1 Eylül 2018 Cumartesi

Kuşadası Kitap Günleri

-  Kuşadası Kitap Günleri

.   25 ağustos- 2 eylül 2018

"Kuşadası belediyesinin düzenlediği beşinci geleneksel kitap ve edebiyat günleri"

·       Meydanda, açıkta.. El heykelinin yakınında...

·       İç içe...

·       Tezgahlarda... Sergilerde...

·       Çok dar ve havasız bir alan.

·       Dip dibe sergiler.

·       Tepede sıcak.

·       Görevliler sıkışık bir alanda hizmet vermeye çalışıyor.

·       Ziyaretçiler zar zor ilerleyerek sergilere bakmaya çalışıyor.

·       KUŞADASI böyle bir kitap sergisini kendine yakıştırıyor.

·       KUŞADASI kitap sergileri açık.

·       İnsanlar o çok dar aralardan gelip, geçiyorlar.

·       Genelde fiyatlar 10 TL.

·       İndirim de var.. 5,-- TL kitap da var.

·       Hemen herkes kucak dolusu kitap alacak sanırsınız. Ama, yok.

·       Bizim insanımız paket, paket sigarasını içer, birasını, rakısını içer, Starbucks da kahvesini içer, MADO dondurmasını yer, çekirdeğini çıtlatır, spor toto oynar, çocuklarına bisküvi alır.... Maçlara gider, taraftar formaları alır... Oh ne mutlu... "Sefam olsun!" der ve mutludur.

·       Kitap sergi alanında belediye hizmet olsun diye internet bağlamış mı? Orada çalışanların, ziyaretçilerin yiyecek, içecek sorunu olur diye düşünmüş mü?

·       Sergide insanların havasızlıktan bayılabileceğini hiç düşünen bir yetkili olmuş mu?

·       Sergide yer alan katılımcı kitapçılar çok huzurlu ve mutlu mu olmuş....

·       Kısacası bu sergi modelini KUŞADASI diye adlandırdığımız bir turizm kentine yakıştırmayan olmuş mu?

·       "Ooohh ne güzel"... deyip de gelip, geçenimiz çok mu mutlu olmuş...

·       Düşünmeyen, analiz yapmayan, sorgulamayan, araştırıp, gelişim ve çözüm yollarını sunamayan okur yazarımız, aydınımız (??) mı varmış.....

·       Türkiye'yi çok sevenimiz mi varmış....

·       ÇAĞ atlayan bir Türkiye için sevinen bir halkımız mı varmış...

·       KUŞADASI bu sergileme modelinden çok hoşnut olabilir.

·       Ben bu modelin değişmesini öneriyorum.

·       Daha geniş ve çağdaş bir uygulama modeli bulunmalı.

·       Kongre salonları kullanılmalı, toplu taşıma araçları ile insanlar getirilip, götürülmeli...

·       Ülkenin tanınmış kitap evleri, yayıncıları, dağıtımcıları çağırılmalı, sempozyumlar, sohbetler düzenlenmeli.

·       Ülke genelinde tanınmış gazeteciler, TV habercileri davet edilmeli.

·       KUŞADASI adına örgütlenmiş dernekler, odalar, yerel makamlar, işletme sahipleri davet edilmeli, onların dünyasında "kitap" nedir, diye sorulmalı, söz hakkı verilmeli...

·       Kitap sergileme alanı olarak sahildeki "el heykeli" çevresi hiç uygun bir yer değil.

·       Bunun yerine "Kuşadası uluslar arası kongre merkezi" kullanılmalıdır. Her türlü çağdaş olanakları olan bu tesis hem ziyaretçilere, hem de sergi sahiplerine, hem de ziyaretçilere çok büyük yararlar sağlayacaktır. Tabii ki tanıtımın ve organizenin zamanında ve tam olarak, eksiksiz yapılması gerektiğini düşünüyorum.

·       Ziyaretçilerin kongre merkezine taşınması gibi bir yöntem uygulanmalıdır. Ücretsiz otobüs, minibüs taşımacılığı ile ziyaretçiler götürülür ve getirilir.

·       Kongre merkezinin çağdaş olanaklarından yararlanılarak çeşitli, aktiviteler, programlar sunulabilir. Kentin diğer kültür, sanatla ilgilenen kuruluşları sergiler açabilir. Yiyecek, içecek tezgahları, eğlence programları sunulur.

·       İnsanlar temiz bir ortamda çağdaş bir "kitap fuarı"nın kültürel ortamında mutlu olurlar.

