türk toplumu kadar Alman toplumu da kazançlı olacaktır.

·       iyi yetişmiş, kişilikli bireyler ile suça yönelim ve işsizlik çok daha azalacaktır.

·       Ülkenin sosyal ve kültürel yapısı çok daha geniş bir varsıllığa ve çeşitliliğe kavuşacaktır.

·       Öte yandan meslek kazanımı ve meslek içi yetişmelerin üst düzeye çıkarılmasında da yine çift dilli, çift dilli, çok kültürlü kuşaklar çok daha sağlam ve dayanıklı bir ekonomik gelişim sağlayacaktır.

·       Evrensel anlamda düşünmek gerektiğinde ise Almanya toplumunda çift dilli yetişmiş olan kuşaklar eğer isterler ise Türkiye'ye gidip orada çalışmak istemiş olsalar, ki böyle olan birçok genç vardır, yeni topluma uyum sağlamakta hiç de zorluk çekmeyeceklerdir.

·       Gördüğünüz gibi sadece bir tek bile olsa "anadili"ne vereceğiniz değer ve anadilinin geliştirilmesi, eğitim ve öğretimde anadili Türkçe'nin yerleştirilip, kazandırılması yolu ile çocuklarımızın başarı yolu açılacaktır.

·       Tüm bunları oturup, birlikte enine, boyuna konuşmak gerekir.

·       Bazı uyumsuzluklar, sorunlar, olanaksızlıklar olabilecektir; ama hemen yılmamak gerekir.

·       Almanya olarak düşündüğümüzde "eyaletlerin birbirinden farklı özellikleri ve eğitim-öğretim yasalarının farklılıklarından dolayı "tek" bir modelin ve olasılıkların olmayacağı da bellidir.

·       Genel olarak tüm okul modellerinde Türkçe dersinin yer almasını istemek ve bu istemi genişlemesine yaymak, yerleştirmek gerekecektir.

·       Neyi ne kadar ve nasıl istememiz gerektiğini çok iyi bilmemiz gerekir.

·       Kendimize öyle bir gelecek, öyle bir yol, öyle bir plan seçmeliyiz ki ne biz ne de çocuklarımız yollarda serpilip, kalmasın, ziyan olması ve de onlar kendi güçlerinin de bilincinde olup, çalışıp topluma yararlı olsunlar.

·       Sevgili anne babalar tam da bu nedenden dolayı, iyi düşünen, araştıran ve bilinçli veliler olmamız gerekiyor.

·       Bana sorar iseniz çok uzun yıllar Alman devlet okullarının farklı sınıf ve modellerinde görev alıp çalıştığım için açıkça söyleyebilirim:

      - Öyle oturup durmakla, beklemekle, "birileri yapsın da görelim" ile olmuyor.

·       Tek, tek de olsa hepimizin bilgili ve bilinçli, azimli ve de çalışkan olarak var olduğumuzu göstermemiz ve anadili konusunda emek harcamamız gerekir.

·       Evet görüşlerimizi, ufkumuzu çok daha genişletmeliyiz.

·       Sizlere önder olabilecek yol gösterecek kişileri, kuruluşları bulun, onları çağırın, onlara katılın.

·       Okullarda Türkçe dersi almış olan eski dönem öğrencilerimiz, iki dilli okullarda öğretim görmüş öğrencilerimiz artık torun sahibi bile oldular.

·       Onlar da şimdi uzun yıllar sonra bir düşünsünler ve torunları için de anadili öğretimini istesinler...

·       Hep her şey iyi olsun demek için hep de iyi şeyler istemeliyiz.

·       Türkçe bizim en güzel "şeyimiz" en güzel ve değerli varlığımızdır.

·       Güzel Türkçe'yi seçen, isteyen anne ve babalardan olmalıyız...

·       Bu seslenişim sizlere, hepinizedir...

·       Siz de ses verin!

·       İnanın bizler iyi şeyler ister ve elde edebilir isek, yarınlar çok güzel olacaktır.

.      Öğretmen Gönen Çıbıkcı, 21.02.2022, MŞ.

     .            GC-T-22.02.21