. Türkİye bİr
hukuk devletİ nasıl olur?
Anayasanın 2’nci maddesinde “hukuk devleti” ilkesi “devletin temel
niteliği” olarak düzenlenmiş, bu ilke Anayasa Mahkemesinin yerleşik
içtihatlarında “eylem ve işlemleri hukuka uygun,
insan haklarına saygı gösteren, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her
alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasaya
aykırı tutum ve davranışlardan kaçman, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla
kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlet” olarak tarif
edilmiştir.
Anayasanın 10’uncu maddesinde “kanun önünde eşitlik” ilkesine yer
verilmiştir.
Anayasanın “kanuni hâkim güvencesi” başlıklı 37’nci maddesinde, hiç
kimsenin “kanunen tabi olduğu” mahkemeden başka bir merci önüne “çıkarılamayacağı”
belirtilmiştir.
Türkiye'nin bir “hukuk devleti” olması, devletin “tüm” organlarının ve
yurttaşlarının hukuk kurallarına bağlı kalmasıyla mümkün olur.
Hukuk devleti çok boyutlu ve kapsamlı ilkelerden oluşan bir kavramdır.
Güçlü bir hukuk devleti olmak, yalnızca kâğıt üstündeki reformlarla
değil, toplumun her kesiminin bu adaleti günlük yaşamda hissedebilmesiyle olasıdır.
Bilinçli yurttaşların görebildiği gibi Türkiye’nin ana sorunlarının
temelinde yatan “tam bir hukuk devleti” uygulamasının sağlanamamış olmasıdır.
Bir hukuk
devleti olmanın temel taşları:
Hukukun
Üstünlüğü
·
Hiç
kimse hukukun üstünde değildir; devlet kurumları dahil.
·
Kanunlar,
keyfî değil, herkesin haklarını koruyacak şekilde düzenlenmelidir.
Bağımsız ve
Tarafsız Yargı
·
Mahkemeler
siyasi baskılardan uzak olmalı.
·
Hâkim
ve savcılar, sadece hukuka göre karar vermeli; kişilere veya kurumlara göre
değil.
Temel Hak ve
Özgürlükler
·
Düşünce,
ifade, örgütlenme özgürlüğü güvence altında olmalı.
·
Vatandaşların
haklarını arayabileceği etkili mekanizmalar olmalı.
Şeffaflık ve
Hesap Verebilirlik
·
Kamu
kurumları, kararlarını açık ve gerekçeli şekilde almalı.
·
Yolsuzlukla
mücadele, hukuk devletinin olmazsa olmazıdır.
Güçler
Ayrılığı
·
Yasama,
yürütme ve yargı birbirinden bağımsız çalışmalı.
·
Bu
denge, keyfî yönetimi engeller.
Türkiye'deki mevcut durumun analizi, nelerin eksik
olduğu:
-Yargı
Bağımsızlığı Konusunda Endişeler
·
Hâkim
ve savcı atamalarında Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) yapısının yürütme
etkisine açık olması, yargının bağımsızlığına gölge düşürebiliyor.
·
Bazı
davalarda kamuoyunun “siyasi motivasyonlu karar” algısı, adalet duygusunu
zedeliyor.
-Hukukun
Üstünlüğü ve Keyfilik Sorunu
·
Kanunların
bazı durumlarda belirli gruplar veya çıkarlar doğrultusunda yorumlandığına dair
eleştiriler var.
·
Özellikle
ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü ve toplumsal muhalefet üzerindeki baskılar,
hukukun eşit uygulanmadığı izlenimini veriyor.
-Temel Hak
ve Özgürlüklerde Gerilemeler
·
Gazetecilere
yönelik tutuklamalar, sosyal medya içeriklerine yönelik sansürler ve toplantı
yürüyüş hakkına getirilen sınırlamalar ciddi tartışmalara yol açıyor.
·
AİHM
kararlarının tam olarak uygulanmaması da uluslararası hukuk ilkeleriyle
çelişiyor.
-Şeffaflık
ve Hesap Verebilirlik Eksikliği
·
Kamu
ihaleleri, bütçe harcamaları ve kaynak yönetiminde şeffaflık düzeyi
sorgulanıyor.
·
Yolsuzlukla
mücadele mekanizmalarının etkinliği konusunda kamuoyunda güven eksikliği var.
