19 Kasım 2024 Salı

Hukuk Devleti Nasıl Gerçekleşebilir?

 .   Türkiye'de Hukuk Devleti Nasıl Gerçekleşebilir?

.  Türkiye'de hukuk devletinin gerçekleşmesi çağcıl ve demokrat olan herkes istemelidir.

Bu ise karmaşık ve uzun bir süreçtir.

.  Hukuk devleti, devletin bütün eylemlerinin, her birey ve kurumun hukuka dayalı olarak işlediği, özgürlüklerin, hakların ve adaletin "garanti" altına alındığı ve uygulanabildiği bir yönetim biçimidir.

.  Türkiye’de "hukuk devletinin güçlenmesi" için aşağıdaki "temel" adımların acilen atılması gereklidir:

1. Hukukun Üstünlüğü İlkesi

A - Yargı Bağımsızlığı:

Hukuk devletinin temeli, bağımsız ve tarafsız bir yargıdır.

Yargının siyasi etkilerden arındırılması, sadece hukuki değerlendirmelere dayanarak karar alması sağlanmalıdır.

Bu, yargıçların atama süreçlerinin objektif, şeffaf ve denetim mekanizmalarına tabi olmasını gerektirir.

B - Yasaların Üstünlüğü:

Devletin tüm organları, yurttaşlar ve devletin her kurumunun, yasalara ve anayasal düzenlemelere uyması sağlanmalıdır.

Hukuk devleti, kişisel iktidarlardan veya siyasi çıkarlar doğrultusunda yasalara müdahale edilmesini engeller.

Hiçbir kişi ya da aile, zümre diğerlerinden üstün değildir

2. Temel Hak ve Özgürlüklerin Güvence Altına Alınması

A - İnsan Hakları:

Evrensel temel hak ve özgürlükler, sadece anayasa veya yasalarla değil, aynı zamanda toplumsal ve idari pratiklerle de güvence altına alınmalıdır.

Kişinin yaşam hakkı, ifade özgürlüğü, toplanma ve örgütlenme özgürlüğü gibi temel haklar, devletin tüm faaliyetlerinde öncelik taşımalıdır.

B - Özgür ve Adil Seçimler:

Hukuk devletinin bir parçası olarak, seçimlerin özgür, adil ve şeffaf bir şekilde yapılması gereklidir.

Bu, siyasi partilerin ve bireylerin eşit koşullarda yarışabilmesini sağlar.

3. Hukuk ve Adaletin Erişilebilirliği

A - Adaletin Hızlı ve Etkin İşlemesi:

Mahkemelerin işlemesi hızlı olmalı ve vatandaşların adalete erişimi kolaylaştırılmalıdır.

Yargı sürecindeki gecikmeler, hukuka güveni zedeler ve vatandaşları mağdur eder.

Yargı sisteminin işlerliğini artırmak için davaların daha hızlı çözümlenmesi, yargı çalışanlarının sayısının artırılması, mahkeme süreçlerinin dijitalleşmesi gibi adımlar atılabilir.

B - Hukuksal Yardım:

Ülkedeki sosyoekonomik durumları yetersiz olan bireylerin adalete erişimini sağlamak için, ücretsiz hukuki yardım mekanizmaları güçlendirilmelidir.

4. Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik

A - Kamu Denetimi ve Şeffaflık:

Hukuk devleti, devletin eylemlerinin ve kamu yönetiminin şeffaf olması, hesap verebilir olması anlamına gelir.

Kamu bütçesinin, kamu ihalelerinin ve diğer devlet faaliyetlerinin denetlenmesi gereklidir.

Bu süreçlerin halk tarafından "denetlenebilir" olması, yolsuzlukları "engellemeye" yardımcı olur.

B - Medya Özgürlüğü:

Bağımsız ve özgür bir medya, halkın "devletin çalışmaları" hakkında bilgi sahibi olmasını sağlar. Medya özgürlüğü, kamu görevlilerinin ve siyasilerin sorumluluklarının halk tarafından denetlenmesine olanak tanır.

