DEĞERLER ve DEĞERLER EĞİTİMİ NEDİR?
İnsana tüm yaşamı boyunca
gerekli olacak olan ve onu asıl “insan” yapacak olan nedir?
·
Bir insanın DEĞERLER adı verilecek bir
sürü kavramı, duyguyu ve davranış biçimini, düşünce tarzını
içselleştirebilmesidir.
·
Bunları kendi öz benliğinde özümsemesi
ve uygulayabilmesidir.
·
Tek, tek bireylerin varlığı ile oluşan o toplum ve
de geniş anlamıyla toplum da böylece kendi rengini alacaktır.
·
Aydınlık ve mutlu, huzur dolu bir
toplumu oluşturabilmek ya da böyle bir toplumda yaşayabilir olmak için ise tek
tek bize bir şeyler düşmektedir. Sizler de böyle düşünüyorsunuz değil
mi?
·
Toplumu oluşturan bireylerin yaşam içerisindeki
davranışları sorgulanmalıdır. İnsanları olumlu etkileyen, güzel ve anlamlı, “işe
yarar” davranışlara baktığımızda bunların tek, tek birer” değer” olduğunu
görürüz.
·
Bu değerler insanlığın
edinimlerinden, kültürlerden ve tarihsel deneyimlerinden süzüle süzüle oluşmuş,
olgunlaşmış ve de insanlığa nal olmuş, kabul görmüş özelliklerdir. Her biri
birer değerdir ve çok kıymetlidir.
·
Toplumu “ayakta tutan” insanların “huzurlu ve
dengeli” bir yaşam sürebilmelerine de çok katkıları olmuştur.
·
Değerlerin ne olduğunu ya da nelerin
birer “değer” olduğunu en küçük yaşlarda önce aile içerisinde öğreniriz. Sokak, mahalle, köy, kent
ve okullar... her biri bize “değerleri” öğretirler, “değerler eğitimi”
verirler.
·
Böylelikle bir yandan köklerini sımsıkı tutan,
diğer yandan da dünya ile uyum içerisinde olabilen, bilgiye, yeniliğe açık,
vizyonu geniş, ön yargısız insanlar yetiştirmek amaçlanacaktır.
·
İyi ve doğru olanı bilmek önemlidir ama
asıl olan ise doğru ve iyi olanı yapmak, uygulayabilmektir. Böyle bir karaktere sahip
olabilmektir.
·
Sadece öğretim yaparak bir yerlere gelinmez,
önemli olan eğitim ve öğretimin bir arada başarılı bir şekilde verilmesidir.
Yoksa değerleri “eksik” olan insanlar, insanlığın başına çok kolay bir şekilde sorun
olabilmektedir.
·
Değerlerini, değerlerinin bir
bölümünü yitiren topluluklar, toplumlar sıkıntıya düşerler, yaşam daha bir
tatsız ve huzursuz olmağa başlar.
·
İnsanlığın kendince oluşturduğu değerlerden yola
çıkılarak da yasalar hazırlanır. Uluslararası anlaşmalar, bildirgeler
hazırlanır. “İnsan hakları evrensel bildirgesi” buna bir örnektir.
·
Anneler, babalar ve öğretmenler her an
önlerinde bulunan çocuklar için bu “değerler eğitimi”ni düşünmek ve uygulamak
zorundadırlar.
Bunu ciddiye almayan, aksatan ya da hiç önemsemeyenler ise o kücük insanlara
yararlı olamamışlardır. “Değerleri sonraları kazanabilirler” demek ise doğru
olamaz.
·
Bir devletin kendi öz eğitim amaçları da yine bu
yönde olmalıdır:
·
- Bir yurttaşın “nasıl” oluşmasını
hedeflediklerini bilmeleri ve bunu da okul öğretim planlarının içine
dağıtmaları gerekir.
·
Doğru hedefleri saptayarak bunları okul yaşamında
uygulatabilen bir “milli eğitim” başarılı olabilir.
