17 Temmuz 2020 Cuma

Öğrenci Sürgünleri


Öğrenci Sürgünleri
§        Çok fazla konuşulmayan, üzerinde pek de düşünülmemiş bir konudur:
§        "Sürgün"
§        Bir okulda kayıtlı olarak öğrenim gören bir öğrenciyi, 18 yaşından küçük bir öğrenciyi öğretmenlerin kendilerince haklı gördükleri bir gerekçe ve karar ile bir başka okula gönderilmesine zorunlu "sürgün" deniliyor.
§        Bunu yaşamında duymuş, görmüş olanlar vardır sanırım.
§        Ya da başından böylesine bir "sürgün olayı" geçmiş olan öğrenciler vardır.
§        Giden öğrencinin "zorla gönderildiği" bu durumda bir hukuksal, yasal uygunluk var mıdır?
§        Hangi yasaya dayanılarak, hangi yönetmeliklere dayanılarak bir öğrenci kayıt olup öğrenim gördüğü okuldan bir başka okula, özellikle de bir uzak okula gönderilir?
§        Bunun için hangi gerekçeler suçlar ortaya atılır?
§        Kimler bu durumda karar verir?
§        Öğrencinin ailesi bu durumda ne yapabilir, neler hisseder?
§        Bir savunma hakkı tanınır mı, öğrencinin bir avukatı olur mu?
§        Ben bilmiyorum, bilemiyorum...
§        Ama, şu ana değin görebildiklerim, bilebildiklerim çerçevesinde böylesine bir uygulama bana hiç de "insancıl" ve de "demokratik" gelmiyor.
§        Bir eski fotoğraf gördüm bugün bizim eski öğrenci arkadaşlarımdan oluşan....
§        O fotoğraf bana yine bu "olayı" anımsattı....
§        Daha önce de yine bizim okuldan bir öğrenci arkadaş başlarından geçen sürgün olayını anlatmıştı, yazmıştı.
§        Düşünebiliyor musunuz?
§        Bir devlet parasız yatılı okuluna kabul edilmiş öğrenciler daha küçücük yaşlarında bir araya geliyorlar.
§        Bir yatılı ilköğretmen okulunda bir öğrenim görüp, eğitilip, bir meslek kazanmak için ailelerinin devlete teslim ettiği çocuklar...
§        Evlerinden, ailelerinden çok uzakta devlete ve onların öğretmenlerine teslim edilmiş çocuklar...
§        Hele bir de onların okulları yoksunluk ve yoksulluk içinde olan bir ortamda ise...
§        Daha gelişme çağında, gencecik idiler ise...
§        Temiz yüreklilik, merak, öğrenme isteği ve yurt sevgisi taşıyarak, iyi bir insan olmak için bu okula gönderilmiş iseler...
§        Zaten çoğu dar gelirli ve yoksul ailelerin çocukları...
§        Sınavlar girmişler, onbinlerce öğrenci arasından seçilip, kabul görüp okula alınmışlar.
§        Devlete ve onun öğretmenlerine güvenerek o okula gelmişler.
§        Nasıl bir gerekçe ile "suçlu" kabul edilip, bir kurul tarafından, kendi öğretmenleri tarafından yargılanmışlar ve de içinde bulundukları okuldan bir başka okula gitmeleri kararına çarptırılmışlar.
§        Ben bir başka okuldan, Malatya'dan bizim okula sürgün edilmiş bir grup öğrenciyi tanımıştım.
§        İçlerinden birkaçı da benim staj okulumda benim yanımda bulunmuşlardı.
§        Yıllar yıllar geçti üzerinden... Şu an ne yazık ki adlarını anımsayamıyorum.
§        Bir başka yerde, bir başka konu çerçevesinde "sürgün edilmiş öğrenciler" ile ilgi pek bir şey duymadım.
§        Daha çok duyulan öğretmen sürgünleri haberleri olurdu.
§        Başka ülkelerde halklara yapılan sürgünlerin yıl dönümleri anılır, haberlerde okunurdu...
§        "Öğrenci sürgünleri" "devlet yatılı okulu öğrencilerinin sürgünleri" konusunda bir kaynakla da karşılaşmadım.
§        Belki bir yerlerde bir araştırma, bir istatistik, bir belge var ise de ben bulamadım.
