12 Mayıs 2020 Salı

"EVDE KAL" Nasıl Olacak?

"EVDE KAL" Nasıl Olacak?
·        20 yaş altı ve 65 yaş üstü sokağa çıkma yasağı ne zaman kalkacak?
·        21 mart 2020 tarihinde başladı.
·        21 Mart 2020 Cumartesi ile 12 Mayıs 2020 Salı arası tam 52 gün. 1 ay 21 gün doldu.
·        İçişleri Bakanlığı, "65 yaş ve üstü ayrıca kronik rahatsızlığı olan vatandaşların ikametlerinden dışarı çıkmaları, park ve bahçe gibi açık alanlarda dolaşmaları sınırlandırıldı" açıklamasını yaptı.
·        İçişleri Bakanlığı 81 il valiliğine 65 yaş ve üzeri ile kronik rahatsızlığı bulunanlar için "İkametten ayrılma kısıtlaması/yasaklanması" konulu genelge gönderdi.
·        Genelgede: .. "65 yaş ve üzeri ile bağışıklık sistemi düşük, ve kronik akciğer hastalığı, astım, KOAH, kalp/damar hastalığı, böbrek, hipertansiyon ve karaciğer hastalığı olanlar ile bağışıklık sistemini bozan ilaçları kullanan vatandaşların saat 24.00 itibarıyla ikametlerinden dışarı çıkmaları, açık alanlarda, parklarda dolaşmaları ve toplu ulaşım araçları ile seyahat etmeleri sınırlandırılarak sokağa çıkmaları yasaklandı" bilgisi yer aldı.
·        Evet!
·        Salgın hastalıklarla savaş ve korunma gereğine hemen, hemen herkes inanıyor.
·        Birçok yurttaş da inanarak bu kararlar uydu.
·        EV denildiği zaman ise aklımıza bazı gerçekler gelmeli.
·        Evlerin, konutların durumu nedir?
·        Evlerimizin genişliği, konumu nedir ve kaç kişi rahatca yaşayabilir?
·        -20 ve +65 ve kronik hastaları düşündüğümüzde çok geniş bir nüfus ortaya çıkmaktadır.
·        Bu çok yönlü ve çok büyük kitle 52 gündür evden dışarıya çıkamıyor.
·        Kesin yasak ve de cezai yaptırımları var.
·        Ayni evde sadece karı-koca yaşamıyor ki...
·        Bir evde yaşayan insanların kısıtlanması ve yasaklar çok doğal olarak birçok ruhsal sıkıntılar getiriyor, tartışmasız!
·        Normal bir düzende evden işe okula, çalışmağa, gezmeye vb. amaçlar için çıkılır.
·        Ev halkının bir kısmı belli zamanlarda eve döner ve birlikte olunur, ertesi gün herkes yine kendi düzenine döner.
·        Ev denilen daire herkesin her zaman orada yaşaması ve zaman geçirmesi için düzenlenmemiştir.
·        Yaşı +65 üzeri olup da yalnız yaşayanlar da var, bakıma gereksinim duyanlar da var.
·        Tek bir kararla ve de çok iyi niyetle alınmış olan kararlar uygulamaya konulduğunda ilk günlerin ardından ne gibi
·        bir durum ortaya çıkacaktır, diye düşünülmelidir.
·        Rahatlatıcı, sorunları önleyici, ferahlatıcı bir model geliştirilmesi kesinlikle gereklidir.
·        10 mayıs pazar günü tüm halkın sokağa çıkmasının yasak olduğu kentlerde +65 ve -20 yaş grubu için 4 saatlik bir serbest dolaşım izni çok yararlı olmuştur ve insanları ferahlatmıştır.
·        Bu modelin üzerinde daha da düşünülmeli ve yararlı esneklikler, izinler geliştirilmelidir.
·        Önümüzdeki pazar da yine bir dışarıya çıkış izni verilecek.
·        Çok güzel!
·        Bu geç gelen model aslında daha geliştirilmelidir.
·        Kesinlikle daha sık bir periyot üzerinden sağlanmalıdır.
·        Örneğin, her gün ya da en azından iki günde bir yakın çevre içerisinde belli korunmalı bölgelerde (park, sahil v. b.) akşamları 2 SAAT dolaşma ve hava alma izni çıkmalıdır.
·        Bunun yanı sıra olanağı olan kişilerin başka kentlerdeki evlerine giderek orada yaşayabilmelerine izin verilmelidir.
·        Örneğin İzmir'de dar bir dairede yaşayan kişinin Kuşadası'nda, Bodrum'da, Antalya'da daha geniş evleri, bahçeleri varsa oraya gidebilmeliler.
·        Buna kesinlikle izin verilmelidir.
