. Anadilimiz ve Anadili Öğretimi
·
İnsan
normal koşullarda kendi öz ailesinde doğar ve ilk çocukluk dönemini onlarla
birlikte yaşar.
·
Özellikle
annesinden ve beraberinde babasından öğrenir ilk anadilini.
·
Aile
içerisinde bulunan diğer kişiler ile de o dil ile iletişim kurar.
·
İnsan
ilk adımlarını atması ile birlikte ilk sözcüklerini de öğrenir.
·
İstemlerini,
duygularını ilk olarak anadilinde dışarıya yansıtan çocuk kısa zaman içerisinde
çevresindekilerle konuşur, onlarla anlaşır bir duruma gelir.
·
Zamanla
da düşüncelerini, algılarını çok daha genişçe anlatmağa başlayan çocuk
toplumsallaşmayı da birlikte kazanmağa başlar.
·
İlk
olarak belki bir çocuk yuvasına ya da ana okuluna gider ve diğer çocuklarla
birlikte oyunlar kurar, onlarla iletişime geçmeyi öğrenir.
·
Bilgi
ve becerilerini, tasarımlarını düşündüklerini tanımlar iken anadilini kullanır.
·
Anadili
ile diğer insanlar ile anlaşır.
·
Diğer
insanların istek ve düşüncelerini anadili ile anlar.
·
Doğal
koşullar sürdüğü sürece de insan ailesinden uzaklaşıp, okullara devam etmeğe
başladığında, okullarda derslere girip, bilgiler öğrenmeğe başladığında hep
anadili ile öğrenir ve öğrendiklerini de dışa yansıtır.
·
İnsan
bir meslek öğreneceği sırada ve daha sonra öğrendiği mesleği uyguladığında da
hep anadilini kullanır.
·
En
yakın çevresi ile, akraba ve dostları ile, ailesi ve kardeşleri ile olan tüm
iletişimlerinde insan hep anadilini kullanır.
·
Çoğu
insan tek bir anadili ile yetişir ve büyür.
·
Çoğu
kişinin de sadece bildiği tek dil kendi anadilidir.
·
Bu
bağlamda insanın anadili hem diğer insanlarla, toplum ile iletişimde kullandığı
bir araçtır.
·
Hem
o çevrenin, o toplumun, o yörenin folklorunu, geleneklerini, kültürel değerlerini,
düşünce biçimlerini öğrendiği, yaşadığı, diğer insanlara aktardığı bir araçtır
anadili.
·
Anadili
çünkü o dili kendi annesinden, anasından elde etmiştir.
·
Anası
vermiştir çocuğuna kendi dilini.
·
Kendi
dili ile birlikte bildiği her şeyini vermiştir çocuğuna anası...
·
Bu
süreç ve akış, bu dönüşüm bazı toplumlarda binlerce yıldır süre gelmiştir.
·
Anadili
böylelikle o toplumun o insanların, o yörenin rengi, sesi, kokusu, ahengi,
ritmi olmuştur.
·
insanların
seslerindeki vurgulama, danslarındaki devinimler kendi anadillerindeki ile
eşleşmiştir.
·
Çok
geniş alanlara yayılan anadili öbekleri olduğu gibi çok daha dar alanda çok daha
değişik anadili olan insanların birbirlerine yakın coğrafyalarda yaşadığı
yerler de vardır.
·
Türkçe
bir anadili olarak dünyada en yaygın ve en geniş alanı kapsayan bir dildir.
·
Bu
nedenle de kendi içerisinde değişik lehçeler, ağızlar gösterir.
·
Bu
ise bir olumsuzluk değiş daha çok bir varsıllık olarak algılanmalıdır.
·
Bazı
insanlar zamanla değişik nedenlerden dolayı kendi yurtlarını bırakıp başka
yerlere taşınırlar, göç ederler.
·
Başka
ülkelere gidenlerin ilk karşılaştıkları gerçek ise o insanların anadilinin
başka oluşur.Bu gerçek ile birlikte yeni yaşam olarak seçtikleri ülkenin
olabilecek birçok sorununun en başında dil gelecektir.
·
Başkalarının
anadilini öğrenmek, gittikleri ülkenin devlet dilini, öğretim dilini öğrenmek
öyle pek de kolay olmayacaktır.
