5 Nisan 2021 Pazartesi

Çağdaş Bir Kent İstiyorum

 Çağdaş Bir Kent İstiyorum

 ·       Kentler insanların birlikte yaşadığı toplu alanlardır.

·       Tarihin bir döneminden bu yana birçok kültürler o kentte yaşayaraküretimlerde bulunarak, sosyo kültürel oluşumları da geliştirerek, hem tarımda, hem de el zanaatlarında çeşitli ürünler, modeller geliştirmişlerdir.

·       Buna bağlı olarak da tabii ki o geçmiş zamanlarda yaşayan insanların yaşam biçimleri ve üretim biçimleri, onların mirasları “o”kenti oluşturmuştur.

·       Bizler de bugün tarihden, geçmişden, dünden gelen o kentte ne varsa, onları kabul ederek, bir sürü özlemleriyle yaşayan insanlarız.

·       Aklımızdan geçen, kalbimizden geçen ne istekler, ne özlemler var kim bilir...

·       Başkalarının kentlerine bakarak neler, neler olsun diye düşünürüz...

·       Birileri bir şeyler yapsın isteriz.

·       Bu da çok doğrudur.

·       Çağdaşhuzur dolu, bakımlı bir kent oluşumuna hizmet edebilmek istemek gerekir.

·       Bunun enstrümanı da her şeyden önce belediye değil midir?

·       Devlet kurumları ve de sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, dernekler de tabii ki bu istemi taşıyıp üzerilerine düşünenleri yapmalıdırlar.

·       İyi eğitim almış, donanımlı ve uygarçağdaş insanların da ellerinden geldiği kadarıyla yaşadıkları kentin gelişimi için daha cesur ve girişimci olmaları gerekir diye düşünüyorum.

·       Burada yaşayan insanların doğru yapılan işlere, doğru ve çağdaş projelere destek vereceklerine ve çok sevineceklerine inanıyorum.

   Öğretmen Gönen Çıbıkcı,  03.01.2018, Mff.


Gençlere

  Gençlere

Gençlere ve de "GENÇ kalabilenlere" seslenmek istedim bir an:

·       Dünyayı, ülkeleri, insanları, farklı toplulukları, çeşitli kültürleri çok küçük yaşlarda tanımak, araştırmak, görmek, okumak gerekir. 

    Benim çocukluğumda Faik Sabri Duran’ın kitapları vardı: 

    - İnsanlar alemi, Kaşifler alemi... İlk edindiğim kitapların içinde idiler: İlkokul 3. sınıfda başladım satın almağa...

·       En az bir “yabancı dil” öğrenmek için çalışmalılar. 

     Okuyup ve de “kesinlikle” yazmalılar.

·       Her gün elindeki zamanını “dil”, okuma, araştırma için harcamağa hazır olmalılar.

·       Gençlerin kesinlikle çok iyi İngilizce konuşabilir olmaları gerekir.

·       Yaşamının yaşlılık ve emeklilik dönemine girenler de bir yabancı dil için “uğraş” vermeliler.

·       Her bir DİL beyni ve beynin çalışma sistemine etki yapacaktır. 

     Kültürel anlamda da bir çeşitlilik ve de zenginlik olacaktır. Farklı anlama ve kavrama olanaklarını yaşayacaklardır.

·       Bir de “teknik” ile ilgileniyorlarsa "yazılım dilini" de öğrenmeliler.

·       Bizim insanımız, gencimiz bilimde daha çok bir “batılı” gibi yetişmeliler.

·       Ama kalpleri ve hisleri daha çok bir "doğulu" gibi olmalı.

·       Her an da "öğrenmek" ile ilgili olmalı yaşamı.

·       Gözlemleri ve deneyimleri çok geniş olabilmeli.

·       Çocuklar, gençler mümkün olduğu kadar kentleri, sokakları, özellikle de eski tür çarşıları esnafları, el zenaatlarını gözlemlesinler, dolaşsınlar. "Beyin, hafıza" bu gördüklerini algılayacak ve çok geniş bir hazinenin içerisine bunları depolayacaktır.