·        Bunun yaşama geçirilmesi en azından bir bölüm insan için bir ferahlık getirecektir.
·        Bu konularda istekte bulunmak ya da yorumlar yapabilmek de pek kolay olmamaktadır.
·        Emniyeti arayan yaşlıların önemli bir kısmının ihtiyaçlarının karşılanmasını talep ettiği, bir bölümünün ise bilgi almak için polisi aradığı belirtiliyor.
·        Yeniden "evde kal"a dönecek olur isek bazı yeni bakış açılarını da geliştireceğiz.
·        Kendimize ev planlaması yapacağız ve de uygulamağa çalışacağız.
·        Neler yapılabilir ya da yapılmaktadır derseniz, şunları sıralayabiliriz: ........
-Yeni yemekler deneyeceğiz.
-Yün, şiş ile örgü çalışmaları birer sanat alanına dönülecek. (Bizim evde olduğu gibi...)
-Var olan dosyalar, evraklar elden geçirilecek, düzenlenecek.
-Çok istenilen kitap okuma işi, pek de gerçekleşemese bile, denenecek.
-Cep telefonu ile yapılan işlerin az geldiği görülecek ve evdeki bilgisayarlar ortaya çıkarılacak.
-Sadece FACEBOOK yeterli olmayacak ve de internetten aklımıza takılan konular incelenmeğe başlanılacak.
-Azıcık da olsa resim yapma merakı olanlar çizimler ve boyamalar yapacak.
-Müzik dinlemek için daha önce fırsat bulamayanlar "müzik" dinleyecekler.
-Bir çalgı aleti çalabilenler de müzik çalışmaları yapacak.
-Yaşlılar ve gençler bu fırsatı değerlendirerek daha çok sohbet ederek, birbirlerini daha iyi tanıyacaklar.
-En değerli alet TV her zaman yine evdeki yerini alacak ve her gün merakla iyi programlar aranılacak.
-Daha önce hiç bakılmayan bazı TV kanalları keşfedilecek.
-Çok az da olsa bazı kişiler yazılar yazacak, makaleler hazırlayacak, öyküler hazırlayacak...
-Gazeteler, yazarlar okunulacak..
-Eşi, dostu olanlar birbirlerine telefonlar açacak, kısa sohbetler yapacaklar.
-
·        Krizin çok daha yönetilmesi, daha sağlıklı kararlar alınması gerekmektedir.
·        Evet, Türkiye sağlık sistemi için çok iyi ve başarılı işler çıkarmıştır.
·        Ama hem halk, hem de üretim, esnaf, endüstri.. hazırlıksız yakalanmıştır.
·        Ekonomik sıkıntı gittikce de artacaktır.
·        Salgın krizinin devamı olan ekonomik küresel kriz tüm dünyayı etkisi altına alacaktır.
·        Ailelerin yardıma muhtaç olanlarının oranı gittikce artmaktadır.
·        Ekonomik zorluk çeken işletmelere, dükkan sahiplerine hemen ve de çok büyük sorular sormadan finansal yardım ve destekler sağlanmalı, onların üretime geçmeleri sağlanmalıdır.
·        Yabancı şirketlerin Türkiye'de var olan yatırımları geri çekilecektir. Oralardan iş bulan birçok insan ek olarak işsiz olacaktır.
·        Hayvancılık ve de tarım kesinlikle devlet desteği ve yardımı ile yeniden üretime geçebilecektir.
·        Gerek halk olarak, gerekse de kamu olarak çok daha tutumlu bir dönem gelecektir.
·        Önümüzdeki dönemde lüks tüketim geriye çekilecektir.
·        Tüm bu düşüncelerin paralelinde daha birçok konu ve bilgi gündemde yerini almaktadır.
·        Bu güncel, bilimsel konular ve tartışmalar bu yazımın dışındadır.
·        Asıl ana sorun olarak ilk adımda ve acil olarak evde kalma kısıtlaması olanlara yeni ve ferahlatıcı, akıllı çözümlerin getirilmesidir.
·        Ben bir uzman değilim ama bir insan, bir yurttaş olarak kendi bulunduğumuz noktadan düşünerek yorumlar yapabilmeliyim.
·        Yüz yüze gelemesek de yazılarım ile diğer insanlar ile sohbet etmiş, fikir alış verişinde bulunabiliyorum.
·        Okumayı seven arkadaşlara böylesine sunumda bulunmak istedim.
·        Akla ve mantığa sığan, sağ duyulu düşüncelere, önlemlere inanarak, uymalıyız.
·        Sağlıklı ve huzurlu günlere hızla kavuşabilmemizi diliyorum.

