2 Mayıs 2025 Cuma

DENETLEME

     "DENETLEME"      .

Çağdaş demokrasilerde devletin "denetleme mekanizmaları" neden çok önemlidir?

Denetleme mekanizmaları, kurumları iktidarı denetleyemez ise ortaya ne gibi sorunlar çıkar, devletin durumu ne olur? 

İktidarın sınırsız ve denetimsiz olması, demokrasinin temel ilkeleriyle çelişir ve ciddi sorunlara yol açabilir.

Çağdaş demokrasilerde devletin denetleme mekanizmaları hayati bir öneme sahiptir çünkü bu mekanizmalar, iktidarın kötüye kullanılmasını engellemenin, şeffaflığı sağlamanın ve hesap verebilirliği tesis etmenin temelini oluşturur.

A) DENETLEME MEKANİZMALARININ ÖNEMİ:

İktidarın Kötüye Kullanılmasını Engellemek:

Denetleme mekanizmaları, yöneticilerin ve devlet kurumlarının yetkilerini keyfi bir şekilde kullanmasını önler. Bu sayede yolsuzluk, kayırmacılık ve diğer etik dışı davranışların önüne geçilir.

Şeffaflığı Sağlamak:

Etkili denetim, devletin faaliyetlerinin kamuoyuna açık olmasını teşvik eder. Şeffaflık, vatandaşların devletin işleyişi hakkında bilgi sahibi olmasını ve hesap sorabilmesini sağlar.

Hesap Verebilirliği Tesis Etmek:

Denetleme mekanizmaları, devlet kurumlarını ve yöneticilerini eylemlerinden sorumlu tutar. Yanlış kararlar veya hukuka aykırı uygulamalar tespit edildiğinde, sorumlular hakkında gerekli işlemlerin yapılması sağlanır.

Hukukun Üstünlüğünü Güvence Altına Almak:

Bağımsız ve etkili denetim organları, yasaların eşit şekilde uygulanmasını ve kimsenin hukukun üzerinde olmadığını garanti eder.

Vatandaşların Güvenini Artırmak:

Şeffaf ve hesap verebilir bir devlet yönetimi, vatandaşların devlete olan güvenini artırır. Bu da toplumsal huzur ve istikrarın sağlanmasına katkıda bulunur.

Demokratik Süreçlerin Sağlıklı İşlemesini Temin Etmek:

Denetleme mekanizmaları, seçimlerin adil bir şekilde yapılmasını, siyasi partilerin faaliyetlerinin yasalara uygun olmasını ve temel hak ve özgürlüklerin korunmasını sağlayarak demokratik süreçlerin sağlıklı işlemesine katkıda bulunur.

B) DENETLEME MEKANİZMALARI İKTİDARI DENETLEYEMEZSE NE OLUR?

Ortaya çıkacak sorunlar ve devletin durumu:

Eğer denetleme mekanizmaları kurumları iktidarı denetleyemez hale gelirse, devletin durumu ciddi şekilde olumsuz etkilenir ve pek çok sorun ortaya çıkar:

Otoriterleşme ve Keyfilik:

İktidarın denetimsiz kalması, yöneticilerin keyfi kararlar almasına ve otoriterleşmesine yol açar. Hukukun üstünlüğü ilkesi zedelenir ve temel hak ve özgürlükler kısıtlanabilir.

Yolsuzluk ve Kaynak İsrafı:

Denetimsiz bir ortamda yolsuzluk yaygınlaşır. Kamu kaynakları, kamu yararı yerine kişisel veya siyasi çıkarlar doğrultusunda kullanılır ve büyük bir israf ortaya çıkar.

Hukuksuzluk ve Adaletsizlik:

Denetim mekanizmalarının işlevsizleşmesi, yasaların uygulanmasında keyfiliklere neden olur. Vatandaşlar, haklarını arayacak etkili bir merci bulamaz ve adaletsizlik duygusu yaygınlaşır.

Vatandaşların Güveninin Kaybolması:

Şeffaflık ve hesap verebilirliğin olmaması, vatandaşların devlete olan güvenini sarsar. Bu durum, toplumsal huzursuzluğa, siyasi katılımsızlığa ve hatta toplumsal çatışmalara yol açabilir.

Ekonomik İstikrarsızlık: Yolsuzluk, kaynak israfı ve hukuksuzluk, ekonomik istikrarı olumsuz etkiler. Yatırımlar azalır, ekonomik büyüme yavaşlar ve gelir dağılımı bozulur.