5. Anayasaya ve Uluslararası Hukuka Saygı

A - Anayasaya Sadakat:

Hukuk devleti için en temel ilke, devletin tüm faaliyetlerinin anayasa çerçevesinde ve anayasa ile güvence altına alınan haklara uygun olarak yapılmasıdır.

Anayasaya aykırı uygulamalar, hukuk devleti ilkesinin ihlali anlamına gelir.

B - Uluslararası Anlaşmalar:

Türkiye’nin imzaladığı uluslararası anlaşmalar ve sözleşmelere, özellikle insan hakları ve temel özgürlükler alanındaki yükümlülüklerine sadık kalması gereklidir.

Bu, uluslararası hukuk ile uyumlu bir iç hukuk düzeni oluşturulmasına olanak tanır.

6. Eğitim ve Toplum Bilincinin Artırılması

A -Hukuk Eğitimi:

Hukuk devleti, sadece yasal düzenlemelerle değil, aynı zamanda toplumun hukuk bilincinin artmasıyla sağlanabilir.

Okullarda, üniversitelerde ve halk arasında hukuk, insan hakları ve adalet üzerine eğitimlerin güçlendirilmesi önemlidir.

B -Toplumda Hukuka Saygı:

Hukuk devletinin sağlanabilmesi için toplumda hukukun üstünlüğüne saygı duyan bir kültür oluşturulması gerekir.

Bu, bireylerin, devletin ve diğer toplumsal kuruluşların "hukuka saygı" göstermesini sağlar.

C - Ülkedeki eğitimin milli olması, çağdaş yöntem ve donanımlarla iş görülebilmesi gerekir. Çocuklarımızın, yurttaşlarımızın bilinçli  birer yurtsever olmaları hedeflenmelidir.

7. Yolsuzlukla Mücadele

A - Yolsuzlukla Etkin Mücadele:

Yolsuzluk, hukuk devletinin en büyük düşmanlarından biridir.

Kamu görevlilerinin ve siyasi liderlerin hesap verebilir olmaları, yolsuzlukla mücadele için etkili mekanizmaların oluşturulması, güçlü bir "denetim" ve "ceza sistemi" gerektirir.

B - Yolsuzluklar, rüşvet, kara para, vergi dışı işlemler, kaçakçılık, çeteleşme, kartelleşmeler… ile mücadele edebilecek bir yönetim, iktidar ve halk istemi acil olarak gerekecektir.

C - Uluslar arası kuruluşlar ve örgütlerle, devletlerle iş birliğine gidilmesi kesinlikle gereklidir.

8. Sonuç

A - Türkiye’de hukuk devleti ilkelerinin tam anlamıyla işlemesi için devletin tüm organlarının, siyasetin, yargının ve toplumun "birlikte" hareket etmesi gereklidir.

B - Bu, sadece hukukla değil, aynı zamanda bir kültür ve davranış biçimiyle ilgilidir.

C - Hukuk devleti, tüm bireylerin eşit haklara sahip olduğu, adaletin her seviyede sağlandığı, özgürlüklerin güvence altına alındığı ve devletin gücünün hukukla sınırlandığı bir toplum yapısının temellerini oluşturur.

Ç - Yurttaşların temel bilgi düzeyleri ve bilinçleri geliştirilmeli ve yükseltilmelidir ki çağımızda en iyi devlet yönetiminin nasıl olduğunu kavrayıp, yansıtabilsinler. Bunun için de temel eğitim, orta öğretim ve yüksek öğretimde özellikle bu konularda öğrencinin düzeyine uygun dersler verilmelidir.

D - Küresel ilişkiler ve güçler de asla göz ardı edilmemelidir. Onların ülkemiz üzerindeki emelleri, hedefleri ve kurdukları tuzaklar, oyunlar her zaman dikkatle incelenmeli ve gözlenmelidir.