·       Hiç ummadığınız yerde ve konuda bu gözlemler çok işe yarayacaklardır.

·       Hele bir de bol bol kitap okuyup, kitap toplayabiliyorsa çocuklar, gençler... 
   Kesinlikle ileride öz güveni yüksek, mutlu ve huzurlu insanlar olacaklar.

·       Lise üstünde ise ilk başta Avrupa ülkelerini, Amerikayı gezip görüp ve de orada biraz da çalışmayı araştırmalılar
   Gençler için birçok ülkede çok avantajlı olanaklar var.

·       Hiç bir yerlere gidemeyenler için ise, YOUTUBE'den gezi programlarını, belgeselleri önereceğim. 
     Örneğin her bir TV kanalının bu konuda var olan programlarını araştırsınlar... CNN Türk...

·       Çok yönlü, çok renkli, çok hareketli, çok çeşitli bir GÜN yaşamak gerekir.

·       Biraz resim, boyama, çizgi desen... biraz dans... biraz okumak.... aklına gelen konuyu araştırmak... ille de topladığı verileri "arşivlemek"...

·       BOŞ laflara, dedikodulara, onun bunun dediklerine BAKMAYIN siz. 

    Asıl kendi emeklerinize, elinizdekinlere, depolarınıza, arşivlerinize, yeteneklerinize, hislerinize ve de gözlemlerinize BAKIN!

·       Ama SAKIN yaşama şevkini, heyecanlarınızı, hareketliliğinizi, atlayıp-zıplamalarınızı yitirmeyin, onlara “yasak” getirmeyin.

·       Hep kendinizi yetiştirin ve de kendinize güvenin.

·       Hepsi BU kadar değil tabii ki... 
    Daha neler neler ekleyebiliriz kim bilir... 
    Aklınıza geleni de SİZ ekleyin

   Saygılarımla...  
   Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 10.12.2017, M.


O Haberlere Önem Vermeyin!

 O Haberlere Önem Vermeyin!

·       Dünya üzerinde geçirmemiz gereken zamanı doldurduğumuzda, geri dönebilmemiz ya da biraz daha zaman alabilmeniz mümkün değil.

·       Dünya üzerinde geçireceğimiz zamanın ne kadar olduğunu ön göremiyoruz.

·       Her zaman doğru seçimler yapabilmemiz mümkün değildir.

·       İhtiyaçlarımız ve isteklerimiz farklılıklar gösterebilir.

·       Eğlenmeden ve üretmeden geçirdiğimiz, tatmin olamadığınız her an, hayatımızın bir kısmını boşa harcamış oluruz.

·       Peki, zamanı boşa harcadığımızı ve kalitesiz geçirdiğimizi nasıl anlarız?

·       Ve hatta zamanımızı zararlı harcamış da olabiliriz.

·       İhtiyaçlarımızın ve isteklerimizin farkında olup, önceliklerimizi iyi belirlemeliyiz.

·       Sahip olduğunuz olanakların ayrımına varmalıyız.

·       Yapabileceğimizin en iyisini yapmaya, zamanımızı en yararlı bir biçimde geçirmeğe çalışın.

·       Hayatın sizi kontrol etmesine izin vermeyin; yaşadığınız hayatı başkalarının manipüle ederek sizi kontrol etmesine izin vermeyin.

·       Akıl ve ruh sağlığımız, sağlıklı ve uzun bir yaşam için en az fiziksel sağlık kadar önem taşır.

·       Fiziksel sağlığımızın yerinde oluşu, ruh sağlığımız için de önem taşıyor.

·       Akıl sağlığımızın yerinde oluşu mutlu bir yaşam sürmemizi sağlayacaktır.

·       Zamanınızı günlük gazete haberlerini okumakla, televizyon haberlerine bakmakla boşa harcamayın.

·       haberleri okuyup, dinleyip de üzerinde bir de fikir geliştirmeğe de kalkmayın.

·       Yanlışları bir de kendi kendinize dikte etmeyin.