§         
§        O öğrencilerin sınıf arkadaşları, yatakhane arkadaşları neler hissetmişlerdi dersiniz?
§        Öğrencisini suçlayıp, ona sürgün kararını verdiren öğretmen neler hissetmiştir dersiniz?
§        Bu tür öğretmenler yaşamları boyunca bir iç mahkemeye kendilerini tutmuş olabilirler mi?
§        Bu tür öğretmenler, yöneticiler yaşamları boyu vicdanlarının sesini duymuş mudur?
§        Özellikle de bir "öğretmen" yetiştirme kurumu olarak en çok eğitmek, yön göstermek çabasında olması gereken bir ilköğretmen okulunun "sürgün "edebilme gibi bir hakkı kendinde taşıyor olabilmesi ne denli acı değil midir?
§        Hangi hukuk ve hangi adil yargılama sistemi ile gerçekleşmiştir bu tür sürgün kararları?
§        Ne idi o çocukların "suç"ları?
§        Çok kötü şeyler mi yapmışlardı?
§        Eğer gerçekten "suçları var" idi ise, Türk adaletine vermeli idiler.
§        Onları savcılar, hakimler yargılamalı idi.
§        Hukuken hiç bir yetkinliği ve uzmanlığı olmayan öğretmenlerin bir genç insanın, bir öğrencisinin mahkeme edilir gibi bir uygulama ile sürgüne gönderilmesine hakkı olmamalıdır.
§        Eğer, gerçekten bir öğrenci sosyal davranışlarında ya da eğitim- öğretim düzeyi yetersizliğinde dikkatleri çekiyor ise onun bu durumuna uygun en iyi de ek desteklemeleri, açıklamalar yapmak ve sorun var ise o sorunun giderilmesine çalışmak gerekmez mi?
§        Öğrenciyi daha iyi bir düzeye çekmek için alınması gereken pedagojik önlemler olabilir.
§        Ama bedensel, ruhsal bir uygulama, bir ceza verilemez!
§        Erginlik yaşına erişmemiş bir öğrenciye verilen "sürgün" bir cezadır ve insanlık onurunu zedeler, yaşamı boyunca da derin izler bırakır.
§        Disiplin suçu kavramı çağdaş ve demokratik değildir.
§        Ne olmuştur o çocuklara?
§        O çocuklar gittikleri yerlerde neler ile karşılaşmışlardır?
§        Yaşamları nasıl geçmiştir?
§        O çocuklardan kaç tanesi daha sonraları başlarından geçen sürgün olayını incelemiş ve onun üzerinde bir çalışma yapmıştır?
§        Bugüne değin sürgün edilmiş öğrencilerin gerçeğini inceleyen bir avukatlık, bir baro olmuş mudur?
§        Milli eğitim bakanlığı bu konuda şimdiye değin hangi çalışmaları yapmıştır?
§        Eğitim fakülteleri bu sürgün konusunda bir araştırma, bir bilimsel görüş üzerinde çalışmış mıdır?
§        Hiç bilmiyorum.
§        Ben okulumuzun ilk sınıfından bir öğrenci olarak yaşadığım dönemde bunları hiç duymadığımı, hissetmediğimi anlıyorum.
§        Bir yılda kaç öğrenciye böylesine "sürgün" cezası verilmiştir?
§        Bu sayı öğrenci toplam sayısının % kaçıdır?
§        Bu tür "okul disiplin kurulu" kararı ile bir başka okula gönderilen, sürgün edilen öğrenciler için üzülüyorum.
§        O öğrenciler o sürgün olayını içlerinde kapatmış ve derinliklerine gömmüş de olabilirler, hatta o öğretmenlere hoş görü ile bakıp, bugün onları affetmiş de olabilirler....
§        İnsan onurunun dokunulmaz olduğuna ve bunun bir anayasal hak olduğuna inanıyorum.
§        Ülkemde ve toplumumuzda böylesine durumların olmasını pek kabullenemiyorum.
§        Hukukçular ne der bilmiyorum...
§        Ben sadece bugün bu hassas konu üzerindeki düşüncelerimi, sorularımı yazıya aktardım.
§        Belki bir takım duyarlı insanlar okurlar ve kendilerince bu konuyu irdelerler.
        Saygılarımla...
        Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2020.07.17, MŞ.