6 Nisan 2025 Pazar

YURTSEVERLİK

 .   YURTSEVERLİK NEDEN ÖNEMLİDİR?   .

Yurtseverlik hem bir seçmen hem de genel olarak bir yurttaş için önemli bir değerdir.

Yurtseverlik, bir ülkenin "varlığı, birliği, bağımsızlığı, kalkınması, kültürel mirası ve demokratik değerleri" için temel bir unsurdur.

Bir ülke için yurtseverliğin önemi çok kapsamlı ve temeldir.

Sağlıklı bir "yurtseverlik" anlayışı, yurttaşları "ortak amaçlar" etrafında birleştirir ve ülkenin geleceğine yönelik olumlu bir "vizyon" oluşturulmasına katkıda bulunur.

Bu duygunun "hoşgörü, saygı ve adalet" gibi evrensel değerlerle dengelenmesi ve aşırı milliyetçilikten, ırkçılıktan uzak durulması gerekir.

Ülkedeki yurttaşların devletin, ülkenin ve toplumun genel çıkarlarına, refahına, bağımsızlığına ve özgürlüğüne inanması ve bu yolda çaba harcaması, bilinçlenmesi iyi bir yurtseverlik gereğidir.

Toplumdaki insanların yurt sevgisi ne denli "azalırsa" onların başka güçlerin "yönlendirmesine" kayması olasılığı artar.

Kendi ekonomisi, ticareti, tarımı, endüstrisi, öz kaynakları… güçlü olan, çağdaş ve ulusal bir eğitim-öğretim sistemine sahip ülkeler "kalkınma" aşamalarını tamamlayıp "refah ve huzur" toplumu olurlar.

Yurtseverliğin bir ülke için neden önemli olduğuna dair bazı temel nedenler:

1. Bağımsızlık ve Egemenliğin Korunması:

Yurtsever yurttaşlar, ülkelerinin bağımsızlığını ve egemenliğini her türlü tehdide karşı savunmaya istekli olurlar.

Bu, hem iç hem de dış tehditlere karşı direnci artırır.

Ülkenin çıkarlarını her zaman ön planda tutan yurtseverlik, dış güçlerin müdahalesine karşı durmayı kolaylaştırır.

2. Ulusal Birlik ve Beraberliğin Temeli:

Yurtseverlik, farklı kökenlere, inançlara ve düşüncelere sahip insanları ortak bir kimlik ve amaç etrafında birleştirir.

Ülkeye duyulan sevgi ve bağlılık, "biz" bilincini güçlendirerek toplumsal dayanışmayı artırır.

Zor zamanlarda, kriz anlarında (doğal afetler, savaş tehdidi vb.) yurtseverlik duygusu, halkın bir araya gelmesini, yardımlaşmasını ve ülkesi için fedakarlık yapmasını sağlar.

3. Demokratik Değerlerin Güçlenmesi:

Yurtseverlik, demokratik kurumların ve süreçlerin korunması ve geliştirilmesi için bir ilgi kaynağı olabilir.

Ülkesini seven yurttaşlar, demokratik hak ve özgürlüklerine sahip çıkar, seçimlere katılır ve etken olarak yurttaşlık görevlerini yerine getirirler.

Yurtseverliğin aşırıya kaçması veya yanlış anlaşılması (demokratik değerlere zarar verebilir. örneğin, diğer milletlere karşı düşmanlık beslemek)

Bu nedenle, yurtseverliğin akılcı ve kapsayıcı bir şekilde anlaşılması önemlidir.

4. Toplumsal Kalkınma ve Refahın Desteklenmesi:

Yurtseverlik, yurttaşları ülkelerinin "gelişimi ve refahı" için çaba göstermeye özendirir.

Bu, ekonomik kalkınma, eğitim seviyesinin yükselmesi, bilimsel ve teknolojik ilerleme gibi alanlarda olumlu etkiler yaratır.

Vergisini düzenli ödeyen, yasalara uyan, çevreyi koruyan ve toplumsal sorumluluk bilinciyle hareket eden yurtsever vatandaşlar, ülkenin genel refahına katkıda bulunurlar.

5. Ulusal Kültür ve Değerlerin Korunması:

Yurtseverlik, bir ülkenin tarihine, kültürüne, diline, geleneklerine ve değerlerine sahip çıkmayı ve bunları gelecek nesillere aktarmayı içerir.

Bu da ulusal kimliğin korunması ve sürekliliği açısından yaşamsal önem taşır.

Yurtseverlik, farklı "kültürel zenginliklerin" bir arada yaşamasını ve ülkenin "kültürel çeşitliliğinin" korunmasını da destekleyebilir.

6. Uluslararası İlişkilerde Güçlü Bir Duruş:

Yurtsever yurttaşların desteklediği bir ülke, "uluslararası arena"da daha güçlü ve saygın bir konuma sahip olabilir.

Bu ise ülkenin çıkarlarını daha iyi savunulmasına ve uluslararası işbirliğinde daha etkin rol oynamasına olanak sağlar.

SONUÇ:

.   Her insan "kendi" ülkesinin çıkarlarından tarafa olmalıdır.

.   Başka güçlerin, emperyalizmin ülkemiz üzerinde olan hayallerini, tuzaklarını, oyunlarını bilmek görmek için bilinçli ve duyarlı yurtseverler olmamız gerekir, bu da özellikle günümüzde gittikçe büyük önem kazanmaktadır.

.   Bu alanda doğacak olan "boşluklar, duyarsızlıklar" egemen güçlerin ülkemiz üzerindeki emellerine planlarına "yarayacak" insanlarımızı "tuzağa" düşürüp, "kullanmalarına" kolaylık sağlar; bu ise son derece "tehlikelidir".

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2025.04.06, MŞ.

.      (Araştırma ve değerlendirme yazım)


KURULTAY

 .     KURULTAY     .

CHP'nin olağan üstü kurultayı ve Özgür Özel'in yeniden parti başkanı seçilmesi Türkiye için ne anlama gelir?

kurultay ve Özgür Özel'in genel başkan seçilmesi Türkiye siyaseti açısından önemli bir dönüm noktası olmuştur.

6 Nisan 2025, Bugün gerçekleşen CHP 21. Olağanüstü Kurultayı'nda Özgür Özel, tek aday olarak girdiği seçimde yeniden genel başkan seçilmiştir.

Bu durum, parti içinde Özgür Özel'e olan güvenin devam ettiğini ve yerel seçimlerdeki başarının ardından liderliğinin pekiştiğini göstermektedir.

Kurultayda ayrıca Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu üyeleri de yeniden belirlenecektir. Bu gelişmelerin, CHP'nin önümüzdeki dönemdeki politikaları ve Türkiye siyasetindeki rolü açısından nasıl bir yön çizeceği yakından takip edilecektir.

A) Kurultay Süreci ve Özgür Özel'in Seçilmesi:  Kurultay, 4-5 Kasım 2023 tarihlerinde Ankara Spor Salonu'nda gerçekleşti. Oylamanın uzaması nedeniyle parti organlarının seçimi 6 Kasım'da tamamlandı.

Genel başkanlık için iki aday yarıştı: Mevcut genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve o dönemde CHP Grup Başkanı olan Özgür Özel.

Kurultay delegelerinin katılımıyla gerçekleşen seçimde ilk turda salt çoğunluk sağlanamadı.

İkinci turda Özgür Özel 812 oy alarak CHP'nin yeni genel başkanı seçildi.

Bu sonuçla Kemal Kılıçdaroğlu'nun 13 yıl süren genel başkanlığı sona ermiş oldu.

Parti Organlarının Seçimi: Kurultayın ikinci gününde Parti Meclisi (PM) ve Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) üyeleri de seçildi.

Açıklanan sonuçlara göre, PM ve YDK'da büyük çoğunlukla Özgür Özel'in anahtar listesindeki isimler yer aldı.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 8 Kasım 2023 tarihinde Özgür Özel'e genel başkanlık mazbatasını verdi.

B) Türkiye İçin Anlamı:

CHP'de Değişim ve Yenilenme İsteği: Özgür Özel'in seçilmesi, CHP içinde bir değişim ve "yenilenme arayışının" sonucu olarak yorumlanabilir.

Kurultay delegelerinin önemli bir kısmı, partinin politikalarında ve yönetim anlayışında yeni bir DÖNEM  açılması yönünde oy kullanmıştır.

Muhalefetin Güçlenmesi: Yeni genel başkan Özgür Özel'in liderliğinde CHP'nin daha dinamik ve etkin bir muhalefet yapması bekleniliyor.

Özel'in daha önceki söylemleri ve parti içindeki "farklı kesimlerle" kurduğu diyalog, bu potansiyeli işaret etmektedir.

Özgür Özel'in genel başkan seçilmesinin ardından girilen ilk yerel seçimlerde (Mart 2024), CHP önemli bir başarı elde ederek Türkiye genelinde birinci parti oldu.

Bu durum, Özel'in liderliğinin partiye yeni bir ivme kazandırdığı şeklinde değerlendirilmiştir.

CHP'deki bu değişim, Türkiye'deki siyasi dengeleri etkileyecektir.

Güçlenen bir CHP, iktidar partisiyle olan rekabeti artıracak ve hesaplaşmalara girecektir.