·
Geldikleri
ülkede her türlü yaşamsal çözümlerin artık o dili öğrenmekten geçtiğini daha
ilk adımda çok açık olarak anlamaları gerekmektedir.
·
Bu
da dil öğrenmeğe önem vermek ve çaba göstermek, emek harcamakla olur.
·
Aslında
bu işi, dil öğrenmeyi ciddiye almaları gerekecektir.
·
Birçok
hemşehri yine kendi aralarında kalarak, yakın komşuluklar sürdürerek, dayanışma
göstererek kendi anadilini kullanıp mutluca yaşayabilir, demek istesek bile
oldukça zor olacaktır. Bir yeni ülkede herkesten yalıtılmış bir bölgede ve
yalnızca kendi halk grubu ile yaşamak... çok zor ve hatta olası değildir.
·
Öyleyse
yavaş, yavaş da olsa yetişkinler az çok yeni dili öğreneceklerdir.
·
Çocuklar
ise çok hızlı bir biçimde o yeni dili de öğrenip, okula gideceklerdir.
·
Çocuklar
artık okul dili olan o dili benimseyecek çok iyi
ve hızlıca öğreneceklerdir.
·
Okuldaki
başarıları ilk bakışta o okul dilini öğrenmedeki başarılarına bağlı olarak
düşünülecektir.
·
Konunun
çok dışından bakıldığında bunun çok doğru olduğu sanılabilir.
·
Aslında
bir insanın kendi anadili gücü ve anadilindeki kavrayışı, sözcük sayısı, tümce
kurma yeteneği, anlama ve anlatma, algılama yetileri ne denli yüksek ise o insan
(çocuk) diğer bir dili, yabancı dili çok daha hızlı ve kalıcı olarak
öğrenecektir.
·
Ya
da okulda hem, kendi anadili ile, hem de okul dili ile verilen dersleri
birlikte alabilecektir.
·
Bu
yöntem çok daha başarılı ve kalıcı olabilecektir.
·
İnsanın
beyni birçok dili öğrenmeğe yatkındır ve bunu öğrenmek de olasıdır.
·
Örneğin
Almanya'da bulunan bir Türk çocuğu kendi anadilini ailesinden, kendi halk
grubundan öğrenebileceği gibi iki dilli okulda kendi öğretmeninden de çeşitli
dersler içerisinde öğrenecektir. Bu çocuk aynı zamanda da anaokulunda ve
gittiği diğer okullarda Alman öğretmeninden Almanca dilli derler alacaktır ve
artık Almanca onun için ikinci dil olacaktır.
·
İleriki
sınıflarda ise bir de okulun durumuna göre bir İngilizce dersi ya da Fransızca
dersi gelecektir.
·
Çok
daha başarılı okul türlerinde ise belki de çocuk bir Latince dersi ya da eski
Yunanca dili dersi öğrenecektir.
·
Tüm
bunların sağlıklı ve de istenilen, başarıya götüren yolda olabilmesi için
devlet okullarında ve haftalık ders saatleri içerisinde, çağdaş yöntemlerle ve
donanımlı öğretmenlerde işleniliyor olması gerekir.
·
Neden
olmasın?
·
Olan
yerler olmadı mı, yok mu?
·
Anne
ve babalar diğer birçok konularla ilgilensinler, zamanlarını harcasınlar,
kendileri için istediklerini yapsınlar...
·
Ama
çocuğun eğitimi, anadili öğretimi ve iki dilli eğitim-öğretim konularında ise
kesinlikle fikir geliştirmeliler, düşünmeliler, araştırmalılar...
·
"Değeri
yüksek", kaliteli, güzel ahlaklı, hem anadilinde hem de Alman dilinde
yetişmiş çok başarılı, okur, yazar, öğrenen bilinçli, istekli ve çalışkan
"çocuklarımız" olsun.
·
Sadece
bu da değil düşünmemiz gereken.
·
Onların
çocukları da en az anne ve babaları kadar iyi yetişmiş çok dilli yetişmiş
kişiler olmalıdır.
·
Daha
iyiye gidebilen, sağ düşüncesi gelişmiş, öz güveni yüksek, bilinçli ve
donanımlı kuşaklara erişebilmeyi hedeflememiz ve bu uğurda çalışmamız, mücadele
vermemiz gerekmektedir.
·
Bu
işten kazançlı çıkacak olan sadece Türkler olmayacaktır:
·
En
azından yine Türk toplumu kadar Alman toplumu da kazançlı olacaktır.
·
iyi
yetişmiş, kişilikli bireyler ile suça yönelim ve işsizlik çok daha azalacaktır.
·
Ülkenin
sosyal ve kültürel yapısı çok daha geniş bir varsıllığa ve çeşitliliğe
kavuşacaktır.
·
Öte
yandan meslek kazanımı ve meslek içi yetişmelerin üst düzeye çıkarılmasında da
yine çift dilli, çift dilli, çok kültürlü kuşaklar çok daha sağlam ve dayanıklı
bir ekonomik gelişim sağlayacaktır.
·
Evrensel
anlamda düşünmek gerektiğinde ise Almanya toplumunda çift dilli yetişmiş olan
kuşaklar eğer isterler ise Türkiye'ye gidip orada çalışmak istemiş olsalar, ki
böyle olan birçok genç vardır, yeni topluma uyum sağlamakta hiç de zorluk
çekmeyeceklerdir.
·
Gördüğünüz
gibi sadece bir tek bile olsa "anadili"ne
vereceğiniz değer ve anadilinin geliştirilmesi, eğitim ve öğretimde anadili
Türkçe'nin yerleştirilip, kazandırılması yolu ile çocuklarımızın başarı yolu
açılacaktır.
·
Tüm
bunları oturup, birlikte enine, boyuna konuşmak gerekir.
·
Bazı
uyumsuzluklar, sorunlar, olanaksızlıklar olabilecektir; ama hemen yılmamak
gerekir.
·
Almanya
olarak düşündüğümüzde "eyaletlerin birbirinden farklı özellikleri ve
eğitim-öğretim yasalarının farklılıklarından dolayı "tek" bir modelin
ve olasılıkların olmayacağı da bellidir.
·
Genel
olarak tüm okul modellerinde Türkçe dersinin yer almasını istemek ve bu istemi
genişlemesine yaymak, yerleştirmek gerekecektir.
·
Neyi
ne kadar ve nasıl istememiz gerektiğini çok iyi bilmemiz gerekir.
·
Kendimize
öyle bir gelecek, öyle bir yol, öyle bir plan seçmeliyiz ki ne biz ne de
çocuklarımız yollarda serpilip, kalmasın, ziyan olması ve de onlar kendi
güçlerinin de bilincinde olup, çalışıp topluma yararlı olsunlar.
·
Sevgili
anne babalar tam da bu nedenden dolayı, iyi düşünen, araştıran ve bilinçli
veliler olmamız gerekiyor.
·
Bana
sorar iseniz çok uzun yıllar Alman devlet okullarının farklı sınıf ve
modellerinde görev alıp çalıştığım için açıkça söyleyebilirim:
- Öyle oturup durmakla, beklemekle,
"birileri yapsın da görelim" ile olmuyor.
·
Tek,
tek de olsa hepimizin bilgili ve bilinçli, azimli ve de çalışkan olarak var
olduğumuzu göstermemiz ve anadili konusunda emek harcamamız gerekir.
·
Evet
görüşlerimizi, ufkumuzu çok daha genişletmeliyiz.
·
Sizlere
önder olabilecek yol gösterecek kişileri, kuruluşları bulun, onları çağırın,
onlara katılın.
·
Okullarda
Türkçe dersi almış olan eski dönem öğrencilerimiz, iki dilli okullarda öğretim
görmüş öğrencilerimiz artık torun sahibi bile oldular.
·
Onlar
da şimdi uzun yıllar sonra bir düşünsünler ve torunları için de anadili
öğretimini istesinler...
·
Hep
her şey iyi olsun demek için hep de iyi şeyler istemeliyiz.
·
Türkçe
bizim en güzel "şeyimiz" en güzel ve değerli varlığımızdır.
·
Güzel
Türkçe'yi seçen, isteyen anne ve babalardan olmalıyız...
·
Bu
seslenişim sizlere, hepinizedir...
·
Siz
de ses verin!
·
İnanın
bizler iyi şeyler ister ve elde edebilir isek, yarınlar çok güzel olacaktır.
. Öğretmen Gönen Çıbıkcı,
21.02.2022, MŞ.
. GC-T-22.02.21