   Saygılarımla...
   Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2020.05.12, MŞ.



Hemşireler Günü

Uluslararası Hemşireler Günü

·        Internationaler Tag der Pflegenden – International Nurses Day 2020
·        İnsanlığın kutsal mesleklerinden olan hemşirelik çalışmalarında hemşire kardeşlerimize güç ve huzur, mutluluk diliyorum.
·        Bu yıl, 2020 yılı ayni zamanda "Dünya Hemşireler ve Ebeler Yılı" olarak kutlanıyor.
·        Tüm iyi günlerde olduğu gibi, savaş, felaket ve afet günlerinde, salgınlarda, kara günlerde de insanın en yakınında duran hep hemşireler olmuştur.
·        Florence Nightingale'den öğrenilmesi gereken o kadar çok şey var ki...
·        Dünya Hemşireler Günü, hemşirelerin topluma yaptıkları katkıları onurlandırmak üzere her yıl onun doğum gününde 12 Mayıs tarihinde kutlanıyor.
·        Öylesine bir "iyi örnek" ki, bence tüm toplumlara, bireylere örnek olması gerekir:
-Nasıl bir insan olmalıyız?
-Bir insanın ne gibi özellikleri olmalıdır?
-Toplumlar eğitim ve öğretimde temel olarak hangi ilkeleri öne çıkarmalıdır?
-Nasıl bir birey, nasıl bir insan yetiştirmeliyiz?
·        "Modern hemşireliğin kurucusu" olarak kabul edilen Florence Nightingale'in kişiliğinde, ülküsünde, yaşamında ders alacağımız o kadar çok örnek var ki..
·        O bir kadın...
·        Ülküsü ve inancı olan bir kadın.
·        Çok iyi eğitim ve öğretim görmüş bir kadın....
·        Çok cesur bir kadın!
·        Çok fedakar bir kadın!
·        İtalya‘da Floransa kentinde 12 Mayıs 1820'de doğdu.
·        Ailesi, babası onu yetiştirdi, eğitti:
·        Yunanca, Latince, Almanca, İtalyanca, Fransızca, Matematik ve Tarih konularında bilgili, aydın ve eğitimli bir kadın olarak yetişti.
·        Londra‘da Londra King’s Koleji'nden mezun oldu.
·        Birçok dil bilmesi ve eğitiminin en iyi şekil almasının yanı sıra fedakar ve çalışkan bir kadındı...
·        1800'lerin başında, hemşire olarak çalışan kadınlar alt sınıf gözüyle bakılıyordu.
·        Onlar saygı da görmüyordu, çok ağır koşullarda çalışıyorlardı.
·        Halk hemşirelik mesleğine oldukça uygunsuz anlamlar yüklüyordu.
·        Onun yaşadığı dönemlerde hastaneler bakımsız, kalabalık, ve hijyenik olmadığından ailesi bir hastanede çalışma isteğine karşı çıktı.
·        Ama Florence o pes etmedi ve hastaneleri dolaşıp, hastaları gözlemledi.
·        günün şartlarının iyileştirilmesi ile ilgili çalışmalar yaptı.
·        Florence bütün toplumsal normları, ön yargıları reddetti.
·        Kendini kendi başına hemşireliği olabildiğince öğrenmeye ve öğretmeye adadı.
·        Nightingale, ailesinin tüm olumsuz yorumlarına karşı hemşirelik okumak için Almanya'ya gitti. Hemşirelik için Almanya'da eğitim aldı.
·        Orada hasta bakımı ve hastane yönetim temelleri eğitimi aldı.
·        İki yıl sonra ailesinin karşı çıkmasına rağmen, Londra’nın Harley Sokağı’ndaki kadın hastaların bakıldığı bir hastanede yönetici oldu.
·        Florence Nightingale hemşireliğin "ilahi bir görev" olduğuna inanıyordu ve ailesinin mesleğini desteklemeyi sürekli reddetmesi onun sık, sık depresyon yaşamasına sebep oldu.