Farklı siyasi birliktelikler oluşmasına zemin hazırlayacaktır.

Toplumsal Beklentilere Cevap Arayışı: CHP'nin yeni yönetimi, toplumun farklı kesimlerinin "beklentilerini" daha fazla dikkate alarak politikalar geliştirmeye çabalamaktadır.

Özellikle gençlerin, öğrencilerin ve "değişime açık" seçmenlerin, demokrat kesimin beklentilerine yönelik adımlar atılması gerekmektedir ve bunların hızla gelişeceği görülecektir.

CHP'de de yeni yönetimle birlikte parti içi dinamiklerin nasıl biçimleneceği önemlidir.

Farklı görüşlerin bir arada tutulması partinin "bütünlüğünün" ve devrimci, demokratik, "kemalist" çizgisinin korunması "başarının" önemli etkenleri olacaktır.

CHP'nin olağan üstü kurultayı ve Özgür Özel'in yeniden parti başkanı Türkiye'nin en köklü partisinde önemli bir değişimi göstermektedir,  güven vermektedir.

Bu değişimin, muhalefetin performansı, siyasi rekabet ve "toplumsal beklentilere karşılık" verme noktasında Türkiye siyaseti üzerinde önümüzdeki dönemde en belirleyici etkileri gösterecektir.

Son günlerde parti üyeliğine yeni üyelik başvurusu olmuştur. (500 bin..)

Türkiye devletinin iktidarını sürdüren partinin ve güçlerin baskıcı ve hukuk dışı davranışları ile ilgili eleştirilerde bulunmak ve bu davranışları sorgulamak, ana muhalefet partisi olarak Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) temel görevlerinden biridir.

İktidarın uygulamalarını yakından izlemek, yanlışlarını ve eksiklerini kamuoyuna duyurmak, hukuka aykırı uygulamalarına karşı çıkmak ve halkın haklarını savunmak en önemli görevi olmuştur.

CHP'nin bu görevlerini ne ölçüde yerine getirdiği ve getireceği, parti yönetiminin yaklaşımı, siyasi konjonktür ve diğer muhalefet partileriyle olan işbirliği gibi çeşitli etkenlere de bağlıdır.

Ancak, demokratik bir hukuk devletinin işleyişi için "güçlü ve etkin" bir muhalefetin varlığı yaşamsal önem taşımaktadır ve CHP'nin bu sorumluluğu üstlenmesi beklenmektedir.

 

Bu bağlamda CHP'nin yapması beklenenler şunlardır:

İktidarın politikalarını, uygulamalarını ve söylemlerini eleştirel bir gözle değerlendirerek, bunların olası olumsuz sonuçlarına dikkat çekmek ve kamuoyunu bilgilendirmek.

İktidarın hukuk dışı olduğu düşünülen uygulamalarına karşı hukuki yollara başvurmak, yargı süreçlerini takip etmek ve bu konularda kamuoyunu bilgilendirmek.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) çatısı altında soru önergeleri vererek, meclis araştırmaları talep ederek iktidarın uygulamaları hakkında bilgi edinmek ve bunları kamuoyu ile paylaşmak.

İktidarın yanlış veya eksik bulduğu politikalarına karşı alternatif çözüm önerileri sunarak, halka farklı bir "vizyon ve seçenek" sunmak.

Sivil Toplum ve Medya ile İşbirliği:

Baskıcı ve hukuk dışı uygulamalar konusunda sivil toplum kuruluşları ve tarafsız, özgürlükçü medya ile de işbirliği yaparak, konunun daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamak.

Gerekli durumlarda, iktidarın "hukuk dışı uygulamalarını" uluslararası insan hakları örgütleri ve "platformlarında" dile getirerek uluslararası kamuoyu oluşturmak.

Tüm bu görevler göstermektedir ki CHP şu an birici parti olarak büyük sorumluluklar yüklenmiştir.

Türkiye'nin geleceği ve sorunlarının demokratik koşullar içerisinde en sağlıklı biçimde çözümlere kavuşması için hiçbir sapmaya kapılmadan, birleştirici ve toparlayıcı gücünü kullanarak atılımlarda, eylemlerde ve çabalarda bulunması, halkı bilinçlendirmesi ve yönlendirmesi gerekecektir.

CHP ve halkımız, tüm kuruluşlarıyla "Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ilkelerine uygun, demokratik, parlamenter, anayasal, güçler ayrımına dayalı, çağdaş bir hukuk devleti" olmak için gereken her türlü mücadeleyi ve gönüllülüğü göstermelidir.

Bunun için de hepimize ödev ve görev düşmektedir.

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2025.04.06, MŞ.

.      (Araştırma ve değerlendirme yazım)