17 Mayıs 2020 Pazar

Başkan ve Fotoğraflar

Başkan ve Fotoğraflar
_ Her etkinlik haberinde Belediye Başkanlarının fotoğrafını "ilk görüntüde" yayın yapmak nasıl bir "değer" kazandırmaktadır?
- Basın ve onun hakları, özgürlük tanımları bir daha düşünülmelidir.
- Bir siyasi partiye yaranmak, bir başkana yakın gözükmek için yapılan haberler PR olarak değerlendirilir ve sadece kendi taraftarlarınca poh pohlanır. (hangi parti olursa olsun!!)
- Diğer yurttaşlar ise hiç bakmazlar ve yorum bile yapmazlar.
- Evet, basından yana olan yurttaşlar ayni zamanda da basının tarafsız olmasını da bekler.
- Bu yazımda anlatmak istediğim "hassas" konu daha çok basın yoluyla, gazetelerdeki haberler kullanılarak yapılan "başkanı" ve "partiyi" sevdirme haberleridir.
- Bunu hangi siyasi partinin yaptırdığına bakmadan "partiler üstü" bir bakış açısı ile açıklamağa çalışıyorum.
- "Belediye adına" yapılan işlerde, hizmetlerde her şeyin "tam önüne" başkanın adını yazmak ve fotoğrafını koymak hiç de hoş değil ve yanlıştır.
-Her gün bu tür "reklam" içerikli "haberleri görmek gerçekten adına gazete eklenmiş şirketlerin toplumdaki değerini ne denli yükseltiyor, diye merak etmeden olmuyor.
-"Başkan, şunu yaptı, başkan bunu yaptı"... yazarak verilen bu tür gazetecilik, inanın, o partinin taraftarları için de çok cazip olmayabilir!
--Hele bir de başkanın "özel" yaşamına dönük bir haber yapmağa kalkmak ve bunu fotoğraflarla cazip bir hale getirmek, pek de sanıldığının tam tersine hem o kişiye, hem de onun partisine bir değer kazandırmaz, izleyiciler güler geçer...
-İleriye dönük bakabilindiğinde hem o partiye, hem de başkanın bizzat kendisine olumsuz etkisi olacaktır.
-Fotoğraflarla yapılan bu tür "popülist ve kişiye yönelik" haber üretme alışkanlığı ancak aracı şirketler ve kişiler bir kazanım sağlayacaktır.
-Gazetenin "kurumsal değeri"ne de bir artı değer sağlamayacaktır ve ucuz magazinci bir sayfa durumuna düşürecektir ki bu durum "normal bir basın" kuruluşu için hiç de iyi değildir.
-İnternet sayfalarında bu haberlerin altına yazılan yorumlara da bakınca çok da eleştirel ve olumlu katkı sağlayacak olanlarına rastlamak oldukca zor.
-Artık İngilizce Show sözcüğünü kullanmak gerekecek sanırım...
-"Show'"lar her gün, her yerde ve her konuda devam ediyor.
-Olayın "kendisinden çok" BŞK fotoğrafları ön planda yayınlanıyor.
-İnanın az daha devam ettiğinde "şüphe" duymağa başlayacağım...
= Bu da bir "ters algı operasyonu" olabilir mi, kişilerin toplumsal düzeyini aşağıya çekmeğe yarayacak bir (gizli) yöntem olabilir mi? ==
-Artık o denli sık ve her yerde görülüyor ki yurttaşlar beğenmekten çok, boş verip geçiyorlar, haberi okumuyorlar bile...
-Bu partilerin kendi danışmanları, yönlendiricileri "bu etki"nin farkında değiller mi?
- Ancak seçim propagandası döneminde kendisi parasını ödeyerek bir tanıtım işi yapıyorsa ancak o zaman etik değeri vardır!
- Belediye ile ilgi haberlerde, yapılan hizmetler haberlerinde bu tür yapılan çalışmalar rahatsızlık yaratıyor.
- Bir de belediye parası ile verilen reklamlar, tanıtımlar var ki o ise ayrı bir konu... O reklamlarda harcanan paralar konusu zaten "sayıştay" ile ilgili. Hesabını sorarlar.
- KAMU malı ve kamu insanı kavramları pek gelişmemiş ve kabul ettirilememiş bir anlamda...
- Ne yazık ki saygı değer halkımız sadece lay loy lom bir bakış açısına sahip.
- İlkesel düşünebilmek ve eleştirebilmek çok eksik kalıyor.
- Bir de en önemli "yanlış "ise şu:
- """Olsun, ne olursa olsun, benim partimden ya, oh ne güzel helal olsun. Benim partime her yol helal!"" diye davranan ve düşünen (??) kesim var ki kendileri her zaman küçük çıkarlar peşinde koşan kesimdir ve bir anlamda da "partizan"dırlar....
- Gazete haberinin altına yorum olarak da şöyle yazanları da unutmamak gerekir:
..... - Başkanım, seni çok seviyoruz!
..... - Başkanım senin yanındayız!
..... - Başkanım, bizim mahalleye de mutlaka geliniz, sizi bekjliyoruz!
- En uzaktaki diğer çok küçük kesim ise "aydın - entelektüel" olmasını beklediğimiz kesimdir ki onlar ortada gözükmekten hep çekinir olurlar, bu dönemlerde ve sadece kendi aralarında "görüşürler"....
- Ortadaki en kocaman "halk" mensupları ise zaten "hiç bir şeyi ciddiye almadan" yaşar giderler....
- Onları en çok etkileyen ise "beğenilmek" ve "sevilmek" gibi duygulardır.
- Bu da zaten sosyal medyanın istediği, hedeflediğidir....:
- Düşünmeyen, eleştirmeyen, aklını pek kullanamayan ucuz toplumlar yaratabilmek ve onları her zaman etkileyebilmek!
*** Düşüncelerimi ve görüşlerimi, duygularımı hiç bir siyasi partiye üye olmayan ve taraftar da olmayan bir birey olarak yazdım.
  Saygılarımla...
  Öğretmen Gönen ÇIBIKCI,
  2020.05.14, MŞ.