E - Yurttaşların çıkarcılıktan, partizanlıktan ve vurdum duymazlıktan kendilerini kurtarmaları gerekir.

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2020.11.20, MŞ,         .

.       (Araştırma, değerlendirme ve yazı)

 

Hırsızlık, Rüşvet ve Yolsuzluğa Karşı

 .     İnanç ve Eylem:

.  Müslümanların Hırsızlık, Rüşvet ve Yolsuzluğa Karşı Duruşu

Allah'a ve Kur'ana inanan temiz müslümanlar hırsızlığa, rüşvete ve yolsuzluklara baş kaldıracak mı?

Evet bu bir temel sorudur ve tüm dünya insanlığını hep etkilemiştir.

İslam inancının temel ilkeleri ile güncel sosyal sorunlar arasındaki ilişkiyi irdeleyen önemli bir sorudur.

İslam dininde hırsızlık, rüşvet ve yolsuzluk gibi davranışlar kesinlikle yasaklanmıştır.

Kur'an-ı Kerim'de bu konuda pek çok ayet bulunmaktadır.

Peygamber Efendimiz (sav) de hadislerinde bu tür davranışları şiddetle kınamış ve müminlerin dürüst olmalarını emretmiştir.

Peki, bu kadar net bir şekilde yasaklanan bu davranışlara rağmen neden birçok kişi "ben müslümanım" dese bile bu tür eylemlere başvuruyor olabilir?

Ya da her türlü hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, çıkar sağlama.. işlerine karışanlara yandaş olup, karşı çıkmıyor?

A - Bu soru oldukça karmaşık olup, bireysel, toplumsal ve siyasi birçok etkene dayanmaktadır.

1-Bireysel Faktörler:

Anlayış eksikliği: Bazı insanlar dini metinleri tam olarak anlamayabilir veya yanlış yorumlayabilir.

Kişisel çıkar: Dünya malına ve güce olan aşırı düşkünlük, insanları haram yollara sevk edebilir.

Zayıf irade: Bazı insanlar, toplumdaki olumsuz örneklerden etkilenerek yanlış davranışlara yönelebilir.

2-Toplumsal Faktörler:

Adaletsizlik: Toplumda yaygınlaşan adaletsizlik ve eşitsizlik, insanların hırsızlık gibi suçlara başvurmalarına neden olabilir.

Yolsuzluğun normalleşmesi: Bir toplumda yolsuzluk yaygınlaştığında, insanlar bu durumu normal karşılamaya başlayabilir.

Kötü örnekler: Toplumdaki liderlerin veya etkili kişilerin yolsuzluğa karışması, diğer insanları da bu davranışa teşvik edebilir.

3-Siyasi Faktörler:

Zayıf yönetim: Devletin adil ve şeffaf bir şekilde yönetilememesi, yolsuzluğun yaygınlaşmasına zemin hazırlar.

Yasaların yetersizliği: Yolsuzlukla mücadeleye yönelik yeterli yasaların olmaması veya mevcut yasaların etkin bir şekilde uygulanamaması, sorunu çözmede önemli bir engeldir.

B - Müslüman olarak bu duruma, bu insanlara karşı nasıl bir tutum sergilenmelidir?

1-Bilgi sahibi olmak: İslam dininin bu konudaki emirlerini doğru bir şekilde güvenilir kaynaklardan öğrenmek ve anlamak. Başkalarının kendisini kandırmasına izin vermemek.

2-Vicdanını dinlemek: Her durumda "doğru" olanı yapmaya çalışmak ve vicdanın sesini dinlemek, adaletten ve hukuktan ayrılmamak.

3-Topluma örnek olmak: Çevresindeki insanlara dürüstlük ve adaletli davranışlarla örnek olmak. İnsanların kandırılmasına engel olmak

4-Sistemi değiştirmek için çalışmak: Adaletsizlikleri ortadan kaldırmak ve daha iyi bir hukuk toplumu oluşturmak için çaba göstermek.

