9 Haziran 2020 Salı

ÖVÜNÇ PARK PROJESİ

TİRE
"ÖVÜNÇ PARK"
Projesi:
   TİRE’nin övünç kaynağı insanları için düzenlenecek bir park kurulmalıdır, heykelleri ile, bilgilendirme levhaları ile...
   Çiçek bahçeleri ve ulu ağaçları olmalı, dinlenme alanları, oturma yerleri olmalı...
   Anneler, babalar çocuklarını da alıp oraya gitmeli onlarla iç içe olup, zaman geçirmeli.
   Yeşillikler içinde, ağaçların altında, anneler çocuklarına güzel insanları, güzel örnekleri anlatmalı, onlara daha çok küçük iken ''doğru yolu'' göstermeli.
   Yaşayan bu insanlar TİRE'ye gelmeliler ve TİRELİLER ile iç içe olup kendilerinden bir şeyler sunmalılar.
   Bir konser, bir sohbet, bir sergi...
   Özellikle anneler çocuklarını alıp, o parka gidebilsinler, çocuklarına anlatabilsinler:
- ''Bak kızım bu gördüğün var ya, o da bizim gibi bir TİRE'li.
Eskiden anneleriyle biz komşuyduk.
Çok iyi insanlardı.
Çocukluğunu iyi bilirim.
Okula gider gelirken görürdüm hep.
Çok terbiyeli idi saygılı bir kızdı, çok da hamarattı.''
- ’’İyi bir insan ve çalışkan bir öğrenci olunca bak nerelere geldi.
Şimdi bütün TİRE halkı, hepimiz çok övünç duyuyoruz.
- ’’Sen de böyle ol e mi çocuğum, sen de iyi bir insan, çalışkan bir kız ol, iyi işler yap, senin de adını buraya koysunlar. Anladın mı güzel kızım?’’
Bu duygularla çocuklarına doğru yolu gösteren anneler, babalar olsun istiyorum.
Konu komşu bu ÖVÜNÇ kaynağımız olan TİRE çocukları konuşsun, onları ve onların geçtikleri yolu kendi aralarında konuşsun istiyorum.
Çocuklarımızın suça bulaşmadan, kimlik ve kişilik sorunlarına düşmeden, beden ve ruh sağlıkları yerinde, yurdunu, milletini seven birer güzel ahlaklı insan olarak yetişmelerini istiyorum.
TİRE insanlarının bugüne değin oluşturdukları dayanışma, sevgi ve saygı ’’ruhunun’’ günümüzün koşullarında daha bir gelişeceğine ve TİRE’nin sağlıklı bir toplum olacağına yürekten inanıyorum.
Olumlu örneklerin bir insanın gelişinde ve yetişmesinde çok önemli olduğuna inanıyorum.
Bu nedenle de var olan TİRELİ değerlerin daha bir belirlenip, günlük yaşamda yer etmesini istiyorum.
Arayış içinde olan çocuklara ve gençlere olumlu modellerle yardımcı olunabileceğine inanıyorum.
Sadece bilgili ve varlıklı olmak, tüketim olanaklarına sahip olmak değildir bir insanı huzura, mutluluğa ve başarıya eriştirecek olan.
Asıl iş tüm elimizdekinlerin bir bilinç oluşturmasıdır, doğru hedefler ve yolların seçilmesidir.
Herkesin, bir dünyanın markası varsa, bizim de kendi markalarımız olsun ÖVÜNÇ varlıklarımız olsun.
Bunları konuşun olur mu güzel anneler, bir araya geldiğinizde...
Çocuklarınızın nasıl bir İNSAN olmasını istediğinizi ve bunu nasıl anlatabileceğinizi konuşun, örnekler verin.
TİRE halkı ve kurumları, dernekleri ve esnafıyla, sanayicisi ve tüccarıyla ortak davalarına sahip çıkacak ve iyi, güzel, doğru modelleri birlikte oluşturacaklardır.
Ben buna inanıyorum.
Bu bir fikir olarak yayılmalıdır.
Eğer TİRE böyle bir yaşam alanını isterse, kabul ederse ve bunu gerçekleştirebilirse, ki benim için en önemlisi, çocuklarımıza bu PARK bir örnek, bir bilinç verebilmede bir ARAÇ olacaktır.
Günümüzün bu iletişim olanaklarını kullanarak bu düşüncenin yayılmasına yardım ediniz.
Ben Türkiye'ye geldiğimde de eğer istenirse, birlikte oturur, fikir alış-verişinde bulunabiliriz.
Emek ve gayretler TİRE insanı ve geleceği içindir.
''ÖVÜNÇ PARK'' kurulmalıdır, düşüncesini nasıl buldunuz?
Destekler misiniz?
Eş dost arasında bunu konuşmaya değer bulur musunuz? Böyle bir PARK olsun mu?
Öğretmen Gönen Çıbıkcı,
2017.06.05- 14:00 Mainaschaff – Almanya.