·
Çocuğun yaşına uygun olarak
kazanacağı “değerler” onu daha insansıl ve de mutlu yapar. Eğer değerler
eğitimi ve geliştirilmesi doğru bir biçimde ve zamanında yapılmamışsa
sıkıntılar oluşabilir.
·
Çağın getirdiği oluşumlar, hızlı teknolojik
gelişimler, tüketim toplumunun baskısı ...gibi birden ortaya çıkabilecek olan
olumsuzluklar ise bir değerler kargaşasını ortaya çıkarır.
·
Artık bilinen, öğrenilen değerlerin yitirildiği ve
yerine bambaşka özelliklerin yeni değer olarak ortaya konulduğu bir zaman
başlamış olur.
·
Nerede, neyi, nasıl uygulayacağını
bilemeyen modern çağın insanı kendini “değerler” konusunda geliştiremez ise
daha da boğ şeylerle ve anlamsız bir biçimde uğraşmak durumunda kalacaktır.
·
Tüm bu yeni yeni oluşumların arkasında çoğunlukla
da global bir “zihin yönetimi olduğu
is çok açıkca bellidir.
TV, sinema, moda, kitap, gazete ve dergiler, sosyal
medya aracılığı ile bu uygulama çok uzun yıllardır sürmektedir.
·
Sağlam ve güvenilir bir “maarif”
uygulaması ve milli bir okullaşma olmaması durumunda ise ülkenin insanları en
küçük yaşlardan ittibaren de kendi başlarına terk edilmiş gibidirler.
·
Anne ve babalar ise bu durumda yine yalnız
bırakılmış, desteksiz bırakılmış gibidirler.
·
Çocuklar ise doğup, büyüyüp, topluma katıldıkca bu
kargaşaları her alanda hissedeceklerdir.
- Değerler eğitimi nasıl olmalıdır?
- Değerler eğitiminin amaçları
nelerdir?
·
Toplumda yer alacak iyi karakterli bireyler
yetiştirmek istenmelidir.
İnsanlığın geliştirip günümüze değin gelegelmiş temel değerleri kavratmak ve içselleştirmek.
·
Çocukların en küçük yaşlardan
başlanılarak kendilerine ve topluma yararlı olacak temel değerleri kendi
toplumsal gelişimlerine uyhun olarak kazanmaları sağlanmalıdır.
·
Öğrenilen değerlerin yaşamlarında davranışlarıyla
uygulanabilmesi sağlanmalıdır.
·
Aile içi eğitim ile okul içi öğrenme ve eğitimde
bir paralellik ve uyumluluk kazandırılmalıdır.
Değerler de kendi içerisinde ruhsal,
kültürel, ahlaki, bireysel ve toplumsal alanlarda kendisini gösterir.
·
Değerler eğitimince sağlanması hedeflenen temel
hedefler şunlardır:
Bir insanın taşıması,
kazanması ve uygulaması gereken temel değerler şunlar olabilir:
·
Acıma duygusu taşıyabilmek
·
Başka insanlara empati duymak
·
Bilgiye ve emeğe saygı gösterebilmek
·
Burnu büyük olmamak.
·
Çalışkan olabilmek
·
Çevreye ve insanlara karşı duyarlılık
sahibi olmak
·
Davranışlarında ve sözlerinde dürüst
olmak.
·
Diğer insanlara dostca yaklaşabilmek.
·
Diğer insanlarla dayanışmak
·
Doğru davranabilmek
·
Dürüst olabilmek
·
İnsanlara karşı hoşgörü sahibi
olabilmek
·
İnsanlara ve çevresindekilere iyilik
yapabilmek
·
İnsanlara ve çevresine karşı sevgi
dolu olabilmek
·
Kendi kişiliği için öz güven
kazanabilmek
·
Kendi nefsine sahip olabilmek
·
Kendisine yapılan iyiliklere karşı
vefa göstermek, müteşekkir olmak.
·
Ruhsal olarak özgür düşünebilmek
·
Sabırlı olabilmek
·
Toplum için, insanlar için cesaret
gösterebilmek
·
Toplumsal sorumluluk taşıyabilmek
·
Tüm davranış ve kararlarında adil
olmak
·
Üzerine düşen görevleri yapmak.
