İnsanlar ve Yasaklar
.......Sokağa çıkmak yasak!......
.......İki gün evden çıkamazsınız!......
§
Bu bildiriyi alan "insan" hemen nasıl bir tepkimeyi
yaşar?
§
Neler hisseder?
§
Neden davranışlarının denetiminden ödün verir?
§
Birden açıklanan bu karar ile yönetici kesimi halkın gözünde çok
soru işaretleri açmıştır.
§
Görülen fotoğraflar ve videolar, alınan haberler zamanla çok daha
iyi özümsenecek ve değerlendirilecektir.
§
Bakanlıklar arası bir iletişim açığı var mı, sorusu akla geliyor.
§
Sorumlu bakan bilerek son iki saatte duyurduk, dese de inanırlığı
çok az bir açıklama yaptı.
§
Halkın, kitlelerin ne zaman ve nasıl davranacağını bilebilmek için
çok büyük uzman olmağa gerek var mıdır?
§
Birkaç ana nokta ile bu olay incelenmelidir.
§
İnsanın aklını daha çok kullanabilmesi ve sakin olması beklenir
tabii ki...
§
Ama öte yandan tüm hayvansal canlıların ve de doğal olarak insanın
temel iç güdülerini hiç unutmamak gerekir.
§
Temel iç güdüsü olan insan nerede olursa olsun, hangi zamanı
yaşarsa yaşasın ilk önce yaşama devam edebilme üzerinde programlanmıştır.
§
İlk tepkime her zaman için ayakta kalmak denilen "canlı
kalmak"tır.
§
En birincil görev ve uyarı sistemi "canlı" kalmanın
devamı içindir.
§
Bunun devamı için de insanın kendi temel gereksinimi olan
beslenmeyi öne çıkarması çok doğaldır.
§
"AÇLIK" en önemli tepkime nedenidir.
§
Aç kalırsam neler çekerim, yok olurum, ölürüm... temel düşüncesine
programlanmış bir bilinç altı ile yaşayan insanın bu durumda korkması, endişe
etmesi, güven yitirmesi, paniğe kapılması, saldırganlaşması, öz denetimini
yitirmesi... beklenilen temel güdüdür.
§
Ancak zamanla elde edilen eğitim, öğretim ve deneyimlerle, çözüm
yollarını arama sistematiğini geliştirmesi ile ve de "aklını
kullanması" ile bu temel güdüyü ve tepkimeleri alıp, değerlendirip, çözüm
yollarını aramağa başlar.
...............
İşte o zaman şu ölçütler önem kazanır:
1-Zamanlama. (hazırlıksız yakalanma)
2-Dıştan aldığı darbenin gücü.
3-Eğitim-öğretim durumu.
4-Yaşam deneyimleri.
5-İçinde bulunduğu "sosyo-kültürel-ekonomik" kültür-yapı.
6-Elde edilmiş ön yargıları.
7-Kendini denetleme ve yönlendirme
gücü.
8-Sağ duyusunun güçlülük derecesi.
§
Bir diğer ana tepkime, iç güdülerden birisi de "özgürlüğün"
yitirilmesi olabilir mi?
§
Evet, doğuştan bu yana özgürce davranabilmesi, bir açık ve serbest
ortamda hareket edebilmesi ona bir doğal hak ve biçim olarak sunulmuş olan
"insan" birden bu hareket özgürlüğünün ortadan
kaldırılacağının haberini aldığında "kapatılacağı" ve artık hareket
edemiyeceğini düşünüp de bir endişeye, korkuya ve paniğe kapılmaz mı?
§
Evet, bu önceden ön görülmemişse, o insan buna hazır değilse, kendi öz talebi
değilse ve hazırlanmasına zaman tanınmamışsa paniğe kapılır bilinen
"norm"larının dışında davranır.
§
Bu iki bakış açısına dayanarak denilebilir ki "insan" bu
duyguları ve tepkimeleri gösterir, göstermesi beklenebilir.
§
Eğer tek bir insan olarak "yalıtılmış" bir dünyada olsa
"ilk etkilenmenin hızı" geçtiğinde "sakinleşme" ve
"düşünerek" çözüm arama evresine girer.
§
Bu durumda tek ise çevresinde başka insanlar olmadığı için de pek
zarar veremez.
§
Ama, o insan bir toplumda yaşıyor ise ve kendisi gibi ayni temel
tepkimeleri yaşayan insanları görebiliyor, izleyebiliyor ise artık o bireysellik
ortadan kalkabilir ve "kitlesel" davranışlar başlar.
§
Bu da bazen tehlikeli olabilir!