·       Bu büyük olanağı değerlendiremiyor iseniz, bir diğer olanak var:

.     "Kuşadası AVM" SÖKE yolunda, sağda... Her gün binlerce kişinin ziyaret ettiği ve her türlü alt yapısı olan bir koca merkez. Çok geniş meydanları, tiyatrosu, WC'leri, yiyecek dükkanları, yeşillik ve temiz havası, ulaşım kolaylığı, çok geniş otomobil park alanları ile çok uygun bir merkez. Bu seçenek çok daha iyi değerlendirilebilir.

·       Bizler sıradan insanlar tabii ki bilemeyiz, kimler, hangi daireler bu kararı verirler, bir serginin hedefi, amacı nedir, hangi kıstaslarla bu tür organizeler düzenlenir? Biz bu alanlarda söz sahibi olmadığımız gibi, gerçekten de iç döngüsünü bilemeyiz.

·       Ülkesini ve kentini seven, çok daha iyi işler görmek isteyen bireyler olarak düşünce ve görüş bildirmek ise sanki bir görev ve hizmet gibi anlaşılmalıdır.

·       ................... .................. .........................

·       Belki bu yazımı okuyanlara bir düşünme ve hayal etme duygusu verebilirim.

·       Biliyorum bu yazdıklarımı hiç bir okuyan olmayacak. Okuyup da ciddiye almak bile istemeyenler bulunacak.

·       Gören olsa da bakıp geçecek.

·       Olsun, ben "kendi görüşümü" sunuyorum.

·       Kendime karşı olan saygım gereği bu düşünce duygularımı yazıya aktarıyorum.

·       İnsanlar anlamasa da EVREN anlar.

.  Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 01.09.2018, K.


 

İnsanlar Ne Hale Geldi

    İnsanlar Ne Hale Geldi?
·       Her yerde bir tüketim ve eğlence hareketliliği gözlemleniyor.
·       Bir mekanda futbol maçı izleyenlerin çığlıkları tüm mahalleyi sarsıyor. Hiç kimse "gık" çıkaramıyor. Ya normal karşılıyorlar, ya da kime ne anlatacaklar? Güvenlerini yitirmiş, duyarlılıklarını yitirmiş koca koca insan toplulukları oluşmuş.
·       Milyarlık futbolcu paraları, çok kazançlı şirketler, lüks otomobiller her yerde rahatca izleniyor.
·       Hiç kimse bundan rahatsız bile olmuyor.
·       TV ler bu haberleri rahatca ve çekinmeden veriyor.
·       Çelişkiler sergileniyor her yerde...
·       Yoksulluk ve çaresizlik her baktığınız yerde görülebilir. Sokaklarda adım başı dilenciler, satıcılar...
·       Kentin en önemli sokakları yerler pislik içinde, yapış yapış, sakız artıkları ve koca koca lekelerle kaplı..
·       YENİ olan ise SIKINTILI ve DARDA olanların "en alttakiler olma" döneminin yerine "en alttakiler ve büyük orta kuşağın" da çok zor bir döneme gireceğidir.
·       Temiz bir toplum, temiz bir kent, bakımlı sokaklar, düzgün insanlar, görevini yerine getiren sorumluluk bilincine sahip amirler, memurlar, siyasetciler... NEREDE bunlar?
·       kadar paralar ve zaman harcayarak koca koca okullardan en yüksek diplomaları almış, en iyi işlere kavuşmuş insanlar nerede?
·       Dünyayı gezmiş, dolaşmış, en gelişmiş ülkelerde yaşamış, çalışmış insanlarımız nerede?
·       Siyasi partiler kurulmuş, "biz de katılalım, hizmet edelim" diyen  insanlar nerede?
·       Heveslerle, çook iyi niyetlerle kurulmuş derneklere üye olanlar, sivil toplum kuruluşlarının saygı değer insanları nerede?
·       PEKİ, diye sorarlar tabii ki...
·       Bu çok zengin ve rahat tabloları oluşturanlar kimler?
·       Bu kadar mutlu ve varsıl, rahat bir yaşam onlara nasıl verilmiş? Bakan, gören, denetleyen, sorgulayan kimse kalmamış mı?
·       Bu kadar gösterişli ve sorumsuz bir tabaka nasıl rahatca her yeri kaplar gibi olmuş?
·       Bunları mı örnek almak gerek?
·       Edepli, iyi ahlaklı, vatanını ve milletini seven, saygılı, gösterişten uzak insanlar nerelere gittiler?

Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 01.09.2018, K.