26 Ağustos 2018 Pazar

Eğitim Denildiğinde

    Eğitim Denildiğinde
Neleri anlamalıyız?
Nasıl bir insan yetiştirmek istiyoruz?
Milli eğitimin ana hedefleri ne olmalıdır?
Ülkemizin gelecekteki insanları, devletimizin yurttaşları nasıl olmalıdır?

·       Eğitim denildiğinde sadece okuldaki ÖĞRETİM anlaşılmamalı.
·       Öğrenme işinin ilk koşulu o insanı öğrenmeye ve öğrenileni yaşamına uygulayacak hale getirecek olan "eğitme" işidir.
·       Bu nedenle de biz didaktik ve yöntemsel öğrenmeden daha çok bunları gerçekleştirebilecek yaklaşımları, adımları ve duyarlılığı, hakimiyeti, içtenliği, bütünselliği ve de inanılırlığa sahip olan güvenilebilecek bir "eğitmene - öğretmene" ihtiyacımız olacaktır.
·       Bunların var olabilmesi durumunda "maarif" sisteminiz doğru yola girmiş demektir.
·       Maarif denildiğinde de günümüzde kullanılan bir "milli eğitim" sözünün daha önce kullanılanı anlaşılabilir.
·       Bunun içerisinde eğitmek, öğretmek ve belli bir hedefe doğru yönlendirilerek, basamaklandırılmış bir kültür sistemi, değerler sistemi de anlaşılmalıdır.
·       Böyle olması istenmelidir, beklenmelidir.
·       Devletteki OKULLAR sisteminin ilk adımı da hedeflerin neler olduğunun çok iyi seçilmiş ve belirtilmiş olmasıdır.
·       Açıkca belirtilmiş olan okullarımızın eğitim ve öğretim hedefleri ülkenin geleceğinin yapı taşlarıdır ve tek tek önemli ve değerli olmalıdır.
·       Bu nedenle de hedeflerin gerçekleştirilmesinde gerekli olan her bir etken de çok iyi seçilmiş, donatılmış ve de geleceğin dünyasına uygun olabilecek karaktere sahip olmalıdır.
       Bunların tanımlamasında şunları sıralayabiliriz:
·       Okul binası, derslikler, donanım mobilyaları, laboratuarlar, işlikler, kütüphaneler, uygulama alanları, spor tesisleri, sanat atölyeleri, konferans salonları, müzik odaları, temizlik üniteleri (tuvalet, banyo..) yüzme havuzları, yeşil alan, oyun odaları...
·       Eğitim öğretimde görev alacak insan unsurlarının en iyi biçimde hedeflere göre paralellik taşıyan okullarda yetişmiş ve performans kazanmış olmaları gerekir.
·       Bunlar da şöyle sıralanabilir:
Sınıf öğretmenleri, alan öğretmenleri, eğitmenler, usta öğreticiler, yöneticiler, kütüphane uzmanları, psikologlar, rehberlik ve iletişim uzmanları..
·       Eğitim ve öğretimde kullanılacak her türlü ders ve uygulama araçları da çağın getirdiklerine en uygun, sağlıklı ve de yararlı olabilecek olanlardan seçilmelidir.
·       Eğitimde şansa eşitliği en önemli ilkelerden biridir. Bunun asıl ve en temel anlamı ülke içerisinde bölgesel ve sınıfsal, ekonomik farklılıklardan dolayı çocukların, gençlerin bir bölümünün avantajlı diğer bölümünün ise dezavantajlı olmamasıdır.
·       Devlet, sosyal devlet bir milli eğitim politikası uygulamalıdır ve her bir çocuğun, gencin eşit haklara kavuşabilmesini sağlamak için önlemler almalıdır.
·       Okullardaki öğrenme ve eğitim çok sağlam temellere dayalı ve de ahlaki yönden de iyi hedeflere yönelik olmalıdır.
·       Okul yaşamının, eğitim ve öğretimin kendi içinde temel kuralları ve ilkeleri çok iyi seçilmiş ve her yerde uygulanabilir olmalıdır.
·       Okul sistemi kurulurken ülkenin gerçeklerine ve geleceğine yönelik olarak çeşitli model okullar uygulaması çok akıllı bir seçim olacaktır.
·       Bilime yönelik okullar, sanata yönelik okullar, iş ve meslek eğitimine yönelik okullar, genel eğitim veren okullar... olarak farklı tiplerde oluşturulacak okullara seçim ve katılma koşulları, okullar arası geçiş koşulları çok açık ve de uygulanabilir olmalıdır.
·       Tüm ülkede en önemli hedeflerden birisi de bölgesel farklılıkların eğitim ve öğretime, okulların düzeyine ve kalitesine etki etmeyecek bir sistemin hayata geçirilebilmesi olmalıdır.
·       Bunun için de devlet her bir alanda hedeflerini önlemlerini almalıdır.
·       Bunun sağlanması durumunda sınıflarda öğrencilerin aldıkları notlar, ölçme ve değerlendirme sonuçları asıl ölçek olmalıdır.
·       Ülke genelinde bir seçme ve yerleştirme sınavı sistemi olmamalıdır. Bu bir çok yüksek yüktür ve de milli eğitimin ana hedeflerine bir katkı sağlamaz.
·       Yüksek öğretim ve üniversite eğitimi çok daha belirli birer modele kavuşmalıdır. Yüksek okullar ve enstitüler ile yaşamın içindeki her alana eğitilmiş eleman, teknik ve ticari, yönetici kadrolar hazırlanmalıdır.
·       Üniversitelerin düzeyi ve donanımı, hedefleri de çağdaş üniversiteler gibi yeniden oluşturulmalıdır. Bilim öğrenme ve bilimsel araştırmalar için uğraş verilmelidir. Üniversitelerin ana hedefinden sapmalarına izin verilmemelidir.
·       Eğitimde şans eşitliği kapsamında dar gelirli ailelerin çocuklarına öğrenim yardımları yapılmalıdır.
·       18 yaş üzerinde öğrencilerin öğrenim görmelerine yardımcı olmak üzere "devlet öğrenci yurtları" yaygın olarak sunulmalıdır. Bu yurtların çağdaş donanımlı olarak hizmet vermesi sağlanmalıdır.
·       Tüm ülke genelinde halkın devlet üzerindeki güvenilirliği sağlanmalı ve eğitim öğretim konuları para, kazanç ve rant kaynağı olmaktan kurtarılarak huzurlu bir okul yaşamı oluşturulmalıdır.
·       Ailelerin çocuklarının geleceği ile ilgili olarak endişe etmelerine gerek kalmamalıdır.
·       İnsanlarımızın güzel günleri, umutları ve güvenceli gelecekleri olması dileğimle...

   Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 26.08.2018, K.


İnsan Seçimi

İnsan Seçimi, EŞ SEÇİMİ
Kendin için bir "insan seçmen" mi gerekiyor?
Bir "eş seçmen mi gerekiyor"?
Bu durumda nelere dikkat etmek gerekir dersin?
Özellikle bu sorular üzerinde yoğunlaştığımızda şunları da beraberinde düşünmeliyiz:
·       Bir insanı sadece elde ettiği diploması ile, bitirdiği okullar ile, mesleği ile, işi ile, gelir düzeyi ve varlıkları ile, toplumsal statüsü ile bakamazsınız. Bu veriler tabii ki ilk bakışda kolayca kategorize etmek için kullanılır.
·       Bir insanı değerlendirirken, bir insan seçerken, bir arkadaş seçerken çok dikkatli ve akılcı davranmak gerekir. Sadece tesadüflerle bir araya gelmiş olmak, toplumun bir kesiminde bir arada bulunuyor olmak "O" kişiye güvenilir, seçilen bir insan olmayı gerektirmez.
·       Tabii ki insanları değiştirmek, onları yargılamak hiç de gerekli değildir. Buna zaten gücünüz yetmez.
·       Yaşam ve eğitim bir davranış değiştirme sürecidir.
·       Birey davranı­şında kendi yaşantısı yoluyla değişikliği meydana getirir.
·       Okuldaki öğrenmeler yaşam için büyük ve önemli bir bölümü oluşturur. Okulda, önceden belirlenmiş kimi davranışlar belli dersler aracılığıyla öğrencilere kazandırılması amaçlanır.
·       Ölçme ve bunları değerlendirme denildiğinde ise öğrencinin ne denli ve hangi ölçüde öğrenilenleri aldığı kavradığı saptanır.
·       Öğrencilerin özelliklerinin tanınması, kendilerindeki bu özelliklerin farkında olması, uygun meslek, alan ve ders tercihleri yapılabilmesi an­cak doğru değerlendirme sonuçlarına dayanır.
·       Değerlendirmenin diğer bir işlevi de öğretmeni sürekli olarak daha iyiyi aramaya sevk etmesidir.
·       Başarı düzeyi, sıcaklık, zekâ düzeyi, insanların bir duruma karşı tutumları dolaylı ölçme örnekleridir.
·       Sadece okuldan alınan öğrenim ise bir parçasıdır insanın oluşumunun. Eğitilebilme, terbiye, edep, ahlak değerleri, zekasını kullanabilmek, toplumsal-geliştirilmiş akıl... ile de insanın ana vasıfları-karakterleri oluşur. Deneyimlerinden ne dersler çıkardığı ve bunları kullanabilme yeteneği ile birleşir.
·       Genetik özelliklerini ve de bu özelliklerini nasıl yönlendirebildiğini de bu genel tablonun tabanına yerleştirebildiğimizde daha iyi görebiliriz.
·       Yaşam boyu senin yanında olacak, güvenebileceğin, sana huzur verecek, kişiliği sağlam... bir "eş" seçmen gerektiğinde, evet, çok ciddi ve nesnel bakmak gerekecek. Çevrende bulunanların dürüst olamayacaklarını ve sadece pohpohlamak üzerine bir yaklaşımları olacağını hiç unutmamak gerekir.
·       Yanlış bir kişiyi seçiyor gibi olma durumunda, çok fazla incelemeden ona kapılıyor gibi olduğunda ise senin gerçek, güvenilir dostların da yanında olmayabilir. Belki de onları bu yanlış seçimlerinle yitirmiş de olabilirsin.
·       İlkeli ve nesnel, akılcı bir seçimi yapamadığında artık içine düştüğün durum "akıllı olmayan" bir tablo çizmektedir.

Yüzüne söylemeseler de arkandan şunları söyleyebilirler:
- Yazık kendi değerini "kendisi" bilemedi.
- Kendi düşen ağlamaz.
- Bana ne yaa... Gözünü açsaydı da akıllı olsaydı..
-
-
·       Olsun, yine de ben istiyorum, da diyebilirsin. "Olmazsa da bakarım, bırakır, çeker, giderim" de diyebilirsin.
·       Üzülmen ve en yakınlarını, aileni üzmen artık pek de bir işe yaramayacaktır.
·       Geçmiş olsun!
  
     Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 26.08.2018, K
*** Bu yazımı her hangi birisini hedefleyerek yazmadım. Genel olarak ve de kadın erkek ayrımı yapmaksızın düşünerek yazdım. Çok olumlu ve akıllı seçimleri yapanlar da olabilir tabii ki.. Olmalıdır da! 
Uyumlu ve mutlu evlilikler önemlidir. 
"İyi ki ben seninle evlenmişim" diyebilmek ne kadar güzel!