. Ailelerin Eğitim ve
Öğretimden Beklentileri
. Genelde tüm anne ve babalar için olduğu gibi
Almanya'da yaşayan anne ve babaların
eğitim ve öğretimden, okuldan beklentileri çok yönlüdür.
. Genel olarak anne ve babalar yaşadıkları
ülkedeki okul düzenini, var olan sorumluları ve haklarını bilememektedirler.
. Buna bağlı olarak da dünya üzerinde
nerelerde hangi tür eğitim anlayışı, hangi tür öğretim modelleri vardır
konusunda da hiç bir bilgiye sahip değillerdir.
. Ailenin sosyo-kültürel yapısına ve düzeyine
göre onların çocukları için beklentileri ve yönlendirmeleri de farklı
olacaktır.
- Çocuklarımız hem içinde
bulunduğumuz toplumun hem de aile olarak bizim yarınlarımızdır.
. Çocuklarımızın öğretim ve eğitimde alması
gereken en iyi yeri alamadıkları ve kendi sorunlarıyla baş başa bırakıldıkları
ortadadır.
İstatistikler bu yöndeki
verilerle doludur.
Eğitime, okullaşmaya yapılan
yatırım, ancak, çok uzun yıllar sonra kendisini gösterir.
Ellerinde bulunan var sayımlar,
bilgiler daha çok Türkiye'deki durum ya da kendi deneyimleri ve okul
yaşamlarıdır.
İkinci kuşak anne ve babalar da
çok büyük bir çoğunlukla okula bakış açıları ve okul yaşamında yer almaları çok
yoğun değildir.
Almanya'da okula devam etmiş
olan şimdiki anne ve babaların da yine kendi anadilinde yetişememiş olmaları ve
çok kültürlü toplum açısından bir bilince sahip olmamaları da sorunu
kolaylaştıramamaktadır.
Birçok anne ve baba çocuklarının
zaten Türkçe konuştuklarını "düşünmekte"dirler.
Yazılı dilde sorunlarının
olacağını akıllarına getirememektedirler.
Çocukların Türkçe dilinde
kullandıkları kalıplar çok basit ve sınırlı düzeyde kalmaktadır.
• Doğru ve amacına tam uygun bir
tümce kurumu genellikle her zaman olmamaktadır.
• Yazılı anlatımın her türünde
ise çocuklar çok büyük zorluklarla karşılaşmaktadırlar.
• Bunun ana nedeni de çocuğun
tüm yaşamı boyunca en baştan başlamak üzere anadili eğitim ve öğretim alamamış
olmasında yatmaktadır.
• Anne ve babalar ise bu durumu
ince ayrıntılarına değin düşünecek ve irdeleyip bu alanda bir uğraşa girecek
yapıya ulaşamamışlardır.
• Genelde Türkçe dilli anne ve
babaların kendi eğitim ve öğretim düzeyleri sınırlı olduğu içindir ki
çocuklarının okul yaşamına bakışları da çok sınırlı kalmaktadır.
• Uzun süreli bir okul ve meslek
öğrenimi yarine daha kısa süre içinde çocuklarının yaşama atılmalarını
düşünmektedirler.
• Bunun etkenlerinden biri de
Almanya toplumuna olan güvensizlikleridir.
• Çocuklarının kendi denetimleri
ve güvenlilikleri altında yetişmelerini istemektedirler.
• Uzun süreli okul yaşamında
çocukların her hangi bir şekilde başlarına bir şeyler gelebileceği korkusunu
yaşamaktadırlar.
• Ya hiç bir şey öğrenemeden
kalırlarsa, diye düşünüp daha çabuk ve sağlam bir şekilde olmak üzere az ya da
çok bir mesleğe ulaşmalarını istemektedirler.
• Tüm bu çerçevede kendilerine
yol gösterecek ve danışmanlık hizmeti verecek, kendi özelliklerini çok iyi
tanıyan danışma/ uzmanlık merkezleri olmaması da sorunu daha da arttırmaktadır.
• Çocuklarımızın karşılaştığı
sorunlar çok ileri boyutlara varmıştır.
• Onların hem kendi
kültürlerinden hem de yaşadıkları çevreden yararlanarak en iyi biçimde
yetişmelerini sağlayacak yolları açmamız gerekmektedir.
• Onların en iyi meslekleri elde
etmeleri ve iyi birer yurttaş olarak yetişmelerini sağlayabilmek en başta Türk
toplumunun görevi olmalıdır.
• Ortak sorunlara çözüm
yollarını birlikte aramamız gerekmektir.
• Çocuklarımızın suça itilme
rizikoları ve nedenleri diğer halk gruplarına göre daha da öne çıkmaktadır.
• Onların Alman ve Türk
toplumunda örnek anneler ve babalar olacakları biçimde yetişebilmelerinin
koşullarını sağlayabilmeliyiz.
• Tüm olanaklarımızı
birleştirerek onların en iyi biçimde korunmalarını ve eğitimde şans eşitliğini
sağlatabilmek için bilgi ile ve bilinç ile bıkmadan uğraş vermeliyiz.
• Yuvalarımızın sıcaklığını hiç
yitirmemek dileğiyle..
. Öğretmen Gönen Çıbıkcı, 2022.01.21, MŞ.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: