. EŞ ARARKEN NELER ETKİLİ OLUR?
. “Zıt kutuplar” birbirini
çeker mi?
. Tam olarak değil:
. -Genellikle hem romantik hem de platonik
ilişkilerde bize benzeyen insanlara ilgi duyarız.
. Kiminle arkadaş olacağımız veya kiminle “aşık
olacağımız” da birçok başka etkene bağlı olabilir.
. Burçlar ve astroloji, ruh eşi arayışında
giderek daha popüler hale geliyor.
. Peki ya bizi tamamen yanıltıyorlarsa?
. Bu, astrolojiyi çevreleyen psikolojik
gerçekliği ve günümüzdeki abartıları mükemmel bir şekilde yansıtan çok
ilginç bir düşünce!
. Genellikle benzer şeylere ilgi duyduğumuz gözlemi, psikoloji tarafından
da güçlü bir şekilde destekleniyor.
. "Aynı tür kuşlar birlikte uçar"
sözü, "zıt kutuplar birbirini çeker" sözünden çok, ortaklıklar ve
arkadaşlıklar için geçerlidir.
. Çekim duygusu, benzerlik açısından
psikolojide derin köklere sahipken, astroloji daha çok manevi veya
eğlenceli bir tamamlayıcı olarak görülmelidir.
. Gerçekten tutarlı ve tatmin edici bir eş-partner
arıyorsanız, ortak değerlere, hedeflere, iletişime ve kişiliklerinizin gerçek
benzerliğine “daha fazla” güvenin.
A) Benzerlik ve Astroloji:
. Bilimsel Bakış Açısı
1. Psikoloji:
Benzerliğin Gücü
a-Doğrulanmış
araştırmalar: Çok sayıda çalışma, değerler, tutumlar, siyasi görüşler, kültürel
geçmiş, alışkanlıklar (örneğin sigara içmek) ve temel kişilik özelliklerindeki
(açıklık, vicdanlılık, uyumluluk) benzerliklerin istikrarlı ve mutlu bir
ilişki olasılığını artırdığını göstermektedir.
b-Benzerlik
neden önemlidir: Ortak noktalar çatışma çözümünü, günlük yaşamın
organizasyonunu kolaylaştırır ve "anlayış ve aşinalık" duygusu
yaratır.
c-İstisna: Dışadönüklük ve nevrotiklik (duygusal
istikrar/kaygı) gibi özellikler için korelasyon daha zayıf olabilir veya
hatta "zıtlıklara doğru" hafif bir eğilim olabilir, ancak "genel olarak benzerlik" baskındır.
2. Bilim ve
Astroloji
a-Ampirik
kanıt eksikliği: Bilimsel ve psikolojik açıdan bakıldığında, burçların
veya diğer astrolojik takımyıldızların kişiliği veya ilişkilerin uyumluluğunu
istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde etkilediğine dair "güvenilir bir
kanıt" yoktur.
b-"Burç
etkisi": Astrolojiye duyulan hayranlık, çoğu zaman “Forer etkisi” gibi psikolojik
etkilere dayanır .
Bu
etkide, yanlış ve genel ifadeler kişinin “kendi kişiliğinin” doğru bir tanımı
olarak algılanır.
c-Manevi
önemi: Bilimsel kanıtların eksikliğine rağmen, birçok insan
astrolojiyi öz-yansıtma için bir araç ve hayatlarını daha geniş bir
"kozmik ritim" içine yerleştirmenin bir yolu olarak görüyor.
Onlar
için olumlu kişisel deneyimler, bilimsel bulgulardan daha önemli.
B) Ya astroloji bizi yanlış
yola sürüklüyorsa?
. "Ruh eşinizi" bulmak için
astrolojiye güvenirseniz, potansiyel olarak uygun partnerleri asılsız
varsayımlara dayanarak reddetme veya mevcut bir ilişkide gereksiz yere
"uyumsuzluk" arama riskiniz vardır.
Tehlike
şuradadır:
a-Fırsatları
kaçırmak: Sizinle önemli değerler ve hedefler açısından benzer olan
kişileri, sadece burçları "uyumluluk testinden" geçemediği için
engelleyebilirsiniz.
b-Kendini
gerçekleştiren kehanet: Eğer siz ve partnerinizin burçlarınıza göre uyumlu
olmadığınıza “inanıyorsanız”, “bilinçaltında” bunun “kanıtlarını arayabilir” ve
ilişkinizi “olumsuz yönde” etkileyebilirsiniz.
C) Gerçek bir eş, bir
sevgili bulmak için nelere dayanmalıyız?
. İstikrarlı, tatmin edici ve uzun ömürlü bir
ilişki kurmak için yıldızlardan çok daha sağlam temellere dayanmanız
gerekiyor.
. Psikoloji ve ilişki araştırmaları, başarılı
birlikteliklerin temelini oluşturan birkaç ana faktörü sürekli olarak işaret
ediyor.
. Partner, eş veya sevgili seçiminde ve
ilişkinin devamında güvenebileceğiniz bilimsel temelli etkenler şunlar olabilir:
1. Temel
Uyum ve Benzerlikler:
. Başlangıçtaki çekim önemli olsa da, uzun
vadeli mutluluğun anahtarı temel benzerliklerdir.
a-Sosyo-Kültürel
Arka Plan: Aynı veya benzer eğitim seviyesi, kültürel köken ve
sosyo-ekonomik durum, ilişkiyi kurarken ve “aileler arası uyumu” sağlarken
önemli bir kolaylaştırıcı etkendir.
b-Değerler
ve Yaşam Hedefleri: Yaşama bakış açınız, ahlaki ve etik değerleriniz,
kariyer hedefleriniz, aile kurma isteğiniz ve “çocuk yetiştirme” felsefeniz
gibi konularda uyum içinde olmanız kritik öneme sahiptir.
c-İlgi
Alanları ve Alışkanlıklar: Sadece aynı şeyleri sevmek zorunda değilsiniz,
ancak birbirinizin ilgi alanlarına “saygı duyma” ve “katılma isteği” önemlidir.
Özellikle
boş zamanları değerlendirme (sosyal mi, evde mi?) ve önemli alışkanlıklar
(sigara, içki, spor vb.) konusunda benzerlik çatışmaları azaltır.
2. İletişim
Tarzı ve Çatışma Çözümü
. Tutarlı bir ilişkinin en büyük
göstergesi, tartışmaların yokluğu değil, “tartışmaların ele alınış”
biçimidir.
a-Açık
ve Dürüst İletişim: Duygularınızı, ihtiyaçlarınızı ve
beklentilerinizi "Ben dili" kullanarak (suçlayıcı olmadan)
açıkça ifade edebilmek.
b-Yapıcı
Dinleme ve Empati: Partnerinizi gerçekten dinlemek, onun bakış açısını
anlamaya çalışmak ve duygularını doğrulamak (haklısın demek zorunda değilsiniz,
ama onu anladığınızı göstermek).
c-"Dört
Atlı"dan Kaçınmak: İlişki uzmanı John Gottman'a göre, yıkıcı çatışma
stilleri olan eleştiri, küçümseme, savunmacılık ve duvar örme (iletişimi
tamamen kesme) gibi davranışlardan “uzak durmak” ilişkinin sağlığı için yaşamsal
önem taşır.
3. Karakter
ve Bağlanma Stili
Partnerinizin
(ve kendi) duygusal olgunluğu ve bağlanma biçimi, ilişkinin güvenliğini
doğrudan etkiler.
a-Güvenli
Bağlanma: Mümkünse, her iki tarafın da duygusal olarak güvenli ve olgun
bir bağlanma stiline sahip olması (ne sürekli endişeli ne de aşırı mesafeli
olmamak).
b-Güvenilir
Olmak ve Sadakat: Bir ilişkinin temel taşıdır. Sözlerinizi tutmak, dürüst
olmak ve partnerinize hem duygusal hem de fiziksel sadakat göstermek.
c-Saygı
ve Takdir: Partnerinizin kişiliğine, sınırlarına, kararlarına ve bireysel
alanına saygı duymak. Başarılarını kutlamak ve küçük jestlerle takdir
etmek. (Sevginin temeli saygıdır)
4. Ortak
Hayat İnşa Etme Yeteneği
Aşkın ötesinde,
hayatı birlikte yürütme becerisi.
a-Pozitif
Etkileşim: Araştırmalar, mutlu çiftlerin olumsuz etkileşimlere
karşın çok daha fazla pozitif etkileşim (gülümseme, şefkat, destek)
yaşadığını gösteriyor. Pozitif anları coşkuyla kutlamak ilişkiyi canlandırır.
b-Takım
Olma Bilinci: Hayatı müşterek olarak görmek ve sorumlulukları (ev işleri,
finans, ebeveynlik) adil bir şekilde paylaşma isteği.
c-Bireysel
Alan ve Özgürlük: Birbirinize bağlı olmanın yanı sıra, her birinizin kendi
kişisel gelişimine ve özgürlüğüne alan tanıması.
Ç) Özetle:
. Bir eş, bir partner seçerken yıldızlara
değil, kendi köklerinize, temellerinize, değerlerinize ve iletişim
becerilerinize bakın.
. Gerçekten sağlam temeller üzerine kurulu bir
ilişki, uzun yıllar boyunca tatmin edici ve istikrarlı olma potansiyeline
sahiptir.
. Yaşam bu… bazen, “ne yazık ki” tüm
yaşamınızda sizinle iyi anlaşabilecek, seveceğiniz, mutlu olabileceğiniz bir eş
ile karşılaşamayabilirsiniz… Böyle birisi ile “hiç birlikte olamayabilirsiniz”…
. Evet koca bir yaşam, yıllar, yıllar öylesine
geçip gider ve içinizdeki duygular, beklentiler ne yazık ki öylesine durur…
. Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2025.11.03, İS.
. YAZININ TÜMÜNÜ OKUYUNUZ: ….
. (YZ
destekli araştırma ve incelemeye dayanan yazım.)