Uluslararası İtibarda Düşüş:

Denetimsiz ve otoriterleşen bir devletin uluslararası alandaki itibarı zedelenir. Bu durum, uluslararası ilişkilerde sorunlara, ekonomik yaptırımlara ve izolasyona yol açabilir.

Devletin Meşruiyetinin Kaybı:

Denetim mekanizmalarının işlevsizleşmesi ve yukarıda sayılan sorunların ortaya çıkması, devletin "yurttaşlar nezdindeki" meşruiyetini ciddi şekilde zedeler.

Halk, devleti kendi çıkarlarını koruyan bir kurum olarak görmemeye başlar.

C) DEVLET BAŞKANI da DENETLENMELİ Mİ?

Devlet başkanının denetlenmesi, "demokratik bir hukuk devletinin" temel unsurlarından biridir. Etkili denetim mekanizmaları sayesinde:

Hesap Verebilirlik Sağlanır:

Liderler, eylemlerinin sonuçlarından sorumlu tutulur ve keyfi davranışları engellenir.

Şeffaflık Artar: Yönetim süreçleri ve kararlar kamuoyuna açık hale gelir, bu da güveni artırır.

Hukukun Üstünlüğü Güçlenir:

Herkesin, devlet başkanı dahil olmak üzere, yasalar önünde eşit olduğu ilkesi korunur.

Kötü Yönetim Riski Azalır: Yanlış kararların ve uygulamaların önüne geçilir veya düzeltilmesi sağlanır.

Demokrasi Korunur:

Güçler ayrılığı ilkesi ve denge-denetleme mekanizmaları sayesinde otoriterleşme eğilimleri engellenir.

Ç) SAKINCASI VAR MIDIR?

.  Eğer günümüzde bir devletin başındaki kişi denetlenemez ise, bu durum pek çok ciddi sakıncaya yol açabilir.

.  Denetim mekanizmalarının olmaması veya etkisiz olması, gücün kötüye kullanılması, keyfilik, yolsuzluk ve hatta otoriterleşme gibi riskleri beraberinde getirir.

D) BU DURUMUN OLASI SONUÇLARINDAN BAZILARI:

Güç Kötüye Kullanımı:

Denetimsiz bir lider, sahip olduğu yetkileri kendi çıkarları, yakın çevresinin menfaatleri veya ideolojik saplantıları doğrultusunda kullanma eğiliminde olabilir. Bu durum, kamu kaynaklarının yanlış yönetilmesine, adaletsiz uygulamalara ve vatandaşların haklarının ihlaline yol açabilir.

Keyfilik ve Hukuksuzluk:

Hesap verme zorunluluğu olmayan bir lider, hukukun üstünlüğünü göz ardı edebilir, keyfi kararlar alabilir ve yasal düzenlemeleri kendi isteğine göre yorumlayabilir. Bu durum, öngörülebilirliğin ve güvenin azalmasına, hukuki güvencelerin zayıflamasına neden olur.

Yolsuzluk ve Kaynakların Yanlış Kullanımı:

Denetim mekanizmalarının yokluğu, kamu kaynaklarının şeffaf olmayan ve usulsüz yollarla harcanması riskini artırır.

Yolsuzluk, devletin ekonomik kaynaklarını tüketir, kamu hizmetlerinin kalitesini düşürür ve toplumsal adaletsizliği derinleştirir.

Otoriterleşme ve Demokrasi Açığı:

Denetlenemeyen bir lider, zamanla gücünü daha da merkezileştirme, muhalefeti baskılama, temel hak ve özgürlükleri kısıtlama eğilimi gösterebilir. Bu durum, demokratik kurumların zayıflamasına ve otoriter bir yönetim anlayışının yerleşmesine yol açabilir.

Toplumsal Huzursuzluk ve İstikrarsızlık:

Adaletsizlik, keyfilik ve yolsuzluğun yaygınlaşması, toplumda hoşnutsuzluğa, güvensizliğe ve hatta sosyal çatışmalara neden olabilir. Yönetime olan inancın azalması, toplumsal huzuru ve istikrarı olumsuz etkiler.