·       Sizi algı gücünüzü yönlendirmelerine izin vermeyin.

·       Onun yerine bir şeyler öğrenmek, kendinizi yetiştirmek istiyor iseniz, konuya hakim kişilerin yazdığı kitapları okuyunuz.

·       Tabii ki araştırdığınız konularda her zaman kitaplar almak ve kitaplığınızı zenginleştirmek çok güzel bir davranış olacaktır.

·       Kendinize araştırmak, okumak için çok zaman ayırın.

·       İlle de dost, arkadaş olarak seçtiğiniz kişilerle saatlerce bir yerlerde oturup sohbetler etmek gerekmemektedir.

·       Çevremizdeki insanların bazıları, kendimizi geliştirmemize katkıda bulunurken bazıları bizi aşağı çeker.

·       Hayatını daha iyi bir düzeye taşımayan kişiler, sizin kişisel düzeyinizi etkiler.

       Zamanınızı boşa harcamaya son vermek istiyorsanız, çevrenizdeki insanları iyi gözlemleyiniz.

       Arkadaş seçimlerinizi doğru yaptığınızdan emin olun.

·       Kendi seçiminizle kendi yolunuzda yetiştirin kendinizi.

·       Hiç korkmayın.

       Yalnız olmanız ve kendi rotanızı çizmeniz kötü bir şey değildir.

·       Tam tersine daha özgür ve bağımsız olacağınız için çok daha güçlü olacaksınız.

    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI,

   06.01.2018, Mff.

HEP "İSTİYORUZ"

 HEP "İSTİYORUZ"

        Sadece istiyoruz.....

·       Biz ülkemizi, vatanımızı, devletimizi ve insanlarımızı ÇOK seviyoruz.

·       Mustafa Kemal Atatürk'ü çok seviyoruz.

·       Atatürk ilkelerine ve onun düşüncelerine, görüşlerine inanıyoruz.

·       Türkiye Cumhuriyeti'nin çağdaş bir hukuk devleti olmasını, parlamenter demokrasi ile yönetilmesini istiyoruz.

·       Ve kuvvetler ayrımına çok önem veriyoruz.

·       Milletimizi bir ve birlik içinde görmek istiyoruz.

·       Kalkınmış, modern bir huzur ve refah toplumu olmak istiyoruz.

·       Eğitim düzeyimiz yüksek olsun, çağdaş bir eğitim olsun istiyoruz.

·       Güzel giyinmek, iyi beslenmek istiyoruz.

·       En yeni elektronik aletlerimiz olsun istiyoruz.

·       Ülkenin her yanına güzel yollar, köprüler yapılsın istiyoruz.

·       Her evde güzel arabalar olsun istiyoruz.

·       Geliri ve çalışma koşulları iyi iş yerlerinde çalışmak istiyoruz.

·       Emekli aylıklarımız ve sosyal haklarımız bizi iyi yaşatsın istiyoruz.

·       Çocuklarımızın yarınlarının güvence içinde olmasını istiyoruz.

·       Her yer yeşillik olsun, hava tertemiz olsun, sularımız pırıl pırıl aksın istiyoruz.

·       Evlerimiz sağlıklı, konforlu ve modern olsun istiyoruz.

·       İşte böyle, biz hep İSTİYORUZ, umut ediyoruz, bekliyoruz ve olacak diye İNANIYORUZ.

·       Amaaa bu iş pek de öyle olmuyor.

·       İstemekle bir şeyleri ne elde edebiliyoruz, ne de elde edilmiş olanı tutabiliyoruz.

·       Millet öylesine bir duruma gelmiş ki ne OKUMAK, ne ARAŞTIRMAK, ne de SAĞLIKLI ve AKILLI düşünmek kalmış.

·       Bir masal dünyasında, hurafelerle, kin ve düşmanlıklarla, fesatlıklarla kıyılarda, köşelerde ve perde arkalarında öylesine AKIL dışı bırakılmış ki...

·       Şu an sayılarıyla ve elde ettikleri, kaptıkları köşe bucaklarla sayılar oluşturmuşlar, güç sahibi olma durumuna gelmişler.