·
Yardımlaşmaya hazır olabilmek.
·
Yaşlılara ve bakıma muhtaç olanlara
karşı hassa olup, yardım edebilmeğe hazır olmak.
·
Sakince davranabilmek.
·
Şiddete ve saldırılara, sömürülere
destek vermemek.
·
Başkasının malına göz koymamak.
·
Kamu mallarına zarar vermemek.
·
Sahtekarlığa izin vermemek.
·
Barışcıl bir insan olabilmek.
·
Kendisine zarar verecek
alışkanlıklardan uzak durabilmek.
·
Teknik olanakları suistimale girmeden
doğru kullanabilmek. TV, PC...
·
Vicdanlı davranabilmek
·
Sahip olduğu şeyleri başkaları ile
paylaşmağa hazır olabilmek.
DEĞERLERİN
öğrenilmesi toplumsal bir süreçtir.
·
Çocuğun gördüğü ilk sosyal kurum aile olduğu için
çocuğun değer sisteminin oluşmasında aile en önde yer alır.
·
AİLE içerisinde anne ve baba “çocuğuna” en iyi
olanları, doğru olanları öğreterek onları eğitir iken, kendileri de “örnek”
olmak zorundadırlar.
·
Çünkü çocuk öğrenir iken onları taklit de
edecektir.
Çocuğun tepki, ve davranışları, ruhsal
durumu birinci dereceden en yakın çevresinden etkilenir. Daha sonra
arkadaşları ve kentin genel yapısından etkilenmeler başlar.
·
Özellikle de okulların ders
programlarında sunulan bilgilerin doğru seçilmiş olması gerekir.
Çocuklar da bu alanda
“öğrenir” iken kendisine yardımcı olacak olan onun almış olduğu “eğitim”dir.
Doğru eğitilmiş, huzurlu ve özvgüvenli öğrenci çok daha
iyi ve kalıcı olarak öğrenir.
Okulların kendi içerisinde öğrencilere her
zaman yardımcı olacak psikologlar, rehber uzmanlar olmalıdır.
·
Değerleri iyi ve doğru kavramış,
içselleştirmiş bireylerin bunları yaşamında uygulaması yaşamının kalitesini
artıracaktır.
Hata yapmasını çok aza indirecektir.
Onu gereksiz ötelemelerden, ön yargılardan
kurtarır.
Değerlere sahip olmak, onu korumak, özümsemek, değerini bilmek
oldukça önemlidir.
·
Değerlere sahip olmanın içerisinde bir de “kıymet
bilmek” vardır.
Yapılan iyiliklerin, güzelliklerin unutulması veya yok
sayılmaması gerekir.
Kendimize bir “iyilik”
yaptığımızda ise bunu gerçekten bir iyilik olarak yapabilmeliyiz, bir maddi
karşılık beklenilmemelidir.
Bu durumda ise vefa beklemek gayet doğaldır.
Vefalı olan insan kıymet bilir, vefasız insan ise bilmez.
·
Değerleri bilmek ve uygulayabilmek çok iyi bir
teraziye sahip olabilmek gibidir. Yaşamı ve günlük olayları, insan ilişkilerini
en iyi bir biçimde ölçüp değerlendirmemize yarar.
·
Vefasız kimse, değerleri, kıymetleri ve değerli
olanları yok ederek, kırarak yoluna devam eder.
Bu
ise toplumsal anlamda da bir “felaket” gibidir.
Çünkü bir toplumun
kalitesi ve “yaşanılabilir” olması içindeki bireylerin teke tek kalitesi ile de
“doğrudan” bağlantılıdır.
·
Günlük yaşantımızda da çevremizdeki insanların
iyi değerlere sahip olduklarını, kişilik özelliklerinin değerli olduğunu
görmemiz bize mutluluk verir, güven verir.
·
İyi bir değerler eğitimi alabilmiş, sağlıklı ve
huzur dolu bir toplumda “yaşamak” dileği ile sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Öğretmen, Gönen Çıbıkcı,