Uluslararası İlişkilerde Sorunlar:

Denetimsiz ve otoriterleşen bir yönetim, uluslararası alanda da itibar kaybına, yalnızlaşmaya ve hatta yaptırımlarla karşılaşmaya neden olabilir. Uluslararası normlara ve değerlere aykırı uygulamalar, ülkenin dış politikasını olumsuz etkiler.

SONUÇ OLARAK       :         

.   Çağımıza yakışan demokrasilerde devletin "denetleme mekanizmaları" sağlıklı bir yönetim için vazgeçilmezdir.

.  Bu mekanizmaların etkin bir şekilde işlemesi, iktidarın sınırlandırılması, şeffaflığın sağlanması, hesap verebilirliğin tesis edilmesi ve hukukun üstünlüğünün korunması açısından kritik öneme sahiptir.

.  Günümüzde bir devlet başkanının denetlenememesi, demokratik değerlere, hukukun üstünlüğüne ve toplumsal refaha büyük zarar verebilecek ciddi sakıncaları beraberinde getirir.

.  Sağlıklı bir yönetim için etkili ve bağımsız denetim mekanizmalarının varlığı hayati önem taşır.

.  Aksi takdirde, devlet otoriterleşme, yolsuzluk, hukuksuzluk ve meşruiyet kaybı gibi ciddi sorunlarla karşı karşıya kalır.

.  Türkiye Cumhuriyeti kuruluş ilkelerine, hedeflerine ve temel amaçlarına en uygun bir yönetim ile, parlamenter, çağdaş, anayasal bir hukuk devleti olarak adil bir biçimde yönetilmelidir.

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2025.05.02, MŞ

.       (Araştırma ve değerlendirme yazım)

 

CUMHURİYET PROJESİ

 .  CUMHURİYET PROJESİ     .

.  Bir yurttaş olarak CUMHURİYET projesinin ne olduğunu merak ediyor musunuz?

.  Kurtuluş savaşı sonrasında kurulan Türkiye Cumhuriyeti ilkeleri ve devrimleri ile nasıl bir projedir?

.  Bu tanımlamalar cumhuriyetin temelindeki "ideal ve hedefleri" çok güzel özetliyor aslında…

1. Cumhuriyet bir "insan olma" projesidir.

Cumhuriyetin bireyi temel aldığını ve her vatandaşın insan olarak değerini vurguladığını gösterir.

Cumhuriyet, insanın özgürleşmesi, potansiyelini gerçekleştirmesi ve onurlu bir yaşam sürmesi için bir zemin oluşturmayı amaçlar.

2. Cumhuriyet "çağdaş uygarlık" düzeyine erişme projesidir.

Cumhuriyetin dinamik ve ilerlemeci bir yapıda olduğunu işaret eder.

Amaç, bilimde, sanatta, teknolojide ve toplumsal hayatta sürekli gelişerek modern dünyanın bir parçası olmak ve hatta bu uygarlığa katkıda bulunmaktır.

3. Cumhuriyet bir "insanca yaşama" projesidir.

Cumhuriyetin sadece soyut ideallerle sınırlı kalmadığını, aynı zamanda vatandaşlarının refahını ve mutluluğunu hedeflediğini gösterir. Bu, ekonomik kalkınma, sosyal adalet, eğitim ve sağlık gibi alanlarda iyileştirmeler yapmayı içerir.

4. Cumhuriyet bir "hukuk devleti" projesidir.

Hukuk devleti ilkesi, Cumhuriyetin temel taşlarından biridir.

Bu, herkesin yasalar önünde eşit olduğu, devletin de yasalarla bağlı olduğu ve keyfi uygulamaların olmadığı bir düzeni ifade eder. Hukukun üstünlüğü, vatandaşların hak ve özgürlüklerinin güvencesidir.

5. Cumhuriyet bir "eşit haklarda yurttaş olma" projesidir.

.  Cumhuriyetin tüm vatandaşlarına dil, din, ırk, cinsiyet veya sosyal statü farkı gözetmeksizin eşit haklar tanıdığını belirtir.

.  Bu da herkesin siyasi süreçlere katılımı, kamu hizmetlerinden yararlanma ve yasalar önünde adil muamele görme hakkını içerir.

.  Cumhuriyet Projesi, "bireyi merkeze" alan, sürekli gelişmeyi ve çağdaşlaşmayı hedefleyen, vatandaşlarının refahını ve mutluluğunu amaçlayan, hukukun üstünlüğüne dayanan ve tüm vatandaşlarına eşit haklar tanıyan bir "insanlık projesi"dir.