5-Din adına öne çıkanların sömürmesine izin vermemek: Kendilerini din konusunda önder, alim ve mürşit… gibi kavramlarla öne çıkarıp, insanları kendi çıkarları için toplayıp, topluluk kuranlara karşı uyanık olmak ve bunların insanları sömürmesine engel olmak.

6-Hırsızlık, rüşvet ve yolsuzluk gibi davranışlar, hem dinin emirlerine aykırıdır hem de topluma büyük zararlar verir.

7-Bu nedenle, tüm Müslümanların bu tür davranışlara karşı durmaları ve "adil" bir toplum oluşturmak için çalışmaları gerekmektedir.

8-Hukuka, kurallara, hak ve adalete hem kendisi uymak zorundadır, hem de uymayanlardan uzak durum onları uyarmak zorundadır.

9-Gerçek bir Müslüman aslında "kendi inancı gereği" Allah'ın emirlerine ve Hz. Muhammed'e inanır ve bu temeller üzerine de yaşamını bu "temel ilkelere" uygun olarak yaşamak ister.

10-Unutmamak gerekir ki, insanın dış görünüşü veya söylediği sözler, onun gerçekte ne olduğunun bir göstergesi değildir.

11-İnanç, sadece kalpte ve zihinsel işlevlerde, davranış ve tutumlarda, dilde ve yaşamda kendini gösterir.

12-Dünya üzerindeki egemen güçlerin, görünen görünmeyen örgütlerin ülkeleri, insanları etkilemek, sömürmek ve kendi çıkarları ve hedefleri doğrultusunda yönetmek istemesi durumunda gerçek imanlı bir müslüman birey olarak neler düşünmeli ve nasıl davranmalıdır?

13-Her bireyin durumu ve yaşadığı koşullar farklı olduğu için, kişisel olarak yaşanan sorunlar konusunda incelemeler ve araştırmalar yapılmalıdır.

14-Bu konuda daha fazla bilgi almak, öğrenmek için "güvenilir" kaynaklardan yararlanabiliriz.

15-Dünya insanlık tarihinde olduğu gibi bugün de bu sorular "herkesi" ilgilendirmelidir.

16-Önemli olan belki de bilgilenip, bilinçlenildiğinde "kula kul olmamayı" ezilmeden, aşağılanmadan ve sömürülmeden, kandırılmadan… yaşamayı ve bunların yollarını, neler yapılması gerektiğini öğrenebiliriz.

17-Devletin ve kamunun yönetimini kendi inançları doğrultusunda ele geçirip, çıkar sağlamak isteyen ve dini- inançlı "görünümdeki" örgütlenmelere karşı gerçek bir adil, hukuk devletini ve yasalar önünde herkesin eşitliğini savunmak gerekir.

18-Toplumun "temel eğitiminin" devletin en birincil görevi olduğunu bilip, insanların, çocuklarımızın en iyi bir eğitimi almasını, fenden, bilimden geri kalmamasını, hak ve adaleti bu öğretimlerde almalarının sağlanmasını ve böylece bilgili, bilinçli, dürüst yurttaşlar olmalarını istemeliyiz.

C - Kısaca:

Bu yazdıklarım genel bir bilgi verme amacı taşımaktadır.

Ç - Konu hakkında şu konularda araştırmalar yapabilir:

-İslam'da adalet kavramı, hak ve hukuk anlayışı

-Peygamber Efendimizin (sav) hayatı ve örnekliği

-Toplumsal sorumluluk, karşılıklı bilgilenme ve dayanışma

-İyi yönetim, kamuda adil ve hakça davranmak

-Yolsuzlukla mücadelede devlete ve bireylere düşen sorumlulk ve görevler.

-Hukuk devleti ve adalet, eşitlik

-Sosyal devlet, yardımlaşma, dayanışma

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2024.11.19, MŞ.   ...........................................................

.       (Araştırma, değerlendirme ve yazı)