§
Buna verilen ad "kitle psikolojisi"dir ve
de çok önemlidir kitlesel davranışlarda... (die Massenpsychologie)
§
Kitle artık bir "sürü" gibi kendilerine bir yol
bulur ve ortak korkuların, endişelerin etkisi ile davranır.
§
Toplanma, dip dibe durmak, sürü halinde ilerlemek ve davranmak... görülmeğe
başlar.
§
Korkularına neden olan temel iç güdüyü önleyemedikleri sürece
"aç" kalacakları endişesi ile hareket ederler,
saldırganlaşabilirler, kendi aralarında birbirlerine bir düşman gibi
davranabilirler.
§
Herkes bunu yapacak, yapabilir diye de düşünmek doğru olmaz.
§
Eğer bir çağdaş toplum düzeninde yaşanıyorsa, kentsel
örgütlenmeler ve yaşam sistematiği devam ediyor ise çok fazla bir
tehlike görülmeyebilir.
§
Çok yıllar öncesinden böylesine bir "felaket" durumunda
karşılaşıldığında nasıl davranılacağı "örgün eğitim"de, okullarda
öğretilebilirse insanlar, yurttaşlar "bilinçli" ve
"eğitilmiş" davranabilirler ve saldırganlık durumundan kendilerini
kurtarırlar.
§
Ama yine de "olağan üstü" koşullar ve "aşırı
tehlike"lerin varlığı, ölüm korkusu, aç kalma ve yok olma duyguları devam
ediyor ise ve de yöneticiler, uzmanlar... bu temel "yeni toplumsal
yapı"lanmayı denetim altına alamamışlar ise böylesine "panik"
durumları hep yaşanabilir.
§
Bu nedenle de bir toplumda yönetici olanların, gücü elinde
tutanların her şeyin üzerinde bu tür "beklenilmeyen"
tepkilerde, halk hareketlerinden, kitlelerin saldırganlıklarından... nelerin
ortaya çıkacağını hesaba katması gerekir.
§
Biz ona "felaket ön görümü" ve "felaket
yönetimi" diyebiliriz.
§
Bu iki alan birbirini tamamlayarak kendisine bir sistem ve donanım
getirmelidir.
§
Felaketin türüne, yapısına göre farklılıklar ele alınsa da ana
disiplin konuları yan yana ve derinlemesine işlenerek programlanmalıdır.
1-Ne zaman, hangi durumlarda kimler,
nerede, nasıl davranmalıdır?
2-Hangi bölgeler ve hangi önlemler
vardır?
3-Ne gibi tepkimeler ne gibi
durumlarda ortaya çıkar?
4-Toplum, halk, kitleler, gruplar,
bölgeler... ne gibidavranışları, ne tür "koşul değişimleri"nde
gösterirler?
5-Bu beklenilen değişimlerde
uygulanacak olan yöntemler ve zamanlama planları nelerdir?
6-Hangi tür görevlilerle çözüm
modelleri geliştirilecektir.
7-Bu değişimlerde elde bulunması
gereken araç ve gereçler nelerdir, nerelerde hazır bekletilmektedir?
8-Yönetim ve kara verme mekanizması ne
denli sakin ve sağ duyulu davranabilecektir?
9-Olası dış etkenler neler olabilir?
10-İş birliğine girilmesi gereken
kurumlar ve organizeler hangileridir?
11-Hiç "ön görülmeyen" neler
olabilir?
12-Kurumsal, finansal ve ekonomik
yapılanmalar ne durumdadır?
13-Ekonomik yapılanmalar nasıl
güçlendirilebilir?
14-Ulusal ve uluslararası finans
modelleri ve programları böylesine bir "felaket" durumunda ne tür
tepkiler gösterir?
15-Temel yapılanmalarda ve ana kaynaklarda
nasıl bir eksiklik baş gösterebilir?
§
Bu konunun, konuların çok değişik alanlarda uzmanları vardır ve de
onlar tek, tek de olsalar bu konuları çok iyi bilirler.
§
Zaten uzmanların işleri de bu değil midir?
§
Çeşitli disiplinler bir araya geldiklerinde de ana sistematik
oluşturulur.
§
Devlet ve kamu kurumları da zaten bu konulara eğilip, üzerilerine
düşenleri yapmaktadırlar.
§
Ben ise sadece bir "düşünce geliştirimi" içerisinde
bunları bir "bakış" olarak yazdım.
§
Sorunları irdelemek ve çözüm yolları aramak keşke bu kadar kolay
ve kısa olsa idi değil mi?
§
Sabır gösterip, makalemi okuyanlara en iyi dileklerimi sunarım.
Saygılarımla...
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI,
2020.04.11, MŞ.