-Güçler
Ayrılığı Zayıflamış Görünüyor
·
Cumhurbaşkanlığı
Hükümet Sistemi ile yürütmenin yasama ve yargı üzerindeki etkisi arttı.
·
Meclis’in
denetim işlevinin kısıtlanması, kuvvetler ayrılığını zayıflatıyor.
. Bu eleştiriler sadece dışarıdan bakan
gözlerin değil, içeride hukukçuların, akademisyenlerin ve vatandaşların da
gündeminde.
. Elbette olumlu yönler de var — teknolojik
altyapıdaki gelişmeler, dijital devlet uygulamaları, bazı reform adımları...
Eksikleri
nasıl aşabiliriz, ne gibi yapısal reformlar gerekir?
-Yargı
Bağımsızlığını Güçlendirmek
·
HSK'nın
yapısını değiştirmek: Yürütme erkinin etkisini azaltacak şekilde, üyelerin
Meclis, barolar, üniversiteler gibi daha çeşitli kaynaklardan seçilmesi.
·
Hâkim
ve savcı teminatının artırılması: Karar verirken bağımsız davranmalarını
garanti altına alan özlük hakları ve güvence mekanizmaları.
-Güçler
Ayrılığına Gerçek Bağlılık
·
Meclis’in
denetim gücünü artırmak: Soru önergeleri, araştırma komisyonları ve bütçe
denetimleri gibi araçların etkin kullanımı.
·
Cumhurbaşkanlığı
sistemine denge getirmek: Yürütmenin diğer erkler üzerindeki etkisini
sınırlayan anayasal düzenlemeler.
-Temel Hak
ve Özgürlüklerin Güvence Altına Alınması
·
İfade
özgürlüğü reformları: Sansür mekanizmalarının kaldırılması, sosyal medya
yasalarının ifade özgürlüğüne uygun hale getirilmesi.
·
Toplantı
ve gösteri hakkının iyileştirilmesi: Barışçıl protestoların kolaylaştırılması
ve kolluk kuvvetlerinin orantılı müdahale ilkelerine uyması.
-Şeffaflık
ve Hesap Verebilirlik
·
Kamu
ihalelerinde reform: Elektronik ihale sistemlerinin yaygınlaştırılması, denetim
mekanizmalarının bağımsızlaştırılması.
·
Yolsuzlukla
mücadele birimleri: Siyasi etkiden uzak özel kurullar veya savcılıklar
kurulması.
-Hukuk
Eğitiminin ve Meslek Etiklerinin Güçlendirilmesi
·
Eleştirel
düşünceye dayalı hukuk eğitimi: Genç hukukçuların özgür ve etik düşünebilmesi
için üniversitelerde reform.
·
Baroların
güçlendirilmesi: Meslek içi eğitimler, disiplin süreçleri ve kamusal denetim
mekanizmalarının etkinleştirilmesi.
Bugünkü devlet modeli ne zaman sona erer?
Bunun kesin bir
tarihini söylemek olanaksız çünkü devlet modeli değişimleri genellikle bir
gecede olmaz; toplumsal istekler, siyasi irade, ekonomik koşullar ve
uluslararası gelişmelerin birleşimiyle zaman içinde şekillenir.
Ancak bir
sistemin sona ermesi ya da dönüşmesi genellikle şu durumlarda gerçekleşir:
Toplumsal
Baskının Artması
·
Yurttaşların
adalet, özgürlük ve eşitlik talepleri sistemde değişim baskısı yaratır.
·
Sivil
toplumun güçlenmesi, değişim sürecini hızlandırabilir.
Demokratik
Olgunlaşma
·
Mevcut
sistemin halkın ihtiyaçlarını karşılamaması durumunda reform talepleri büyür.
·
Bu
talepler referandum, seçim veya anayasa değişiklikleriyle somutlaşabilir.
Uluslararası
Etkiler
·
Avrupa
Birliği gibi kurumlarla ilişkiler, hukuki normlara uyum süreci başlatabilir.
·
Küresel
krizler veya diplomatik gelişmeler, sistemsel dönüşüm baskısını tetikleyebilir.
Siyasi İrade
ve Liderlik
·
Devlet
modelinin değişmesi için güçlü bir siyasi irade gerekir.
·
Yeni
bir yönetim biçimi ancak demokratik yollarla ve halkın rızasıyla kurulabilir.
. Öğretmen Gönen ÇIBIKCI,
2025.07.25, G.
. (Araştırma, inceleme ve değerlendirme yazısı)