·        1847'de ruhsal ve zihinsel bir çöküş yaşadı.
·        İyileşmek için Roma'ya gitti.
·        Bir politikacı ve savaş sekreteri Sidney Herbert ile tanıştı onunla arkadaş oldu.
·        38 gönüllü hemşire ve rahibelerle İstanbul Selimiye’de Selimiye kışlasında kurulan askeri hastaneye çalışmak üzere gönderildi. 
·        1853- 1856 yılları arasında Kırım Savaşı'nda İngiliz ordusundaki yaralı askerlere bakmak üzere görev aldı.
·        Üsküdar'da hastanenin bakımsız olduğunu ve insanların sıtma ve çeşitli bulaşıcı hastalıklar nedeniyle öldüğünü gördü.
·        Yoğun bir çalışma sonucu, gerekli malzeme ve eksiklikleri gidererek hastaneyi sağlık koşullarına uygun bir hale getirdi.
·        Bu uğraşların sonucunda ölüm oranı yüzde 42’den yüzde 2’ye indi.
·        Bizim tarihimizde dokunduğu her yeri güzelleştiren Nightingale'in  izlerine rastlıyoruz.
·        Savaşın zor koşullarında, gece gündüz demeden yaralılara baktığı için askerler ona 'Lambalı Kadın' adını vermiştir.
·        Kırım Savaşı esnasında hayvanlarla olan temasından geçtiği düşünülen bir enfeksiyon kaptı. 
·        Savaşın yarısında ülkesine dönse de bir daha hiçbir zaman tam anlamıyla iyileşemedi. 
·        Yaşamı boyunca birçok fiziksel hastalıkla mücadele etse de asıl mücadesinin zihniyle ilgili olduğu biliniyor. 
·        Yaşadıklarının incelenmesi üzerine Nightingale'in bipolar bozukluğu olduğu sonucuna varıldı.
·        Yaşamı boyunca hiç durmadan çabalasa da son yıllarında ağır bir depresyon geçirdi.
·        Florence Nightingale, 13 Ağustos 1910 tarihinde Londra, İngiltere’de 90 yaşında hayata gözlerini yumdu.
·        Doğum günü her yıl 'Uluslararası Hemşireleri Günü' olarak kutlanmaktadır.
·        Aslında tarihte adını bilmediğimiz yüzlerce, binlerce Nightingale var.
·        Bizim yakın tarihimizde çok emeği geçen değerli kişilik olan dr. Türkan Saylan'ı da saygıyla anmalıyız.
·        Türkan Saylan bir Türk tıp doktoru, akademisyen, yazar, eğitimci, bir çağdaş aydın olarak Türkiye için, Türk tıp dünyası için çok emek harcamış ve savaş vermiştir.
-Bu örneklerden yola çıkarak çok daha iyi düşünerek kendimiz temel dersler ve ilkeler çıkarmalıyız.
-Kadın da en az bir erkek kadar eğitim ve öğretim görmeli, meslek sahibi olmalıdır.
-Nitelikli insan yetiştirmek bir toplum için asıl hedef olmalıdır.
-Aileler çocuklarının eğitiminde çok dil öğrenimine ve güzel ahlak kazandırmağa önem vermelidirler.
-İnsan olarak diğer insanlara hizmet edebilmenin inancı taşıyabilmeliyiz.
-Günün koşulları ne olursa olsun, onların iyileştirilmesi ve düzeltilmesi için düşünmek ve çabalamak bizim de görevimiz olmalıdır.
-Sağlık konusu tüm insanlığın ortak yaşamsal alanıdır.
-Sağlık çalışanlarının her bir çabası ve gösterdiği gayretler her zaman insanlığın gelişimi için olmuştur.
-Onlar çok daha iyi ve donanımlı haklara kavuşturulmalıdır, çalışma koşulları iyileştirilmelidir.
·        Bugün hemşireleri anıyoruz, onlar bizim kız kardeşimiz, bacımızdır.
·        Hemşirelerin bu gününde onların annelerini de saygı ve sevgi ile anıyoruz.

   Saygılarımla...
   Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2020.05.12, MŞ.