.  Bu, yalnızca bir "yönetim biçimi" olmanın ötesinde, bir "yaşam felsefesi" ve "toplumsal idealdir".

   CUMHURİYET PROJESİne içerik olarak şöyle bakabiliriz:

.   Kurtuluş Savaşı'nın ardından kurulan Türkiye Cumhuriyeti, ilkeleri ve gerçekleştirdiği devrimlerle çok yönlü ve kapsamlı bir "modernleşme projesi" olarak nitelendirilmelidir.

.  Bu büyük proje, savaşın yıkıcı etkilerinden sonra ülkeyi yeniden inşa etmeyi, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmayı ve bağımsız, egemen bir ulus devlet yaratmayı hedefliyordu.

  BU PROJEYİ CUMHURİYETİN İLKELERİ VE DEVRİMLERİ ŞU ŞEKİLDE TEMSİL EDER:

1. Ulusal Bağımsızlık ve Egemenlik Projesi:

.  Temel İlke:

Milli Egemenlik. Kurtuluş Savaşı'nın en temel amacı olan ulusal bağımsızlık, Cumhuriyetin ilanıyla taçlanmıştır.

Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olması ilkesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun monarşik yapısına ve dış güçlerin müdahalesine karşı kesin bir kopuşu ifade eder.

.  Devrimler:

Saltanatın Kaldırılması (1922), Ankara'nın Başkent İlanı (1923), Cumhuriyetin İlanı (1923).

Bu devrimler, yeni devletin siyasi çerçevesini çizerek ulusal iradenin temsilini ve bağımsızlığı pekiştirmiştir.

2. Çağdaşlaşma ve Batılılaşma Projesi:

.  Temel İlke:

Çağdaşlaşma ve Batılılaşma. Cumhuriyet, bilim, akıl ve çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmayı temel hedef olarak belirlemiştir. Bu ilke, toplumsal, ekonomik, hukuki ve kültürel alanlarda köklü değişiklikleri gerektiriyordu.

.  Devrimler:

Tevhid-i Tedrisat Kanunu (1924), Şapka ve Kıyafet İnkılabı (1925), Tekke, Zaviye ve Türbelerin Kapatılması (1925), Medeni Kanun'un Kabulü (1926), Uluslararası Takvim, Saat ve Ölçülerin Kabulü (1925-1931), Türk Harflerinin Kabulü (1928), Türk Dil ve Tarih Kurumlarının Kurulması (1931-1932), Üniversite Reformu (1933). Bu devrimler, eğitimden hukuka, kılık kıyafetten düşünce yapısına kadar birçok alanda modernleşmeyi amaçlamıştır.

3. Ulus İnşası ve Birlik Projesi:

.  Temel İlke:

Milliyetçilik ve Halkçılık. Cumhuriyet, ortak bir tarih, dil ve kültür etrafında birleşmiş, eşit haklara sahip yurttaşlardan oluşan bir ulus yaratmayı hedeflemiştir. Halkçılık ilkesi, sınıfsız ve imtiyazsız bir toplumu öngörür.

.  Devrimler:

Soyadı Kanunu (1934), Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkının Tanınması (1930-1934). Bu devrimler, ulusal birliği güçlendirmeyi, toplumsal eşitliği sağlamayı ve tüm vatandaşların siyasi hayata katılımını teşvik etmeyi amaçlamıştır.

4. Hukuk Devleti Projesi:

.  Temel İlke:

Hukuk Devleti. Cumhuriyet, keyfi yönetim yerine hukukun üstünlüğüne dayalı bir devlet yapısı kurmayı amaçlamıştır. Yasalar önünde eşitlik ve adil yargılanma hakkı temel prensiplerdir.

.  Devrimler:

Yeni Türk Anayasalarının Kabulü (1921, 1924), Medeni Kanun ve diğer laik hukuk düzenlemelerinin kabulü. Bu adımlar, modern ve laik bir hukuk sisteminin oluşturulmasını sağlamıştır.

5. Ekonomik Kalkınma Projesi:

Cumhuriyetin ilk yıllarında ekonomik kalkınma da önemli bir hedef olmuştur. Özellikle sanayi ve tarım alanlarında kalkınma hamleleri başlatılmış, milli bir ekonomi oluşturulmaya çalışılmıştır.

Devletçilik ilkesi de bu dönemde ekonomik kalkınmada önemli bir rol oynamıştır.