·       Sadece İSTİYORUZ!

·       Ne bir DİK duruş, ne de bir bilinçli OKUMAK, DÜŞÜNMEK ve ARAŞTIRMAK yoksa günlük yaşamımızda ve de ilkesel değilse yaşamımız...

·       Zor, çok zor işimiz!

·       Akıl almaz ve ön bile görülemeyecek konular, seçimler önünüze konuyor ve

·       SEÇ bakalım deniliyor.

·       Yıllarca güç ve iktidarı öylesine ele geçirmişler ki senin-benim

·       Eee ŞİMDİ NE YAPACAĞIZ? dememiz ARTIK bir anlam KAZANMIYOR.

·       Öylesine bir ALGI yönetimi uygulanmış ki yıllardır.

·       Önümüze konulanlara NEZAKET için, KANUN için, VATANI-MİLLETİ kurtarmak için en akıllı, en muhalif olanlar bile hemen kendilerine uzatılan eli tutup işbirliğine giriverecekler.

·       Her bir şeyi çok iyi BİLİR gibi konuşan, eleştiren sistemin MUHALİF partilerinin seçilmiş milletvekilleri yerlerini kaybetme korkusu içindeler.

·       DİK duruşla ''bu mecliste benim işim YOK diyerek'' kalkıp gidemiyorlar bile....

·       Ne mi yapmak gerek?

·       Dünya tarihinde fikriyle emek ve savaşlarıyla, düşünce adamlığıyla, dehasıyla, öngörüleriyle TARİHin içinde en seçkin yeri almış olan ve ezilmiş halkların önderi olan, emperyalizme karşı çıkmış bir Gazi MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'e sahip çıkmak gerekir.

·       Onu düşman görenlere İNAT, ONU daha iyi örnek almalıyız...

·       Gösterdiği YOL ve fikirleri, uygulamaları örnek almalıyız.

·       Şeklen ve ismen ATATÜRKCÜLÜK yapmayı ve düzenin paralelinde bir şeyler yapmayı değil, önce kendimizi ve yaşam alanımızı değiştirebilecek bir BİLİNÇ kazanmayı, ama ille de OKUYUP, ARAŞTIRMAYI seçmeliyiz.

·       Bölük, pörçük yayılmış ve serpiştirilmiş siyasi grupların çeşitliliği içinde eriyip gitmektense en azından kendi içimizde ''kendimize'' ve asıl YAŞAM alanımıza etki yapabilmeliyiz.

·       RAHATLIK, mutluluk ve de ''BİZE bir şey olmazlılık'', refah durumumuz ve varlık içinde olmamız BİR uyku hali yaratmamalıdır.

·       Daha uyanık ve çalışkan olmalıyız, hem de sadece genç iken değil, her bir yaşda ve her bir alanda....

·       Kadın, erkek, genç yaşlı demeden, etnik ve de dinsel ayrımlara hiç girmeden!

·       Çağdaş bir sosyal hukuk devletinde, bir huzur toplumunda, refah ve varlık içinde olmak İSTİYOR isek, bunun için her bir günümüz, gecemiz verimli geçmelidir.

·       Ne Avrupa, ne de bir Amerika eyaleti bizleri alıp gitmeyecekse ve de başlarına TAÇ etmeyeceklerse, ister Türkiye'de, ister yurt dışında nerede yaşarsak yaşayalım, TÜRKİYE CUMHURİYETİ'ne sahip çıkmamız gerekiyor.

·       Almanya'da, sosyal güvenceler içinde yaşamak bir büyük rahatlık sağlamıyor genelde, eğer ülkeniz büyük sorunlar içinde ise...

·       Ve de nerede olursanız olun SİZİ her zaman bir TÜRK olarak görecekler ve de hemen TÜRKİYE için endişelendiklerini dile getirecekler....

·       Ben düşüncelerimi bu şekilde aktardım.

·       Bilmem SİZ nasıl DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 

    25.04.2017, Mainaschaff