12 Aralık 2020 Cumartesi

Halkıyla Ülkesiyle Bütünleşmek

 Halkıyla Ülkesiyle Bütünleşmek

- Değerli bir hemşehrim kendi yazısının bir bölümde şunları yazmış:

......"""Hristiyan cemaatler ve Yahudi Cemaati ile de aynı mahallede barış içinde yaşadığımız, dostluğun hâkim olduğu bir toplum ahlâkından aynı kıbleye yönelip birlikte secdeye baş koyan insanların birbirlerine yabancılaştıkları, birbirlerine şüpheyle bakar hale geldikleri bu günlere…""""

.....      Görüşü ve dilekleri temelde doğrudur ve çok da iyi niyetlidir.

__  Derinlemesine bakıldığı gibi "çok uzaktan" da irdelemek gerekir: ___

·        Ben de kendime göre düşüncelerimi açıklamak istedim:

- Niçin ve de kimlerin etkisi ile oluşmaktadır böylesine büyük "zihin yönetimleri, algı operasyonları?

- Neden yarı cahil ve de aklını kullanamayan koca kütleler oluşsun, neden ne elindeki ekmeğine ne de yüreğine sahip çıkamayan insanlar ortalığı kaplasın, diye uğraşırlar?

- İnsanın gözü açılmasın ama hep boş, boş konuşsun, diye uğraşırlar.

- Asıl iş sadece imanda, ibadette olmasa gerek....

- Sağ ya da sol da değil esas iş....

- Aklını kullanan, düşünen insana karşıdırlar aslında en başta...

- Acı olan ise şudur:

-    Çok büyük ve güçlü geçmişi olan, devlet terbiyesi ve ahlak eğitiminin çok da yerleşmiş olduğu bir köklü toplumun bugün "büyük sarsıntılar" geçiriyor olmasıdır.

- Türk toplumunun temel değerlerinin elinden alınarak yerine "günlük" şaşırtıcı değerler konulması ise iradenin ve de gücün çok zayıfladığının da göstergesidir.

- Bir insanın kendi yurdunu ve halkını sevmesi ve onu koruması bile günümüzde gereksiz ve de sanki küçümsenir olmuştur.

- Bir ülke ve insanları her ne "sebep"ten olursa olsun devamlı parçalanmaya ve birbirine düşman edilmeğe çalışılıyorsa bundan yine hep birlikte üzüntü duymamız gerekmiyor mu?

- Ne doğada ne de toplumda tek tip insan modeli yoktur. Çeşitlilik ve insan için ancak bir zenginlik kaynağıdır ve bunun beslenmesinde yarar vardır. Sadece tek ölçü ahlakta ve insancıl değerlerde olmalıdır.

- İnsanın değerini düşültecek ve insani değerleri yok edici her türlü eylemlere izin verilmemelidir.

- Tarihten bu anlamda çok iyi dersler çıkarmak gerekir.

- Buna dayanarak da siyasi düşüncelerin ve görüşlerin, eylemlerin sadece insan haklarına ve

- Aklın kullanılıp, düşünce üretilip, çok çalışılması, bilimde, teknikte ileriye gidebilmek için mücadele vermek gerekirken ülke insanlarının birbirini tanımaz ve de düşmanca gören bir duruma düşürülmesi ne kadar bizleri rahatsız ediyor?

- Karşılıklı çatışmalardan, şiddetten kesinlikle kaçınmamız gerekir.

Vermemiz gereken bir savaş olacaksa bilimde ve teknikte ilerleme çalışması olmalıdır.

- Ülkenin en çok akıl insanına, bilim insanına, aydınlara, münevverlere, okuryazara, dürüst insanlara ve her birimiz için de güzel ahlaka gereksinimiz vardır.

- Çağdaş uygarlık ve temel insanlık değerlerinde birleşerek her türlü yer altı ve yer üstü zenginlik kaynaklarımıza sahip çıkarak eğitimde, öğretimde ilerlemeyi hedeflemek var olmalıdır gündemimizde.

- Asla kaba, ters, kavgacı ve aşağılayıcı, inciltici dil kullanılmamalıdır.

- Bu ne insanlığın bugünkü uygarlık düzeyine ne de bizim yüzlerce yıldır edindiğimiz terbiyemize yakışmaz.

- Aslında çok büyük evrensel bir oyun vardır ve bunun sahipleri çok az kişi olmasına rağmen ülkelerin yüzlercesine bu oyunu oynatabilecek güçtedirler.

- Bu gerçeği anlayabilecek ve anlatabilecek akla, emeğe çok gereksinim vardır.

- Sadece lafla da değil çok ve bilinçli çalışmayla akıl sağlığı ile ortak hedeflere gidilmesi gereğini anlayanlarla birlikte yol yürünmelidir.

- Düşmanlıklarla, sataşmalarla,kişisel kavgalarla, partizanlıklarla, küfürlerle, yalanlarla ve de kişisel çıkar güdenlerle bir yere varılamayacağını anlamamız gerekecektir.

- Yok, her şey böylesine kolay ve güzel demek değil amacım.

- 100 yıllık bir geçmişi olan Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ilkeleri ve temelinde yatan hedefleri nelerdi, bunları asla gözden ırak tutmamak gerekir.

- Gazi Mustafa Kemal Atatürk nasıl ki zamanında ülkesini ve halkını kurtarmak için her şeyden önce kendisine ve halka güvendi ise ve de dünyanın o zamanki emperyalist ülkelerine karşı bir "Kurtuluş Savaşı"na girebilmişse bugün bize düşen ise bu ruhu ve gücü kavrayabilmemizdir.

- Son yıllarda izlediğimiz gibi günülük yaşamın her alanında artık dijital buluşlar ve uygulamalar kullanılmaktadır.

- Artık herkes cep bilgisayarları ile tüm dünyaya açıktır ve de tüm dünyaya kendi özel bilgilerini de sanisesinde yollamaktadır.

- Bu anlamda geçmişle kendimizi avutmak yerine önümüzdeki çağa hazırlanmalıyız.

- Bu da ancak dik durmakla, çok çalışmakla ve de kendimiz sahip çıkmakla olacaktır.

- Boş laflara ve boş işlere, gevezeliğe harcayacak zamanımız ve enerjimiz olmamalıdır.

- Huzurlu ve barışçıl bir toplum yaratmak için umutlu ve de öz güvenli olmalıyız.

Öğretmen Gönen Çıbıkcı

2020.12.13