   == ''ÖVÜNÇ PARK'' kurulmalıdır== 
       düşüncesini nasıl buldunuz?
Özellikle anneler çocuklarını alıp, o parka gidebilsinler, çocuklarına anlatabilsinler.
Bu düşünce bir fikir olarak yayılmalıdır.
Eğer TİRE böyle bir yaşam alanını kabul ederse ve bunu gerçekleştirebilirse, ki benim için en önemlisi, çocuklarımıza bu PARK bir örnek, bir bilinç verebilmede bir ARAÇ olacaktır.
Günümüzün bu iletişim olanaklarını kullanarak bu düşüncenin yayılmasına yardım ediniz.
Ben Türkiye'ye geldiğimde de eğer istenirse, birlikte oturur, fikir alış-verişinde bulunabiliriz.
Emek ve gayretler TİRE insanı ve geleceği içindir.
                                     15.05.2017
Bu fikir, bu gerçekleşebilecek bir proje olarak ele alınıp, tanıtımı yapılmalı ve özellikle de duyarlı yurttaşlara ulaştırılmalı.
Bugünlerde çok tanınmış olan TİRELİLERden söz etmek isterim bu arada:
Otantik halk müziğinin, Balkan müziğinin en büyük yorumcusu ve tüm dünyanın tanıdığı Muammer Ketençoğlu, dünyaya geldiğinde kendisine bir ayrıcalık olarak verilmiş özelliğini hep yanında taşıyarak, okulları bitirmiş, yüksek eğitimini tamamlamış ve duygularını enstrümanına aktarmış bir müzisyen.
Hep hafif bir gülümseme görürsünüz dudaklarının yan çizgisinde.
Müzik albümleri, radyo programları, TV programları, geziler, konserler...
Elinde akordiyonu, dilinde türküleri ile çok üretken ve çok yoğun bir yaşam içerisinde.
Müziği benim en bayıldığım türden, hemen kalkıp oynayasım geliyor duyunca.
Zaten bir 4 eylül kutlamasında onu ilk canlı duyduğumda çıkıp oynamıştım kendimce..
Türküleri coşku, sevgi ve bazen hüzün doludur, bazıları ise bir sevinç yansıtır, halkla iç içedir. ''Aman da Fatma'm, Canım gülüm Fatma'm, Ben rakıya su katmam''.
Fotoğraflarda yanında hep sevgili Elif, devamlı bir gülümseme ve tatlı dille Muammer’in meleği sanki....
Muammer bir kültür ve tanıtım elçisidir TİRE’nin, TÜRK müziğinin.
Kendisini çok seven TİRE insanı onu çok seviyor ve onunla büyük gurur duyuyor.
Ona çok daha çok sahip çıkılmalıdır.
Adı TİRE’de bir yerlere verilmelidir.
Güzel ve doğru insanlarımıza sahip çıkmalı ve onların çocuklarımıza ÖRNEK olmasını sağlamalıyız.
Yaşarken sahip çıkmamız gereken bu insanlar bizim hem bir zenginliğimiz, hem de ortak kültürün birer parçası olarak kabul görüp, teşvik edilmelidir.
Örneğin ''Bir Atila Çallıoğlu'' neden olmasın?
Okumuş başarılı iş adamı olmuş, TİRE'ye bir okul bağışlamış ve hayatta...
Neden onun da adı olmasın bir özel köşede?
Gelsin, sohbetler, konferanslar düzenlesin, deneyimlerini anlatsın gençlere, ailelere, yol göstersin...
Çocuklar, anneler örnek alsınlar, işin güzel ve doğru yanlarından.
Başka sizlerin tanıdığı daha kimler var kim bilir ÖVÜNÇ kaynağımız olanlar, gurur duyduklarımız.
2017.05.13-
Ben bir “kent müzesi” düşünmedim bununla.
Bu düşüncem için yazdıklarımda ana fikri göreceksiniz zaten.
TİRE halkının tarihi boyunca var olmuş ya da halen hayatta olan, ulusal ve evrensel anlamda bir önem kazanmış, gerek TİRE halkının gerekse de insanlığın övünç duyacağı kişileri, TİRE’nin çocuklarını bir alan içerisinde topluca sunabilmektir.
Benim ilk yola çıktığımdaki düşüncem şu idi:
1-Birincil model kapsamı “buranın kendi başına bir yer-mekan” olmasıdır.
2-İkincil olarak da “sadece övünç kaynağı olan” (seçilmiş ve kararlaştırılmış) kişilerin olmasıdır.
3-Üçüncül özellik ise “kısa ve öz tanıtımların” olmalısıdır.
Bunlar birer levha, yazıt olabilir, resim, fotoğraf, yontu, video... olabilir.
Öz geçmişleri, kısa yaşam öyküleri ve özellikleri...
4-Dördüncül özellik ise “anne ve babaların çocuklarıyla birlikte” gezebileceği, sohbet edebileceği bir konuma sahip olmasıdır.
Bu nedenle de bir yeşil alan bir PARK olabilir, diye düşündüm.
5-Beşincil özellik ise “interaktif sunumların” olabilmesidir.
O kişi eğer yaşıyorsa bu parka gelip, anne ve babalarla, çocuklarıyla iletişim içinde olabilmeli, onlara kendi yaşamından, deneylerinden ve ilkelerinden örnekler sunabilmelidir.
Oradaki katılımcılarla alış-veriş yapabilmelidir.
Eğer o kişi yaşamıyor ise, onun etkenlik alanındaki bir kurum görevlisi gelerek katılımcı kitle ile bir sunum, bir sohbet içinde olabilmelidir.
6-Altıncıl özellik ise bu parka ait ne var ise, olacak ise tümüyle ”uzman kadrolarca” yönetilir ve hizmet verilir olmasıdır.
Uzun vadeli planlamalar ve yıllık programlar olmalıdır.
7-Yedincil ve de en önemli nokta ise “parasal güç kaynağı”dır.
Kim, hangi kurum, hangi model ile bu projeyi finanse edebilir?
En kalıcı model hangisi olabilir?
8-Sekizincil özellik ise bu projenin “partiler üstü olabilmesi” ve günlük politikaların ve etkilerin dışında kalabilmesidir.
9-Dokuzuncul özellik ise “yönetim modeli”dir.
Yönetimde söz sahibi olacak kişiler, kurum temsilcileri vb. az sayıda olmalıdır ve de PARK ANA SÖZLEŞMESİNİ kavramış ve ona sadık yapıda olabilmelidirler.
10-Onuncul özellik ise “yöreselden evrensele” uzanmakdır.
Ana kaynak TİRE ve TİRE’nin yetiştirdiği, övünç duyduğu çocuklarıdır.
Her bir kişinin kendi özelliğinden ve yaşam alanından yola çıkılarak ilgili dal ve kentlerle, kurumlarla iletişim kurmak.
Böylelikle de evrensel olarak etki yaratmak ve etkilenebilmektir.
TİRE halkı ve çocukları kendi öz kültürlerinin verdiği sağlıklı ve zengin kültürel özellikleri bilip, tanıyarak ve o deneyimlerden kısa hisseler alarak, daha bir bilinçle ve öz güvenle ulusal ve evrensel alanda ilerleme gösterebilmelidir.
Çocuklarımızın bilinçli, öz güvenli, iyi ahlaklı ve başarılı, mutlu, başarılı insanlar olabilmesi hem yerel hem de evrensel anlamda birer hedef olacaktır.
Bu anlamda da bu PARK bir etki-tepki-deneyim-alış-veriş ortamı sağlayacak bir canlı yaşam alanı olacaktır.

Öğretmen Gönen Çıbıkcı, 
2017.06.10- 22.00, Mainaschaff,


Toplumların Uygarlaşması


Toplumların Uygarlaşması Bir Gerçek Hedeftir.

·        Bunun oluşabilmesi için de "uygar birey" için toplum olarak hedef seçmeliyiz.
·        Eğitim ve öğretim, her alanında ve her aşamasında "uygar insan"ı içselleştirip, uygulamalarına alabilirse, ancak, o zaman bir uygarlaşma yolunda bir toplumu düşünebiliriz.
·        Hedefleri yetersiz ve belirsiz, düzeysiz olan her türlü özel ya da yaygın eğitim sadece boşa geçmiş zamanları ifade eder.
·        Birey ise tüm bunlara rağmen eğer, kendisine, kendi gelişimine bir "uygar olma" hedefini koyabilirse, yaşamındaki davranış biçimleri ve de düşüncesinin düzeyi, kalitesi BUNA GÖRE değişebilir.
·        Özensiz, seçimsiz, düzeysiz "sözler ve davranışlar" da zaten temelde kişinin kendi gelişmişlik düzeyini gösterir. (ya da gelişmemezliğinin bir işareti)
·        Bunun içindir ki her gün toplumda insanların biçimsiz, ölçüsüz ve de çirkin davranışlarını gördüğünüzde şaşırıyoruz.
·        "Yaaa bunlar nasıl insan ya..." demek çok kolay.
·        Asıl iş bunun ana kaynağını ve nedenlerini düşünmek, araştırmak olmalıdır.
·        Eğer, devlet ve kurumları böyle bir düzen ve çalışma içinde değil ise, biz, kendimiz tek, tek birey olarak bu yönde yaşamımızı düzenlemeliyiz.
·        "Bizden adam olmaz!" " denildiğinde de, gerçekten, adam olunmaz!
·        Adam olunmadığı gibi bir "örnek insan" da olunmaz.
·        Bu da durduk yerde birden akla gelince de olmaz!
·        En baştan, ilk adımdan, doğumdan, aileden başlamalıdır.
·        Örnek olabilmenin, iyi bir insan, uygar bir insan olabilmenin esas kaynağı da yine insanın "kendi" seçimidir.
·        Sadece çok yüksek okullar ile de olmuyor bu iş...
·        Bilgi çokluğu değildir asıl olan.
·        Az ya da çok var olan, elde edilmiş olan bilgilerin yaşamsal deneyimlerin, kazanılmış kalıpların çok iyi seçilerek kendi yaşamımıza ve de kendi öz benliğimize yerleştirilmesidir.
·        Ancak böylelikle elde edilen karakter özellikleri ile bir insan olup her türlü seçimimizi bu formatlara (kalıplara) göre yaparız.
·        Bunlar nelerdir diye sorduğumuzda ise giyinmekten, konuşma biçimine, sözcük seçimine, yürüyüşe, arkadaş ve dost kavramlarına, iş ve görevlere yaklaşıma, insan ilişkilerine, paraya ve maddiyata bakıma, zaman değerlendirmeğe, yemek ve yeme kültürüne.... kadar yaşamın içindeki her alanı aklımıza getirmeliyiz.
·        Evet, "batılı gibi" olmak değil çağdaş bir UYGARLIK olarak düşünmeliyiz, asıl hedefimizi...
·        Yalnızca varsıllık, modern (?) kentleşme, endüstri ve güzel yollar, arabalar, moda, teknoloji... değildir uygarlık.
·        Evet uygar bir toplumda tüm yurttaşların erişebilmesi istenilen bir "refah" düzeyi vardır.
·        Uygarlığın toplumda ve bireylerdeki yansımaları ise daha çok temeldeki esaslardadır.
·        Bu düşüncelerin ışığında uygar bir toplumun uygar bireyleri olmayı diliyorum...
·         
   Saygılarımla...
  Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2020.06.09, MŞ.