  BUGÜN:                                   .

.  Kurtuluş Savaşı sonrasında kurulan Türkiye Cumhuriyeti, ilkeleri ve devrimleriyle, bağımsız, egemen, çağdaş, laik, demokratik ve hukuk devleti olma yolunda kapsamlı bir modernleşme projesidir.

.  Hiçbir endişeye ve şüpheye gerek kalmaksızın bu büyük ve çağdaş projeye katılmamız ve gurur duymamız gerekir.

.  "Cumhuriyet projesinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk etkisi, rolü ve emekleri, çabaları nelerdir", diye düşünmek, araştırmak ve bunları anlamak, kavramak içinde bulunduğumuz "sorunları çözümlemede" bizlere yardımcı olacaktır.

.  Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu proje ile  ülkeyi geçmişin prangalarından kurtararak, geleceğe umutla bakmasını sağlamayı amaçlamıştır ve Türkiye'nin bugünkü kimliğinin temelini oluşturmaktadır.

.  Karşı devrimci olan her türlü sözlere, kışkırtmalara ve bölücü girişimlere karşı dik ve güçlü durmamız ve tümüyle önemli ve çok değerli olan bu "CUMHURİYET PROJESİ"ne sahip çıkmalı ve geliştirmeliyiz.

.  Atatürk'ün "Gençliğe Seslenişi" tüm içeriği ve anlamı ile bugün bize en büyük yol gösterici olmaktadır.

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, GC-A-25.05.02, MŞ.

.       (Araştırma ve değerlendirme yazım)

TÜRK MUCİZESİ

 .  TÜRK MUCİZESİ VE CUMHURİYET PROJESİ   .

.  Dünya tarihinde çok önemli ve saygın bir yeri olan TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI'nda ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda, Cumhuriyet Projesi'nde GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK etkisi, rolü ve emekleri, çabaları nelerdir?

.  Cumhuriyet Projesi'nin hayata geçirilmesinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün etkisi, rolü, emekleri ve çabaları, bu projenin adeta mimarı ve baş aktörü olarak tanımlanabilir.

.  Onun ileri görüşü, vizyonu, liderliği, kararlılığı ve fedakarlığı olmadan Cumhuriyetin kuruluşu ve ilkelerinin yaşama geçirilmesi olası olmazdı.

.  Atatürk'ün bu projede oynadığı kilit rol ve gösterdiği çabalar çoktur ve çok yönlüdür.

1. VİZYON VE İDEOLOJİK TEMELLERİN OLUŞTURULMASI:

a- Bağımsızlık ve Milli Egemenlik İdeali:

Atatürk, Kurtuluş Savaşı'nın başından itibaren tam bağımsızlık ve kayıtsız şartsız milli egemenlik idealini savunmuş ve bu ideali tüm mücadelenin merkezine yerleştirmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş sürecinde, tek kurtuluş yolunun milletin kendi kaderini tayin etmesi olduğuna inanmıştır.

b- Çağdaşlaşma ve Uygarlık Hedefi:

Atatürk, Türkiye'yi çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırma vizyonuna sahipti. Bu, sadece siyasi bağımsızlıkla sınırlı kalmayıp, toplumsal, ekonomik, kültürel ve bilimsel alanlarda da modernleşmeyi içeriyordu.

c- Laik ve Akılcı Bir Toplum Anlayışı:

Atatürk, dogmalar yerine aklı ve bilimi rehber edinen, laik bir toplum yapısının modernleşmenin temel şartı olduğuna inanıyordu. Bu anlayış, Cumhuriyetin birçok devriminin de temelini oluşturmuştur.

2. KURTULUŞ SAVAŞI'NIN LİDERLİĞİ VE CUMHURİYETİN TEMELLERİNİN ATILMASI:

a- Milli Mücadelenin Önderliği:

Atatürk, işgal güçlerine karşı verilen Kurtuluş Savaşı'nda eşsiz bir liderlik sergilemiştir. Askeri dehası, stratejik öngörüsü ve milletin inancını birleştirerek zaferin kazanılmasında hayati bir rol oynamıştır.

b- Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Kurulması:

Kurtuluş Savaşı'nı yönetmek ve milli iradeyi temsil etmek amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kurulmasına öncülük etmiştir. Bu, Cumhuriyetin temellerinin atıldığı en önemli adımlardan biridir.

c- Saltanatın Kaldırılması:

Milli egemenlik ilkesine aykırı olan saltanatın kaldırılmasına liderlik ederek, Cumhuriyetin önündeki en büyük engeli ortadan kaldırmıştır.

3. CUMHURİYETİN İLANI VE İLKELERİNİN YERLEŞTİRİLMESİ:

a- Cumhuriyetin İlanı:

29 Ekim 1923'te Cumhuriyetin ilanı, Atatürk'ün uzun süredir hedeflediği modern ve demokratik bir devletin kuruluşunu resmileştirmiştir. Bu, Türkiye'nin yönetim biçiminde "köklü bir değişimi" ifade ediyordu.

b- Cumhuriyetin Temel İlkelerinin Belirlenmesi:

Atatürk'ün düşünceleri ve yönlendirmeleriyle Cumhuriyetin temel ilkeleri (milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik, cumhuriyetçilik, inkılapçılık) belirlenmiş ve Anayasa'ya dahil edilmiştir. Bu ilkeler, Cumhuriyet Projesi'nin ideolojik çerçevesini çizmiştir.

4. DEVRİMLERİN GERÇEKLEŞTİRİLMESİ VE TOPLUMSAL DÖNÜŞÜMÜN SAĞLANMASI:

a- Devrimlerin Önderliği ve Savunuculuğu:

Atatürk, Cumhuriyetin temel ilkelerini hayata geçirmek amacıyla gerçekleştirilen bir dizi devrimin (eğitim, hukuk, kılık kıyafet, dil, tarih vb.) en büyük destekçisi ve uygulayıcısı olmuştur. Bu devrimlerin gerekliliğini halka anlatmış ve karşı çıkanlara karşı kararlılıkla durmuştur.

b- Toplumsal Değişimin Teşvik Edilmesi:

Atatürk, sadece yasal düzenlemelerle kalmamış, aynı zamanda halkın düşünce yapısının değişmesi, kadının toplumdaki yerinin güçlenmesi, bilime ve sanata önem verilmesi gibi konularda da öncü rol oynamıştır. Nutuk gibi önemli eserleriyle Cumhuriyetin felsefesini ve hedeflerini gelecek nesillere aktarmıştır.

c- Eğitim Seferberliği:

Yeni nesillerin Cumhuriyetin değerleriyle yetişmesi için eğitime büyük önem vermiş, okuma yazma oranını artırmak için seferberlik başlatmıştır.

5. KURUMLARIN OLUŞTURULMASI VE DEVLET YAPISININ İNŞASI:

a- Modern Devlet Kurumlarının Tesisi:

Atatürk'ün liderliğinde, çağdaş bir devlet yapısı oluşturmak amacıyla yeni kurumlar kurulmuş ve mevcut kurumlar modernize edilmiştir. Hukuk sisteminden eğitim sistemine, ekonomiden orduya kadar birçok alanda yeniden yapılanma gerçekleştirilmiştir.

b- Laik Devlet Anlayışının Yerleştirilmesi:

Din ve devlet işlerinin ayrılması prensibi olan laiklik, Atatürk'ün önderliğinde Cumhuriyetin temel niteliklerinden biri haline getirilmiştir. Bu, "akılcı ve bilimsel" düşüncenin gelişmesi için önemli bir zemin oluşturmuştur.

.    KISACA:     .

.  Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet Projesi'nin sadece fikir babası değil, aynı zamanda bu fikri yaşama geçirmek için her türlü fedakarlığı gösteren, "askeri ve siyasi" dehasıyla ülkeyi "bağımsızlığa" kavuşturan, gerçekleştirdiği "devrimlerle" toplumu dönüştüren ve çağdaş, modern Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini atan eşsiz bir liderdir.

.  Onun etkisi, rolü, emekleri ve çabaları olmasaydı, "Cumhuriyet Projesi" hayal olarak kalmaya mahkum olabilirdi.

.  Atatürk'ün mirası, Cumhuriyetin ilkeleri ve idealleriyle bugün de yaşamaya ve Türkiye'ye yol göstermeye devam etmektedir.

.  Son yıllarda ortaya çıkan ve gittikçe de artan sorunlarla mücadele edebilmemiz ve çözüm yolları bulabilmemiz için tüm bu temel ilkeleri ve değerleri çok iyi kavramak gereklidir.

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2025.05.02, MŞ.

.       (Araştırma ve değerlendirme yazım)